Kütle Transferi; Leaching ve Ekstraksiyon (leaching and extraction)

Bu bölüm, sıvı bir solvent vasıtasıyla, bir katı veya sıvıdan bir bileşenin ayrılmasını kapsamaktadır. Bu teknikler iki sınıf altında toplanır:

1. Leaching (veya katı ekstraksiyonu); bir katı ile birarada bulunan ve çözünebilen bir maddeyi, karışımdan ayırmada kullanılır.

2. Sıvı ekstraksiyonu: karışım halde bulunan iki sıvıdan birini, çözünebildiği bir solventle ayırma işlemidir.

Her iki proses de bazı temel genellemelere sahipse de, kullanılan cihazlardaki ve teorideki farklıklar nedeniyle ayrı ayrı ele alınmalıdır.


Leaching prosesi, süzülen katı maddeleri yıkamaktan biraz farklıdır; leaching ekipmanı, proseslerde çeşitli filtrelerin yıkanması bölümüne benzer.Ancak Leaching prosesinde, uzaklaştırılan çözünür maddenin miktarı, genellikle herhangi bir filtre yıkama işlemindekinden daha fazladır ve karışımdaki katıların özellikleri işlem süreci boyunca önemli derecede değişebilir. Çözünür maddesi uzaklaştırıldığında, kaba, sert veya granüler katı maddeler, küspe haline dönüşebilir.

Leaching Cihazı

Leaching işlemi süresince, katı maddeler açık, geçirgen bir kütle halindeyse solvent, çalkalanmayan katı yatak boyunca süzülür, sızdırılır. Leachingde parçalanan veya dağılan, geçirgen olmayan katılar veya malzemelerle çalışıldığında, malzeme önce solvent içinde dağıtılır ve daha sonra solventten ayrılır. Her iki metot da yığın (batch) veya sürekli proselerlerle yapılabilir. 

Sabit Katı Yataklardan Süzdürülerek Leaching: Sabit katı-yatak leaching, katıları tutabilen ve sıvının geçmesine izin veren delikli tabanlı bir tankta yapılır. Katılar tank içine yüklenir, içerdiği solute en az seviyeye düşünceye kadar solventle püskürtülür, ve sonra katı malzeme kazıyarak çıkarılır. Bazı hallerde çözeltinin hızı çok yüksektir ve malzeme boyunca bir geçişi yeterlidir; fakat tankların bir bataryası boyunca olan solventin karşıakım akışı daha baskındır. Bu metotta ekstrakt edilen katının bulunduğu tanka taze solvent beslenir; solvent, seride bulunan birkaç tanktan akar ve yeni basleme yapılacak tanktan çekilir. Bu tank serilerine ‘ekstraksiyon bataryası’ denir. Herhangi bir tanktaki katılar, tamamen ekstrakt oluncaya kadar sabittir. Her tanka, taze solventin girebileceği ve kuvvetlenmiş solventin çekilebileceği boru bağlanmıştır; böylece, bir tankın aynı anda şarj ve deşarjı sağlanmış olur. Bu süreçte, bataryadaki diğer tanklar karşıakım operasyonundadır. Bu prosese bazen ’Shanks prosesi’ denir.

Bazı katı-yatak-leachingde kullanılan solvent uçucudur; bu durumda, basınç altında çalıştırılan kapalı kaplar gerekir. Geçirgenliği zayıf katı yataklardan solventi baskılayabilmek için ayrıca basınç da gerekir. Karşı akımlı solvent akışıyla çalışan bu tür basınç tankları serisine ‘difüzyon bataryası’ denir. 

Hareketli-Yatak Leaching: Şekil-1’de görülen cihazlarda katılar, çalkalanmadan veya çok az çalkalanarak solventte taşınır. Bollman ekstraktörde (Şekil-1a), kapalı bir kasada bir kova elevatör (taşıyıcı) bulunur. Her kovanın tabanında delikler vardır. Makinenin üst sağ köşesinde kovalara, örneğin soya (bean) gibi, katılar (flaklar) yüklenir ve bunlara aşağı doğru inerken uygun miktarda yarım-miseller püskürtülür. Yarım-misel, bir miktar ekstrakt edilen yağ ve bir miktar da küçük katı partiküller içeren ‘ara-solvent’ tir. Katılar ve solvent eşzamanlı olarak makinenin sağ tarafından aşağı doğru akarken, solvent soyadan (tanelerden) daha çok yağ ekstrakt eder ve katılar solventten süzülerek ayrılır. Temiz ‘tam misel’, kasanın tabanında sağ-çukurdan pompalanır. Kısmen ekstrakt edilmiş taneler makinenin sol tarafından yükselirken aralarından karşıakımlı olarak saf solvent süzülür, sol-çukurda toplanır ve yarım-misel depo yankına pompalanır. Tamamıyla ekstrakt edilmiş taneler elevatörün tepesinde kovalardan bir hopere (huni) boşaltılır ve konveyörlere yüklenerek alınır. Tipik bir ünütenin kapasitesi 50-500 ton bean/24 saattir.

Şekil-1: hareketli yatak leaching cihazı; 
(a) Bollman ekstraktörü, (b) Hildebrandt ekstraktörü

Hildebrandt ekstraktörü (Şekil-1b), her bölümde ayrı bir heliks (helezon) olan U-şeklinde vidalı bir konveyördür. Heliksler farklı hızlarda döner, böylece yatay bölmede katıların teması önemli derecede artırılır. Katılar U’nun bir bacağına beslenir, taze solvent ise diğer taraftan verilerek karşıakım akış sağlanır. 

Dağıtılmış (Dipers)-Katı Leaching: Önceden veya leachingden sonra geçirgen olmayan yataklar formundaki katılar, bir karıştırıcıda veya tankta mekanik olarak çalkalanarak solvent içinde dağıtılır. Leaching işlemlemesinden sonra kalıntı, kuvvetli çözeltiden çöktürülerek veya süzülerek ayrılır.

Az miktardaki malzemelere, genellikle kesikli prosesler (yığın veya batchwise) uygulanabilir; bu yöntemde malzeme bir çalkalayıcıda işlemlenir ve çökelti tabandan çekilir. Sürekli karşıakım leaching proseste ise, seri olarak bağlanmış birkaç gravite artırıcı (yoğunlaştırıcı) vardır (Şekil-2). Yoğunlaştırıcıdaki temas yetersiz olduğunda, ekipman sisteminde her çift arasına çalkalayıcı bir tank konur. Katılar çok ince ise gravite yoğunluğuyla çökelemeyebilir; böyle durumlarda ayırma işlemi, katı-çanak helikal-konveyör santrifüjlerde yapılır. Özel amaçlarla geliştirilmiş çok çeşitli leaching sistemi vardır; örneğin, yağlı tohumların solventle ekstraksiyonu gibi. Bunlarda, çözünen malzeme veya solut, kristalizasyon veya buharlaştırma gibi yöntemlerle elde edilir.

Sürekli Karşıakım Leaching Prensipleri

En önemli leaching metodu, çeşitli kademelerin (aşamaların) kullanıldığı sürekli karşıakım (veya tersakım) leaching yöntemidir. Hatta katının fiziksel olarak bir kademeden diğer kademeye hareket edemediği bir ekstraksiyon bataryasında da, herhangi bir hücredeki yük sıvıyla peşpeşe işlemlenerek konsantrasyonu düşürülebilir. (karşıakımlı bir sistemdeki kademeden kademeye hareket metodunda olduğu gibi.)

