Samanyolu'nun şekli
hakkındaki yaygın görüş, onun çubuklu bir sarmal galaksi olduğu yönündedir.
Merkezdeki çubuk şeklindeki yıldız yoğunlaşmasının iki ucun-dan logaritmik
spiral şeklinde uzayan iki ana kol ve yardımcı kollar, galaksinin şeklini
oluşturur. Bu görüş ilk olarak 1990'larda gündeme gelmiş, 2005 yılında Spitzer
Uzay Teleskobu'ndan alınan bilgilerle kuvvetlendirilmiştir.
Galaksimizin diğer
galaksiler gibi dışarıdan görünüşü, içinde bulunduğumuz için elde
edilememektedir. Gökyüzünde çıplak gözle gördüğümüz, Samanyolu adını verdiğimiz
ışıklı bölge ise aslında yalnızca galaksimizin kollarından biridir.
Keşif
Galaksi
adının kökeni, eski Yunancada bizim galaksimizi belirtmek üzere kullanılan
sütlü, süt gibi, sütsü anlamlarına gelen galaxias’dır. Batı kültüründe Samanyolu
için kullanılan Süt Yolu terimi eski Yunan mitolojisi'ndeki bir mitosdan
kaynaklanır: Bir gece, Zeus ölümlü bir kadından yaptığı oğlu Herakles'i fark
ettirmeden uykuya dalmış olan Hera'nın göğsüne koyar. Bebek Herakles, Hera'nın
memelerinden akan sütü içecek ve böylece ölümsüz olacaktır. Fakat Hera, gece
uyanıp tanımadığı bir bebeği emzirdiğini fark edince onu fırlatıp atar ve
boşalan memesinden çıkan süt de gece gökyüzüne fışkırıp akar. Hikâyeye göre
geceleyin gökte sönük bir ışıkla pırıldar halde gördüğümüz Süt Yolu (Samanyolu)
denilen kuşak, böyle oluşmuştur.
Democritus (450–370 M.Ö.): Grek filozofu Democritus gece gökyüzünde görünen
ve Süt Yolu denilen ışıklı bölgenin uzak yıldızlardan oluşabileceğine dikkat
çekmişti.
Aristo
(384-322 M.Ö.): Aristo’nun
düşüncesine göre Süt Yolu büyük, birbirine bağlı çok sayıdaki yıldızın
alevlenmesinden kaynaklanmakta ve bu alevler Dünya atmosferinin üst kısmında
yer almaktaydı.
10. Yüzyıl: İranlı astronom Abdurrahman el-Sûfî (El Sûfî adıyla da tanınan Azophi) Andromeda Galaksisi’nın ilk kayıtlı gözlemini yaptı ve onu küçük bulut olarak tarif etti. El Sûfî aynı zamanda Yemen’den görünen ve Macellan’ın 16. yüzyıldaki yolculuğuna kadar Avrupalılar tarafından görülmemiş Büyük Macellan Bulutu’nu da tanımladı. Bunlar Samanyolu Galaksisi haricinde yeryüzünden gözlemlenen ilk galaksilerdi. El Sûfî buluşlarını 964 yılında Sabit Yıldızlar adlı kitabında duyurdu.
Andromeda Galaksisi, Büyük
Magellan Bulutu (NASA/ESA Hubble)
İbn-i
Heysem (965-1037): Arap astronom İbn-i Heysem Samanyolu’nun ıraklık açısını
gözlemleme ve ölçme girişiminde bulundu. Süt Yolu’nun ıraklık açısı yoktu;
bunun üzerine bu, Dünya’dan uzaktadır, atmosfere ait değildir diyerek Aristo’nun
görüşüne karşı çıktı.
Birûnî
(973-1048): İranlı astronom Birûnî Samanyolu Galaksisi’nin sayısız bulutsu
yıldızlar yığını olabileceği görüşünü ortaya attı.
