Yağlama yağlarının üretilmesi için katkı maddeleriyle
harmanlanan yağlara baz stoklar denir. Baz yağların bazı özellikleri yağlama
yağlarının performansını doğrudan etkiler; uçuculuk, yüzey aktivitesi,
viskozite ve viskozite indeksi, oksidasyon stabilitesi ve çözünürlük
özelliklerinin, üretilen yağlama yağlarının performanslarında yapacağı etkiler
aşağıda şematik olarak gösterilmiştir.
1. Baz Stok Türleri
1.1. Geleneksel Baz Yağ Stokları, Doğal Yağlar
Modern yağlama teknolojilerine karşın petrole veya sentetik
bazlara dayanmayan geleneksel yağların kullanıldığı alanlar vardır. Günümüzden
3500 yıl önce zeytin yağıyla başlayan yağlama, kolza tohumu, hint yağı, hurma
yağı, yün yağı ve balina yağı gibi bitkisel ve hayvansal kökenli doğal yağlarla
sürdürülmüştür. Bu yağların bazıları olduğu gibi (yarış pistlerine hintyağı),
bazıları petrol bazlı stoklar ve modern katkı maddeleriyle karıştırılarak bugün
de kullanılmaktadır.
Petrol esaslı baz yağlar 14 - 40+ karbon sayılı çeşitli
hidrokarbon tipleri içerirler; bunlar:
- Parafinik
bileşikler; normal (düz zincirli) ve izo (dallanmış zincirli) parafinler,
- Naftenik
bileşikler; parafinik yan zincirli bir veya daha fazla doymuş halkalı
yapılar,
- Aromatik
bileşikler; parafinik yan zincirleri olan doymamış karbon halkalı
bileşiklerdir.
Baz stok üretim teknolojileri son yıllarda pek çok
nedenlerle değişmiştir. Baz stokların bileşimleri, fiziksel ve kimyasal
özellikleri, işlenen hampetrolün kaynağına ve üretimlerinde uygulanan
proseslere göre değişir. Bileşimdeki değişiklikler çok az seviyelerde olsa bile
üretilen yağlama yağının performansında etkili olur. En çok tercih edilen ham
petrol türü, fazla miktarlarda vaks molekülleri içermesine karşın, yüksek
viskozite indeksine sahip olan parafinik ham petrollerdir. Petrol bazlı yağlama
yağı stokları, parafinik ve naftenik olmak üzere ikiye ayrılır.
Parafinik bazlar iki türdür; ince, yani düşük kaynama
noktalı fraksiyonlar içeren dolayısıyla viskoziteleri düşük olan nötral stoklar
ve yüksek viskoziteli bright stoklar. Parafinik yağların viskoziteleri,
genellikle sıcaklık değişimlerine karşı daha kararlıdır, yani bunlar yüksek
viskozite indeksli (VI>95) yağlardır, oksidasyon stabiliteleri çok iyidir ve
reaktif değildirler, fakat ısı altında vernikleşir ve sert kalıntılar
oluştururlar.
Naftenik baz yağ stokları da viskozitelerine göre nötral ve
bright stoklar olarak ayrılır. Bunların viskozite indeksleri düşüktür (VI =:
40-80), fakat düşük sıcaklıklarda çalışma performansı daha yüksek, vaks miktarı
az (akma noktaları düşüktür) ve daha iyi çözücülük özelliğine (düşük anilin noktası)
sahiptir. Naftenik yağların akma noktaları ve çözücü özellikleri parafinik
yağlara göre daha üstündür; düşük sıcaklık uygulamalarında, hidrolik,
refrijenerasyon, kauçuk işleme, metal işleme ve silinidir yağları ile gres
üretimlerinde uygundur.
Endüstride kullanılan yağların çoğu parafinik yapılı baz
stoklardan üretilir. Orta ve düşük viskozite indeksinin önemli olmadığı
hallerde naftenik baz yağlar tercih edilir. Ayrıca, bazı yağlama yağları
istenilen özelliklere göre parafinik ve naftenik stokların belirlenmiş
harmanlanmasıyla hazırlanır.
1.3. Sentetik Baz Yağ Stokları
Sentetik hidrokarbonlar veya sentetik baz stoklar
(akışkanlar) Almanya ve USA’da aynı yıllarda geliştirildi; hedeflenen amaç
düşük ve yüksek sıcaklıklarda yüksek
performanslı yağ üretmekti.
Sentetik yağlar araştırma laboratuvarlarında
geliştirilmiştir ve yarım yüzyıllık bir geçmişi vardır. Kimyasal anlamda
“sentetik” madde, doğal olarak bulunmayan, fakat bir veya birkaç kimyasal
reaksiyonla elde edilen bir bileşiği tanımlar.
Sentetik yağlar doğal olarak bulunmaz; doğal gaz, rafineri
gazları, kömür türevleri ve shale ekstraktlarından elde edilen petrokimyasal
maddelerden üretilirler.
Sentetik baz stoklar (veya akışkanlar) altı grupta
toplanabilir; polialfaolefinler (PAO), dibazik asit esterleri, poliyol eterler,
alkillenmiş aromatikler, polialkilen glikoller ve fosfat esterleridir.