Burada, çok önemli olduğundan sürekli karşıakım metodu incelenmiştir. Normal olarak kademe metodu kullanıldığından diferansiyel temas yöntemi üzerinde durulmamıştır. Diğer kademe kaskad operasyonlarıyla da leaching yapılabilir; önemli noktalardan birincisi ideal kademelerin olması, ikincisi de kademelerdeki verimlerdir. 

Karşıakım Leachingde İdeal Kademeler: Şekil-2, sürekli bir karşıakım kaskad için madde-dengesi diyagramını göstermektedir. Kademeler katının akışı yönünde numaralanmıştır. V sıvı fazı katı akışına ters yönden kademeden kademeye taşarak akarken (overflow); N kademesinden 1 kademesine hareket eden solutu çözer. L fazı 1 kademesinden N kademesine akan katıdır. Katılar N kademesini terkederken konsantre çözelti 1. kademeden akar.

Solut içermeyen katının solventte çözünmediği kabul ediliyor, dolayısıyla hızı kaskad boyunca sabittir. Katı malzeme porözdür ve beraberinde bir miktar (aynı veya farklı olabilir) çözelti taşır. Kalan bu sıvı akımı L ile, taşan çözeltinin akımı N ile gösterilsin. V ve L birim zamanda kütle olarak ifade edilebilir, veya kuru solut-içermeyen katının belirli bir akımına dayandırılabilir. Aynı zamanda, standart terminolojiye uygun olarak, terminal konsantrasyonlar aşağıdaki gibi tanımlanır.

xa = giren katıdaki çözelti
xb = çıkan katıdaki çözelti
yb = sisteme giren taze solvent
ya = sistemi terkeden konsantre çözelti

Absorpsiyon ve distilasyonda olduğu gibi, bir karşıakım (veya tersakım) sisteminin kantitatif performansı, bir denge hattı ve bir çalışma hattı kullanılarak analiz edilebilir; metot bu hatların düz veya eğri olmasına dayanır.

Şekil-2: karşıakımlı leaching kaskad (kademeli dizi)

Denge: Leachingde, giren katıdaki tüm solutu çözen yeterli solvent bulunur ve katı tarafından solut adsorpsiyonu yoktur; solut tamamen çözündüğünde ve çözeltinin konsantrasyonu tekdüze hale geldiğinde dengeye ulaşılır. Böyle bir koşula katının yapısına bağlı olarak basitçe veya zor yollardan ulaşılabilir. Bu faktörler için kademe veriminin incelenmesi gerekir. Burada öncelikle, denge gereksinimlerinin karşılandığı kabul ediliyor. Herhangi bir kademeyi terkeden katı tarafından bırakılan sıvının konsantrasyonu, aynı kademeden taşan sıvınınkiyle aynıdır. Denge ilişkisi basittir:

xe = ye*

Operasyon Hattı: Operasyon hattı eşitliği, ilk n ünitelerden oluşan kısım için madde dengelerinin yazılmasıyla elde edilir; bu kısım, Şekil-2’de kesikli çizgiyle belirtilen kontrol yüzeyi ile gösterilmiştir. Madde dengeleri,

Toplam çözelti: Vn+1 + La = Va + Ln                         (1)

Solut:               Vn+1yn+1 + Laxa = Lnxn + Vaya        (2)

yn+1’in çözümü çalışma-hattı eşitliğini verir.

                   1                    Vaya - Laxa

yn+1 = ¾¾¾¾¾¾¾  xn + ¾¾¾¾¾¾                           (3)
        1 + (Va – La) / Ln        Ln + Va – La

Çalışma hattı, (xaya) ve (xbyb) noktalarından geçer; akış hızları sabit olduğunda eğim (L/V) dir. 

Sabit ve Değişken Underflow (Boşalma): Bu konuda İki durum söz konusudur. Çözeltinin viskozitesi ve yoğunluğu solut konsantrasyonuyla önemli derecede değişiyorsa katılar, düşük sayılı kademelerden yüksek sayılı kademelere kıyasla daha fazla sıvı tutar; bu durumda, Denklem (3)’de görüldüğü gibi, çalışma hattının eğimi birimden birime değişir. Eğer katı tarafında tutulan çözeltinin kütlesi konsantrasyona bağlı değilse Ln sabittir ve çalışma hattı düz doğrudur; bu koşula ‘sabit çözelti boşalması (underflow) denir. Underflow sabitse, taşma (overflow) vardır.

Sabit Boşalma İçin İdeal Kademe Sayısı: Çalışma hattı düz doğru olduğunda, ideal kademelerin sayısını tayin etmek için bir McCabe-Thiele yorumu kullanılabilir, fakat leachingde denge hattı daima düz olduğundan sabit underflow için doğrudan,

       ln [(yb – yb*) / (ya – ya*)]

N = ¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾                             (3.1)

       ln [(yb – ya) / (yb* – ya*)]

eşitliği kullanılır. ya* = xa ve yb* = xb olduğundan burada bu eşitliğin kullanılması oldukça basitleşir. 

ÖRNEK-1: Sürekli bir karşıakımlı ekstraksiyon sisteminde günde 2 ton wakslı (mumlu) kağıdın waksı gazyağı ile ekstrakt edilerek giderilecektir; sistemde bir dizi ideal kademe vardır. Wakslı kağıt ağırlıkça %25 parafin waks ve %75 kağıt hamuru içeriyor. Ekstrakt edilen hamur, gazyağını buharlaştırmak için bir kurutucuya konuyor. Buharlaştırmadan sonra hamurda kalan ekstrakt edilemeyen waks, wakssız-hamurun her 100 lb’si için 0.2 lb’den fazla olmamalıdır. Ekstraksiyonda kullanılan gazyağı, 100 lb wakssız-gazyağı için 0.2 lb’den fazla waks içermemelidir. Deneyler, hücreden hücreye transfer edilirken hamurun, gazyağı- ve waks-içermeyen hamurun her poundu için 2.0 lb gazyağı tuttuğunu göstermiştir. Bataryadan ekstraktın, her 100 lb wax-içermeyen gazyağı için 5 lb waks içermesi için kaç kademeye ihtiyaç vardır?

Çözüm: Birimler tutarlı, overflow ve underflow sabit olmak üzere (3.1) eşitlikte istenilen birimler kullanılabilir; bu nedenle konsantrasyon için mol fraksiyonlar, kütle fraksiyonlar, veya ‘solut kütlesi/ solvent kütlesi’ seçime bağlıdır. Sabit underflow için de şeçim yapılmalıdır; bu problemde gazyağının hamura oranı olduğundan sabittir, akış hızları lb gazyağı olmalıdır. Dolayısıyla tüm konsantrasyonlar ‘lb waks-içermeyen gazyağı / lb waks’tır. Ekstrakt edilmeyen kağıtta gazyağı yoktur, bu nedenle ilk hücre ayrı olarak işlemlenmelidir. Yukarıda verilen denklem, kalan diğer hücrelerin (kademelerin) sayısını hesaplamada kullanılabilir. Bu kaskad için akış miktarları ve konsantrasyonlar Şekil-3’de gösterilmiştir.

