18. yüzyıl
|
John
Michell ve Pierre-Simon Laplace birbirlerinden habersiz olarak, kara
deliklerin varlığı üzerinde durdular.
|
|
18. Yüzyıl Sonu
|
Kara
delik kavramı ilk olarak 18. yüzyıl sonunda, Newton'un evrensel çekim kanunu
kapsamında doğmuştur denebilir. Fakat o dönemde mesele yalnızca kaçış hızı
ışık hızından daha büyük olmasını sağlayacak derecede kütleli cisimlerin var
olup olmadığını bilmekti.
|
|
20. Yüzyılın Başları
|
Kara
delik kavramı ancak 20. yüzyılın başlarında ve özellikle Albert Einstein'ın
genel görelilik kuramının ortaya atılmasıyla fantastik bir kavram olmaktan
çıkmıştır. Einstein'ın çalışmalarının yayımlanmasından kısa süre sonra, Karl
Schwarzschild tarafından, Einstein alan denklemlerinin merkezî bir kara
deliğin varlığını içeren bir çözümü yayımlandı.
Kuasarlar
keşfedildi. Kuasarlar, evrenin en uzak köşelerinde yüksek bir enerjiyle
parlayan gökadalara verilen addır. Evrenin genç ve çalkantılı dönemindeyken
oluştukları bilinmektedir.
|
|
1916
|
Kara
delikler genel görelilik teorisinden yararlanılarak ortaya çıkmıştır. Genel
göreliliğe göre hiçbir şey, hatta ışık bile olay ufkundan kaçamaz. Bu ilke
kullanılarak kara delik, tekillikleri olan, hacimleri sıfır olan ve içinde
zamanın yavaş aktığı, hatta hiç akmadığı tahmin edilen kozmik bir cisim
olarak tanımlanmıştır.
|
|
1960'lı Yıllar
|
Kara
delikler üzerine ilk temel çalışmalar, varlıkları hakkındaki ilk sağlam
belirtilerin gözlemlerini izleyen 1960'lı yıllara dayanır. Kara delik terimi
aynı yıllarda Amerikalı fizikçi John Wheeler vasıtasıyla ortaya atılmıştı.
|
|
1964
|
Mikrokuasar
GRS 1915+105 keşfedildi.
|
|
1965
|
Bir
kara delik içerdiği bilinen ilk astrofizik cismi Cygnus X-1 bulundu.
|
|
1967
|
Werner
Israel saçsızlık kuramını ileri sürdü.
Kara
deliklerin yaşadığımız evrendeki tanımları yalnızca üç parametreye bağlıdır:
Kütle, elektriksel yük ve açısal momentum. Kara deliklerin tüm diğer parametreleri
(boyu, biçimi vs.) bunlarla belirlenir. 1967’de Werner Israel tarafından
ortaya atılan "saçsızlık kuramı"na borçluyuz. Bu, uzun mesafeli
temel kuvvetlerinin yalnızca kütleçekim ve elektromagnetizma oluşunu da
açıklamaktadır; kara deliklerin ölçülebilir özellikleri yalnızca, bu
kuvvetleri tanımlayan parametrelerle, yani kütle, elektriksel yük ve açısal
momentumla verilir.
|
|
1969
|
İngiliz
matematikçi Roger Penrose kozmik sansür denilen hipotezi ortaya attı. Bu
hipotez hiçbir fiziksel sürecin kozmosda çıplak tekillerin doğmasına imkân vermeyeceğini
ileri sürmekteydi.
|
|
1971
|
İngiliz
fizikçi Stephen Hawking, hangi tür kara delikte olursa olsun, olay ufkunun
yüzeyinin asla küçülmediğini gösterdi
Kara
delik içeren bir cismin ilk gözlemi, 1971'de Uhuru uydusu tarafından yapıldı.
Uydu Kuğu takımyıldızının en parlak yıldızı olan Cygnus X-1 çift yıldızında
bir X ışınları kaynağı olduğunu saptamıştı
|
|
1970’li Yıllar
|
Henüz
kara deliklerin varlığını doğrulayan gözlemlerin yapılmamış olduğu bir
dönemde, ‘tekillik kuramları’ ileri sürülmüştür.
Orta
kütleli kara deliklerin küresel yıldız kümelerinde oluştuğu hipotezi ortaya
atılmış, fakat bu hipotezi destekleyecek hiçbir gözlem elde edilememişti
|
|
1970’li Yıllar
|
Stephen
Hawking ve Bernard Carr kara deliklerin ilksel kozmosdaki oluşum mekanizması
üzerine çalıştılar ve kara delik kavramını geliştirerek mini kara delik adı
verilen kara deliklerin bol miktarda bulunduğu sonucuna vardılar
|
|
1974
|
Hawking,
kuantum mekaniğini kullanarak kara deliklerin radyasyon yaydığını/ışıma
yaptığını gösterdi (Hawking Işıması). Hawking’e göre, kuantum mekaniğine göre
tüm kara deliklerin ışın yayması gerekiyor. Bu yorum kara deliklerin, yakın
çevresindeki ışık dahil tüm madde ve enerjiyi yuttuğu düşüncesinin çok doğru
olmadığını gösterdi.
Stephen
Hawking kuantum alan teorisini genel görelilikteki eğrilmiş uzay-zamana
uyguladı ve klasik mekanik tarafından öngörülenin aksine, kara deliklerin
aslında, günümüzde Hawking radyasyonu adıyla bilinen bir ışınım (termik
ışınıma yakın bir ışınım) yaymakta olduğunu keşfetti.
|
|
1991
|
Stuart
L. Shapiro ve Saul A. Teukolsky evrende çıplak tekilliklerin oluşabileceğini
sayısal simülasyon yoluyla ortaya koydular.
|
|
2000’li Yıllar
|
Parlaklık-ötesi
veya aşırı parlak X ışını kaynaklarının varlığı ortaya çıktı.
12,7
milyar ışık yılı uzaklıktaki bir galaksinin merkezinde Q0906+6930 adı verilen
bir dev kara delik keşfedildi (Haziran 2004).
Galaksimizde
orta kütleli ilk kara deliğin keşfedilmiş olduğu açıklandı (Kasım 2004).
|
|
2004
|
Stephen
Hawking karadeliklerden bilginin kaçabildiğini kabul etti.
|
|
2005
|
SDSS
J090745.0+24507 adlı dev bir mavi yıldızın Samanyolu galaksimizden çıkacak
şekilde yol aldığı gözlemlendi. Hızı ve çizdiği yörünge incelendiğinde dev
bir kara deliğin çekimsel etkisiyle fırlatılmış olduğu anlaşıldı (Şubat
2005).
|
|
2006
|
Kütlelerine
bağlı olarak dört kara delik sınıfı belirlendi.
|
|
2012
|
Kaçan
bilgi ateş duvarının alev almasına neden olur; çünkü, ateş duvarı söz konusu
olduğunda sonsuz tekillikte bir şeylerin olay ufkundan kaçmaması gerekiyordu.
Bu durumda ateş duvarı genel görelilikle uyuşmadı, yeni bir paradoks daha
ortaya çıkmış oldu.
|
|
2014
|
Olay
ufku, biraz olsun ışığın kaçmasına izin veren görünür ufukla yer değiştiriyor;
bunun sonucunda ateş duvarı kavramı anlamsız kalıyor. Hawking, ateş duvarı
paradoksunu böylelikle çözmüş oluyordu.
|
25
Haziran 2019