Poliglikol akışkanlar dışında, tümünün viskoziteleri, hafif
yüksek viskozite indeksli nötral mineral yağların viskozite aralıklarındadır.
Viskozite indeksleri ve alevlenme noktaları daha yüksektir, akma noktaları ise
önemli derecede düşüktür. Bu özellikler,
yüksek ve düşük sıcaklıklarda çalışmanın gerektiği koşullarda sentetik baz
akışkanların değerini artırır.
Tablo-1: Sentetik Baz Yağ
Stokları, Temel Özellikleri,
Uygulama Alanları
Uygulama Alanları
Tipi
|
Temel
Avantajları
|
Temel
Uygulama Alanı
|
Olefin oligomerler (PAO)
|
Geniş sıcaklık aralığı performansı, düşük uçuculuk
|
Otomotiv ve endüstri (motor, dişli, hidrolik, hava kompresör yağları)
|
Dibazik asit esterler
|
Geniş sıcaklık aralığı performansı, düşük uçuculuk
|
Uçak ve otomotiv (gaz türbin, hava kompresörü, hidrolik yağlar)
|
Poliyol esterler
|
Geniş sıcaklık aralığı performansı, düşük akma noktası
|
Uçak ve otomotiv (jet motoru, soğutma kompresörü-klorsuz-yağları)
|
Alkillenmiş aromatikler
|
Düşük sıcaklık performansı; mineral yağa benzer çözücülük
|
Otomotiv ve endüstri (soğutma kompresör yağları)
|
Polialkilen glikoller
|
Geniş sıcaklık aralığı performansı, hidrolitik stabilite, sürtünme
özellikleri
|
Endüstri (gaz kompresörü, dişli yağları)
|
Fosfat esterler
|
Aleve direnç
|
Endüstri (aleve dirençli hidrolik yağlar)
|
a. Polialfaolefinler (PAO)
En çok kullanılan sentetik yağlama yağıdır, iki veya daha
fazla alfa-olefin (etilen veya bütilen gibi) molekülünün bir oligomer veya kısa
zincirli bir polimer şeklinde birleştirilmesiyle elde edilirler. PAO’ler
tamamen hidrokarbon yapıdadırlar, sülfür, fosfor veya metaller içermezler. Vaks
türü hidrokarbonlar bulunmadığından akma noktaları düşüktür (genellikle –40 0C’nin
altında), viskoziteleri, kullanım amaçlarına göre 2-100 cSt aralığında
olabilir, viskozite indeksleri >140 dır. Termal stabiliteleri iyidir, ancak
oksidasyon dayanıklılığını yükseltmek için uygun bir antioksidan katkı maddesi
ilave edilir.
PAO akışkanların katkı maddeleri çözme özellikleri
sınırlıdır; az miktarlarda ester bileşikleri ilavesiyle bu özellikleri
düzeltilebilir.
Sentetik baz yağ stoklarından polialfaolefinler,
diğerlerinden farklı olarak, benzer hidrokarbonlardan elde edildiği için
madeniyağ baz stoklarına çok benzer. Aralarındaki fark polialfaolefinlerin tek
tür hidrokarbonlardan, madeniyağ stokların ise geniş hidrokarbonlar grubundan
oluşmasıdır. Polialfaolefinlere sentezlenmiş hidrokarbonlar da denir; bunların,
benzeri olan madeniyağ bazlarına göre en temel avantajı geniş bir sıcaklık
aralığında performans kaybı olmadan çalışabilmesidir.
b. Dibazik Asit Esterleri (Diesterler)
Bir asit ve bir alkolün reaksiyonuyla elde edilirler. Bu
sentetikler PAO’lerden çok farklı yapıdadırlar, fakat PAO’ler gibi sülfür,
fosfor, metaller ve vaks içermezler. Akma noktaları –50 ile –65 0C
aralığındadır. Termal stabiliteleri iyidir ve vernik tortu ve depozit gibi
kalıntıları çözücü özellikleri fevkaladedir. Dibazik asitler, özellikle
kompresör yağları olarak çok etkilidir. >400 0F’da kullanılırlar.
c. Poliyol Esterler
Diesterlerde olduğu gibi bir asit ve bir alkolün
reaksiyonuyla elde edilirler; “poliyol” sözcüğü, yapısında iki alkol
fonksiyonel grubunun bulunduğunu belirtir. Poliyol esterlerde sülfür, fosfor ve
vaks bulunmaz. Akma noktaları -30 to –70 0C, viskozite indeksleri
120-160 aralığındadır. Akışkanın ısıl dayanıklılığı fevkaladedir ve hidrolize,
diesterlerden daha dirençlidirler. Özel katkı maddeleri ilavesiyle, diesterler
ve PAO’lerden daha iyi oksidasyon kararlılığı gösterirler. Poliyol esterler 400
0F’ın üstündeki sıcaklıklarda kullanılabilirler, endüstriyel
zincirler ve gaz türbinlerinde çok başarılıdır.
