Bu bölümde gaz absorpsiyonu ve stripping (sıyırma) veya
desorpsiyon olarak tanımlanan kütle transferi işlemleri incelenmiştir.
Gaz absorpsiyonunda, inert bir gazla karışım halinde bulunan
bir gaz, az ya da çok çözülebildiği bir sıvı ile absorplarak ayrılır. Sıvı
suyla, amonyak ve hava karışımından amonyağın yıkanması bir örnek olarak
verilebilir. Çözünen, sıvıdan distilasyon yoluyla ayrılabilir ve absorplanan
sıvı atılır veya tekrar kullanılabilir.
Bazen çözünenin sıvıdan uzaklaştırılması sıvının inert bir
gazla teması yardımıyla yapılabilir ki bu tip operasyonlar gaz absorpsiyonunun
tersi şeklinde oluşur ve buna desorpsiyon veya gaz sıyırması denir.
1. Dolgulu Kulelerin
Dizaynı
Gaz absorpsiyonu ve benzer operasyonlarda kullanılan dolgulu kulelere bir örnek Şekil-1’de görülmektedir.
Cihaz, altta bir gaz girişi, üstte bir sıvı girişi, altta ve
üstte sıvı ve gaz çıkışları ve inert katı malzemelerle (dolgular) yapılan
beslemenin yer aldığı silindirik bir kolondan meydana gelir. Saf çözücü veya
içinde çözünenin bulunduğu çözeltiden sıvı, bir dağıtıcı yardımıyla dolguların
üzerinden yayılır ve düzgün bir şekilde dolguların yüzeyini ıslatır. Zengin gaz,
dağıtılma boşluğuna dolguların altından girer ve yarık içerisinden yukarıya
doğru sıvının akış yönünün tersi yönde akar. Dolgular, sıvı ve gaz arasında
geniş bir alan ve fazlar arasında çok yakın bir temas sağlar. Zengin gaz
içindeki çözünen, kuleye giren taze sıvı tarafından absorplanır, seyrelen gaz
üstten ayrılır. Sıvı, kuleden aşağıya doğru akarken çözününce zenginleştirilir;
konsantre sıvı, sıvı çıkışından geçerek kulenin altından ayrılır.
Çeşitli dolgulu kuleler vardır. Dolgular kuleye, rasgele
doldurulan veya elle istiflenen yığınlar olarak ayrılır. ¼ - 2 inçlik
birimlerden oluşan dolgular genellikle küçük kolonlarda kullanılır. Daha geniş
kulelerde 2-8 inç arasında değişen boyutlarda dolgu maddeleri tercih edilir.
Çeşitli kule dolgu maddeleri Şekil-2’de gösterilmiştir.
Şekil-1: Dolgulu kolon
Şekil-2: Tipik kule dolgu maddeleri;
(a) ve (b) sele (veya eyer), (c) ve (d) rashing halkası, (e) çapraz ayırmalı
halka, (f) tek-spiral halka, (g) çift-spiral halka, (h) üçlü spiral halka
Şekil-2a’dan 2e'ye kadar olan halka ve sele tipler dökme dolgulara; Şekil-2f’den 21h’ye kadar olanlar (spiral bölme halkalı) elle doldurulmuş dolgulara örneklerdir. Çapı 2 ve 3 inç olan büyük Raschig halkalarıın doldurulmasına da sıklıkla rastlanır. Plastik rozetler ve tel örgülerden yapılan özel şekiller gibi diğer dolgular, nadiren de olsa uygulama alanı bulur. Bir kule dolgusundaki temel gereklilikler:
- Kuledeki
sıvıya karşı kimyasal olarak inert olmalıdır.
- Aşırı
ağırlık olmaksızın güçlü olmalıdır.
- Basınç
düşüşü veya aşırı sıvı tutulması olmaksızın her iki akım için uygun geçişler
içermelidir.
- Sıvı
ve gaz arasında iyi bir temas sağlanmalıdır.
Böyle çoğu kule dolguları hamur, porselen veya grafit gibi
hafif, inert, ucuz malzemelerden yapılmaktadır. Çelik veya alüminyumun ince
duvarlı metal halkaları da bazen kullanılmaktadır. Akışkanlar için, düzensiz
veya boşluklu yüksek alanlar ve geniş geçişli dolgu birimleri yapılabilir. Böyle
bir durumda akışkanlar, %60 veya daha yüksek bir porozite yüzdesiyle açık
yapılara bağlanabilir. Çeşitli dolguların fiziksel özellikleri Tablo-1’de
görülmektedir. Doldurulmuş yataklardan geçerek açık kanallardan kesintiye
uğramadan akan kümelenmiş dolgular dökülmüş dolgulardan daha düşük basınç gösterir,
gaz genellikle hız ve yön değişikliği gösterir.
Sıvı ve Gaz Arasında
Temas
Sıvı ve gaz arasında iyi bir bağlantı özellikle geniş kulelerde karşılanması zor gerekliliklerdendir. Dolguların üzerinden dağıtılan sıvı kuleden aşağıya doğru dolguların yüzeyinden ince bir film halinde akar.
Gerçekte filmler bazı yerlerde kalınlaşırken diğer yerlerde
incelir, bundan dolayı sıvı küçük akımlar halinde toplanır ve belirli yollardan
dolgular içinden akar. Özellikle düşük sıvı hızlarında dolgu yüzeyinin
çoğunluğu kuru olabilir veya durgun bir sıvı ile kaplanır. Bu etki geniş
doldurulmuş kulelerin zayıf performansının ana sebebi olan kanallaşma olarak
bilinir.
Şekil-3: Havadan karbon tetraklorürün, dibütil ftalatta absorbsiyonunda lokal küte transfer katsayılarının değişmesi
Kanallaşma yığma dolgulu kulelerde en fazla şiddeteyken kırılmış katılarla doldurulmuş dolgularda daha az, ve halkalar gibi düzenli birimli dolgularda en az şiddettedir. Orta boyutta kulelerde kanallaşma minimumdur; bunlarda, kule çapı, dolgu çapının en az sekiz katı olmalıdır. .Kule çapının dolgu çapına oranı 8:1’den daha az ise sıvı dolguların dışından ve kolunun duvarlarından akar. Bu gerekliliğin sağlandığı dolgulu küçük kulelerde bile sıvı dağılımı ve kanallaşma kolonun performansı üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.
