Gök fizikçiler sayıları ne kadar eğip-bükse de, evren denklemi tutmuyor. Kütle çekimin uzay-zamanı içe doğru çekmesine rağmen, evren giderek daha hızlı bir şekilde genişliyor. Gök fizikçiler bu duruma neden olan görünmez bir etkenin var olduğunu, bu etkenin kütle çekime karşı koyduğunu ileri sürüyor. İşte buna da karanlık enerji adını veriyorlar.
En geniş çapta kabul gören modelde karanlık enerji bir ‘evrensel sabit’ olarak rol alıyor. Yani uzayın içerdiği bir özelliği olup, negatif kütle çekim gibi davranıyor. Uzay genişledikçe, daha fazla yer açılıyor, dolayısıyla da daha çok karanlık enerji oluşuyor. Genişlemenin gözlemlenmiş hızına bakılırsa, bilimciler toplam karanlık enerji miktarının, evrenin %68 kadarı olduğunu belirtiyorlar. Fakat onun nasıl aranıp bulunacağı bilinmiyor.
Karanlık enerji nedeniyle evrenin hızlandırılmış genişlemesini temsil eden diagram
Karanlık enerji
fiziksel evrenbilimde, astronomide, astrofizikte ve gök mekaniğinde, evreni
sürekli genişlettiği ve galaksileri birbirlerinden uzaklaştırdığı varsayılan
bir enerji türüdür.
Bilinen fizik
kurallarına göre, herhangi bir şekilde hareketlendirilen bir cisim ya zamanla
hızı azalarak durur, ya da hiçbir enerji kaybı yoksa aynı hızla hareketine
devam eder. Örneğin Dünya'dan fırlatılan bir cismin hızı azalır ve bir süre
sonra durur. Bunun nedeni cismin Dünya'da sürtünmeden ve yer çekiminden dolayı
enerji kaybına uğramasıdır. Eğer aynı cisim yerçekimsiz ve havasız bir ortamda
(uzayda) fırlatılsaydı karşısına bir engel çıkana kadar hareket ederdi. Evren
ölçeğinde bu engel kütle yerçekimi gücüdür. Evren'in kendisi ise bahsedilen fizik
kuralları aksine Big bang'den beri genişlemektedir ve zamanla evrenin genişleme
hızı da artmaktadır.
Bilim insanları bunu
keşfettiklerinde bu hızı artıran bir enerji olması gerektiğine karar
vermişlerdir. Bu varsayılan enerji karanlık enerji olarak adlandırılmıştır. Karanlık
enerjiden ilk bahseden bilim insanı "Alan Guth" evrenin büyük
patlamadan sonra ani genişlemesini gizemli bir karanlık enerjinin varlığına
dayandırmıştır (1980). Daha sonra "Saul Perlmutter ve Brian Schmidt"
adlı iki fizikçi gözlemleri sonucu evrenin genişleme hızının arttığını ve bunun
uzayın bir tür içsel gerilimi diyebileceğimiz karanlık enerji olduğundan söz
etmişlerdir (1998). Tam olarak çözülemeyen Karanlık Enerji hakkında
araştırmalar halen sürmektedir.
Karanlık Madde ve
Karanlık Enerji
Bu iki kavramdaki karanlık terimi, bunların maddeyle, hatta ışıkla bile herhangi
bir etkileşime girmemelerinden ileri gelir. Işık, görmenin anahtarıdır ama bu
iki kavram ışıkla etkileşimi olmadığı için görünmezler. Büyük patlamadan sonra
muhtemelen ilk 5 milyar yıl karanlık maddenin çekim gücü evrene hakimken
sonrasında karanlık enerji evrenin mutlak hakimi konumuna yükselmiş ve bunun
sonucu olarak da evren her geçen gün artan bir hızla büyümeye başlamıştır. Bildiğimiz
anlamdaki maddesel yasalar, bilinen evrenin sadece kabaca yüzde 5'i ile
ilgilidir. Geriye kalan %95 hâlâ bizler için bilmecedir. Son gözlemler
sonucunda evrenin %25'ini karanlık madde, %70'ni ise karanlık enerjiden
oluştuğu sanılmaktadır.
Normal madde, karanlık
madde ve karanlık enerji pasta diyagramı
Aslında karanlık enerji kavramını ilk kez Albert Einstein
ortaya çıkarmıştır. Bulmuş olduğu görecelik teorisine göre formüllerini
kullanarak, evrenin asla sabit hacimde kalamayacağını, genişleyeceğini ve/veya
çökeceğini hesaplamıştır. Ancak Hubble'ın, evrenin hep genişlediğini
kanıtlamasıyla bulmuş olduğu bu yeni enerjiye “saçma sapan enerji” demiş, kendi
de aslında formülleriyle kanıtladığı karanlık enerjiyi önemsememiştir.
Bazı görüşlere göre evrenin genişlemesine karanlık enerjinin
etkisi düşünülenden daha azdır. Sınırsız patlama teorisi olarak adlandırılan
bir teoriye göre sürekli olarak yeni big bang'ler ile evreni genişleten bir
sistem bulunmaktadır. Buna göre; Evren ne kadar genişlerse, galaksiler evrene
homojen olarak dağılmak isteyecektir. Bunun nedeni fizik kanunları ve kütle
çekim teorisidir. Evren bir başka patlamayla genişledikçe galaksiler de homojen
dağılmak için birbirinden uzaklaşır. Özetle; galaksilerin birbirinden
uzaklaşmasında karanlık enerjinin etkisinden çok bu genişleme olayının etkisi
vardır.
CERN fizikçilerinden Dragan Hajdukovic hem karanlık maddeye
hem de karanlık enerjiye açıklama getiren yeni bir yaklaşım sundu. Fizikçiler,
öncesinde uzay boşluğu olarak tanımlanan dokuya kuantum vakum diyorlar. Çünkü
artık onun boş olmadığını, parçacıklar ve bunların karşıt eşleriyle dolu
olduğunu, yani madde ile antimadde bir araya geldiğinde birbirlerini yok ettiklerini
düşünüyorlardı. Hajdukovic, madde ve antimaddenin sadece zıt yüke sahip
olmadığını, kütle çekimsel olarak da zıt özellikler taşıyabileceklerini söyledi.
Hajduovic'e göre madde pozitif, antimadde ise negatif kütle çekimine sahiptir.
Madde yoğunsa çekme, antimadde yoğunsa itme kuvveti meydana gelecektir.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Karanl%C4%B1k_enerji
https://en.wikipedia.org/wiki/Dark_energy
13 Eylül 2019
GERİ (astrofizik)
GERİ (partikül fiziği standart model)
GERİ (standart modelin açıklayamadığı sorular)