d. Alkil Benzenler
Bu grup sentetik maddeler, olefinler veya alkil halojenlerin
benzen gibi bir aromatik bileşikle reaksiyona girmesiyle elde edilirler. Bu
maddelerin düşük-sıcaklık akışkanlık özellikleri ve katkı maddesi çözünürlüğü
çok iyi, viskozite indeksleri doğrusal moleküllerde 50 dolayında, dallanmış
olanlarda sıfır veya daha altındadır. Alkillenmiş aromatiklerin termal
stabiliteleri POA bileşiklerininkine benzer, dolayısıyla oksidasyon
kararlılığının artırılması için katkı maddesi ilavesine gerek vardır.
e. Polialkilen Glikoller (PAG)
Alkilen oksitlerin polimerleridir; yağlama performansları ve
özellikleri üretildikleri monomerlere bağlı olarak değişir. Ayrıca, molekül
ağırlıkları ve polimer zincirlerindeki uç gruplar nedeniyle özellikleri
değişkenlik gösterir.
f. Fosfat Esterleri
Fosfor oksiklorür ve alkoller veya fenollerden sentezle elde
edilen bu tip akışkanlar, hem baz stok olarak ve hem de (madeni ve sentetik
yağlama yağlarında) aşınma önleyici katkı maddesi olarak kullanılırlar. Isıl
kararlılıkları iyidir, akma noktaları –25 ile –5 0C arasındadır.
Ancak, viskozite indekslerinin oldukça düşük olması yüksek sıcaklık
uygulamalarını sınırlar. Fosfat ester bazlı sentetik yağlar yangın riski olan
pek çok yerlerin yağlanmasında uygun bir baz akışkandır.
Geliştirilmiş çok sayıda (20 dolayında) sentetik baz stok
vardır; halen bunlardan sadece dördü iç yanmalı motorlarda kullanılmaktadır.
Bunlar, ester grubundan dibazik asit esterler (diesterler) ve monobazik asit
esterler (poliyol esterler) ile, hidrokarbonlardan sentezlenmiş alkillenmiş
aromatikler (dialkilbenzenler) ve olefin oligomerleridir (polialfaolefinler;
PAO).
2. Baz Yağların Sınıflandırılması
Baz yağlar viskozitelerine, viskozite indekslerine (VI) ve
American Petroleum Institude (API) gruplama sistemlerine göre
sınıflandırılabilirler.
2.1. Viskozitelerine Göre Sınıflandırma
·
Solvent nötral yağlar (SN); hafifi (light), orta
(medium), ağır (heavy)
·
Ağır yağlar; bright stoklar
Viskoziteye göre sınıflamada yağın 100 0F’deki
SSU viskozite değeri esas alınır; örneğin, ‘SN 90’ kodu, 100 0F’deki
viskozitesi 90 SSU olan solvent nötral yağı tanımlar. Bright stoklar kalıntı
akımlardan elde edilen ağır yağlardır; 100 0F’daki viskozitesi 2500
SSU dolayındadır.
2.2. Viskozite İndekslerine Göre Sınıflama
- Düşük
viskozite indeksli yağlar; LVI,
- Orta
viskozite indeksli yağlar; MVI,
- Yüksek
viskozite indeksli yağlar; HVI,
- Çok
yüksek viskozite indeksli yağlar; XHVI,
Düşük viskozite indeksli baz yağlar (LVI) naftenik ham
petrollerden elde edilir; vaks miktarı çok az olduğundan vaks giderme prosesine
gerek olmaz. Bu gruptaki yağların viskozite indeksleri sıfır dolayındadır;
yani, viskozite/sıcaklık özellikleri ve oksidasyona dayanıklılıkları zayıftır.
Nötralleştirilmiş naftenik distilatların veya az nötralleştirilmiş furfural
ekstraksiyon distilatların hidrotreating işleminden geçirilmesiyle elde
edilirler. Nötralleştirme kostik soda ile yapılır. LVI yağlar proses yağlarının
ve greslerin üretiminde kullanılır.
Orta viskozite indeksli yağlar (MVI) naftenik ve parafinik
ham petrol distilatlarından elde edilir ve sırasıyla MVIN ve MVIP şeklinde
tanımlanır. MVIN yağların üretimi LVI yağlarda olduğu gibidir, ancak
ekstraksiyon daha şiddetli koşullarda yapılır. Bu grup yağların düşük sıcaklık
performansları çok iyidir; akışkanlıklarını ve çözücü özelliklerini korurlar.
MVIP yağlarda, farklı olarak devaksing prosesi uygulanır.
Tablo-2: Solvent Nötral
90, 150, 350, 500 Baz Yağlarının Kalite Testleri Şartname Değerleri (*Tipik
Değerler)
Baz Yağlar
|
Metot
|
||||
Özellik
|
SN 90
|
SN 150
|
SN 350
|
SN 500
|
ASTM
|
Yoğunluk, 15ºC, kg/m3
|
0.865*
|
0.875*
|
0.880*
|
0.885*
|
D 1298
|
Renk, maks.
|
1
|
1
|
2
|
2. 5
|
D 1500
|
Alevlenme noktası, 0C, min.
|
177
|
190
|
220
|
230
|
D 92
|
Akma noktası, 0C, maks.
|
-9
|
-6
|
-6
|
-6
|
D 97
|
Viskozite, cSt., 40 0C
|
20*
|
38*
|
75*
|
96*
|
D 445
|
100 0C
|
3.5-4.5
|
4.6-5.6
|
8.3-9.3
|
10.2-11.5
|
|
Viskozite indeks, min.
