Kara Deliklerin Sınıflandırılması (classification of black holes)


Kara Deliklerin Dönme ve Yüklerine Göre Sınıflandırılması

Bir kara deliğin bütün özelliklerini belirleyen üç unsuru vardır: kütlesi, açısal momentumu ve elektriksel yükü. Bir kara deliğin kütlesi her zaman sıfırdan büyüktür. Diğer unsurların sıfır ya da sıfırdan büyük olmasına göre, kara delikleri dört sınıfa ayırmak mümkündür.

Kara deliklerin J, Q ve m parametrelerine göre belirlenen,
varsayımsal dört türü

M > 0, J = 0
M > 0, J ≠ 0
Q = 0
Schwarzschild kara deliği
Kerr kara deliği
Q ≠ 0
Reissner-Nordström kara deliği
Kerr-Newman kara deliği
J: açısal momentum, Q: elektriksel yük, m: kütle (sıfırdan büyük)

1. Schwarzschild Kara Deliği: Açısal momentum ve elektriksel yükü sıfır olan kara deliklere Schwarzschild kara deliği denilir. Bu ad 1916’da bu tür nesnelerin varlığı fikrini, Einstein alan denklemlerinin çözümleri olarak ortaya atmış olan Karl Schwarzschild’a ithafen verilmiştir.

2. Reissner-Nordström Kara Deliği: Kara deliğin elektriksel yükü sıfır olmayıp açısal momentumu sıfır olduğu zaman Reissner-Nordström kara deliği türü söz konusu olur. Bilinen hiçbir proses böyle sürekli bir elektriksel yük içeren sıkışmış bir cisim üretme olanağı vermediğinden, bu tür kara delikler varsa bile, astrofizikte pek ilgi odağı olmamaktalar. Bu elektriksel yük, karadeliğin çevresinden alacağı zıt elektrik yüklerinin emilmesiyle zamanla dağılabilir. Sonuç olarak, Reissner-Nordström kara deliği doğada mevcut olma olasılığı pek bulunmayan teorik bir cisimdir.

3. Kerr Kara Deliği: Kara deliğin bir açısal momentumu olup (kendi ekseni etrafında dönüyorsa) elektriksel yükü olmadığı takdirde Kerr kara deliği türü söz konusu olur. Bu ad, 1963’te bu tür cisimleri tanımlayan formülü bulmuş olan Yeni Zelanda’lı matematikçi Roy Kerr’in adına ithafen verilmiştir.

Reissner-Nordström ve Schwarzschild kara delik türlerinin aksine, Kerr kara deliği türü astrofizikçiler için önemli bir ilgi odağı olmuştur; çünkü kara deliklerin oluşum ve evrim örnekleri onların çevrelerindeki maddeyi bir yığılım diski aracılığıyla emme eğiliminde olduklarını ve maddelerin yığılım diskine kara deliğin dönüş yönünde spiral çizerek düştüklerini göstermektedir. Böylece madde, kendisini yutan kara deliğin açısal momentumuyla bir ilişki içinde olmaktadır. Bu durumda, astronominin ilgilenebileceği kara delikler yalnızca Kerr kara delikleridir.

Bununla birlikte, bu kara deliklerin, açısal momentumlarının iyice zayıfladığı hallerde, doğal olarak, Schwarzschild kara deliklerini andırmaları mümkündür.

4. Kerr-Newman Kara Deliği: Dördüncü tür, Kerr kara deliğinin elektriksel yüke sahip olduğu türdür. Buna Kerr-Newman kara deliği türü denir. Bu türe de, var olma olasılığı çok zayıf olduğundan pek ilgi gösterilmemektedir.




Kara Deliklerin Boyutlarına Göre Sınıflandırılması

Tüm evrende, sadece dört kara delik tipi vardır; 1. Yıldızsal Kara Delikler, 2. Dev Kara Delikler, 3. Orta kütleli Kara Delikler, 4. İlksel Kara Delikler.

1. Yıldızsal Kara Delikler

Bir yıldızın çekimsel olarak içe (kendi üzerine) çökmesiyle oluşan kara delik türüne yıldızsal kara delik denir.

