DNA (DNA)

Deoksiribonükleik asit (DNA), bir çift sarmal (heliks) oluşturacak şekilde birbirinin etrafında dolanan iki polinükleotid zincirinden oluşan bir polimerdir. Polimer, bilinen tüm organizmaların ve birçok virüsün gelişimi, işleyişi, büyümesi ve çoğalması için genetik talimatlar taşır. DNA ve ribonükleik asit (RNA) nükleik asitlerdir. Proteinler, lipitler ve kompleks karbonhidratların (polisakkaritler) yanı sıra nükleik asitler, bilinen tüm yaşam formları için gerekli olan dört ana makromolekül türünden biridir

İki DNA dizisi, nükleotitler adı verilen daha basit monomerik birimlerden oluştukları için polinükleotitler olarak bilinir. Her nükleotid, nitrojen içeren dört nükleobazdan (sitozin [C], guanin [G], adenin [A] veya timin [T]), deoksiriboz adı verilen bir şekerden ve bir fosfat grubundan oluşur.

Nükleotitler, bir nükleotidin şekeri ile diğerinin fosfatı arasındaki kovalent bağlarla (fosfodiester bağlantısı olarak bilinir) bir zincir halinde birbirine bağlanır ve bu da alternatif bir şeker-fosfat omurgası ile sonuçlanır. İki ayrı polinükleotit dizisinin azotlu bazları, baz eşleştirme kurallarına göre (A ile T ve C ile G), çift sarmallı DNA yapmak için hidrojen bağlarıyla birbirine bağlanır. Tamamlayıcı azotlu bazlar, tek halkalı pirimidinler ve çift halkalı pürinler olmak üzere iki gruba ayrılır. DNA'da pirimidinler timin ve sitozindir; pürinler adenin ve guanindir.

Çift sarmallı DNA'nın her iki ipliği de aynı biyolojik bilgiyi depolar. Bu bilgi, iki şerit ayrıldığında kopyalanır. DNA'nın büyük bir kısmı (insanlarda %98'den fazlası) kodlayıcı değildir, bu da bu bölümlerin protein dizileri için model görevi görmediği anlamına gelir. DNA'nın iki ipliği birbirine zıt yönlerde ilerler ve bu nedenle antiparaleldir. Her şekere dört tip nükleobazdan (veya bazdan) biri eklenir. Genetik bilgiyi kodlayan, omurga boyunca uzanan bu dört nükleobazın dizisidir. RNA iplikçikleri, transkripsiyon adı verilen bir işlemde şablon olarak DNA iplikçikleri kullanılarak oluşturulur; burada, RNA'nın urasil (U) ile ikame ettiği timin (T) durumu hariç, DNA bazları karşılık gelen bazlarla değiştirilir. Genetik kod altında, bu RNA iplikçikleri, çeviri adı verilen bir işlemle proteinler içindeki amino asitlerin dizisini belirler.

Ökaryotik hücrelerde DNA, kromozom adı verilen uzun yapılar halinde düzenlenmiştir. Tipik hücre bölünmesinden önce, bu kromozomlar DNA replikasyonu sürecinde kopyalanır ve her yavru hücre için tam bir kromozom seti sağlanır. Ökaryotik organizmalar (hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve protistler) DNA'larının çoğunu hücre çekirdeğinde nükleer DNA olarak, bir kısmını da mitokondride mitokondriyal DNA veya kloroplastlarda kloroplast DNA'sı olarak depolar. Buna karşılık prokaryotlar (bakteri ve arkeler) DNA'larını yalnızca sitoplazmada, dairesel kromozomlarda saklarlar. Ökaryotik kromozomlarda histonlar gibi kromatin proteinleri DNA'yı sıkıştırır ve organize eder. Bu sıkıştırıcı yapılar, DNA ile diğer proteinler arasındaki etkileşimleri yönlendirerek, DNA'nın hangi bölümlerinin kopyalandığının kontrol edilmesine yardımcı olur.


(a) DNA çift sarmalının (tip B-DNA) yapısı; yapıdaki atomlar elementlere göre renk kodludur ve iki baz çiftinin ayrıntılı yapıları sağ altta gösterilmiştir, (b) DNA'nın kimyasal yapısı; çift sarmalın her iki ucunda bir şeritte bir 5' fosfat, diğerinde bir 3' hidroksil grubu (-OH) bulunur

 

https://en.wikipedia.org/wiki/DNA

24 Mayıs 2024

 

GERİ (biyoloji)