Şekil-3, ½ inçlik Berl eyerleriyle doldurulmuş 4 inçlik
kulede karbon tetraklorürün havada dibütil fitalat içinde absorpsiyonunda lokal
kütle transferi katsayısının dolguların tepesinden olan uzaklıkla değişimini
gösterir. Katsayı sıvı dağlımı geliştikçe dolguların tepesinden 3 ft aşağıya
kadar yükselir, sonra kanallaşmanın kulenin düşük kısımlarında başlamasıyla
belirgin bir biçimde düşer. En büyük lokal katsayı ortalama katsayının ~2,5
katı kadar olur. Büyük dolgularla doldurulmuş uzun kulelerde kanallaşma
etkisinden bahsedilebilir, dolgulu kısımda sıvıyı tekrar dağıtan, 10 ile 15 ft
aralıklarla yerleştirilmiş dağıtıcılar bulunur.
Düşük sıvı hızlarında, başlangıç sıvı dağılımı dikkate
alınmaksızın dolgu yüzeyinin çoğu akan sıvı tarafından ıslatılmaz. Sıvının hızı
yükseldikçe dolgu yüzeyinin ıslanan kısmı tüm dolgu yüzeyinin ıslak ve etkili
olduğu kritik sıvına kadar artar. Kritikten daha yüksek sıvı hızlarında
kanallaşma etkisi önemli değildir.
Akış Hızları
Sınırlaması; Yükleme ve Akma
Belirlenmiş dolguları içeren ve belirli bir akış hızıyla ıslanan
kulede gaz akış hızının bir üst sınırı vardır; sınır seviyesindeki bu gaz hızı
taşma hızı olarak adlandırılır. Taşma hız, dolgulu yatak boyunca basınç düşüşü
ve gaz akış hızı arasındaki ilişkinin, sıvının tutulmasının ve dolguların
görüntüsünün incelenmesinden bulunabilir. Bu üç farklı etki tarafından
tanımlanan taşma hızı tanımlama metoduna bağlı olarak değişir; bir sabit değil,
akış hızı aralığı olarak görünür.
Şekil-4 dolgulu bir kulede gaz akış hızı ve basınç düşüşü
arasındaki ilişkiyi göstermektedir. Birim dolgu derinliğindeki basınç düşmesi
akışkanın sürtünmesinden ileri gelir; bu gaz akış hızı Gv ye karşı
logaritmik koordinatlarla gösterilmiştir, genellikle boş kuleye bağlı olarak
kesikli alanın birim alanından birim saatte geçen gazın (lb) olarak tanımlanmasıdır.
Gv yüzey gaz hızına Gy = Vsy ry eşitliği ile ilişkilidi; ρv
gazın yoğunluğudur. Dolgular kuru olduğu zaman çizgi düz bir hattır ve eğim 1.8
civarındadır. Böylece basınç düşmesi hızın 1,8 inci kuvvetiyle artar ki bu, türbülent
akış içindeki genel sürtünme kaybı kanunu ile örtüşür. Dolgu, Gz
lb/saat hızında sabit bir akışkanla ıslanırsa gazın akış hızı ve basınç düşmesi
arasındaki ilişki Şekil-4 de gösterilen bcde hattını takip eder.
Şekil-4: Dolgulu kulede basınç
düşmesi; c: yükleme noktası, e: akma
noktası
Düşük ve orta hızlarda basınç düşmesi akış hızının 1.8’inci
kuvvetiyle orantılı olmasına karşın aynı gaz hızında kuru dolgulardakinden daha
büyüktür. Gaz hızı artarken çizgi yukarıya doğru şekilde c ile gösterilen
başlangıç noktasında eğrilir. Sonra c-d hattıyla gösterilen daha yüksek bir
hızda basınç düşmesi sabit gaz hızında artar. Yükselme c-d çizgisiyle
gösterildiği gibi düzgün bir eğri olabilir, yada c ve d noktalarında kesikli
çizgilerle gösterilen keskin kesilmeler gösterebilir. Basınç düşüşü b-c hattı
boyunca artarken dolguda tutulan sıvının miktarı sabittir ve gazın hızından
bağımsızdır. Dolgudan geçerek aşağıya doğru hareket eden sıvı gazın hareketinden
etkilenmez. Yükleme noktası denilen c noktasında gaz akışı sıvının aşağıya
hareketini yavaşlatmaya başlar. Dolgu içinde yer yer sıvı toplanmalarına
rastlanır. Gaz hızı daha da arttıkça sıvı tutulması çoğalır ve basınç düşüşü
cde hattı boyunca önceki gaz hızından daha hızlı bir şekilde artarak değişir.
Taşma noktası olan e noktasında, dolgunun üzeri yayılan gaz kabarcıkları boyunca
sıvı katmanıyla örtülür. Sıvı artık dolgu boyunca aşağıya doğru akamaz ve
katman (tabaka), sıvı gazla birlikte kulenin üzerinden çıkıncaya kadar büyür.
İşlem gören bir dolgulu kuledeki gazın hızı taşmaya neden
olacak hızdan aha düşük olmak zorundadır. Ne kadar düşük olacağının seçimi
dizayna bağlıdır. Ne kadar düşük hız, o kadar düşük güç harcanması, ve o kadar
geniş kule demektir. Hız büyüdükçe güç maliyeti artar ve kule küçülür. Ekonomik
olarak, en tercih edilen gaz hızı ekipmanındaki sabit harcamalarla güç
harcaması arasındaki dengeye dayanır.
Dolgulu kuleler birim dolgu yüksekliğindeki kesin basınç
düşmesine dayanarak dizayn edilir. Absorpsiyon kuleleri için dizayn değeri
birim uzunluktaki dolguda 0.25 ile 0.5 inç H2O iken distilasyon
kolonları için bu değer 0.5-0.8 inç H2O aralığındadır. Şekil-5’deki
yükleme aralığının üst ve alt sınırları 1.00 ve 0.5 inç H2O/ft teki
basınç düşüşü değerleridir.
Şekil-5: Dolgulu kulelerde yükleme
ve akma (taşma) hızları
Şekil-5 dolgulu kulelerde tahmini yükleme ve taşma (akma) hızlarının ilişkisini göstermektedir. Bu ilişki Gy2 av (m’x)0.2 (62.3/rx)/gcÎ3 rx ry ‘ye karşı Gx/Gy (ry/rx)1/2 ‘nin logaritmik karşılığıdır, burada,
Şekil-5’in ordinatları boyutsuz değildir; belirtilen birimler kullanılmak zorundadır. Kütle hızları toplam kule kesitine dayanır.
Örnek: 1
1 inçlik seramik Raschig halkalarıyla doldurulmuş bir kule
birim saatte 25000ft3 gaz işlemektedir. Giren gaz hacimce %2
oranında amonyak içermektedir. Absorban olarak amonyak içermeyen su kullanılmaktadır.