Şekil-3: Örnek 1 için madde-dengesi diyagramı

Taze solventli gazyağı tüm waks dengesi vasıtasıyla bulunur. 100 lb waks- ve gazyağı-içermeyen hamur baz olarak alınsın, ve taze solvent beslenen lb gazyağı s ile gösterilsin. lb olarak waks dengesi:

Wakslı hamur:               100 x 25/75 = 33.33
Wakslı solvent:              0.0005 s
Toplam waks girişi:        33.33 + 0.0005 s
Hamurla çıkan waks:     100 x 0.002 = 0.200
Ekstrakla çıkan waks:     (s – 200) 0.05 = 0.05 s – 10
Toplam waks çıkışı:        0.05 s – 9.80
                                    33.33 + 0.0005 s = 0.05 s – 9.80
                                    s= 871 lb

Çıkan hamurdaki gazyağı 200 lb ve kuvvetli çözeltide 871-200 = 671 lb’dir. Bu çözeltideki waks 671 x 0.05 = 33.55 lb. İkinci üniteye underflowdaki konsantrasyon, birinci kademeden overflowunkine eşittir, veya 0.05 lb waks / lb gazyağı’dır. İkinci birime underflowdaki waks 200 x 0.05 = 10 lb. İkinci hücreden birinciye overflowdaki waks, waks dengesiyle,

10 + 33.55 – 33.33 = 10.22 lb

Bu akışın konsantrasyonu:

10.22/871 = 0.0117

(3.1) eşitliğinde kullanılacak değerler:

xa = ya* = 0.05                          ya = 0.0117

xb = yb* = 0.2 / 200 = 0.001        yb = 0.0005

Kademe 1 dikkate alındığında, (3.1) eşitliği:

             ln [(0.0005 – 0.001) / (0.0117 – 0.05)]

N – 1 = ¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

            ln [(0.0005 – 0.0117) / (0.001 – 0.050)]

             ln [(0.05 – 0.0117) / (0.001 – 0.0005)]

N – 1 = ¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

            ln [(0.050 – 0.001) / (0.0117 – 0.0005)]

İdeal kademelerin toplam sayısı: N = 1 + 3 = 4

 

Değişken Underflow İçin İdeal Kademe Sayısı: Underflow ve overflow kadmeden kademeye değişiyorsa hesaplamalarda McCabe-Thiele metodunun bir modifikasyonu kullanılabilir. Örnek-1’de olduğu gibi, madde dengesi kullanılarak çalışma hattı üzerinde terminal noktalar tayin edilir. Underflow L’nin miktarının bilindiği (kompozisyonunun fonksiyonu olarak) kabul edilerek, xn’nin ara değeri sabit (Ln) olduğunda, Denklem (1)’den Vn+1 hesaplanır. Sonra Denklem(2)’den overflowun bileşimi yn+1 değeri hesaplanır, ve eğri şeklindeki çalışma hattına terminal bileşim boyunca xn, yn+1 noktası işaretlenir. Çalışma hattı denge hattına çok yakın veya L ve N’de büyük bir değişiklik olmadıkça, sadece bir ara noktanın hesaplanması yeterlidir.


ÖRNEK-2: Karşıakımlı sürekli bir ekstraktörde benzenle ekstrakt edilerek kepekli unun yağı çekilecektir. Ünitede İşlenecek un miktarı (tam olarak çıkan katı bazında), saatte 1000 kg’dır. İşemlenmemiş unda 400 kg yağ ve 25 kg benzen vardır. taze solvent karışımı 10 kg yağ ve 655 kg benzen, çekilen katılar 60 kg ekstrakt edilmemiş yağ içermektedir. Deneyler, tablo-1’de gösterildiği gibi, planlanmış bataryadaki (kalan çözelti çözeltinin konsantrasyonuna bağlıdır) koşullar altında yapılıyor.

(a) kuvvetli çözeltinin veya ekstraktın konsantrasyonunu, ya

(b) ekstrakt edilen katılara bağlanmış veya yapışmış olarak kalan çözeltinin konsantrasyonunu, xb

(c) ekstrakt edilen unla ayrılan çözeltinin kütlesini, Lb

(d) ekstraktın kütlesini, Va

(e) gerekli kademe sayısını, N

bulunur. Tüm miktarlar saatlik bazdadır.

Tablo-1: Örnek-2 için Veriler

Konsantrasyon, kg yağ/kg çözelti

Tutulan çözelti, kg/kg katı

Konsantrasyon, kg yağ/kg çözelti

Tutulan çözelti, kg/kg katı

0.0

0.500

0.4

0.550

0.1

0.505

0.5

0.571

0.2

0.515

0.6

0.595

0.3

0.530

0.7

0.620


Çözüm: Underflow ve overflow çözeltilerdeki yağın kütle fraksiyonları x ve y ile gösterilsin.

Solvent girişinde:

Vb = 10 + 655 = 665 kg çözelti/saat
yb = 10/665 = 0.015

Etkisiz katılardaki çözeltinin miktar ve konsantrasyonu, denemelerle saptanır.

xb = 0.1 ise, tutulan çözelti 0.505 kg/kg (Tablo-1’den)
Lb = 0.505 (1000) = 505 kg/saat
xb = 60/505 = 0.119

Tutulan çözelti 0.507 kg/kg ise,

Lb = 0.507 (1000) = 507 kg/saat
xb = 60/507 = 0.118 (yakınlık yeterli)

Lb’de underflowdaki benzen 507 – 60 = 447 kg/saat

Katı girişinde:

La = 400 + 25 = 425 kg çözelti/saat
xa = 400/425 = 0.941

Ekstraktta yağ = giren yağ – 60 = 10 + 400 – 60 = 350 kg/saat

Ekstraktta benzen = 655 + 25 – 447 = 233 lb/saat

Va = 350 + 233 = 583 kg/saat
ya = 350/583 = 0.60

Elde edilen verilere göre, cevaplar:

(a) ya = 0.60, (b) xb = 0.118, (c) Lb = 507 kg/saat, (d) Va = 583 kg/saattir. (e) Çalışma hattı üzerinde bir aranokta tayin etmek için,

xn = 0.50 seçiliyor
Ln = tutulan çözelti = 0.571 (1000) = 571 kg/saat

Toplam dengeyle (Denklem-1)

Vn+1 = 583 + 571 – 425 = 729 kg/saat

Yağ dengesi:

Vn+1 yn+1 = Ln xn + Va ya – La xa
Vn+1 yn+1 = 571 (0.5) + 583 (0.6) – 400 = 235.3 kg/saat
yn+1 = 235.3 / 729 = 0.323

(xn, yn+1) artı (xa, ya) ve (xb, yb) noktaları, Şekil-4’de görüldüğü gibi, hafifçe eğri çalışma hattını tanımlar. Bu durumda dört kademe gereklidir.

N = 4

Şekil-4: Leaching için McCabe-Thiele diyagramı

Doygun Konsantre Çözelti: Solutun çözünürlüğünün sınırlı olması ve konsantre çözeltinin doygunluğa ulaşması hainde leachingde özel bir durumla karşılaşılır. Bu durum yukarıdaki metotlarla çözülebilir. Solventin N kademesine girişi maksimum olmalıdır; bu, 1. kademeden doygun bir overflowa ve 1. kademeden doymamış olan underflowa yapışmış olanlar hariç tüm sıvılara uyar. Eğer çok az solvent kullanılmışsa ve doygunluğa birinciden başka kademelerde ulaşılıyorsa, doymuş kademelerden biri hariç hepsi gereksizdir; N kademesinden underflowdaki solut konsantrasyonu, ihtiyaç olandan daha yüksektir.

Kademe Verimleri: Bazı leaching operasyonlarında katı tamamen geçirimsizdir ve solventin hareketine karşı duyarsızdır, yüzeyinde kuvvetli bir çözelti filmi taşır. Böyle bir durumda proseste, ekstrakttaki kütlede (bulk) ve yapışkan filmdeki konsantrasyonların eşitlenmesi sağlanır. Böyle bir proses hızlıdır, uygun herhangi bir temas zamanıyla dengeye ulaşılır.

