Benzer bir teoriyi, Pierre-Simon Laplace bağımsız
olarak 1796'da üretmiştir. Bu teoriye göre güneş sistemi 4.6 milyar yıl önce
dev bir moleküler bulutun çökmesi sonucu oluşmuştur. Bu ilk bulutun birkaç ışık
yılı genişliğinde olduğu ve birkaç yıldızın doğumuna sebep olduğu
sanılmaktadır.
Çok eski gök taşlarının incelenmesi
sonucunda, patlayan çok büyük yıldızların merkezinde oluşabilecek kimyasal
elementlere rastlanması Güneş'in bir yıldız kümesi içinde ve birkaç süpernova patlamasının
yakınında oluştuğuna işaret eder. Süpernovalardan gelen şok dalgalar çevrede
bulunan bulutun içinde yüksek yoğunluk bölgeleri oluşturur. Böylece iç gaz basıncını
yenecek ve içe çöküşe neden olacak kütle çekimsel kuvvetlerin doğması, Güneş'in
oluşmasını tetiklemiş olabilir.
Sonradan güneş sistemi olacak olan ve Güneş
öncesi bulutsu olarak bilinen bölge 7000 ile 20 000 AB çapında ve Güneş'in
kütlesinden biraz daha fazla bir kütleye sahipti (0.1 ile 0.001 Güneş kütlesi
kadar). Bulutsu içe doğru çöktükçe açısal momentumun korunması nedeniyle daha
da hızlı dönmeye başladı. Bulutsunun içindeki maddeler yoğunlaştıkça içindeki
atomlar artan frekanslarla çarpışmaya başladı. Hemen hemen kütlenin tamamının
toplandığı merkezin sıcaklığı, etrafındaki diske göre giderek daha da arttı.
Kütle çekimi, gaz basıncı, magnetik alanlar ve dönüş, küçülen bulutsuyu
etkiledikçe kabaca 200 AB çapında, kendi etrafında dönen gezegen öncesi bir
diske dönüştü ve merkezde sıcak ve yoğun bir önyıldız oluştu.
Yaklaşık 100 milyon yıl sonra içeri çöken
bulutsunun merkezinde bulunan hidrojenin yoğunluğu ve basıncı ön yıldızın
nükleer füzyona başlamasına yetecek miktara gelmişti. Termal enerjinin kütle
çekimsel daralmaya karşı durabildiği hidrostatik dengeye ulaşana kadar bu artış
devam etti; bu noktada Güneş artık tam bir yıldız olmuştu.
Geride kalan gaz ve tozdan ibaret Güneş
bulutsusundan çeşitli gezegenler oluşmuştur. Bu oluşumun kaynaşma süreciyle
olduğuna inanılır. Kaynaşma sürecinde gezegenler,
·
merkezde yer alan önyıldız çevresinde toz
taneleri olarak dönmeye başlar,
·
yavaş yavaş on metre çapında topaklar hâline gelir,
·
daha sonra çarpışarak 5 km çapında
gezegenciklere dönüşür,
·
sonraki birkaç milyon yıl boyunca çarpışmalara
devam ederek her yıl kabaca 15 cm kadar büyürler.
İç güneş sistemi, su ve metan gibi uçucu
moleküllerin yoğunlaşmasına izin vermeyecek kadar sıcaktı, dolayısıyla oluşan
gezegencikler gezegen öncesi diskin sadece %0.6 kütlesi kadardı ve genel olarak
silikatlar ve metaller gibi yüksek erime noktasına sahip kimyasal bileşiklerden
oluşmuşlardı. Bu kayasal gök cisimleri sonunda Yer benzeri gezegenlere dönüştü.
Daha ötelerde Jüpiter'in kütle çekimsel etkisi gezegen öncesi gök cisimlerinin
bir araya gelmesini engelledi ve geride asteroit kuşağı kaldı.
Daha da ötede, donma hattının gerisinde, daha
uçucu olan buzlu bileşiklerin katı kalabileceği yerde, Jüpiter ve Satürn gaz
devi hâline geldi. Uranüs ve Neptün daha az madde yakalayabildi ve
çekirdeklerinin hidrojen bileşiklerinden oluşan buzdan meydana geldiğine
inanıldığı için buz devi olarak tanımlandı.
Gök bilimciler güneş sistemi'nin Güneş anakoldan
uzaklaşmaya başlayıncaya kadar bugünkü hâliyle kalacağını tahmin etmektedir.
Güneş hidrojen yakıtını yaktıkça geride kalan yakıtı yakabilmek için giderek
ısınır, dolayısıyla da daha hızlı yakmaya devam eder. Sonuç olarak kabaca her 1.1
milyar yılda bir yüzde on oranında parlaklığı artmaktadır.
Tahminlere göre bugünden yaklaşık 6.4 milyar
yıl sonra Güneş'in çekirdeği o kadar sıcak olacak ki daha az yoğun olan üst
katmanlarda da hidrojen kaynaşması oluşmaya başlayacak. Bunun sonunda Güneş şu
anki çapının kabaca 100 katı kadar genişleyecek ve bir Kırmızı dev olacaktır.
Sonra da oldukça artmış olan yüzey alanı nedeniyle soğumaya başlayacak ve
parlaklığını yitirecektir. En sonunda Güneş'in dış katmanları ayrılacak ve
geride olağanüstü derecede yoğun bir gök cismi olan beyaz cüce kalacaktır. Bu
beyaz cüce Güneş'in ilk kütlesinin yarısına sahip olacak ancak büyüklüğü Dünya
kadar olacaktır.
https://en.wikipedia.org/wiki/Milky_Way#Formation
https://tr.wikipedia.org/wiki/G%C3%BCne%C5%9F_Sistemi
6 Eylül 2019
GERİ (güneş
sistemi)
GERİ (astrofizik)