Sıcaklık 68 ºF, basınç 1 atm’dir. Gaz akışının sıvı akışına oranı birim sıvıda
1 lb gazdır. Eğer gaz hızı taşma hızının yarım katı ise, kulenin çapı ne
olmalıdır?
Çözüm:
Şekil-5’deki guruplar için kullanılacak değerler aşağıdaki
gibidir.
Giren gazın ortalama molekül ağırlığı: 29 x 0.98 + 0.02 x 17
= 28.7
Taşmadaki kütlesel hız,
Toplam gaz akışı 25,000 x 0.0745 = 1,860 lb/saat olur. Eğer gerçek hız taşma hızının yarısı kadarsa, kulenin kesit alanı S,
Toplam gaz akışı 25,000 x 0.0745 = 1,860 lb/saat olur. Eğer gerçek hız taşma hızının yarısı kadarsa, kulenin kesit alanı S,
Islak Dolgularda
Basınç Düşmesi
Sıvıyla ıslanan katı yataklardaki basınç düşmesi, aynı gaz
hızına sahip kuru dolgulardakinden daha büyüktür. Birim saatte birim alandaki
lb olarak suyun hızı Gz bilindiği zaman AL faktörü
Şekil-6’dan bulunabilir.
Şekil-6 yükleme noktasından daha az akışlar ve yaklaşık suyunki
kadar vizkoziteye sahip olan sıvılar için uygulanabilir. Akışkanın sürtünmesine
bağlı küçük basınç düşmeleri hariç dolgulu kuledeki basınç sabittir.
Şekil-.6: Islanmış dolgularda basınç düşmesi
2. Absorpsiyonun
Prensipleri
Önceki bölümde gösterildiği gibi, doldurulmuş absorpsiyon
kulesinin çapı işlenen gaz ve sıvının niceliklerine, özelliklerine ve bir
akımın diğerine oranına bağlıdır. Kulenin uzunluğu ve dolguların toplam hacmi,
istenilen konsantrasyon değişimlerinin büyüklüğü ve birim dolgu hacmindeki
kütle transfer hızına bağlıdır. Kule uzunluğu hesaplamaları madde dengeleri,
entalpi dengeleri, etkin kuvvetin ve kütle transferi katsayılarının
öngörülmesini içerir.
Madde Dengeleri
Bir diferansiyel-temas sisteminde (Şekil-7’deki dolgulu
absorpsiyon kulesi gibi), bir kademeli-temas sisteminde olduğu gibi
kompozisyonda ani farklılaşmalar yoktur. Onun yerine bileşimdeki farklılaşmalar
ekipmanın bir ucundan diğerine bir süreklilik içindedir.
Şekil-.7: Dolgulu kolonda madde
dengesi
Şekil-7’de kesikli çizgiyle gösterilen, kolonun rastgele bir kesitindeki madde dengesi aşağıdaki gibidir:
V gaz fazı için L ise sıvı fazı için kulenin aynı
noktasındaki molal akış hızıdır. L ve V fazı konsantrasyonları x ve y’dir.
Tüm madde dengesi eşitlikleri terminal akımlarına bağlıdır:
Denklem (5) ve (6)’daki x ve y kolon boyunca herhangi bir yerde birbiriyle temas halinde olan sıvı ve gazın yığın (bulk) bileşimini temsil eder. Verilen bir yükseltideki bileşimlerin kolon içindeki pozisyonlardan bağımsız olduğu varsayılmaktadır. Absorpsiyon işlemlerinde V ve L akış hızları kolon içi deki bir noktadan diğeri önemli ölçüde değişir ve çalışma hatları sıklıkla eğrileşir.
Gaz-Sıvı Oranı Sınırlaması
Denklem(5), çalışma (işlem) hattının eğimi olan, sıvı ve
gazın molal akış hızı oranı L/V yi göstermektedir. Verilen bir gaz akışı için
sıvı akımındaki azalma çalışma hattının eğimini düşürür. Şekil-8’deki çalışma
hattı ab'yi düşünelim. Gaz hızı ve terminal konsantrasyonlar olan xa,
ya ve yb nin hızlandırıldığını sıvı akışı L’nin
düşürüldüğünü varsayalım. Çalışma hattının üst ucu denge hattı yönünde yükselir
ve güçlü karışımın konsantrasyonu olan xb artar. Şekil-8’de ab’
hattı ile gösterildiği gibi, çalışma hattı denge hattına değdiği zaman mümkün
olan maksimum karışım konsantrasyonu ve minimum olası sıvı hızı bulunur. Bu
şartlarda, kütle transferi için konsantrasyon farkı kulenin dibinde sıfır iken,
oldukça derin dolgulu bir bölüm gereklidir. Gerçek bir kulede çalışma yapıldğında
sıvı hızı bu minimumdan büyük olmak
zorundadır.
Sınırlayıcı sıvı-gaz oranı (L’/V’), ordinatının yb
olduğu denge çizgisindeki xb* apsisi noktasında y=yb ve x=xb* yapılarak Denklem (6)’dan hesaplanabilir.
L’/V’ oranı karşı-akımlı kulelerde ekonomik absorpsiyon için
önem taşır. Eğer sıvı-gaz oranı büyükse çalışma ve denge hatları arasındaki
ortalama uzaklıkta geniş olur, konsantrasyon farkı kule boyunca olumludur ve
kule kısadır. Eğer çözünen gaz arttırılırsa güçlü karışımdan dolayı
iyileştirmenin maliyeti yüksek olur. Diğer yandan daha az sıvı kullanarak
konsantrasyon maliyetleri düşürülürse absorplayıcı içindeki yürütücü kuvvetler
azalır ve kule daha uzun ve pahalıya çıkar. Optimum sıvı hızı sabit ekipman
harcamalarına karşı geliştirme harcamalarının dengelenmesiyle bulunmaktadır.
Genel olarak, ekonomik işlemler için çalışma hattı, denge hattına yaklaşık
olarak paralel olmalıdır.
Dolgulu Kulelerde
Sıcaklık Değişimleri
Zengin içerikli gaz absorpsiyon kulesine beslendiğinde kule
içindeki sıcaklık en alttan en yukarıya önemli değişim gösterir. Bu sıcaklık
değişimi denge eğrisinin şeklini de etkiler. Absorpsiyon hızı, gaz girişinin
olduğu yerde geniş olup yoğunlaşma ısısı ve absorplanan madenin çözeltisi
sıvının sıcaklığını arttırmak için yeterli olabilir. Absorplanan maddenin kısmi
basıncının artan sıcaklık ile artmasından dolayı sıvının kesin bileşimiyle
dengede olan buharın konsantrasyonu sıcaklıkla artar. Henry kanunu uygulansa
bile denge eğrisi bu durumda güçlü bir eğri halinde olabilir.