Diğer durumlarda solut, daha fazla veya daha az geçirgen katılar boyunca dağıtılır; böyle hallerde leaching hızı, difüzyon hızına bağlı olarak gelişir.

2. SIVI EKSTRAKSİYONU

Distilasyonla ayırma etkisiz veya çok zor olduğunda, düşünülecek başlıca alternatiflerden biri sıvı ekstraksiyon metodudur. Distilasyonla, hatta vakum altında bile ayrılamayan kaynama noktaları yakın karışımlar safsızlıklardan, çoğu zaman ekstraksiyonla ayrılır. Ekstraksiyon yönteminde buhar basıncı yerine kimyasal farklılıklar kullanılır. Örneğin, fermentasyon suyundan penisilin, karışımın bütil asetat gibi bir solventle ekstrakt edilip pH’ın düşürülmesiyle elde edilebilir. Sonra solvent tamponlanmış bir fosfat çözeltisiyle işlemlenir, solventten sulu penisilin ekstraksiyonla çekilir, kurutularak saf halde penisilin elde edilir.

Ekstraksiyonun önemli uygulama alanlarından biri, kimyasal yapıları farklı, fakat hemen hemen aynı kaynama aralıklarına sahip olan petrol ürünülerinin ayrılmasıdır. yağlama yağı fraksiyonları (kaynama noktaları >300 0C), düşük sıcaklıklarda kaynayan polar solventlerle (fenol, furfural, metil pirolidon gibi) işlemlenerek içerdikleri aromatikler ekstrakt edilir, geriye çoğunluğu parafinler ve naftenlerden oluşan yağ kalır. Aromatiklerin viskozite-sıcaklık özellikleri zayıftır, ancak kaynama-noktası aralıklarının üstüste binmesi nedeniyle distilasyonla ayrılamazlar. Benzer bir prosesle aromatikler, yüksek sıcaklıkta kaynayan polar bir solventle katalitik reformattan ekstraksiyonla çekilir ve sora distillenerek saf benzen, toluen ve ksilenler elde edilir (bunlar kimyasal aramaddeler olarak kullanılır). Bu amaçla kullanılan en iyi polar solvent, uçuculuğu çok düşük (k.n.= 290 0C) ve aromatikler için seçici özelliğe sahip halkalı bir bileşik olan sülfolandır (C4H8SO2).

Distilasyon veya ekstraksiyonun uygulanabileceği durumlarda, hem ısıtma ve hem de soğutma gerektirmesine rağmen distilasyon tercih edilir. Ekstraksiyonda solvent tekrar kullanılmak için temiz olarak çekilmelidir (genellikle distilasyonla); bu işlem normal distilasyondan daha komplike ve çoğu zaman daha pahalıdır. Yine de ekstraksiyon, çalışma sıcaklığının seçimi, solventin tipi ve miktarının seçimi gibi çalışma koşullarının değiştirilebilmesi yönünden daha esneklik sağlar. Pek çok problemde ekstraksiyon ve distilasyonun tercihi, kıyaslamalı çalışmaya dayanır.

Ekstraksiyon Cihazı

Sıvı-sıvı ekstraksiyonda, gaz absorpsiyonu ve distilasyonda olduğu gibi, iki faz arasında iyi bir temas sağlanmalıdır; bu durum, malzemenin transferi ve sonra ayrılabilmesi için çok önemlidir. Absorpsiyon ve distilasyonda karışma ve ayrılma kolay ve hızlıdır. Ekstraksiyonda ise iki fazın yoğunlukları kıyaslanabilir seviyelerdedir, dolayısıyla karıştırma ve ayırmada (gravitasyonal akış kullanıldığında) gereken enerji küçüktür. İki fazın karıştıriması ve ayrılması zor proseslerdir. Her iki fazın viskozitesi de relatif olarak yüksektir ve çoğu ekstraksiyon cihazında doğrusal hız düşüktür. Bazı tip ekstraktörlerde karıştırma ve ayırma için gerekli enerji mekanik yöntemlerle sağlanır.

Ekstraksiyon cihazı yığın (batchwise) veya sürekli çalışabilecek şekilde dizayn edilebilir. Çalkalanan bir kapta besleme sıvı, solventle karıştırılır, sonra tabakalar çöktürülür ve ayrılır. Ekstrakt: solvent artı ekstrakt edilen solute tabakası, rafinat: solutun üzaklaştırıldığı tabakadır. Ekstrakt rafinattan daha hafif veya daha ağır olabilir; dolayısıyla bazı hallerde cihazın üstünden veya bazen de altından geldiği görülebilir. Birden fazla temas istendiğinde işlem tekrarlanabilir, fakat miktarlar büyükse ve birkaç temas gerekiyorsa, böyle durumlarda daha ekonomik olan sürekli akış (kontinü) operasyonu uygulanmalıdır.

Ekstraksiyon cihazlarının çoğu kontinüdür; peşpeşe kademe temaslı veya diferensiyal temaslı olabilir. Örnek olarak karıştırıcı-çöktürücüler, gravitasyonal akışla çalışan çeşitli dikey kuleler, çalkalamalı kule ekstraktörler, santrifüjlü ekstraktörler sayılabilir.

Çeşitli tiplerde ekstraksiyon cihazlarının karakteristik özellikleri Tablo-2’de verilmiştir. Sıvı-sıvı ekstraksiyon poröz membranlarla da yapılabilmektedir. 

Karıştırıcı-Çöktürücüler: Yığın (kesikli-batch) ekstraksiyon için karıştırıcı ve çöktürücü aynı ünite olabilir. Bir türbin veya pervane propeller çalkalayıcının bulunduğu bir tank en yaygın olanıdır. Karıştırma çevriminin sonunda karıştırıcı durur, graviteyle tabakalar ayrılmaya bırakılır, ve ekstrakt ve rafinat, alttaki boşaltma hattından (görme camı vardır) ayrı kaplara çekilir. Bir ekstraksiyon için gerekli karıştırma ve çökelme zamanları sadece denemelerle tayin edilebilir Bu süreler, tipik olarak karıştırma için 5 dakika, çöktürme için 10 dakikadır; daha kısa ve daha uzun zamanlar da olabilir.


Tablo-2: Ticari Ekstraksiyon Cihazları Performansı

Tip

Birleştirilen akımların sıvı kapasitesi, ft3/ft2-saat

HTU, ft

Tepsi veya kademe verimi, %

Tepsiler veya kademeler arasındaki mesafe, inç

Tipik
uygulamalar

Karıştırıcı-çöktürücü

 

 

75-100

 

Duo-sol lube-oil proses

Sprey kolon

50-250

10-20

 

 

Kostik sodadan tuzun amonyak ekstraksiyonu

Dolgulu kolon

20-50

5-20

 

 

Fenol geri kazanma

Delikli–levhalı kolon

10-200

1-20

6-24

30-70

Furfural lube-oil proses

Bafıl kolon

60-105

4-6

5-10

4-6

Asetik asit geri kazanma

Çalkalamalı kule

50-100

1-2

80-100

12-24

Farmasetikler ve organik kimyasallar



Şekil-5: Karıştırıcı-çöktürücü (mixer-settler) ekstraksiyon sistemi

Sürekli akışlı ekstraksiyonda karıştırıcı ve çöktürücü genellikle cihazın ayrı ayrı üniteleridir. Karıştırıcı küçük bir tank olabilir; giriş ve çıkış hatları, kısa-devre önleyiciler (bafıllar) içerir. Çöktürücü çoğu kez basit bir sürekli gravite dekantördür. Kolayca emülsifiye olabilen ve yaklaşık aynı yoğunluktaki sıvılarla çalışıldığında, karıştırıcı deşarjı bir elekten veya cam yünü bir keçeden geçirilerek, gravite çöktürücüye gitmeden önce, dispers fazdaki damlaların birleşmeleri sağlanır. Tüp veya disk-tip santrifüjlerin kullanıldığı değişik ayırma prosesleri de vardır.