|
100
|
100
|
95
|
95
|
D 2270
|
Karbon kalıntı, %ağ., maks.
|
0.05*
|
0.06*
|
0.06*
|
0.06*
|
D 189
|
Korozyon, 100ºC, maks.
|
1A
|
1A
|
1A
|
yok*
|
D 130
|
Asitlik, mg KOH/g, maks.
|
0.05
|
0.05
|
0.05
|
0.05
|
D 664
|
Demülsibilite
|
geçer*
|
geçer*
|
geçer*
|
geçer*
|
D 1401
|
Sülfür, % ağ., maks.
|
0.15-0.6
|
0.15-0.6
|
0.15-0.6
|
0.7*
|
D 1552
|
Köpük, ml
|
yok*
|
yok
|
yok*
|
yok*
|
D- 892
|
Kalıntının yüksek vakum distilasyonundan alınan fraksiyonu
hafif bir ekstraksiyon veya hidrotreating prosesinden sonra devaksinge verilir.
Düşük sıcaklık performansları MVI ye göre düşüktür, ancak katkı maddesi
ilavesiyle akışkanlıklarını ve çözücü özelliklerini korurlar.
İşlenen hampetrol türlerinin çok çeşitli olması dolayısıyla
yeni proseslere gereksinim doğmuştur. Hidroprosessing rotası en önemli
prosesler dizisini oluşturur; aromatiklerin ve vaksların giderilmesiyle
hidrofinishing kademelerini içeren çeşitli proses konfigürasyonları
geliştirilmiştir. Hidrokraking/ hidroizomerizasyon proseslerinin uygulamaya
alınmasıyla, sentetik yağlarla kıyaslanabilir seviyelerde yüksek viskozite
indeksli (HVI) veya çok yüksek viskozite indeksli (XHVI) parafinik yağ stokları
elde edilebilmektedir. Parafinik baz stokları oksidasyona dayanıklıdır,
viskozite indeksleri yüksektir ve uçuculukları düşüktür. Bu özellikleri
nedeniyle otomotiv ve endüstriyel yağlama yağları (motor yağları, transmisyon
akışkanları ve dişli yağları gibi) üretiminde çok uygun stoklardır
(Tablo-3).
Tablo-3: Mineral Baz
Yağların Viskozite İndeksine Göre
Sınıflandırılması
Sınıflandırılması
Özellikler
|
Düşük LVI)
|
Orta (MVI)
|
Yüksek (HVI)
|
Çok Yüksek (XHV)*
|
VI
|
< 20
|
20-85
|
85-110
|
>140
|
Düşük sıcaklıkta akışkanlık
|
iyi
|
iyi
|
zayıf
|
zayıf
|
Solvent gücü
|
iyi
|
iyi
|
zayıf
|
zayıf
|
Oksidasyon stabilitesi
|
zayıf
|
iyi
|
iyi
|
zayıf
|
Katkı maddesi responsu
|
zayıf
|
orta
|
iyi
|
ç. iyi
|
Uçuculuk
|
yüksek
|
orta
|
düşük
|
çok düşük
|
2.3. API Sistemine Göre Sınıflama
API sınıflama sistemine göre baz yağ stokları, bileşimlerine
göre (içerdiği sülfür bileşikleri, hidrokarbonlar, viskozite indeksi gibi) göre
üç sınıfa (Grup I, II, III) ayrılır; ayrıca sentetik baz stoklarını tanımlayan
iki sınıflandırma daha kabul edilmiştir (IV ve V). (1990) Tablo-3.
Grup I Baz Stoklar (Konvensiyonal Solvent Rafine): Bu
gruptaki baz yağlar petrolden elde edilirler ve diğer gruplara kıyasla en az
rafine edilmiş çeşitli hidrokarbon bileşiklerin karışımıdır. Doymuşlar <%90,
sülfür>%0.03, VI 80-120 arasındadır.
Grup II Baz Stoklar (Modern Konvensiyonal Baz
Yağlar): Bu gruptaki baz stoklar da petrol kökenlidir; uçuculuk, oksidasyon
stabilitesi, aşınmaya dayanıklılık, alevlenme ve yanma noktaları zayıf-orta
performans aralığındadır. Akma noktası ve soğukta viskozite özellikleri
zayıftır. Doymuş hidrokarbonlar ³ %90,
sülfür £ %0.03, VI = 80-120 arasındadır.
Grup III Baz Stoklar (Konvensiyonal Olmayan Baz
Yağlar): Bu gruptaki yağlar yüksek rafine baz yağ stoklarıdır. Diğer iki gruptan
çok daha iyi performans özellikleri gösterir, moleküler dağılımı düzgün,
stabilitesi yüksektir. Sentezlenmiş bileşikler karışımı gibi tanımlanabilir. Bu
grup stoklar sentetik ve yarı-sentetik yağlayıcıların üretiminde
kullanılabilir. Doymuş hidrokarbonlar ³
%90, sülfür £ %0.03, VI > 120 dir.