Kule içindeki sıcaklık değişiminin denge eğrisindeki etki
Şekil-9’da gösterilmiştir. OA hattı izotermal işlemler için denge eğrisidir, OB
hattında kulenin altındaki sıcaklık kulenin üstündekinden daha büyüktür. Üst
sıcaklığı her iki durumda da aynıdır. Eğer sıcaklık etkisi yeterince büyükse
denge eğrisi çalışma hattını kesebilir ve kulenin dibine yakın yerlerde işlem
yapılamaz hale gelir. Bazen soğutma spiralleri veya diğer soğutma araçları
ısınının bu etkisini düşürmek için kuleye monte edilmektedir.
Şekil-.9: Denge eğrisine sıcaklık
değişiminin etkisi
İzotermal olmayan şartlar altında denge eğrisinin hesaplanması entalpi dengeleriyle yapılmaktadır.
Seyreltik ya da orta kuvvette gazla beslenen kulelerde,
kolondaki sıcaklık değişimi küçüktür ve denge eğrisi düzgün bir hatır, veya ona
yakın bir görünümdedir.
Bir Diferansiyel
Bölümde Madde Dengesi
Kolonun bir diferansiyel uzunluğu boyunca iki fazlı akışta,
V, L, x ve y çok az değişir. Bu durumu gösteren diferansiyel eşitlik Denklem(2)’nin
diferansiyelinin alınmasıyla bulunur:
Denklem(7)’deki her terim, A bileşeninin kolonun diferansiyel
bölümündeki arayüzün alanı boyunca bir fazdan diğerine transferindeki hızıdır.
Böylece,
3. Absorpsiyon Hızı
Dolgulu kulenin uzunluğu sıvı ve gaz fazlarındaki kütle
transferinin hızıyla etkilenen absorpsiyon hızına bağlıdır. Aşağıdaki uygulamada
iki sınırlama vardır: absorplanan bileşen ve sıvı arasında olası kimyasal
reaksiyonlar için herhangi bir şart yoktur ve çözelti ısısı ihmal edilmektedir.
Çift-Direnç
(İki-Film) Teorisi
Gazdan sıvıya transfer olan çözünen gaz A bileşeni gaz ve
sıvı gibi iki difüzyon rezistansı boyunca seriler içinden geçmek zorundadır. Bu
transfer teorisi iki film teorisi diye adlandırılmaktadır, fakat laminar
filmler rezistansın bir kısmını açıklarken ikili rezistans teorisi terimi
gerçek süreci daha iyi tanımlar.
Şekil-10’da gösterilen dolgulu kuleyi düşünelim. Dolgulu
bölümün üzerinden kule içindeki Z ft lik bir uzaklıkta dZ yüksekliğindeki kısa
bölüm içine absorplanmayı varsayalım. Absorpsiyon hızı dNA lb
mol/saat olsun. Bu bölümdeki fazlar arası ara yüzey alanı dA ft2
dir. A bileşeninin mol kesri içindeki gaz ve sıvı akımları arasındaki
konsantrasyonlar sırasıyla y ve z dir.
Şekil-.10: Dolgulu absorbsiyon
kulesi
Gaz yığınından ara yüzeye A bileşeninin transfer hızı,
Gaz absorpsiyonu veya stripping içinde B bileşeni inert ve arayüze göre durgun iken, A bileşeni arayüze geçer. Sonra z = 1 ve Ф gaz fazına geçen B bileşeninin logaritmik ortalama konsantrasyonu,
Sıvı fazdaki A bileşeninin arayüzden sıvı yığınına transfer
hızı (sıvı fazı transferi için eşitliklerden Ф ihmal edilir),
Eğer arayüzde denge olduğu varsayılırsa, xi ve yi
denge eğrisi üzerinde bir noktanın koordinatlarıdır ve xc ye karşı yc
eğrisi xi ve yi arasındaki ilişkiyi gösterir.
Denklem (9) ve (11) temas halindeki iki sıvı faza
uygulanabilen ısı transferi eşitliklerine benzerdir. Bu eşitlikler şöyle de
yazılabilir.
Isı transferinde olmayan iki olumsuzluk kütle transferinde meydana gelir:
(1) Ф faktörü kütle transferinde hesaba katılmak zorundadır; ısı akışında herhangi bir karşılayan faktör görünmez. Bunun nedeni ısı transferi sadece bir enerji akışı iken kütle transferinde maddenin fiziksel hareketinin olmasıdır.
(2) Isı transferinde arayüz sıcaklığı Ti her iki fazda da aynı iken, xi ve yi arayüz denge konsantrasyonları eşit değildir.
A bileşeninin gazdan kaybolma hızının sıvı tarafından bu
bileşenin kazanılma hızına eşit olmasından dolayı Denklem(9)’daki dNA
terimi Denklem(11)’dekine eşittir. Ayrıca, Denklem(8)’de gazdan transfer hızı
d(Vy) sıvıya olan transfer hızı d(Lx) dir; bu durumda,
Kimyasal reaksiyonlar ve ısı etkilerinin yokluğunda Denklem(12)
dolgulu bir kulede kütle transferi teorisi için bir temel sağlar.
Denklem(12) hem gaz hem de sıvı dirençleri için terimler
içermektedir. Bu terimler ayrıca da değerlendirilebilir. Gaz fazı için eşitlik,
Bu eşitlik başka kullanımlar için de dönüştürülebilir. İlk
önce, dolgulu bir kule içindeki gerçek transfer alanı kolayca
ölçülemeyeceğinden, dA alanı dolgulu bölümün hacmi ve birim hacimdeki alanla
çarpımı yer değiştirilebilir. Ayrıca eğer S kulenin seçilmiş alanı ise, dZ ft
yüksekliğindeki bölüm içindeki dolguların hacmi S dZ dir, ve,
a dolgulu bölümün birim hacmindeki arayüzün
bilinmeyen alanıdır (dolgu hacminin birim ft3 deki alanında).
d(Vy) terimi daha uygun bir şekle de
indirgenebilir. Birim saatte mol olarak B bileşeninin akış hızı V’ olsun,
Denklem(15)’den d(Vy) ve Denklem(14)’den dA nın, Denklem(13)’de
yerine konulması ve S ile bölünmesi sonucu:
GMy birim saatte birim alandaki gazların lb mol
olarak molal kütlesel hızları V/S ile yer değiştirir.
Benzer bir uygulama sıvı faz için de aşağıdaki eşitliği
verir.
ky ve a faktörleri ve kx ve a
faktörleri, beraber tek bir nicelikler olarak düşünülmektedir. Bunlar dolgulu
kulelerde deneysel testlerde değerlendirilmektedir.