Yıldızsal kara delikler birkaç güneş kütlesi kadar bir kütleye sahiptirler. Ölmekte olan bir yıldız, eğer Güneş’imizin üç mislinden daha ağırsa, nötron yıldızı düzeyinde kalamaz, çekirdeğindeki tepkime ve yoğunluk artması devam eder ve kara delik haline gelir. Yıldızsal kara delik büyük (başlangıç olarak yaklaşık 10 güneş kütlesi kadar kütleli veya daha fazla kütleli) bir yıldız kalıntısının (artık maddesinin) çekimsel içe çökmesinin ardından doğar. Yıldızın kalbinde termonükleer tepkimelerle yanma tamamlandığı zaman, yakıt kalmadığı için bir süpernova oluşur. Bu süpernova da ardında hızla içe çökecek bir öz kısım bırakabilir.

1939’da Robert Oppenheimer, bu öz kısmın belirli bir sınırdan daha yüksek bir kütleye sahip olması durumunda kütle çekim gücünün kendisini kesinlikle tüm diğer güçlerin üzerine taşıyacağını ve bir kara delik oluşacağını ortaya koymuştur.

Bir kara delik oluşturmak üzere içe çöküş kütleçekim dalgaları yaymaya elverişli bir durumdur ki bu, dalgaların yakın bir gelecekte Cascina’daki (İtalya) Virgo veya Amerikan LIGO girişim aracı gibi bazı dedektör aygıtlarıyla saptanabileceğine işaret etmektedir. Yıldızsal kara delikler günümüzde X-çift yıldızlarında ve mikrokuasarlarda gözlemlenmekte olup bazı aktif galaksi çekirdeklerinde akışların oluşmasına neden olmaktadırlar.

Yıldızsal Kara Delik Örnekleri

1965’te bulunan Cygnus X-1, bir kara delik içerdiği bilinen ilk astrofizik cismidir. Bu, dönen bir kara delikten ve bir kızıl devden oluşan bir çift yıldız sistemiydi.

Eğer kara delik bir çift yıldız sisteminin parçasıysa, o zaman normal yıldızdan kara deliğe doğru bir madde akışı olur. Madde akışı, açısal momentumun korunması prensibine bağlı olarak kara delik çevresinde yığılım diski denilen bir disk oluşturur. Bu disk kara deliğin yakınında, büyük kütle çekim potansiyeli altında müthiş sıcaklıklara ulaşmakta ve kara deliğin tarafımızdan fark edilebilmesini sağlayan X-ışınları yaymaktadır.

Yığılım diskiyle akışlar oluşturan bir kara deliğin veya bir nötron yıldızının bulunduğu çift yıldız sistemlerine, galaksimiz ötesindeki (ekstragalaktik) ebeveynleri denilebilecek kuasarlara ithafen mikrokuasar adı verilmiştir. Aslında her iki sınıftaki cisimler de aynı fiziksel süreçleri izlerler. Mikrokuasarlar içinde en fazla incelenmiş olanlarından biri 1994'te keşfedilmiş, ışıktan hızlı akışları olan GRS 1915+105’tir.

Böyle akışların bulunduğu bir başka sistem de GRO J1655-40’tir. Fakat bu ikincisinin mesafesi halen tartışmalı olduğundan, akışlarının ışıktan hızlı olmama olasılığı da bulunmaktadır.

Bir başkası da çok özel bir mikrokuasar olan SS 433’tür. Bunun öyle sürekli akışları vardır ki, orada madde ışık hızının beşte biri civarındaki hızlarla yığın yığın yer değiştirmektedir.


2. Dev Kara Delikler

Kara delikler galaksilerin merkezinde bulundukları takdirde birkaç milyarlık güneş kütlesine kadar çıkabilen devasa bir kütleye sahip olabilir ve bu durumda dev kara delik (veya galaktik kara delik) adını alır.

Dev kara delikler birkaç milyon ile birkaç milyar güneş kütlesi arasında değişen bir kütleye sahiptir. Galaksilerin merkezinde bulunurlar ve varlıkları bazen akışların ve X ışınımının oluşmasına yol açar. Bu yüzden çekirdekleri, yıldızların üst üste yer almasından oluşan normal parlaklığa kıyasla daha parlak hale gelir ve aktif galaksi çekirdekleri adını alır. Galaksimiz Samanyolu da böyle bir kara delik içerir ve bu kara deliğe yakın yıldızların son derece hızlı hareket ettiklerinin gözlemlenmesi bu bulguyu doğrular.

