Evrim (evolution)

Evrim, biyolojik popülasyonların kalıtsal özelliklerinin birbirini takip eden nesiller boyunca değişmesidir. Doğal seçilim ve genetik sürüklenme gibi evrimsel süreçler, genetik çeşitlilik üzerinde etkili olduğunda, belirli özelliklerin bir popülasyonda birbirini takip eden nesiller boyunca az ya da çok yaygın hale gelmesiyle sonuçlanır. Evrim süreci, biyolojik organizasyonun her düzeyinde biyolojik çeşitliliğin ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Doğal seçilim yoluyla evrimin bilimsel teorisi, 19. yüzyılın ortalarında iki İngiliz doğa bilimci Charles Darwin ve Alfred Russel Wallace tarafından bağımsız olarak, organizmaların neden fiziksel ve biyolojik çevrelerine uyum sağladıklarına dair bir açıklama olarak tasarlandı. Teori ilk olarak Darwin'in ‘Türlerin Kökeni’ adlı kitabında ayrıntılı olarak ortaya konmuştur.

Doğal seçilim yoluyla evrim, canlı organizmalar hakkındaki gözlemlenebilir gerçeklerle kanıtlanmıştır:

·         Genellikle hayatta kalabilecek olandan daha fazla yavru üretilir

·         Özellikler, morfolojileri, fizyolojileri ve davranışları açısından bireyler arasında farklılık gösterir

·         Farklı özellikler farklı hayatta kalma ve üreme oranları sağlar (diferansiyel uygunluk)

·         Özellikler nesilden nesile aktarılabilir (uygunluğun kalıtsallığı)

Bu nedenle, birbirini takip eden nesillerde, bir popülasyonun üyelerinin yerini, o çevre için uygun özelliklere sahip ebeveynlerin yavruları alma olasılığı daha yüksektir.

20. yüzyılın başlarında, birbiriyle yarışan evrim fikirleri çürütüldü ve evrim, Mendel kalıtımı ve popülasyon genetiğiyle birleştirilerek modern evrim teorisi ortaya çıktı. Bu sentezde kalıtımın temeli, bilgiyi nesilden nesile aktaran DNA molekülleridir. Bir popülasyonda DNA'yı değiştiren süreçler arasında doğal seçilim, genetik sürüklenme, mutasyon ve gen akışı yer alır.

İnsanlık da dahil olmak üzere Yer üzerindeki tüm yaşam, yaklaşık 3.5-3.8 milyar yıl önce yaşamış olan bir ‘son evrensel ortak atayı (LUCA)’ paylaşıyor. Fosil kayıtları, erken biyojenik grafitlerden mikrobiyal mat fosillere ve fosilleşmiş çok hücreli organizmalara kadar bir ilerlemeyi içerir.

Biyoçeşitliliğin mevcut kalıpları, Yer üzerindeki yaşamın evrimsel tarihi boyunca yeni türlerin tekrarlanan oluşumları (türleşme), türler içindeki değişiklikler (anajenez) ve türlerin kaybı (yok oluş) ile şekillenmiştir.

Morfolojik ve biyokimyasal özellikler, tarihsel olarak filogenetik ağaçları yeniden yapılandırmak için kullanılan daha yakın tarihli bir ortak atayı paylaşan türler arasında daha benzer olma eğilimindedir; ancak günümüzde genetik dizilerin doğrudan karşılaştırılması daha yaygın bir yöntemdir.

Evrimci biyologlar, hipotezler oluşturup test etmenin yanı sıra, sahadan veya laboratuvarlardan elde edilen kanıtlara ve matematiksel ve teorik biyoloji yöntemleriyle üretilen verilere dayalı teoriler oluşturarak evrimin çeşitli yönlerini incelemeye devam ettiler. Keşifleri sadece biyolojinin gelişimini değil aynı zamanda tarım, tıp ve bilgisayar bilimi gibi diğer alanları da etkilemiştir.


(a) Mutasyonu takip eden doğal seçilim, daha koyu renkli bir popülasyonla sonuçlanır, (b) modern türlerin merkezdeki ortak atalarından farklılığını gösteren evrim ağacı; üç alan, bakteriler mavi, arkeler yeşil ve ökaryotlar kırmızıyla renklendirilmiştir, (c) hayat (veya yaşam) zaman çizelgesi

 

https://en.wikipedia.org/wiki/Evolution

29 Mayıs 2024

 

GERİ (biyoloji)