Dislokasyon (yerinden oynama), kristal latis içinde atomik
(kristalografik) düzlemlerin düzenini bozan doğrusal kusudur.
Dislokasyonların kristallerdeki diğer kusurlardan farkı, muntazam
atomik düzenlenmelerdeki önemli bir distorsiyonun, kristalin içinden geçen bir hatta
yakın küçük bir alanda yoğunlaşmasıdır. Bu tür bozulmalar (distorsiyon), atomik
tabakaların kırılması veya kesilmesi gibi düzensiz olaylardır ve onların
düzenleme sıralarını bozar. Bir doğrusal kusurun kesit boyutları bir veya
birkaç atomik aralığı aşmaz ve uzunluk kristalin boyutuna erişebilir. Dislokasyon
kavramı, plastik deformasyon mekanizmasını açıklamak için Frenkel ve Taylor
tarafından 1940'lı yıllarda ortaya atılmıştır.
İki tip dislokasyon vardır; kenar dislokasyonu ve vida
dislokasyonu. Kristal içindeki atomik düzlemlerden biri kırılırsa, bir kenar
dislokasyon meydana gelir; ekseni, "ekstra" yarı-düzlem kenarı
oluşturur. Bir kenar dislokasyonun en basit görsel modeli, bir sayfanın bir
bölümünün parçalandığı bir kitaptır. Kitap sayfaları atomik düzlemleri temsil
ediyorsa, parçalanmış sayfanın kenarı, kenar dislokasyon hattını taklit eder. Vida
dislokasyon, kristalin bir bölümünün latisi, diğer parçaya kaydırıldığında
ortaya çıkar; bu durum s hattına paralel olan, atomların bir yarı-düzlemi
boyunca meydana gelir.
Dislokasyonlar daima gerçek kristallerde bulunur. Metallerdeki
dislokasyonların tipik konsantrasyonu 1011 m-2 iken
izolatörler için 108 m-2'ye eşittir. Dislokasyonlar,
seçici kimyasal aşındırma, fotoelastisite analizi, X-ışını difraksiyon analizi
ve elektron mikroskopisi yöntemleriyle incelenmiştir.
Bir
kristal latiste dislokasyon