Pratik kullanım için, Denklem (1) ve (17) Zr
dolgusunun toplam derinliğine göre integre edilmelidir. Bu integrasyon tekniği
üç duruma dayanır: Denge eğrisinin şekli, kule içindeki akımın bileşimindeki
değişim, ve iki rezistansın göreceli önemi. Genel olarak, denge eğrisi güçlü bir eğime sahiptir, giren
gaz konsantre ve çıkan gaz zayıftır, ve her iki rezistans da önemlidir. En çok karşılaşılan
durumda denge eğrisi bir doğrudur, sıvı ve gazın her ikisinin
konsantrasyonlarındaki değişim küçüktür, ve rezistanslardan biri ya da diğeri
ihmal edilebilir. Ara kompleksliklerdeki durumlarda ayrıca göz önüne
alınabilmektedir. Aşağıdaki uygulamalarda önce en genel metoda, sonra da
çeşitli basitleştirilmiş metotlara değinilmiştir.
Aşağıdaki durumda kya ve kxa nın bilindiği varsayılmaktadır. Şekil-11 çalışma eğrisi CD ve denge eğrisi AB’yi göstermektedir. Dizayn koşulları bilgilerine dayanarak çalışma hattı noktalı çizgilerle belirlenmiştir. Gaz ve sıvı konsantrasyonlarının sırasıyla y ve x olduğu bir kolon içindeki seviyeyi inceleyelim. Bu konsantrasyonlar çalışma hattı CD üzerinde yer alan bir noktanın koordinatlarıdır. Her iki faz içinde transfer hızının aynı oldğundan GMy dy/(1-y) = GMx dx/(1-x). Denklem (16) ve (17) den,
Denklem (19) (x,y) ve (xi,yi)
noktalarından geçen –(k2aФ/ k1a) eğimine sahip bir
doğrudur. Böylece, eğer Ф, k2a ve k1a faktörleri
biliniyorsa, eğim hesaplanabilir ve a noktasından geçen ab hattı çizilebilir.
Denge eğrisiyle ab hattının keşimi olan b noktasının koordinatları xi
ve yi dir. ac uzaklığı gaz direnç sürükleyici kuvvet olan y-yi
olup, bc uzaklığı sıvı direnç sürükleyici kuvveti xi-x dir. abc
üçgeni Δx Δy üçgeni olarak adlandırılır. İşlem çizgisi boyunca kurulan çeşitli
üçgenlerle Δx veya Δy grafikten y veya x in bir fonksiyonu olarak tayin
edilebilmektedir.
Bu sürükleyici kuvvetleri kullanmak için Denklem (16)’daki
değişkenler ayrılabilir ve eşitlik dolgulu bölümün uzunluğu olan Zr
ye göre grafik olarak integre edilebilir.
Z’nin yukarıdan aşağıya doğru ölçülebildiği, ya ‘nın
çıkan gazın konsantrasyonu ve yb ‘nin giren gazın konsantrasyonu
olduğu varsayılmaktadır. f ve 1 – y
terimleri y ile önemli değişiklik gösterirken integral işareti altında
tutulurlar. (kya/GMy) niceliğinin
sabit olduğu kabul ediliyor. GMy, A bileşeninin absorpsiyonundan
dolayı aşağıdan yukarıya doğru ve kya gazın kütlesel hızına dayanır
ve aşağıdan yukarıya doğru azalmasından dolayı bu bir yaklaşımdır. Bu
faktörlerin değişiminin etkisi dengeyi sağlamaya yöneliktir ve kya/
GMy oranı giren gaz çok konsantre olmadıkça sabite yakındır. kya/
GMy içinde meydana gelen bu değişim giriş ve çıkış değerlerinin
aritmetik ortalamaları kullanılarak öngörülebilir. Bu integrasyon ayrıca kulenin
etkinliğinin Z’nin tüm değerleri için aynı olduğunu kabul eder. Şekil-3’deki
verilerden görüldüğü gibi, bu varsayım eğer kanallaşma aşırı ise güvenilir
değildir.
Gaz fazının konsantrasyonu kulenin boyuna bağlı olarak
değişiyorsa Ф, kya faktörleri de değişim gösterir. Bu faktörler
kulenin iki ucu için değerlendirilebilir ve bunların aritmetik ortalaması Δx Δy
hatlarının eğiminin hesaplanmasında kullanılabilir. Deneysel veriler kya
ya da kya/Ф olarak verilebilir ve bundan dolayı da kullanılmak
zorundadır. Ф, kya ile bağlantılı olduğu zaman Ф integral
işaretinden kurtulur ve Denklem (20)’nin sağ tarafında yer alır.
Denklem (20)’nin sıvı tarafı,
Bu eşitliği kullanırken xi – x, Δx Δy üçgeninden
okunur ve Denklem (21)’in grafik integrasyonunu alınmak için kullanılır.
Denklem (20) ve (21) arasındaki seçim rastgeledir. Her iki
eşitlikte aynı sonucu verir.
Örnek: 2
1 inçlik halkalarla doldurulmuş bir kule hava içerisinden
kükürt dioksitin gazlı suyla temizlenmesiyle absorplanması amacıyla dizayn edilmiştir.
Giren gazın hacimce %20 SO2 olup ayrılan gaz hacimce %0.5 den fazla
SO2 içermemektedir. Giren su SO2 içermemektedir. Sıcaklık
30ºC ve toplam basınç 2atm dir. Su akışı minimumdan iki kattan fazladır.
Havanın akış hızı (SO2 içermeyen) 200lb/ft2-saat tir.
Dolguların derinliği ne olmalıdır?
Aşağıdaki eşitlikler 1 inçlik halkalarla doldurulmuş kulede
30ºC de SO2 in absorpsiyonu için kütle transferi katsayılarına
aittir:
Gx ve Gy tüm kulenin kesitine
dayanan birim saatte birim alandaki lb olarak sıvı ve buharın kütlesel
hızlarıdır.
Kaynama noktası diyagramı
Çözüm:
İlk adım denge eğrisinin çizilmesidir. Basınç 2 atm
olduğundan, ordinatlar yarıya bölünürse 30ºC ve 1 atm’e uygulanan ve yukarıdaki
şekilde verilen ‘kaynama noktası diyagramındaki eğri kullanılabilir. Bunun
nedeni SO2 in kısmi basıncının artan basınçla değişmemesi ve gaz
fazındaki SO2’nin mol kesrinin aynı sıvı konsantrasyonun 1 atm’de
yarısına eşit olan ρA/2 olmasıdır. Denge eğrisi Şekil-12’de
görüldüğü gibidir. Denge eğrisi aşağı uçta hafifçe eğrilmesine karşın
x>0.001 olduğunda neredeyse düz bir doğru halini alır.