Örneğin bu yıldızlardan biri olan S2 adlı yıldızın gözlemlenemeyen karanlık bir nesnenin çevresinde en az 11 yıllık bir dolanım hareketinde bulunduğu saptanmıştır. Bu yıldızın eliptik yörüngesi, söz konusu karanlık cisimden 20 astronomik birim uzaklığındadır ve karanlık cisim sınırlı hacmine karşın 2,3 milyon güneş kütlesi kadar bir kütleye sahiptir. Kara delikten başka, sınırlı hacmine karşın böyle yoğun madde içeren bir cisim örneğine şimdiye dek rastlanmamıştır.

Chandra teleskopu ile NGC 6240 galaksisi üzerinde yapılan incelemeler de bu galaksinin merkezinde birbirleri çevresinde dönen iki dev kara deliğin gözlemlenmesini sağlanmıştır. Böyle devlerin oluşumu hakkındaki tartışmalar halen sürmektedir; ancak, kozmozun başlangıcında çok hızlı bir şekilde oluştuğunu ileri sürenler de vardır.

Dev Kara Delik Örnekleri

Dev kara delik adayları, öncelikle aktif galaksi çekirdekleri ile radyoastronomlar tarafından 1960’lı yıllarda keşfedilen kuasarlardır. Dev kara deliklerin varlığına en büyük kanıt oluşturan gözlemler Sagitarius A adlı galaktik merkezin çevresindeki yıldızların yörüngeleri üzerinde yapılan gözlemlerdir. Bunların yörünge ve hızları ile ilgili gözlemler, bu galaktik merkezin o bölgesinde dev kara delikten başka hiçbir kozmik cismin söz konusu olamayacağını göstermekteydi. Bu keşfin ardından başka galaksilerde başka kara deliklerin bulunduğu saptanmıştır.

Şubat 2005'te SDSS J090745.0+24507 adlı dev bir mavi yıldızın galaksimizin kaçış hızının iki katı bir hızla, yani ışık hızının 0,0022’si kadar bir hızla Samanyolu galaksimizden çıkacak şekilde yol aldığı gözlemlendi. Hızı ve çizdiği yörünge incelendiğinde dev bir kara deliğin çekimsel etkisiyle fırlatılmış olduğu anlaşıldı.

Haziran 2004'te astronomlar 12,7 milyar ışık yılı uzaklıktaki bir galaksinin merkezinde Q0906+6930 adı verilen bir dev kara delik keşfettiler. Büyük Patlama göz önüne alındığında, bu gözlem, galaksilerdeki dev kara deliklerin oluşum hızlılığının göreli bir fenomen olduğunu göstermektedir.



3. Orta Kara Delikler

Kütle bakımından kara deliklerin iki uç noktasını oluşturan yıldızsal kara delikler ve dev kara delikler arasında bir de, kütlesi birkaç bin güneş kütlesi olan üçüncü bir türün bulunduğu düşünülür ve bu türe orta kara delikler denilir.

Orta kara delikler yakın zamanlarda keşfedilmiş olup, kütleleri 100 güneş kütlesi ile 10 000 güneş kütlesi aralığında değişir. 1970’li yıllarda orta kütleli kara deliklerin küresel yıldız kümelerinde oluştuğu hipotezi ortaya atılmış, fakat bu hipotezi destekleyecek hiçbir gözlem elde edilememişti. 2000’li yılların gözlemleri aşırı parlak X-ışını kaynaklarının varlığını ortaya koydu. Bu kaynaklar hiç de dev kara deliklerin bulunduğu galaksi çekirdeklerine bağlı görünmüyordu. Ayrıca gözlemlenen X ışınları miktarı, Eddington limitine (yıldızsal kara delik için maksimum limit) eşit bir oranla madde katılımı göz önünde bulundurulduğunda, 20 güneş kütleli bir kara delik tarafından üretilemeyecek kadar çoktu.

Orta Kara Delik Örnekleri

Kasım 2004'te astronomlardan oluşan bir grup, galaksimizde orta kütleli ilk kara deliğin keşfedilmiş olduğunu açıklamışlardı. Yörüngesi galaksimizin merkezinden yalnızca üç ışık yılı uzaklıkta olan bu kara delik 1300 güneş kütlesi kadar bir kütleye sahipti ve yalnızca yedi yıldızdan oluşan bir yıldız kümesinde bulunuyordu. Bu yıldız kümesi, muhtemelen, vaktiyle büyük yıldızlardan oluşan ve merkezî kara delik tarafından yutularak ufalan bir yıldız kümesinin kalıntısıydı. Bu gözlem, dev kara deliklerin, çevresindeki yıldızları ve diğer kara delikleri yuttukça büyüdükleri görüşünü desteklemektedir.