Grup IV Baz Stoklar (Geleneksel Sentetik Baz Yağlar,
PAO): Bunlar yapay olarak üretilmiş
sentetik baz stoklardır. Polialfaolefinlerdir (POA) bu gruptaki stoklara tipik
bir örnektir; fevkalade kararlıdırlar, moleküler dağılımları homojendir, dolayısıyla
çok yüksek performans özelliklerine sahiptir.
Grup V Baz Stoklar: Diğer gruplara girmeyen, yine
yapay olarak üretilmiş baz yağ stoklarıdır; tipik örnekler esterler,
poliglikoller ve silikonlardır. Esterler ve poliesterler genellikle yağ katkı
maddeleri formülasyonunda kullanılırlar ve harmanlandıkları yağlara ilave
özellikler kazandırırlar.
Tablo-4: Baz Yağların Apı
Sınıflama Sistemi ve
Bazı Tipik Özellikleri
Bazı Tipik Özellikleri
Özellikler
|
Grup I
|
Grup II
|
Grup III
|
Grup IV
|
Doymuşlar, %ağ.
|
< 90
|
³
90
|
³
90
|
Polialfa olefinler (PAO)
|
Sülfür, %ağ.
|
> 0.03
|
£
0.03
|
£
0.03
|
|
Viskozite
indeksi (VI)
|
80 - 120
|
80 - 120
|
³
120
|
|
Akma noktası, 0C
|
-19
|
-16
|
-19
|
-70
|
Uçuculuk, % hacim, 150 0C
|
28
|
27
|
14
|
12
|
Viskozite, kinematik, cSt, 100 0C
|
4.1
|
4.1
|
4.1
|
3.9
|
Viskozite, brookfield, cP, -25 0C
|
1400
|
1440
|
900
|
360
|
Viskozite, brookfield, cP, -40 0C
|
katı
|
katı
|
7000
|
2600
|
Viskozite indeks
|
99
|
104
|
124
|
124
|
Oksidasyon stabilitesi
|
zayıf
|
iyi
|
çok iyi
|
çok iyi
|
Depozit ve tortu kontrolü
|
iyi
|
çok iyi
|
fevkalade
|
fevkalade
|
3. Baz Yağların Özellikleri
Konvensiyonal baz yağ stokları Grup I ve Grup II petrol
kökenlidir; viskozite indeksi (VI), akma noktası, uçuculuk ve oksidasyon
stabilitesi gibi testleri Grup III ve IV baz yağların performans seviyelerinin
çok altındadır. Modern proseslerle üretilen Grup III yağları ise PAO için
belirtilen özelliklere çok yakın veya kıyaslanabilir düzeydedir.
Aşağıdaki kısımlarda petrol bazlı, POA bazlı ve diester
bazlı stokların bazı fiziksel özellikleri genel olarak değerlendirildi. Baz
yağların kalite ve performans testleri incelenirken bazı testlerde Grup I ve
Grup II baz yağlarının birbirine göre kıyaslaması yapıldı; yüksek performans
gerektiren yağlarda Grup I, II, III, IV ve/veya Grup III ve Grup IV bazlarının
performansları ayrıca değerlendirmeye alındı.
Uyumluluk (Compatibility)
Tüm konvensiyonal motor yağları hidrokarbon bazlı
olduklarından birbirleriyle uyumludur; yani kolaylıkla karışabilirler. Sentetik
yağlar için ise durum farklıdır; polialfaolefinler gerekli karıştırma koşulları
sağlandığında petrol esaslı baz yağlarla karıştırılabilirse de esterler için
aynı koşullar yetersizdir. Bu gibi harmanlama ancak uzman üretim elemanlarınca
yapılabilir.
Renk
Bir baz yağın performansında renginin önemi yoktur. Ancak,
ileride olabilecek kirlenmeleri saptamak için başlangıçtaki renk değerinin
belirtilmesi önemlidir. Renk değeri belirli standartlara karşı kıyaslanarak
ölçülür ve standartların rakamlarıyla değerlendirir. Örneğin, ASTM Renk testi
standartlarına göre, soluk: 4.5 ASTM, kırmızı: 4.5 ASTM, koyu: 8.0 ASTM
şeklinde tanımlanır. Baz yağ ağırlaştıkça rengi koyulaşır. Koyu renk, ayrıca,
yağda oksidatif parçalanma olduğunun da bir göstergesidir. Yağın üretildiği
zamanki rengini depolama süresince koruması için renk kararlılığının yüksek
olmalıdır. Sentetik yağlar çok saf bileşikler veya karışımlar olduğundan
genellikle renk sorunuyla karşılaşılmaz.
Alevlenme Noktası
Bir yağın alevlenme noktası, buharlarına bir anlık alev
temasında alev aldığı sıcaklıktır. Yağın özellikleri arasında alevlenme
noktasının belirtilmesi güvenlik yönünden önemlidir. Her baz stoktaki herbir
hidrokarbon bileşiğinin alevlenme noktası farklıdır. Dolayısıyla bir sentetik
baz ile aynı viskozitede olan bir madeni yağ bazının alevlenme noktası daha
düşüktür. Yüksek alevlenme noktası baz yağın termal parçalanmaya karşı dirençli
ve uçuculukla yağ kaybının az olmasını sağlar. Sentetik yağların alevlenme
noktaları yüksek olduğundan yanma riski düşüktür.