Minimum su hızı (xb*, yb)
ve (xa , ya) noktalarından geçen çalışma hattı
eşitliğinin kullanılmasıyla hesaplanır. Denklem (6) tüm kolonu kapsayacak
biçimde yazıldığında,
y’ye 0.005 ve 0.200 arasında değerler verilerek ve x değereler
hesaplanarak çalışma hattı üzerindeki noktalar bulunabilir. Çalışma hattı
Şekil-12’de gösterildiği gibi z eksenine doğru hafifçe konkavdır.
Kütle transferi katsayıları kxa ve kya/f yi hesaplamak için hem gaz hem de sıvı
akımlarının kütlesel hızlarının hesaplanması gerekir. Bunların kule üzerindeki
madde dengelerinden bulunabilir.
SO2-serbest hava
akışı: 6.9mol/ft2-saat
Gazla birlikte giren SO2
miktarı: (0.20/0.80) 6.9 x 64.1 = 111 lb/ft2-saat
Toplam giren gaz: 200 + 111 = 311
lb/ft2-saat olur
Gazla birlikte ayrılan SO2: (0.005/0.995) 6.9 x 64.1 = 2 lb/ft2-saat ve toplam çıkan gaz miktarı
200 + 2 = 202 lb/ft2-saat
Su tarafından absorplanan SO2: 111 – 2 = 109 lb/ft2-saat
Kulenin üzerinden beslenen su
miktarı: 364 x 18= 6550 lb/ft2-saat olur ve güçlü çözelti
6,550+109=6,659 lb/ft2-saat
Sıvı direnci üstten alta belirgin bir değişim göstermez ve
sıvı katsayısı sıvının ortalama kütlesel hızından 6550 + 109/2= 6605 lb/ft2-saat
hesaplanabilir.
Kulenin altındaki gaz direnci Gy’deki değişimden
dolayı üstten fark edilenden daha küçüktür. kya/Ф niceliği dolgulu
bölümün her iki ucu için hesaplanır; aritmetik ortalama sabit olarak kullanılır.
Şekil-12 de Δx Δy üçgenlerinin çalışma hattı boyunca
pozisyonlarının sayısı belirtilmektedir. Denge eğrisiyle üçgenlerin hipotenüsün
kesişimi y’nin varsayılan değerlerini simgeleyen yi değerlerini
verir. Tablo-2 ve Şekil-13, 1/(1-y)(y-yi) ordinatının hesaplanması
ve aşağıdaki eşitliğin grafik integralini gösterir.
Bunların ortalaması 1.56 ve Denklem (20)’den dolgulu kolonun
uzunluğu Zr= 12.72/1.56 = 8.21ft elde edilir.
Örnek: 3
Taşmayı göz önüne alarak önceki örnekteki kulenin dizaynını
kontrol ediniz.
Çözüm:
1 inçlik halkalar için, av = 58 ft2/ft3
ve Î =0.73 (Tablo-1). Ayrıca, kulenin
tabanında,
Kule içindeki en yüksek kütle akış hızı 311 lb/ft2-saat
olduğundan, kule yüklemesi 311/755=0.41 veya taşma hızının %41 olur.
Basitleştirilmiş
Yöntemler; Toplam Katsayılar
Genel yöntemler hem eğri hem de doğru hatlara uygulanabilir.
Ancak yine de kya ve kxa katsayıları hakkında özel bilgi
gerekir. kya ve kxa katsayılarının deneysel tayini
oldukça güçtür ve bu değerler spesifik alanlardaki ekipman ve sistemler için
daima bilinemeyebilir. Denge eğrisi bir doğru halini aldığında deneysel olarak
daha kolay tayin edilebilen genel katsayılar kullanılabilir. Genel katsayılar
özel katsayılardan Δx Δy üçgenlerinin oluşumu gerektirmediği için daha kolay
bir kullanıma sahiptir. Göreceli hız faktörü Ф nün birim değerinde olduğu yada
ölçülmüş genel katsayı ile integre olduğu varsayılmaktadır.
Genel katsayılar ısı transferinde kullanılanlar ile benzer
olmalarına rağmen fazlar arası sürükleyici kuvvetteki değişimden dolayı, sıvı vaya
gaz fazı açısından tanımlanabilir. Her katsayı hesaplanmış bir genel
sürükleyici kuvvete dayanır. Böylece, Şekil-11’den ac dikey hattını denge
eğrisi üzerinde a noktasından d noktasına devam ettirerek y* niceliği bulunur.
Bu konsantrasyon sıvısını (x) tanımlayan gazın denge bileşimidir. Gerçek bir
kulede dengenin herhangi bir noktada başarılamamasından dolayı, y* büyüklüğü
kule için fiziksel bir taşımaz. Genel sürükleyici kuvvet, ad veya y -y* ile
ölçülebilir.
Benzer şekilde, eşitliğin sıvı tarafı kullanılacaksa denge
eğrisini e’de kesen yatay çizgi ae, eğer sıvı bileşim gaz kısmı y ile dengede
olsaydı sıvının sahip olacağı bileşim x* i tanımlar. Böylece genel sürükleyici
kuvvet ae veya x – x* ile temsil edilir.
Genel gaz direnci katsayısı Ky:
Şekil-11 referans olarak kullanılarak ( yi – y*
)/(xi – x ) nin doğru şeklindeki denge eğrisinin eğimi olduğu
bulunur. Bu eğim m diye adlandırılmaktadır.
Kxa birim dolgu hacmine dayanan genel sıvı
direnci katsayısıdır. Kya ve Kxa birimleri, kya
ve kxa birimleriyle aynıdır: lb mol/ (ft3)(saat)(mol
kesri).
Denklem (26)’da gösterilen Kya ve Kxa
genel katsayıları eğer kya , kxa ve m sabitse sabit olur.
Denge hattı eğrildiği zaman genel katsayılar sabit olmaz ve
kule içindeki konsantrasyon aralığı genel katsayıların temel alındığı
deneylerdeki değerlere yeterince yakın olmadıkça dizaynda güvenilir bir şekilde
kullanılamazlar.
Tüm katsayılar değerlendirildiğinde Denklem (20) ve (21) aşağıdaki duruma gelir.
Uygunluğa göre Denklem (27) veya (28) kullanılabilir.
İntegraller, Şekil-12’deki şemadan y - y* veya x* - x nın okunmasıyla grafiksel
olarak değerlendirilir.
Örnek: 4
Genel gaz ve sıvı katsayıları ile doğrusal bir denge eğrisi
kullanarak Örnek’2 yi tekrarlayınız.
