Süper yaşanabilir bir dünya, yaşamın ortaya çıkışı ve evrimi için Yer’den daha uygun olan varsayımsal bir gezegen veya ay türüdür. Konsept, René Heller ve John Armstrong'un 2014 yılındaki bir makalesinde tanıtıldı; burada yaşanabilir ötegezegen arayışında kullanılan dil eleştirildi ve açıklamalar önerildi.
Yazarlar, bir dünyanın, yıldızın yaşanabilir bölgesinde yer alıp
almadığını bilmenin onun yaşanabilirliğini belirlemek için yetersiz olduğunu, sıradanlık
ilkesinin Yer’in neden yaşanabilir bir örnek dünyayı temsil etmesi gerektiğini
yeterince açıklayamayacağını ve hakim karakterizasyon modelinin, doğası gereği,
jeosentrik (yermerkezli) veya antroposentrik (insan merkezli) olduğunu savundu.
Bunun yerine, bir dünya yüzeyindeki yaşamın bolluğunu ve çeşitliliğini
etkileyen astrofiziksel özelliklere öncelik veren biyosentrik bir yaklaşım
önerdiler.
Eğer bir dünya, Yer’dekinden daha fazla çeşitliliğe sahip flora ve
faunaya sahipse, bu, ampirik olarak, doğal ortamının yaşama daha uygun olduğunu
gösterir. Böyle bir dünyayı tanımlamak için onun jeolojik süreçleri, oluşum
yaşı, atmosferik kompozisyonu, okyanus kapsamı ve yörüngesinde döndüğü yıldız
türü dikkate alınmalıdır. Başka bir deyişle, süper yaşanabilir bir dünya
muhtemelen Yer’den daha büyük, daha sıcak ve daha yaşlı, eşit dağılmış bir
okyanusa sahip ve K tipi bir ana dizi yıldızının yörüngesinde dönen bir dünya
olacaktır. 2020 yılında, Heller ve Armstrong'un hipotezini temel alan
gökbilimciler, bu kriterlere uyan ölçülen özelliklere dayanarak potansiyel
olarak süper yaşanabilir 24 ötegezegen belirlediler.
https://en.wikipedia.org/wiki/Superhabitable_world
18 Eylül 2024
GERİ (astrobiyoloji)