Karşıakımlı akışla çalışan bir karıştırıcı-çöktürücü dizisi için birkaç temas kademesi gerekir (Şekil-5). Her çöktürücüden gelen rafinat, bir sonraki karıştırıcıya besleme olarak girer; burada ara ekstrakt veya taze solventle buluşur. 

Püskürtmeli (Spray) ve Dolgulu (Packed) Ekstraksiyon Kuleleri: Bu tip kule ekstraktörler kademe temasları değil diferansiyel temaslar sağlar, karıştırma ve çökelme eşzamanlı ve süreklidir. Şekl-6’da görülen sprey kulede hafif sıvı alttan girer ve A nozuluyla (delikli ağızlık) küçük damlalara dağıtılır; bunlar, sürekli olarak yukarıdan aşağıya akan ağır sıvı kütlesi boyunca yükselir ve tepede toplanarak ‘hafif sıvı akımı’ formunda kuleyi terk eder. Ağır sıvı kulenin tabanından çıkar. Şekil-6’da hafif faz dispers halde (dağıtılmış), ağır faz süreklidir. Bunun tersi bir durum da yaratılabilir; kulenin tepesinde ağır akım hafif faz içinde püskürtülerek, sürekli bir hafif faz akımı boyunca dispers halde aşağı iner. Dispers fazın seçimi, akış hızlarına, viskozitelere ve her iki fazın ıslatma özelliklerine bağlıdır; seçim genellikle denemelere dayanır.

Daha büyük yüzey alanı oluşturmak için akış hızı daha yüksek olan faz dispers edilebilir; fakat viskozitelerde önemli derede farklılık varsa, yüksek bir çökelme hızı sağlayabilmek için viskozitesi yüksek olan faz dispers edilir. Bazı araştırmacılara göre dolgulu kulelerde sürekli faz dolguları ıslatır; ancak iyi performans için böyle bir gereksinime ihtiyaç yoktur. Hangi faz dispers edilirse edilsin kolon boyunca damlaların hareketi, dispers fazdaki sıvıyı, diğer fazla temastaki ‘taze temas’ içine taşır.

Kule boyunca akarken fazlar arasında sürekli madde transferi vardır ve her bir fazın kompozisyonu değişir. Herhangi bir seviyede, şüphesiz dengeye ulaşılmamıştır; gerçekte madde transferi için yürütücü kuvvet dengeden ayrılmakla sağlanır. Kütle transfer hızı, distilasyon veya absorpsiyonla kıyaslandığında nisbeten düşüktür ve uzun bir kolon, sadece birkaç mükemmel kademeye (tepsiye) eşdeğerdir.

Gerçek sprey kulelerde damlalar ve sürekli faz arasında temasın en etkin görüldüğü yer damlaların oluştuğu bölgedir. Nedeni yeni oluşan damlalarda kütle transfer hızının daha yüksek olması veya sürekli fazın geri-karışması olabilir. Herhangi bir durumda kolon yüksekliğini artırma aşamaların sayısında orantılı bir artış sağlamaz; kolon boyunca sık aralıklarla damlaların yeniden-dispersiyonu daha etkilidir. Bu durum kulenin halka veya eyer (saddle) gibi dolgu malzemeleriyle doldurulmasıyla sağlanır. Dolgular damlaları birleştirir ve yeniden-şekillendirir, belirli bir uzunluktaki kolondaki kademe sayısını artırır (Tablo-2). Dolgulu kuleler, basitlik yönünden sprey kulelere benzer. En büyük dezavantajı katıların dolgu malzemeleri içinde toplanması ve kanallaşmanın oluşmasıdır.

 

Şekil-6: Sprey kule

Dolgulu Kulelerde Islanma (veya Göllenme ‘Flooding’) Hızları: Fazlardan birinin (ya dispers faz veya sürekli faz) akış hızı sabit tutulur diğerininki kademeli olarak yükseltilirse, dispers fazın birleştiği, yükselen fazı yakaladığı ve her iki fazın da sürekli faz çıkışından ortamı terk ettiği bir noktaya ulaşılır. Bu etkiye ‘flooding’ denir. Floodingde bir fazın akış hızı daha büyük, diğerininki daha küçüktür. Bir kolonun flooding noktasının altındaki akış hızlarında çalıştırılması gereklidir.

Dolgulu kolonlarda flooding hızlar Şekil-7’den tahmini olarak bulunabilir. Şekilde:

            (Ö Vsc +  Ö Vsd)2) rc
Absis:   ¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾   grubu
                        av mc
                mc    s          av
Ordinat ¾ ( ¾ )0.2  ( ¾ )1.5  grubu
                Dr    rc         e
Vsc ve Vsd: sürekli ve disperd fazların yüzeysel hızları
mc: sürekli fazın viskozitesi, lb/ft-sa
s = fazlar arasındaki yüzeyarası gerilim, din/cm
rc = sürekli fazın yoğunluğu, lb/ft3
Dr = fazlar arasındaki yoğunluk farkı, lb/ft3
av = dolgunun spesifik yüzey alanı, ft2/ft3
e = dolgu bölümünün porozite veya boşluk fraksiyonu

Şekil-7’deki gruplar boyutsuz değildir; hesaplamalarda uygun birimler kullanılmalıdır.


Şekil-7: Dolgulu ekstraksiyon kulelerinde ıslanma hızları

Delikli-Tepsili (Perforated-Plate) Kuleler: Sıvı damlaların yeniden-dispersiyonu çaprazlama yerleştirilen delikli-tepsilerde yapılır. Bir ekstraksiyon kulesinde deliklerin çapı 1.5-4.5 mm, tepsilerin aralıkları 150-260 mm’dir (6-24 inç). Genellikle hafif sıvı dispers fazdır; düşey borular ağır sürekli fazı bir tepsiden diğerine taşır. Şekil-8a’da görüldüğü gibi, hafif sıvı her tepsinin altında ince bir tabaka halinde toplanır ve üstteki ağır sıvı tabakası içine girer.

Değiştirilmiş bir tasarım Şekil-8b’de verilmiştir. Delikler, bir tepsiden diğerine soldan sağa değişerek, tepsinin sadece bir tarafındadır. Hemen hemen tüm ekstraksiyon deliklerin üzerindeki karıştırma bölgesinde gerçekleşir; hafif sıvı (yağ) yükselir, bir sonraki (üstteki) tepsinin altındaki bölgede toplanır ve sonraki deliklere akar. Sürekli faz ağır sıvı (solvent) karıştırma bölgesinden çöktürme bölgesine yatay olarak geçer; içindeki hafif sıvı damlaları ayrılır ve üstteki tepsiye yükselir. Bu dizayn, solventle aşağı taşınan yağ miktarını azaltır ve ekstraktörün etkinliğini artırır.