Çözüm:
Denge eğrisi y = 0.01 ve y = 0.200 arasında hemen hemen
doğrusaldır. Bu noktalar arasındaki eğrinin eğimi,
Genel sürükleyici kuvvet olan y - y* grafiksel olarak
integrasyon ve y’nin karşılık gelen değerleri için Şekil-12’deki çalışma ve
denge eğrileri arasındaki dikey mesafeden okunur. İntegralin değeri 5.74 olarak
bulunur.
x küçük olduğundan 1 – x terimi birim olarak
düşünülebilmektedir. Genel sürükleyici kuvvet olan x* – x grafiksel
değerlendirilen integral ile çalışma ve denge eğrileri arasındaki yatay
uzaklıktan okunur. Sonuç 2.35 in alanıdır.
Yukarıdaki ikinci örnekten,
Transfer birimi kavramı kütle transferi verilerini yorumlama
ve ilişkilendirmede önemlidir. Bu kavram, dolgulu bölümü, transfer birimleri denilen
temas birimlerinin sayısına bölme esasına dayanır. Tek bir birim için gerekli
dolgulama derinliği HTU diye kısaltılan bir transfer birimi uzunluğu diye
anılmaktadır. Dolgulu bölümün toplam uzunluğu,
Toplam uzunluğu ZT ft olan bir kolon içindeki transfer birimlerinin sayısı aşağıdaki dört eşitliğin herhangi birisiyle tanımlanmaktadır.
Bu sayılardan her biri herhangi verilen bir durum için
diğerlerinden farklıdır ve onlar arasındaki seçim uygunluğa göredir. Bunlar
arasındaki farklılıklar karşılık gelen HTU büyüklükleri ile dengelenir. Nt0y
ve Nt0x nicelikleri genel sürükleyici kuvvetlere, Nty ve
Ntx bireysel sürükleyici kuvvetlere dayanır.
Nty nin Denklem (30a)’dan (20)’ye konulmasıyla,
H0y ve H0x nicelikleri toplam HTU’lar
iken Hv ve Hx özel HTU’lardır. Her biri kendisine denk
gelen Nt ile kullanılmak zorundadır.
Genel HTU'lar özel HTU’lar ile aşağıdaki gibi bir ilişkiye
sahiptir. Denklem (25)’den Denklem (31a), (31b) ve (31c)' nin yardımıyla Kya,
kya ve kxa' nın sadeleştirilmesi durumunda:
Burada GMx/kxa ve GMy/kya
nın sabit olduğu varsayılmaktadır. Benzer şekilde, Kxa, kya
ve kxa nın Denklem (26)’dan kaldırılmasıyla:
m, GMx, GMy, ky ve kx
kule boyunca sabit olduğunda genel HTU’lar olan H0y ve H0x
da sabittir. Çalışma ve denge eğrilerinin doğru olması bu faktörlerin sabit
olmasını gerektirir; eğriler ne kadar doğruya yakınsa HTU’lar içindeki değişim
de o kadar azdır. Denge eğrisi bir doğru şeklinde ve hattını eğrilmesi ihmal
dilebilir düzeyde olduğu zaman HTU yönteminin en yararlı olduğu durumdur.
Eşitlikler bu eğrilerin orta şiddette eğiminin düzeltilmesinden
türetilmektedir.
HTU Yönteminin Avantajları: HTU kütle transfer
katsayısı ile çok yakından ilişkilidir ve bu iki nicelik önemli derecede
denktir. HTU, boyutlarının basit uzunlukta ve feet olarak ölçülmesinden dolayı
daha rahat olarak görselleştirilebilir. Bu niceliğin büyüklüğünün değişimi 0.5 -
5 ft’dir Kütle transfer katsayısının birimleri daha komplekstir ve sayısal
büyüklükler geniş sınırlarda değişim gösterir. Ayrıca, dolgulu kulelerde kya
nın GMy ile kxa nn GMx ile artmasından dolayı GMy/
kya ve GMx/ kxa oranları ile Hy ve
Hx sıvı ve gazın akış hızlarından neredeyse bağımsızdır.
Örnek: 5
Genel gaz ve sıvı HTU verilerini kullanarak Örnek-2’yi
tekrar çözünüz.
Çözüm:
Genel gaz direnci HTU su Nt0y şu eşitlikle
tanımlanmaktadır.
Dördüncü örnekten,
Bu sonuçlar her iki örnekte de aynı sayılar kullanıldığı
için Örnek-4’deki sonuçlarla uyum sağlamalıdır. Hem gaz hem de sıvı için HTU, 1.45
ve 3.11 ft gibi kısmen yakın değerler olduğu halde, denge katsayıları Kya
ve Kxa 5.35 ve 117 gibi farklı büyüklüklerde değerlerdir.
Gaz Direnci veya Sıvı
Direncinin Kontrolü
Dengedeki gaz fazının konsantrasyonu sıvı fazınkinden
oldukça büyükse kısmen çözünebilen gazın denge eğrisinin eğimi olan m büyüktür.
Denklem (33)’den açıkça görülmektedir ki GMy/ GMx oranı
büyük olmadıkça GMy/m GMx küçüktür ve H0x
neredeyse Hx’e eşittir. Gaz filminin etkisi ihmal edilebilir ve sıvı
direnci kontrol edilebilir. Sadece bir termal direncin diğerleriyle
karşılaştırıldığında önemli olduğu ve genel katsayın özel katsayıya neredeyse
eşit olduğu zaman bu durum ısı transferindekine benzerdir.
Çözünen gazlar için denge durumunda düşük gaz konsantrasyonu
yüksek sıvı konsantrasyonunu dengelediğinden m eğimi küçüktür. GMy/
GMx oranı gibi diğer faktörlerin değişimi m in küçük değerlerini
dengelemedikçe Denklem (32) içindeki mGMyHx / GMx
terimi küçüktür ve H0y neredeyse Hy’ye eşittir. Sıvı
içindeki şartlar ve gazın direnci önemli değildir.
Düşük veya yüksek m değerlerinin gaz-sıvı oranı büyüklüğüyle
dengelendiği durumlardaki çalışma şartları için belirlenen bir durumda gaz ve
sıvının direnç kontrolleri dikkatli yapılmalıdır. Örneğin, düşük çözünürlükteki
bir gaz absorplandığı zaman çözünen gazın ortamdan uzaklaştırıldığından emin
olmak için uygun yükseklikte bir gaz hızı kullanılır. GMx/ GMy
büyüktür, bundan dolayı GMx/ GMy oranı Denklem (33)’de
gösterildiği gibi hem gaz hem de sıvı direncinin büyük olduğu m değerlerine
rağmen önemli olabilir. Çoğu endüstriyel proseste her iki direnç de önemlidir,
fakat deneysel çalışma şartlarının amacına uygun olarak sabitlendiği durumlarda
dirençlerden biri ihmal edilerek diğer direncin daha kolay çalışılması
sağlanabilir.