Bütün bunlar, muhtemelen yakın bir zamanda, LISA adlı uzay girişim aracı vasıtasıyla yapılacak, söz konusu sürecin çekimsel dalgalarının doğrudan gözlemiyle doğrulanabilecektir.



4. İlksel Kara Delikler

Mikro kara delikler veya kuantum kara delikleri de denilen ilksel kara delikler çok küçük boyutlarda ve en düşük kütleli olan kara deliklerdir. Bunlara ilksel adının verilme nedeni, Büyük Patlama sırasında oluştuklarının sanılmasındandır. Bununla birlikte ilksel kara deliklerin varlığı henüz doğrulanmamıştır.

İlksel kozmozda küçük ölçekli aşırı yoğunlaşmaların çekimsel içe çökmeyle oluştukları sanılmaktadır. 1970’li yıllarda ünlü fizikçilerden Stephen Hawkingve Bernard Carr kara deliklerin ilksel kozmozdaki oluşum mekanizması üzerine araştırmalarda bulundular ve kara delik kavramını geliştirerek mini kara delik adı verilen, yıldızsal kara deliklere nazaran son derece küçük kara deliklerin bol miktarda bulunduğu sonucuna vardılar. Bu kara deliklerin kütleleri bakımından yoğunlukları ve dağılımları henüz bilinmemekteyse de, bunları belirleyen etkenlerin ilksel kozmozdaki (kozmik şişkinlikteki) hızlı genişleme evresine ilişkin koşullarla ilgili olduğu sanılmaktadır. Bu küçük kütleli kara deliklerin –eğer varsa- bir gama ışınımı yaymaları gerekir. Işınımları muhtemelen INTEGRAL gibi uydular tarafından keşfedilecektir.

Yüksek enerjili fiziksel örnekler üzerinde çalışan bazı fizikçilere göre bu kara deliklerin daha küçük benzer örnekleri Cenevre yakınlarındaki LHC gibi parçacık hızlandırıcı kullanılarak laboratuvarda da oluşturulabilir.



Solucan Delikleri

Genel görelilik evrendeki kara deliklerin birbirleriyle bir şekilde temas halinde olduklarını göstermektedir. Bu yapıda kara delikleri birbirlerine bağlayan koridorlar, alışılmış adıyla kurt delikleri (meyve kurdu), solucan delikleri veya nadir kullanımıyla Einstein-Rosen köprüsü (delikleri) olarak belirtilmektedir. Bu konudaki düşünceye göre, kara delikler bir başka evrene açılmaktadır veya bu ikinci evrene geçiş kapılarıdır.

Kara delikleri birbirine bağlayan söz konusu koridorlar bir elmanın içindeki kurdun yolunu andırır biçimde düşünüldüğünden, söz konusu koridorlara kurt deliği adı verilmiştir. Evrende pek çok kara deliğin var olduğu göz önünde bulundurulduğunda, uzayın birbiri içine geçmiş sayısız tünellerden oluştuğu sonucuna varılır.

Zaman ve ışık-yılı uzaklıkları hiçe sayarak kozmozda zıplamalara olanak veren bu kurt delikleri ister istemez bilim-kurgu yazarlarına esin kaynağı olmuştur.

Resimde, iki kara deliğin dolanıklığa girmesi ile oluşan tünelin negatif enerjiyle açılması sonucunda ortaya çıkan bir solucan deliği görülüyor. Solucan delikleri teorik cisimler olup ışıktan hızlı yolculuğa izin veriyor


Kozmozun tünellerle dolu bu yapısı genel görelilik tarafından doğrulanmakla birlikte, astrofizik bağlamda, pratikte bu tünellerdeki yolculuklar şimdilik imkânsız gibi görünmektedir; çünkü bilinen hiçbir süreç bu yolculukları yapabilecek nesnelerin oluşumunu ayabilir gibi görünmemektedir.



25 Haziran 2019


GERİ  (astrofizik)
GERİ (kara delikler)
GERİ (evren, evrendeki dünya)