Şekil-8: Delikli-tepsili ekstraksiyon kuleleri; (a) delikler yatay tepsilerdedir, 
(b) karıştırma ve çöktürme bölgeli kaskad bent tepsisi

Bafıl Kuleler (Baffle Towers): Bu tip ekstraksiyon kulelerinde yatay bafıl tepsiler bulunur. Ağır sıvı her bafılın üstünden akar ve bir alttakine dökülür; hafif sıvı her bafılın altından akar ve kenardan ağır faza girer. En çok kullanılanlar disk-ve-doughnut bafıllar ve side-to-side bafıllardır. Her iki tipte de bafıllar arasındaki nesafe 100-150 mm’dir (4-6 inç).

Bafıl kulelerde küçük delikler bulunmaz. Süspansiyon halde katılar içeren kirli çözeltilerden fazla etkilenmez. Disk-ve-doughnut bafılların değişik bir türünde biriken katıların bafıldan uzaklaştırılması için kazıtıcılar bulunur. Sıvı akışı düzgün olduğundan, yönünde ve hızında keskin değişiklikler olmadığından, bafıl kuleler kolaylıkla emülsüye olabilen sıvılar için uygun ekipmanlardır. Aynı nedenle, etkin karıştırıcılar değildir ve her bafıl, sadece 0.05-0.1 ideal kademeye eşdeğerdir.

Çalkalamalı Kule Ekstraktörler: Karıştırıcı-çöktürücüler, iki sıvı fazı karıştırmak için mekanik enerji sağlar, fakat şimdiye kadar açıklanan kule ekstraktörlerde bu yoktur. Kule ekstraktörlerde karıştırma ve ayırma graviteye dayanır; ancak mekanik enerji, merkezi bir döner şaft üzerine yerleştirilmiş dahili türbinler veya diğer çalkalayıcılarla sağlanır. Döner–disk kontaktörde (Şekil-9a) düz diskler sıvıyı dağıtır ve kule duvarı yönünde dışarı dışarı yönlendirir veya iter; burası, iki fazın ayrılabileceği, stator halkaların yarattığı sakin bölgelerdir.

Diğer dizaynlarda pervaneler (impeller), sakinleştirici bölümlerle ayrılmıştır; böylece biri diğerinin üzerinde etkin bir karıştırıcı-çöktürücü yığını (istif) meydana getirilmiştir. York-Scheibel ekstraktörde (Şekil-9b) karıştırıcıları çevreleyen bölgeler, fazların birleşme ve ayrılmalarını destekleyen tel eleklerle doldurulmuştur. Ekstraksiyonun en büyük kısmı karıştırma bölgelerinde gerçekleşirken birazı da sakinleştirici (dinlendirici) kısımlarda olur. Böylece her bir karıştırıcı-çöktürücü ünitenin verimi %100’ün üstüne çıkar.


Şekil-9: Çalkalamalı ekstraksiyon kuleleri; (a)döner-disk ünitesi, (b) York-Scheibel ekstraktör

Tipik olarak her bir karıştırıcı-çöktürücünün yüksekliği 300-600 mm’dir (1-2 ft); bunun anlamı, oldukça kısa bir kolonda birkaç teorik temas olabileceğidir. Problem, dahili hareketli parçaların bakımıdır; ayrıca özellikle korozif sıvılar önemli bir dezavantajdır. 

Puls (Darbeli) Kolonlar: Çalkalama, puls kolonlarda olduğu gibi dıştan da yapılabilir. Pistonlu bir pompa, kolonun tüm içeriğini sık aralıklarla pulslar; böylece sıvı fazların normal akışı üzerine küçük genlikte bir piston genliği eklenir. Kulede sıradan dolgular veya özel elek tepsiler olabilir. Dolgulu bir kulede pulslamayla sıvılar dağılır, kanallar bozulur ve fazlar arasındaki temas büyük ölçüde korunur. Elek-tepsi puls kulede boşluklar (delikler), pulssuz kulelerdekinden daha daha küçüktür; delik çapları 1.5-3 mm, her tepside toplam açık alan kulenin kesit alanının %6-23’ü kadardır. Bu tip kuleler genellikle, yüksek koroziviteli radyoaktif sıvıların işlenmesinde kullanılır. İdeal durum, yukarı doğru pulslamayla hafif sıvının ağır faz içinde dağıtılması ve aşağı pulslamada ağır fazın hafif faza girmesidir. Bu koşullarda kademe verimi %70’e ulaşabilir. Böyle bir durum mümkündür, ancak sadece iki fazın hacimlerinin hemen hemen aynı olması ve ekstraksiyon sırasında hacim değişikliği olmaması halinde gerçekleşebilir. Daha olağan durumda, dispersiyonlar az etkindir, bir fazın bir yönde geri akışı vardır; tepsi verimi %30 dolayların kadar düşer. Buna rağmen hem dolgulu ve hem de elek-tepsili puls kolonlarda verilen bir teorik temas sayısı için istenilen yükseklik, pulssuz bir kolonda gerekenin üçte birinden daha küçüktür. 

Santrifüjlü Ekstraktörler: Fazların dispersiyonu ve ayrılması santrifüj kuvvetle önemli derede hızlandırılabilir; bu nedenle bazı ticari ekstraktörlerde bu amaçlı cihazlar kullanılır. Podbielniak ekstraktörde, ağır metal kasada delikli bir spiral şerit, sıvıların girip çıktığı içi boş bir yatay şaft üzerine sarılır. Hafif sıvı, santrifüj kuvveti yenebilecek 3-12 atm. basınçla spiralin dışına pompalanırken, merkeze ağır sıvı beslenir. Sıvılar, şeritler ve kasa duvarları tarafından oluşturulan pasajdan karşı-akımlı akar. Ağır sıvı spiralin dış yüzeyi boyunca dışarı doğru, hafif sıvı iç yüzeyde içe doğru hareket eder. Sıvı-sıvı arayüzde yüksek shear dolayısıyla hızla kütle transferi olur. Ayrıca, bir miktar sıvı şeritteki deliklere girer ve türbülensi artırır. Tek bir cihazda 20 kadar teorik temas sağlanabilir; genellikle bu rakam 3-10 arasındadır. Santrifüjlü ekstraktörler pahalıdır ve kullanım alanları sınırlıdır. 

Yardımcı Cihazlar: Bir ekstraksiyon kulesindeki dispers fazın, sürekli bir tabaka halinde birleşmesine izin verildiği noktada, bir ürün akımı çekilir. Bu tabaka ve baskın sürekli faz arasındaki arayüz, dolgulu kolonun üstünde veya altında açık bir bölgeye ayarlanır. Arayüz, elek-tepsili bir kolonda hafif fazın dispers olduğu durumda kule tepesine yakın bir bölgededir. Eğer ağır faz dispers oluyorsa arayüz, kule tabanına yakın bir yerde tutulur. Ağır faz için arayüz seviyesi, dışarı açık bir çıkışla (vent) kontrol edilir (sürekli gravitasyonal dekanterde olduğu nibi). Büyük kolonlarda arayüz seviyesi, ağır-sıvı çıkış hattında bulunan bir valfle (seviye kontrol edici) istenilen noktaya ayarlanır.

Sıvı-sıvı ekstraksiyonda solvent, ekstrakttan veya rafinattan veya her ikisinden de ayrılmalıdır. Bu nedenle pek çok ekstraksiyon sisteminde distilleyiciler, buharlaştırıcılar, ısıtıcılar ve kondenserler gibi yardımcı ekipmanlar bulunur; sistemin toplam maliyeti, ekstraksiyon cihazından çok daha fazladır.