Alevlenme Noktası Kıyaslaması, 0F (COC test)
Baz yağın derecesi
|
Parafin baz stok
|
PAO baz stok
|
Diester baz stok
|
100 Nötral
|
380
|
437
|
460
|
200 Nötral
|
420
|
469
|
485
|
325 Nötral
|
435
|
507
|
-
|
450 Nötral
|
455
|
527
|
-
|
Akma Noktası
Bir yağın akma noktası, deney koşullarında, ilk vaksların
(mumsu maddeler) ayrılmaya , dolayısıyla ilk bulanıklılığın oluşmaya başladığı
sıcaklıktır. Sıcaklık daha da düşürüldüğünde, vaks ayrılması devam eder ve vaks
kristalleriyle yağ bütünleşerek akamaz, dökülemez hale gelir; bu noktaya
ulaşıldığındaki sıcaklık yağın akma noktasıdır. Yağlama yağlarının üretildiği
baz yağların akma noktalarının düşük olması istenir; soğuk iklimlerde ısı
düşüktür ve yağın hala fonksiyonunu sürdürebilmesi için akışkan olması gerekir.
Yeteri kadar düşük bir bulanıklık noktası değeri, soğukta da yağın berrak ve
akışkan özelliklerini koruyacağını gösterir.
Sentetik yağların akma noktaları daha düşüktür, dolayısıyla
düşük sıcaklıktaki performansları daha iyidir. Aşağıda parafinik ve sentetik
bazlı bazı nötral stokların akma noktaları değerleri verilmiştir.
Akma Noktası Kıyaslaması, 0F
Baz yağın
derecesi
|
Parafin baz stok
|
PAO baz stok
|
Diester baz stok
|
100 Nötral
|
+ 15
|
- 92
|
-67'F
|
200 Nötral
|
+ 15
|
- 83
|
-65'F
|
325 Nötral
|
+ 15
|
- 74
|
-
|
450 Nötral
|
+ 15
|
- 85
|
-
|
Uçuculuk
Uçuculuk, motorda yağ harcanmasını gösteren bir testtir; baz
yağın kalitesine (API sınıfı) ve viskozitesine bağlı olarak değişir.
Grup I ve II yağlarının uçuculukları yüksektir; Grup III
yağlarının viskozite indeksleri PAO yağlarla kıyaslanabilir düzeyde olduğundan
uçuculuk özellikleri de birbirine yakındır. Bir motor yağının Noack uçuculuğu
ASTM D 5800 veya benzer başka metotlarla saptanır; test, yolcu araçları
motorlarında yağ harcanmasını gösterir. Test sonuçları Grup III baz yağların
PAO’lar kadar dayanıklı, yani az uçucu olduğunu göstermiştir (Şekil-1).
Uçuculuk viskozitenin artmasıyla azalır; Grup I ve II yağlarında
viskoziteyle uçuculuğun değişimi
Şekil-2’de görülmektedir.
Şekil-2: Grup I ve Grup II yağlarının viskozite artışıyla
uçuculukları
Viskozite
Bir yağın viskozitesi, onun akmaya karşı olan direncinin bir
ölçüsüdür, Viskozite değeri, testin yapıldığı sıcaklığa bağlı olarak değişir;
düşük sıcaklıklarda yüksek, yüksek sıcaklıklarda ise düşüktür. Belirtilen bir
viskozite değeri sıcaklıkla tanımlanmazsa hiçbir önem taşımaz.
Sıvıları viskozitelerini kıyaslamak için aynı birimlerde
olması gerekir. Hangi birimle verilirse verilsin yüksek viskozite değerleri
daha viskoz, yani “kalın” sıvıyı tanımlar; bunun anlamı viskoz veya kalın bir
akışkanın iç sürtünme kuvveti daha yüksektir ve akmaya karşı daha fazla direnç
gösterir. Aşağıdaki tabloda parafin baz stoklar (Grup I ve II), PAO ve diester
sentetik bazların nötral stoklarının viskoziteleri verilmiştir.
Viskozite Kıyaslaması, cSt, 100 0C
Baz yağın derecesi
|
Parafin baz stok
|
PAO baz stok
|
Diester baz stok
|
100 Nötral
|
4.1
|
3.8
|
3.6
|
200 Nötral
|
6.1
|
5.9
|
5.5
|
325 Nötral
|
8.4
|
8.4
|
-
|
450 Nötral
|
10.0
|
9.5
|
-
|
Yağların soğukta akış özellikleri ve pompalanabilme
performansları viskozite ve viskozite indekslerine bağlıdır; Aynı miktarda VI
artırıcı katkı maddesi içeren Grup I ve II yağlarının Brookfield viskozite
testiyle tayin edilen –35 0C’deki akış özellikleri Şekil-3 A‘da,
-25 0C’dedeki pompalanabilme performansı testi (MRV TP-1, sınır
60000 cP) Şekil B’de verilmiştir. Pompalanabilme testinde Grup I yağının 150
saatte yarı katı hale geçerek özelliğini kaybettiği ve test dışı kaldığı, Grup
II yağının ise 50000 cP değerinin biraz üstüne çıktıktan sonra pompalanabilme
özelliğini koruyarak viskozitesinin azaldığı saptanmıştır.
