Popülasyon genetiğinde gen akışı (göç ve alel akışı olarak da bilinir), genetik materyalin bir popülasyondan diğerine aktarılmasıdır. Gen akışı yeterince yüksekse, iki popülasyon eşdeğer alel frekanslarına sahip olacak ve bu nedenle tek bir etkili popülasyon olarak kabul edilebilecektir. Popülasyonların sürüklenme nedeniyle farklılaşmasını önlemek için 'nesil başına yalnızca bir göçmenin' yeterli olduğu gösterilmiştir.
Eğer
seçilim baskısı yeterince güçlüyse, alel alışverişi yaparken bile popülasyonlar
seçilim nedeniyle farklılaşabilir. Gen akışı, popülasyonlar arasında genetik
çeşitliliğin aktarılmasında önemli bir mekanizmadır. Göçmenler alel frekanslarını
(bir genin belirli bir varyantını taşıyan üyelerin oranı) değiştirerek
popülasyonlar arasındaki genetik çeşitliliğin dağılımını değiştirir.
Yüksek
gen akışı oranları, iki grup arasındaki genetik farklılaşmayı azaltarak homojenliği
artırabilir. Bu nedenle gen akışının türleşmeyi kısıtladığı ve grupların gen
havuzlarını birleştirerek menzil genişlemesini önlediği, böylece farklılaşma ve
adaptasyona yol açacak genetik çeşitlilikteki farklılıkların gelişmesini
önlediği düşünülmüştür. Bazı durumlarda gen akışıyla sonuçlanan dağılım,
pozitif seçilim altında yeni genetik varyantların, bir türün, veya popülasyonun,
gen havuzuna eklenmesiyle de sonuçlanabilir (adaptif introgresyon).
Farklı
popülasyonlar arasındaki gen akış hızını etkileyen bir dizi faktör vardır.
Dağılım veya hareketliliği düşük olan, parçalanmış habitatlarda meydana gelen,
popülasyonlar arasında uzun mesafelerin olduğu ve popülasyon boyutlarının küçük
olduğu türlerde, gen akışının daha düşük olması bekleniyor. Hareketlilik oranı
yüksek olan bireylerin hareket etme olasılıkları daha yüksek olduğundan, hareketlilik
dağılma oranında önemli bir rol oynar. Hayvanların bitkilerden daha hareketli
olduğu düşünülse de polenler ve tohumlar, hayvanlar, su veya rüzgar yoluyla çok
uzak mesafelere taşınabilir.
Gen
akışı engellendiğinde, bir popülasyon içindeki akrabalı yetiştirme katsayısı
(F) ile ölçülen akrabalı yetiştirmede bir artış olabilir. Örneğin, birçok ada
popülasyonu, coğrafi izolasyon ve küçük popülasyon boyutları nedeniyle düşük
gen akışı oranlarına sahiptir. Kara Ayaklı Kaya Wallaby'nin, Avustralya
kıyılarındaki çeşitli adalarda yaşayan, kendi içinde melezlenmiş birkaç
popülasyonu vardır. Popülasyon o kadar güçlü bir şekilde izole edilmiş ki, gen
akışının olmaması, yüksek akrabalı çiftleşme oranlarına yol açmıştır.
Eositlerin
ökaryotlarla kardeş grup ilişkisi, yaşam halkalarının sağ üst tarafında
gösterilen macenta 'bilgisel gen akışı' ile gösterilmektedir. 'Karyota' olarak
işaretlenmiş dikdörtgenden başlar ve ökaryotlara girmek için sola, Eosit’e
girmek için sağa doğru çatallanır. Ökaryot ve Eosit kardeş taksonlardır ve
birlikte Karyota adı verilen taksonu oluştururlar. Eosit, ökaryotik 'bilgi
genleri'nin kardeş taksonudur ve Karyota, Ökaryota'yı, Eosit’i ve bunların en
son ortak atasını içeren daldır (royalsocietypublishing).
https://en.wikipedia.org/wiki/Gene_flow
4
Haziran 2024
GERİ (biyoloji)