Ekstraksiyonun Prensipleri

Sürekli ekstraksiyon metotlarının çoğu, iki faz arasında karşı-akım temasnıı kullanır; fazlardan biri hafif sıvı, diğeri ağır sıvıdır. Karşıakım gaz absorpsiyonu ve rektifikasyonun (damıtma, zenginleştirme) temelleri sıvı ekstraksiyon çalışmalarına dayanır. İdeal kademeler, kademe verimi, iki akım arasındaki minimum oran ve cihaz boyutu, ekstrasyonda da, distilasyonda olduğu kadar önemlidir. 

Denge ve Faz Kompozisyonları: Sıvı ekstraksiyonda denge ilişkileri, diğer ayırma proseslerinden genellikle daha karmaşıktır; nedeni, üç veya daha fazla eleman bulunması ve her elemanın bir kısmının her fazda bulunabilmesidir. denge verileri bir üçgen diyagramda gösterilebilir. Şekil-10’daki aseton-su-metil izobütil keton (MIK) sistemi tip-I sisteme bir örnektir; solventin (MIK) ve seyrelticinin (su) kısmi çözünürlüğünü, solventin toplam çözünürlüğüyle ekstrakt edilen (aseton) komponenti gösterir. Anilin-n heptan-metilsikloheksan (MCH) formu, bir tip II sistemidir (Şekil-11); solvent (anilin), diğer iki komponentle sadece kısmen çözünürdür.


Şekil-10: Aseton-MIK-su sistemi, 25 0C’de

Şekil-11: Anilin-n heptan-MCH sistemi, 25 0C’de; a: solut MCH,
 b: seyreltici n-heptan, s: solvent anilin

Bir ekstraksiyon prosesinin bazı özellikleri Şekil-10 kullanılarak belirlenebilir. Bir aseton ve su karışımına solvent ilave edildiğinde oluşan karışımın bileşimi, saf solvent için olan nokta ve orijinal ikili karışımın noktası arasındaki düz bir doğru üzerine düşer. Yeteri kadar solvent ilave edildiğinde tüm bileşim kubbe-şeklindeki eğrinin altına iner ve karışım iki faza ayrılır. Faz bileşimlerini tanımlayan noktalar düz bir hat (tie-hattı) olarak birleştirilebilir; tie hattı, karışımın tüm bileşimini kapsar. Basit olması için sadece birkaç tie hattı çizilmiştir. ACE hattı MIK tabakasının (ekstrakt) ve BCD hattı su tabakasının (rafinat) bileşimlerini gösterir. Karışımın içerdiği toplam aseton miktarı arttığında iki fazın bileşimleri birbirine yaklaşır ve E ‘plait (kıvrım) noktası’nda eşit olur.

Şekil-10’daki tie hatları sola doğru eğimlidir ve asetondaki ekstrakt fazı rafinat fazından daha zengindir; yani, asetonun çoğu, sadece orta miktarda solvent kullanılarak su fazından ekstrak edilebilmektedir. Tie hatları yatay veya sağa doğru eğimliyse ekstraksiyon hala olabilir, fakat son ekstrakt asetondaki kadar zengin olmayacağından daha fazla solvent kullanılması gerekir;

İstenilen ürünün (aseton) seyrelticiye (su) oranı yüksek olmalıdır. Suyun MIK solventte çözünürlüğü sadece %2’dir; fakat aseton konsantrasyonu artarken ekstrakt fazdaki su miktarı da artar. Şekil-12’de, Şekil-10’da elde edilen verilerden aseton miktarıyla (yA) su miktarındaki (yH2O) artış grafiğe alınmıştır. yA/ yH2O oranı, ekstrakt fazdaki aseton miktarı %27 olduğunda bir maksimuma yükselir. Daha yüksek bir aseton konsantrasyonu elde edilebilir, fakat ekstrakt üründeki daha fazla su miktarı operasyonu olumsuz yönde etkiler.


Şekil-12: MIK-Aseton-H2O sistemi için ekstrakt fazının bileşimi

Tek-kademeli bir ekstraksiyondan elde edilen faz bileşimleri üçgen diyagram kullanılarak kolaylıkla bulunabilir. Örneğin, %40 aseton ve %60 su içeren bir bir karışım, eşit kütlede MIK solventle temas ettirilirse tüm karışım Şekil-10’daki M noktasıyla tanımlanır; 0.232 aseton, 0.043 su ve 0.725 MIK içeren ekstrakt fazını gösteren yeni bir tie hattı çizilir. Rafinat fazı 0.132 aseton, 0.845 su ve 0.023 MIK olacaktır. Rafinat fazın taze solventle temasının tekrarlanmasıyla-ki buna çapraz akım ekstraksiyon denir-asetonun çoğunun geri kazanılması mümkündür; fakat fazla miktarda solvente gereksinim olduğundan verimi, karşıakım kaskad yönteminden daha düşüktür. 

McCabe-Thiele Metodunun Kullanılması: Karşıakımlı bir kaskadda belirlenen sayıda ideal kademeler için ayırma, bir üçgen diyagramla ve çeşitli grafiksel tekniklerle elde edilebilir; fakat bu amaçla modifiye bir McCabe-Thiele metodunun kullanılması kolaydır ve çoğu durumda tatmin edici doğrulukta sonuç verir. Metot, ekstrakt ve rafinat fazlardaki solut konsantrasyonuna odaklıdır; diyagram ekstrakttaki seyrelticinin veya rafinattaki solventin konsantrasyonunu göstermez. Ancak, her iki fazdaki bu minör komponenetler, ekstrakt ve rafinatın toplam akışının hesaplanmasında hesaplanır; bu, çalışma hattının konumunu etkiler.

McCabe-Thiele metodunun ekstraksiyon prosesine uygulanmasında, denge verileri dik açılı bir grafik üzerinde gösterilir. V fazdaki veya solut kütle fraksiyonu ordinatta, rafinat fazdaki solut kütle fraksiyonu apsiste toplanır. Tip I sistem için, eşit bileşimli denge hattı ‘plait (kıvrım) nokta’sında sonlanır. Üçlü bir sistemin tanımlanmasında sadece bir konsantrasyonun kullanılması garip gelebilir; fakat belirli bir kademeyi terk eden fazlar dengedeyse, her iki fazın da bileşimini saptamak için sadece bir konsantrasyona ihtiyaç vardır.

Ekstraksiyon diyagramı için çalışma hattı, aşağıda tekrar verilen Denklem(3)’e dayanır.

                   1                    Vaya - Laxa

yn+1 = ¾¾¾¾¾¾¾  xn + ¾¾¾¾¾¾
        1 + (Va – La) / Ln       Ln + Va – La

Eşitlik, L fazında n kademesini terk eden ve V fazında n + 1 kademesinden gelen solut konsantrasyonu arasındaki ilişkiyi verir. Çalışma hattındaki terminal noktalar, (xa, ya) ve (xb, yb), üçlü denge verileri dikkate alınarak, genellikle toplam madde dengesiyle tayin edilir. Kolonu geçerlerken rafinat fazında (L) azalma, ekstrakt fazında (V) artma nedeniyle çalışma hattı eğri şeklindedir. Çalışma hattı üzerinde bir veya daha fazla ara nokta için madde dengesi ile sağlama yapılır; adımlar çizilerek ideal kademelerin sayısı tayin edilir.

İdeal kademelerin sayısı belirtildiğinde, ekstrakt edilen solut fraksiyonu ve son kompozisyonlar deneme-yanılma yoluyla tayin edilir. Ekstrakt edilen fraksiyon veya son ekstrakt kompozisyonu varsayılır ve eğri çalışma hattı çizilir. Çok sayıda kademe istendiğinde, ekstrakt edilen küçük bir fraksiyon varsayılır ve hesaplamalar tekrarlanır. Ekstraksiyon hesaplamaları için bilgisayar programları vardır.

