Genel Görelilik Kuramı (general relativity)


Genel Görelilik Kuramı


Albert Einstein tarafından geliştirilen genel görelilik kuramı aslında bir kütle çekim kuramıdır. Bu kuramın Newton’un kütle çekim kuramından temel farkı, kütle çekimini cisimlerin kütlelerinden kaynaklanan bir kuvvet ile değil, uzayın eğriliği ile açıklamasıdır. Genel görelilik kuramına göre kütle, içinde bulunduğu uzayın bükülmesine neden olur ve iki nokta arasında hareket eden serbest (üzerine hiçbir kuvvet etki etmeyen) cisimler, aradaki en kısa yolu takip eder.

Genel görelilik (izâfiyet) kuramı, 1916 yılında Albert Einstein tarafından yayımlanan kütle çekimin geometrik kuramı ve bugün modern fizikte kütle çekimi tanımladığı düşünülen kuramdır. Genel görelilik kuramı, özel görelilik ve Newton'ın evrensel kütle çekim yasasını (FM1M2 = G x M1M2/r2) genelleştirerek kütle çekimin uzay ve zaman ya da uzay-zamanda tanımlanmasını sağlar.

Genel görelilik, gravitenin bir kuvvet (force) olmadığını, uzay-zamanın bir bükülmesi olduğunu gösterir

Uzay-zamanın eğriliği, madde ve ışının enerji ve momentumu ile doğrudan bağlantılıdır. Genel göreliliğin zamanın akışı, uzayın geometrisi, serbest düşme yapan cisimlerin hareketi, ışığın yayılımı gibi konulardaki öngörüleri, klasik fiziğin önermeleri ile belirgin farklılıklar gösterir. Kütle çekimsel zaman genişlemesi, kütle çekimsel merceklenme, ışığın kütle çekimsel kızıla kayması, kütle çekimsel zaman gecikmesi bu farklılıkların tipik örnekleridir.

Genel göreliliğin bugüne kadarki tüm önermeleri deney ve gözlemler ile doğrulanmıştır. Her ne kadar genel görelilik kütle çekimin tek göreli kuramı olmasa da, deneysel verilerle uyum sağlayan en basit teoridir. Buna rağmen, teorinin hala cevaplayamadığı sorular varlığını sürdürmektedir. Bunlara örnek olarak pioneer uydusunun hareketi, galaksilerin dönüş eğrisi, genel görelilik ile kuantum mekaniğinin yasalarının hangi şekilde bağdaştırılarak tamamlanmış kendi içinde tutarlı bir kuantum alan kuramı yaratılabileceği gibi konular gösterilebilir.

Einstein'in teorisinin astrofiziğe kayda değer etkileri vardır. Örneğin, büyük bir yıldızın ömrünün sonuna yaklaştığı bir zamanda içine çökerek karadelik oluşturduğuna işaret eder. Bazı astronomik cisimlerin yaydığı yoğun ışına (radyasyona) karadeliklerin sebep olduğuna dair yeterli kanıt mevcuttur. Örneğin mikrokuasarlar yıldızsal karadeliklerin, aktif galaktik çekirdekler süpermasif karadeliklerin varlıklarının bir sonucu olarak oluşurlar.

Işığın kütle çekim nedeniyle bükülmesi, uzaktaki bir astronomik cismin gökyüzünde aynı anda birden fazla yerde görüntüsünün belirmesine sebep olan, kütle çekimsel merceklenme olarak adlandırılan bir duruma neden olur. Genel görelilik aynı zamanda, bugüne kadar ancak dolaylı olarak gözlenmiş olan, kütle çekim dalgalarının varlığını da öngörmektedir. Tüm bunlara ek olarak genel görelilik, evrenin durmaksızın genişleyen modelinin bugünkü kozmolojik modelinin temelidir.


Klasik Mekanikten Genel Göreliliğe

Genel göreliliği iyi anlamanın yolu klasik mekanik ile benzerliklerini ve farklılıklarını gözden geçirmektir. Öncelikle klasik mekaniğin ve Newton'un kütle çekim yasasının geometrik bir şekilde tanımlanabileceği bilinmelidir. Bu tanım özel göreliliğin yasaları ile birleştirilerek, genel göreliliğin yasaları türetilebilir.

Klasik mekaniğin özünde, bir cismin hareketide serbest (ya da ivmeli) hareketinin ve bu serbest hareketten sapmaların bileşimi yatar. Bu sapmalar cisme etkiyen dış kuvvetlerin varlığından kaynaklanır; kuvvetin tanımı Newton'un ikinci yasası ile verilmiştir.

İkinci yasa bir cisme etkiyen net kuvvetin cismin eylemsiz kütlesi ve ivmesinin çarpımı kadar olacağını söyler. Cismin tercih edeceği eylemsiz hareket, uzay ve zamanın geometrisine bağlıdır.

Standart olarak klasik mekaniğin referans çerçevelerinde serbest hareket yapan cisimler düz çizgiler boyunca sabit hızla hareket ederler. Günümüz terminolojisinde, cisimlerin eğri uzay-zamandaki bu yollarına jeodezik denilmektedir. Aksine bir zaman koordinatının yanı sıra, gözlemleyerek ve dış kuvvetleri (elektromagnetizma ve sürtünme gibi) tolerans ederek tanımlanan eylemsiz hareketlerin uzayın geometrisini belirlemek için kullanılması beklenilebilir. Fakat yerçekimi devreye girer girmez bir belirsizlik oluşur.

Newton'un evrensel kütle çekim yasası, Eötvös deneyi ve onun ardıllarına göre, serbest düşüşün bir evrenselliği vardır. (ayrıca eylemsiz ve pasif yerçekimsel kütlenin evrensel eşitliği ya da zayıf eşitlik ilkesi olarak da bilinir): Serbest düşüş halindeki test cisminin yörüngesi sadece pozisyonuna ve ilk hızına bağlıdır fakat malzemenin özelliklerine bağlı değildir.


26 Temmuz 2019


GERİ (yasalar)
GERİ (gravitasyon ve görelilik)
GERİ (fizik)
GERİ (modern fizik)
GERİ (albert einstein)
GERİ (erwin schrödinger)
GERİ (fizik anasayfa)