1054:
SN 1054 süpernovasının patlamasıyla Yengeç Bulutsusu’nun oluşması Çin, Arap ve
İranlı astronomlarca gözlemlendi.
İbn
Bacce (1095-1138): İbn Bacce Samanyolu’nun pek çok yıldızdan oluştuğunu ve
gözümüze sürekli bu şekilde görünmesinin Dünya atmosferindeki kırılımdan
kaynaklanabileceğini ileri sürdü.
İbn
Kayyim El-Cevziyye (1292-1350): İbn Kayyim El-Cevziyye Samanyolu Galaksisi’nın
sabit yıldızlar oluşumunda bir araya gelmiş çok sayıdaki küçük yıldızlardan meydana
geldiğini ve bu yıldızların gezegenlerden daha büyük olduklarını ileri sürdü.
1610:
Samanyolu Galaksisini bir teleskopla inceleyen Galileo Galilei bunun çok
sayıdaki yıldızın bir araya gelmesinden oluştuğunu farketti.
1731:
Yengeç Bulutsusu John Bevis tarafından gözlemlendi.
Yengeç Nebula’nın, radyo,
infrared, görünür ışık, ultraviyole, X-ışınları ve gama ışınlarındaki
görüntüleri (8 Mart 2015)
1750:
İngiliz astronom ve matematikçi Thomas Wright ‘Evrenin orijinal bir teorisi ya
da yeni hipotezi’ adlı eserinde galaksinin güneş sistemine benzer tarzda,
fakat daha büyük ölçekte, kütle çekim gücüyle birbirlerine bağlı çok sayıdaki dönen
yıldızlardan oluşmuş bir kitle olduğunu iddia etti (ve haklıydı). Bu düşünceye
göre, söz konusu yıldızların oluşturduğu ve bizim de içinde bulunduğumuz bu
disk, bizim gökyüzüne bakışımız açısından, bize gökyüzünde Süt Yolu olarak
görünüyor olabilirdi.
1755: Immanuel
Kant, Thomas Wright’ın 1750’de Samanyolu Galaksisi’nden ayrı olan ‘bulutsular’
tanımı için Ada Evren terimini ortaya attı. Galaksimizin de güneş sistemine
benzer biçimde, kütle çekim ile bir arada tutulan ve dönen bir yıldız kümesi
olduğunu ifade etti. Kant ayrıca o dönemde gözlemlenebilen birkaç bulutsunun da
ayrı galaksiler olabilecekleri varsayımında bulundu.
1758:
Yengeç Bulutsusu Charles Messier tarafından gözlemlendi.
1785:
Samanyolu Galaksisi’nin biçimi ve Güneş’in galaksi içindeki konumu hakkındaki
ilk girişim, gökyüzünün farklı bölgelerindeki yıldızları özenle sayan William
Herschel’den geldi. Herschel, güneş sistemini merkeze yakın bir yere koyarak
galaksinin biçimini gösteren bir diyagram hazırladı.
William Herschel tarafından sayılan yıldızlardan yola çıkılarak
hazırlanan Samanyolu diyagramı (1785)
18.
Yüzyol sonu: Charles Messier en parlak 109 bulutsuyu içeren bir katalog
derledi. Bunu William Herschel tarafından 5000 bulutsunun derlendiği geniş bir
katalog çalışması izledi.
1840
Yılları: Yengeç Bulutsusu Lord Rosse tarafından gözlemlendi.
1845:
Lord Rosse eliptik bulutsular ile spiral bulutsular arasında ayrım yapabilmesini
sağlayan bir teleskop yaptı.
1917:
Harlow Shapley novalar ve süpernovalar arasındaki ayrıma işaret eden ilk bilim
adamı oldu.
1917:
Heber Curtis Andromeda Galaksisi'ndeki (Messier cisimlerinden M31) S Andromedae
adlı novayı gözlemledi, fotoğraf kayıtlarını araştırarak 11 nova daha buldu.
