Bilimsel gerçekçilik bilim tarafından açıklanan evrenin nasıl yorumlanabileceğine bakılmaksızın gerçek olduğu görüşüdür.
Bilim felsefesi içinde bu görüş çoğu zaman ‘bilimin başarısı
nasıl açıklanır?’ sorusunun yanıtıdır. Bu anlamda bilimin başarısı üzerine
yapılan tartışma, başlıca, bilimsel teoriler tarafından görünüşte bahsedilen
gözlemlenemeyen varlıkların statüsüne odaklanır. Genel olarak bilimsel
realistler, enstrümantalizmin aksine, gözlemlenemeyenler (yani, aynı ontolojik
statüye sahip olanlar) hakkında geçerli iddialarda bulunulabileceğini ileri
sürerler.
Bilimsel gerçekçilik, (rasyonalizm ve metafizik gerçekçilik
dahil) çok daha eski felsefi konumlarla ilgilidir; ancak, yirminci yüzyılda
geliştirilen bilimle ilgili bir tezdir. Bilimsel gerçekçiliği antik, ortaçağ ve
erken modern kuzenleri açısından tasvir etmek en iyi ihtimalle yanıltıcıdır.
Bilimsel gerçekçilik, büyük ölçüde mantıksal pozitivizme bir
tepki olarak geliştirilmiştir. Mantıksal pozitivizm, yirminci yüzyıldaki ilk
bilim felsefesi ve bilimsel gerçekçiliğin öncüsüydü; teorik terimler ile
gözlemsel terimler arasında keskin bir ayrım yapılabileceğini ve gözlemsel ve
mantıksal terimlerle semantik analiz yapabildiğini kabul etti.
Mantıksal pozitivizm bazı zorluklarla karşlaşmıştır; bunlar:
- Anlam
teorisi doğrulayıcıları (Hempeli (1950).
- Analitik-sentetik
ayrımıyla ilgili sorunlar (Quine, 1950).
- Gözlemin
teori-yüklülüğü [Hanson (1958), Kuhn (1970), Quine (1960)].
- Terimlerin
gözlemlenebilirliğinden cümlelerin gözlemlenebilirliğine geçişteki
zorluklar (Putnam, 1962).
- Gözlemsel-teorik
ayrımın belirsizliği (G. Maxwell, 1962).
Mantıksal pozitivizm için bu zorluklar, bilimsel
gerçekçiliği önerir, ancak gerektirmez, gerçekçiliğin bir bilim felsefesi
olarak gelişmesine yol açar.
Bilimsel gerçekçilik, ilgi alanındaki araştırmasını gerçeği
arayan bir girişim olarak görürken, gerçeği bir varlık değil bir nitelik olarak
kavramsallaştırır. Hem inanışların hem de dilsel ifadelerin bir özelliğidir.
Örneğin, ‘teoriler’, ‘yasalar’, ‘önermeler’, ‘hipotezler’ etiketleriyle
belirtilen dilsel ifadelerin bir özelliğidir.
Bilimsel gerçekçiliğin tümevarımsal gerçekçilik ilkesi, bir
teorinin uzun vadeli başarısının, teori tarafından öne sürülen varlıklar ve
yapı gibi bir şeyin gerçekten var olduğuna inanmak için sebep verdiğini ileri
sürer. Aşağıdaki şekil, bilime bilimsel gerçekçilik yaklaşımında ‘X teorisi
gibi bir şey doğru olabilir’ ve ‘X teorisi gibi bir şey yanlış olabilir’
anlamını açıklayan bir modeldir.
https://en.wikipedia.org/wiki/Scientific_realism
6 Temmuz 2021
20 Ekim 2023
GERİ
(bilim felsefesi, filozofları)
GERİ
(bilimin metateorisi)
GERİ
(bilim felsefesi, tablo)