Yağsız Gazlar
y kule boyunca küçük olduğu zaman gaz zayıf diye adlandırılır.
Bu gibi gazların absorplanmasında çeşitli sadeleştirmeler yapılır. İlk önce,
1-y ve Ф birleşir veya böyle kabul edilir. Örneğin, Denklem (27) aşağıdaki şekli
alır:
İkinci olarak, özel nicelikler olan kya, kxa,
Hy ve Hx ekipman boyunca sabittir. Üçüncüsü, sıvı faz
genellikle seyreltiktir, 1- x ve 1-y gibi çalışma eğrisi eşitliği değerleri
birleşir ve L=L’ ve V=V’ olur. Bundan dolayı L ve V sabittir ve Denklem (5)’ te
gösterildiği gibi çalışma eğrisi L/V eğimi olan bir doğru şeklini alır. Bu eğri
(xa,ya) ve (xb,yb) gibi iki
noktanın düz bir doğruyla birleştirilmesiyle kolayca çizilebilir.
Lineer denge ve çalışma eğrisi; logaritmik ortalama
sürükleyici kuvvet İşlem ve denge eğrisinin ikisi de doğru halini aldığında
Denklem (34) uygun şekilde integre edilebilir. y ve y* ın her ikisi de x ile
lineer olduğundan aralarındaki farkta lineer olur. Bölüm 11 logaritmik ortalama
sıcaklık farkını bulmak için kullanılan yöntem yardımıyla şu şekilde bulunur.
Genel konsantrasyon farkının logaritmik ortalaması ısı
transferindeki genel ısı farkının logaritmik ortalamasının uygulanmasıyla aynı
şekilde kullanılır.
Sıvı fazı için, denge eşitliği,
Çalışma ve denge hatlarının doğrusal olduğunu varsayarak
Örnek-2’yi tekrar çözünüz.
Çözüm:
Dördüncü örnekten,
Dolgulu bir kule kurulması kolay olmasına rağmen bu ekipman
içerisindeki hareket karmaşıktır. Bu proses katı yataklar boyunca gazın
akışından, aynı katılar üzerinde sıvının akışı ve dağılımı, iki sıvı akımının
karşılıklı etkileşimi ve çözünen bileşenin bir akımdan diğerine geçişinden
oluşmaktadır.
Özel HTU hem k katsayısına hem de birim hacimdeki alan olan
a değerine bağlıdır. Tek fazın k’sını kontrol eden değişkenler her iki fazın
kütlesel hızları, viskozite, yoğunluk, fazın yayılma gücü ve dolgunun şekli ve
büyüklüğüdür. Yayılma gücü hariç diğer değişkenler a niceliğini etkiler. a sıvı
fazlar arasındaki arayüz gerilimi, sıvı içindeki yüzey aktif etkileyicilerin
varlığında ve dolgunun ıslatma karakteristikleri ile değişir. a’nın büyüklüğü
alana veya dolgu birimlerinin şekliyle herhangi bir şekilde bağlantılı
değildir.
Yüzey faktörlerinin etkisi ihmal edilerek bir fazın HTU su
şöyle yazılabilir.
Gy = gazın kütlesel hızı, Gx = sıvının
kütlesel hızı, μ = fazın viskozitesi, Dm = fazın molal yayılma gücü,
Dp = dolgunun büyüklüğü, b1, b2, ., bn = dolgunun geometrisini tanımlamak için gerekli
uzunluklar ve kule içindeki dolgunun yerleşimini gösterir.
Genel
yöntemle kurulan boyutsal analiz bir gaz fazı HTU için şu sonuçları verir:
Reynolds ve Schmidt sayıları devreye girer. Gaz ve sıvının
molekül ağırlıkları sırasıyla My ve Mx dir.
Sıvı Direnci için HTU: İki çeşit sıvı direnci ile
karşılaşılmaktadır. Sıvı ile kimyasal olarak reaksiyon girmeyen çözünmeyen
gazlar için kütle transferi fiziksel bir prosestir. Etkili bir ilişkinin söz
konusu olduğu gazlar için aşağıdaki boyutsal eşitlikler yazılabilir. (α ve n
sabittir; Tablo-3)
Su içindeki sıklıkla rastlanan çözünen gazların
absorpsiyonunda su ve çözünen arasında sıvı HTU’yu düzenleyen iyonlaşma ve
hidroliz reaksiyonları meydana gelir. Klor, kükürt dioksit ve bazan amonyak bu
etkiyi gösterir ve Denklem (44) uygulanmaz. Örneğin, 77ºF da su içindeki kükürt
dioksitin absorpsiyonu için aşağıdaki eşitlik uygundur.
Schmidt sayısının sıcaklık üzerindeki etkisi nedeniyle sıvı
dirençli HTU sıcaklıkla değişir. Sıvılar için bu sıcaklığın etkisi:
Gaz Direnci, HTU
Hy için deneysel verilerin ilişkisinin aşağıdaki eşitlikle aşağıdaki verilmesi önerilir.
β, q ve r deneysel sabitlerdir. Aynı tip dolgularla
muamele edilen farklı sistemler için Hy’nin Schmidt sayısının
karesiyle değiştiği varsayılabilir. Denklem (47) boyutsaldır ve eşitlik
içindeki sabitler birimlerin seçimine bağlıdır. Gaz fazı direnci sıcaklığa
duyarlı değildir ,çünkü gazların Schmidt sayısı sıcaklıkla büyük değişimler
göstermez.
Denklem (47)’nin özel bir duruma uygulanmasına örnek olarak,
1 inçlik halkalara sahip dolgularda suyun içinden kükürt dioksitin absorpsiyonu
için aşağıdaki eşitlik bulunmuştur.
Gy ve Gx sırasıyla birim saatte
birim alandan pound olarak geçen gaz ve sıvının kütlesel hızlarıdır.
Desorpsiyon
Sıyırma diye de anılan bu işlem absorpsiyonun tersidir ve aynı yöntemlerle değerlendirilir. Absorpsiyonla desorpsiyon arasındaki farklar sadece, (1) sürükleyici potansiyeller olan Δx ve Δy nin tersine işlemesi yani sırasıyla x-xi ve yi-y olarak verilmesi, ve (2) distilasyonda olduğu gibi çalışma hattının denge hattının altında yer almasıdır.
GERİ (proje çalışmaları)