Ayrıca bu novaların ortalama olarak Samanyolu’ndakilerden 10 kat daha soluk
olduğunu saptadı. Buradan yola çıkarak da 150.000 parsek mesafede olduğu
tahmininde bulundu ve spiral bulutsuların bağımsız birer galaksi olduklarını
varsayan ada evrenler hipotezini destekledi.
1920:
Jacobus Kapteyn, hassas bir yaklaşım sergileyerek, hazırladığı çiziminde
Güneş’in merkeze yakın bulunduğu elips biçimli küçük bir galaksi tasarladı.
Farklı bir yöntem uygulayan Harlow Shapley ise küresel kümeler kataloğu
çalışmasında kendinden öncekilerden tümüyle farklı olarak, galaksimizi Güneş’in
merkezden uzak olduğu yaklaşık 70 kiloparsek yarıçapındaki yassı bir disk
biçiminde gösterdi. Her iki hatalı çalışma da galaktik düzlemde yıldızlararası
toz vasıtasıyla ışığın soğurulmasını hesaba katmamıştı.
Jacobus Kapteyn’in galaksi
tasarımı; Güneş’in merkeze yakın bulunduğu elips biçimli küçük bir galaksi
(1920)
1920:
Harlow Shapley ile Heber Curtis arasında geçen, Samanyolu ve spiral bulutsuların
doğasının yanı sıra evrenin boyutu hakkındaki Büyük Tartışma o döneme damgasını
vurmuştu. Konu ancak yeni bir teleskop kullanan Edwin Hubble’ın 1920’lerin
başlarındaki çalışmaları sayesinde sonuca bağlandı. Bazı spiral bulutsuların
dış kesimlerinde bireysel yıldız toplulukları olduğu ayrıntılarını gözlemlemeyi
başaran Hubble, bazı sefe değişkenlerini tanımlayabildi, bu da kendisine
bulutsuların uzaklığını hesaplayabilme imkânı verdi. Böylece bu bulutsuların Samanyolu'nun
parçası olamayacak kadar uzak olduklarını ortaya çıkardı.
1925:
Edwin Hubble tarafından, bir gökada sınıflandırma düzeni olan Hubble düzeni
geliştirildi.
1936:
Hubble, hâlâ kullanımda olan bir biçimsel galaksi sınıflandırma sistemini
(Hubble düzeni) ileri sürdü.
Samanyolu
|
||
Konum
|
Samanyolu'nun uydu
gökadaları → Yerel Grup → Başak Süper Kümesi → Balıklar-Balina Kompleksi →
Gözlemlenebilir evren → Evren
|
|
Gökada Merkezi
|
Samanyolu'nun merkezi
· Sagittarius A · Sagittarius A* · Büyük kütleli kara delik
|
|
Sarmal Kollar
|
Kalkan-Güneyhaçı ·
Kahraman · Cetvel-Kuğu · Yay-Karina · Avcı
|
|
Uydu Gökadalar
|
Macellan Bulutları
|
Büyük Macellan Bulutu
· Küçük Macellan Bulutu · Macellan Akımı · Macellan Köprüsü
|
Cüce Yay
|
Yay Akımı · Çoban II · Berenis'in Saçı · Messier 54 ·
Palomar 12 · Segue 1 · Segue 2 · Terzan 7
|
|
Cüceler
|
Çoban I · Çoban III ·
Av Köpekleri I · Av Köpekleri II · Büyük Köpek · Karina · Ejderha · Ocak ·
Herkül · Aslan I · Aslan II · Aslan IV · Aslan V · Anka · Balıklar I · Balıklar
II · Heykeltıraş · Altılık · Büyük Ayı I · Büyük Ayı II · Küçük Ayı
|
|
Diğerleri
|
Tekboynuzlu Halkası ·
Başak Akımı · Koposov I · Koposov II · Segue 3 · Willman 1
|
https://tr.wikipedia.org/wiki/Samanyolu
16 Eylül 2019
GERİ (astrofizik)