Şekil-3: Grup I ve Grup II baz yağların –35 0C’de
soğuk-akış performansları (A); Grup I ve Grup II yağlarının –25 0C’de
pompalanabilme özellikleri (B)
Cold Cranking Simulator (ASTM D 5293) testi motor
yataklarındaki koşullar altında yağın uğradığı viskozite değişikliklerini
ölçer. Şekil-4’deki grafikler –30 0C’da Grup I, II, III ve IV
yağlarının test sonuçlarını göstermektedir. Kinematik viskozitesi 100 0C’de
4 cSt, viskozite indeksi 129 olan Grup III yağıyla yaklaşık aynı viskozite ve
viskozite indeksli PAO baz yağın (Grup IV) birbirine yakın CCS viskozite
değerleri verdikleri, fakat aynı viskoziteli, fakat VI~100 olan Grup II baz
yağın viskozitesinin iki mislinden daha fazla yükseldiği saptanmıştır.
Yağlama yağı stokları sıcaklık düştükçe kalınlaşır, yani
viskoziteleri artar. Sıcaklık düşmesi devam ettiğinde akışkanlığını kaybeder ve
akamayan bir duruma geçerler. Böyle bir yağlama yağının yük taşıma kapasitesi
artarsa da sirkülasyon özelliği yok olur. Isıtılan bir yağlayıcı ise incelir,
viskozitesi düşer, akışkanlığı artar; metal-metal yüzeylerin temasını önleme
yeteneği kaybolur.
Viskozite İndeks (VI)
Parafinlerin konformasyonal aktivasyon enerjileri
(karbon-karbon bağı etrafında dönme) düşüktür (3-6 kkal/mol), dolayısıyla viskoziteleri
sıcaklık değişimlerinden oldukça az etkilenir. Sikloparafinler veya naftenler
sert (rigid) moleküllerdir, konformasyon enerjileri yüksektir; örneğin,
monosiklik naftalenlerin iskemle konformasyonundan kayık şekline dönüşmesi için
11 kkal/mol gerekir. Sıcaklığın yükselmesiyle oluşan fazla ısı enerjisi
naftenik moleküller tarafından kullanılacağından bu moleküllerin
konformasyonları ve yağın akış özellikleri (parafin bazlara kıyasla) çok çabuk
değişir.
Sıcaklık değişimiyle VI = 95 olan bir yağın viskozitesi, VI
= 90 olan yağa göre daha az değişir. Bir yağın viskozite indeksi pazar
ihtiyacına göre saptanır. Aşağıda bazı petrol bileşiklerinin formülleri ve viskozite
indeksleri verilmiştir.
Viskozitenin sıcaklığa karşı hassasiyeti viskozite indeksi
(VI) ile tanımlanır. VI, iki referans yağın viskozitelerinin sıcaklıkla
değişimi kıyaslanarak tayin edilir; yağlardan birinin viskozitesi sıcaklıkla
çok az değişirken (VI = 100), diğerininki çok fazla değişir (VI = 0). Viskozite
indeksi saptanacak yağın 100°F ve 210°F’daki viskoziteleri deneysel olarak
bulunarak formülden VI hesaplanır.
VI = 100 x (L - U)/(L - H)
L = viskozite indeksi 0 olan referans yağın 100°F’daki
viskozitesi, H = viskozite indeksi 100 olan referans yağın 100°F’daki
viskozitesi, U = baz yağın 100°F’daki viskozitesi, V = baz yağın 210°F’daki
viskozitesidir.
Viskozite İndeks (VI) Kıyaslaması
Baz yağın
derecesi
|
Parafin baz stok
|
PAO baz stok
|
Diester baz stok
|
100 Nötral
|
97
|
123
|
148
|
200 Nötral
|
96
|
135
|
150
|
325 Nötral
|
95
|
132
|
-
|
450 Nötral
|
95
|
130
|
-
|
Tek dereceli yağların viskoziteleri, ya düşük veya yüksek
sıcaklıktaki performansını tanımlar; örneğin, SAE 5W, 10W, 30, 40, 50 gibi. Çok
dereceli yağlarda düşük ve yüksek sıcaklık viskozite performansı biraradadır;
örneğin, SAE 5W-30, 10W-30, 15W-40 and 20W-50 gibi. Çok derecelilik, bazı baz
yağlarda doğal olarak yağın kendisinden kaynaklanır; sentetik yağların çoğu bu
özelliktedir. Petrol kökenli baz yağlarda bu özellik yağın yapısına göre
değişir. VI düşük baz yağlara çok dereceli yağ özelliği kazandırmak için yağın
sıcaklığın artmasıyla incelmesini önleyen VI düzeltici katkı maddesi ilavesi
gerekir.
Sentetik yağların viskozite indeksi, sürtünme özellikleri ve
ısı transfer karakteristikleri daha üstün olduğundan, kullanıldığı araçlarda
sıcak ve soğuk iklimlerde daha az güç harcanır. Sentetik yağların viskozite
indeksleri madeni yağlardan daha yüksektir; yüksek sıcaklıklarda incelmeye,
düşük sıcaklıklarda kalınlaşmaya karşı dirençlidirler.