 

ÖRNEK-3: Bir karşıakım ekstraksiyon sisteminde aseton-su karışımından, 25 0C’de metil izobütütil ketonla (MIK) aseton ekstrakt edilmektedir. Beslenen karışımda %40 aseton, %60 su bulunmaktadır. Ekstraksiyon sıvısı olarak, beslemeyle kütlece eşit miktarda saf solvent kullanılmıştır.

·         Beslemedeki asetonun %99’unun ekstrakt edilebilmesi için kaç tane ideal kademe gerekir?

·         Solvent ayrıldıktan sonra ekstraktın kompozisyonu ne olur?

Çözüm: Şekil-10’daki veriler kullanılarak Şekil-13’te görülen yA-xA denge ilişkisi eğrisi (üstteki) çizilir.

Operasyon hattı için uç noktalar, su miktarı için ekstrakt fazında, MIK için rafinat fazında madde dengeleriyle tayin edilir. Baz: F = 100 (saatte kütle birimi).

n = ekstrakttai H2O kütle akış hızı

m = rafinatta MIK kütle akış hızı

A’nın %99 geri kazanımı için:

ekstraktta: 0.99 x 40 = 39.6 A    rafinatta: 0.4 A


Şekil-13: Eksrtaksiton için McCabe-Thiele diyagramı

Toplam akışlar:

tepede: La = F = 100 = 40 A + 60 H2O

Va = 39.6 A + n H2O + (100 – m) MIK = 139.6 + n – m

tabanda: Vb = 100 MIK

Lb = 0.4 A + (60 – n) H2O + m MIK = 60.4 + m – n

n ve m küçük olduğundan, Va ve La’nın toplamımda ihmal edilebilir; toplam ekstrakt akımı Va 140 kadardır; bu durumda yA,a » 39.6/140 = 0.283, xA,b » 0.4/60 = 0.0067. Bu tahminler, n ve değerlerinin hesaplanmasından sonra düzeltilir.

Şekil-10’dan, yA = 0.283, yH2O = 0.049 için,

        0.049
n = ¾¾¾¾ (39.6 + 100 – m)
     1 – 0.049

m çok küçükse imal edilir, n » 7.2

xA = 0.007, xMIK = 0.02 için,

          0.02

m = ¾¾¾¾ (0.4 + 60 – n)
       1 – 0.02

        0.02

m » ¾¾¾ (0.4 + 60 – 7.2) = 1.1
        0.98

Bu değere göre hesaplama yeniden yapılır:

          0.049
n = ¾¾¾¾¾ (39.6 + 100 – 1.1) = 7.1
      1 – 0.049

Va = 139.6 + 7.1 – 1.1 = 145.6      yA,a = 39.6/145.6 = 0.272

Lb = 60.4 + 1.1 – 7.1 = 54.4          xA,b = 0.4/54.4 = 0.0074

Operasyon hattının uçları (0.0074, 0) ve (0.40, 0.272) noktalarıdır.

Çalışma hattı üzerinde bir ara nokta için yA = 012 alındığında V ve L değerlerinin hesaplanması. Şekil-10’dan,

yH2O = 0.03        yMIK = 0.85

Rafinat fazda sadece %2-3 MIK bulunduğundan, MIK’in tamamının (%100) ekstraktta olduğu kabul edilebilir (solventte olduğu gibi):

100 » VyMIK                    V » 100/0.85 = 117.6

Solvent girişinden (taban) ara noktaya denge:

Vb + L = Lb + V             L » 54.4 + 117.6 – 100 = 72.0

Aynı bölgede A’daki denge:

LxA + Vbyb = Lb xb + VyA  

LxA » 0.4 + 117.6 (0.12) – 0       xA » 14.5/72 = 0.201

Bu değer yeterince doğru olabilir, ancak V, L, xA için düzeltilmiş değerler bulunabilir.

xA = 0.201 için, xMIK » 0.03 (Şekil-10)

Solvent girişinden ara noktaya MIK dengesiyle:

Vb + LxMIK = Lb xMIK,b + VyMIK       VyMIK = 100 + 72 (0.03) – 1.1

düzeltilmiş V = 101.1 / 0.85 = 118.9

düzeltilmiş L = 54.4 + 118.9 – 100 = 73.3

düzeltilmiş xA = (0.4 + 118.9 x 0.12) / 73.3 = 0.200

xA = 0.20, yA = 0.12 hafif eğimli çalışma hattındadır. Şekil-13’den N = 3.4 kademe.

 

Tip II Sistemlerin Karşıakım Eksraksiyonu, Reflukslı (Geri akışlı): Distilasyonda olduğu gibi, beslemedeki komponentlerin ayrılmasını etkinleştirmek için karşıakımlı ekstraksiyonda refluks kullanılabilir. Bu metot, tip II sistemlerin işlenmesinde özellikle etkindir; çünkü merkez-besleme kaskadla ve refluks kullanılarak iki komponent hemen hemen saf ürünler olarak ayrılabilir.

Bir reflukslı karşıakım ekstraksiyon diyagramı Şekil-14’de görülmektedir. Bu metot ve fraksiyonlama arasındaki benzerliği anlamak için kaskadın tepsili bir kolon olduğu kabul ediliyor. Metotta, kaskadı terk eden ekstrakttan yeteri kadar solvent ayrılması istenir. Rafinat forma geçen akımın bir kısmı refluks halinde kaskada geri dönerken kalanı ürün olarak çekilir. Dipten dip ürün rafinat çekilir, taze solvent alınır. Dipten alınan rafınat ürünün (herhangi bir bölümünün) refluksa döndürülmesine gerek yoktur. Buradaki durum sürekli distilasyondakine benzemez; sürekli distilasyonda diplerin bir kısmının, kolona ısı sağlamak amacıyla buharlaştırılması gerekir.

Şekil-14: Reflukslu karşıakım ekstraksiyon

Solvent ayırıcı, normal bir damıtıcı veya distilleyicidir (Şekil-14). Solvent içermeyen ürünler elde edilebilmesi için, her iki üründen solvent, stripping işlemiyle veya suyla yıkanarak (bazı durumlarda) uzaklaştırılır.

Distilasyon ve ekstraksiyon arasındaki yakın benzerlik, her ikisinde de refluks kullanıldığında, Tablo-3’te gösterilmiştir. 


Tablo-3: Ekstraksiyonun Distilasyonla Kıyaslanması
(her ikisinde de refluks kullanılmıştır)

Distilasyon

Ekstraksiyon

Kaskadda buhar akımı V

Kaskadda ekstrakt akımı V

Kaskadda sıvı akımı L

Kaskadda rafinat akımı L

Tepe ürünü D

Ekstrakt ürün D

Dip ürün B

Rafinat ürün B

Kondenser

Solvent separatör

Dip-ürün soğutucu

Rafinat solvent stripper

Tepe-ürün suğutucu

Ekstrakt solvent stripper

Reboilere ısı qr

Kaskada solvent sB

Kondenserde ısı uzaklaştırma qc

Separatörde solvent uzaklaştırma sD

Refluks oranı RD = La/D

Refluks oranı RD = La/D

Rektifiye bölümü

Ekstrakt-zenginleştirme bölümü

Stripping bölümü

Rafinat- stripping bölümü

  

 9 Şubat 2021

 

GERİ (proje çalışmaları)