Oksidasyon Stabilitesi
Yağların hemen hepsi uzun süreler hava ile temas ettiğinde
oksijenle reaksiyona girerler. Baz yağların yüksek oksidasyon dayanıklılığına
sahip olmaları istenir; aksi halde, depolama boyunca renkleri bozulur,
koyulaşırlar. Motorlarda oksidasyon dayanıklılığı düşük baz yağlar
kullanıldığında, yüksek sıcaklıklarda yağ bozunarak korozif asit ve yağda
çözünmeyen tortular meydana gelir; bunlar, piston sekmanları boşluklarında sert
tabakalar oluşturarak motor performansını düşürür. Sentetik yağların ısıl ve oksidasyona
kararlılıkları yüksek olduğundan dayanıklılık süresi de uzundur, yüksek
sıcaklıklarda çok az tortu bırakırlar; dolayısıyla kullanıldığı ekipmanda
aşınma azalacağından bakım işleri de çok azalır.
Türbin yağlarının oksidasyon stabilite testi (TOST) yağın
üretildiği baz yağların önemini göstermektedir; test (ASTM D 943) deney
koşullarında yağın toplam asit numarasının 2 mg KOH/g değerine yükselmesi için
geçen sürenin (saat) saptanmasına dayanır. Şekil-5A’da görüldüğü gibi Grup
I bazlardan üretilen türbin yağlarında bu süre 7000 saatin altında iken aynı
viskozitedeki Grup II bazdan üretilende 16000 saattir.
Grup I, II, III, IV baz stoklardan üretilen hidrolik
yağlarında oksidasyona dayanıklılık testi (ASTM D 4871) Şekil-5 B’de
görülmektedir; yağın toplam asit numarasının 2 mg KOH/g değerine yükselmesi
için geçen süreler kıyaslandığında Grup III ve IV yağlarında birbirine yakın
değerler elde edilirken Grup I ve II baz yağlarının testi geçemedikleri
görülmüştür.
Şekil-5: Türbin yağlarında, ASTM D 943 (A); Hidrolik yağlarda, ASTM
D 4871 (B) oksidasyon stabilitesi testi
Grup III baz stokların oksidasyona karşı yüksek
dayanıklılıkları genellikle yüksek viskozite indekslerinden dolayıdır; çünkü
yüksek viskozite indeks çok kararlı izoparafinik yapılardan kaynaklanır
(Şekil-6). Ayrıca grup III yağları üretiminde hidrokraking ve
hidroizomerizasyon proseslerinden sonra ilave bir hidrofinishing işlemini
uygulandığından eser miktarlardaki aromatikler ve diğer safsızlıklardan da
temizlenmiş kararlı baz stoklardır. Diğer taraftan polialfaolefinler olefin
oligomerizasyonuyla elde edildiklerinden son üründe kalan olefin miktarı
kontrol altında tutulmalıdır; PAO üretiminde ara ürün olan olefinler baz stokun
kararsızlığına neden olur.
Şekil-6: Viskoziteleri 100 0C’da 4 cSt olan Grup II ve
III baz yağlarının, oksidasyon stabilitesinin (A) viskozite indeksle, (B)
polisiklik naftenik ve aromatik-naften miktarıyla değişmesi
Karbon Kalıntısı, Tortu ve Safsızlıklar
Karbon kalıntısı, tortu ve safsızlıklar petrol kökenli
olduklarından konvensiyonal baz yağlarda (Grup I ve II) karşılaşılan
sorunlardır; Grup III baz stoklar (konvensiyonal olmayan baz yağlar) özel
rafinasyon prosesleriyle üretildiklerinden sentetik yağlara benzerler, kalıntı
ve safsızlık sorunu yoktur.
Karbon kalıntısı, bir yağın buharlaştırıldıktan sonra kalan
artığıdır. Yağlama yağlarında kullanılan baz yağların karbon kalıntıları düşük
olmalıdır; motorda yüksek ısılarla karşılaşacağından buharlaştığında önemli
miktarlarda kalıntı bırakmamalıdır.
Yağ suyla karıştığında kararlılığını korumalı ve su
buharlaştığında yağlayıcı özelliğini sürdürebilmelidir. Bu özellik
konvensiyonal ve sentezlenmiş hidrokarbon bazlı yağlarda rafinasyona bağlı
olarak değişir. suyla karışan bazı motor yağları suyu ayrıldıktan sonra
fonksiyonlarını kaybetmezler. Sentetik yağlardan, örneğin ester bazlı olanlar
bu özelliği göstermezler. Kararlı olmayan yağda tortu birikmesi olur; tortu,
örneğin motor yağlarında filtreleri tıkayarak filtre basıncının yükselmesine
neden olur.
Şekil-7: Grup I ve Grup II yağlarının filtre basınç testi (A); Grup
I ve II baz yağlarında safsızlıklar (B)
Aynı miktarlarda viskozite indeks artırıcı katkı maddesi
içeren ve viskoziteleri aynı olan Grup I ve II yağlarının filtre basınç
testinde Şekil-7 A’da görüldüğü gibi Grup I baz stokları daha yüksek
performans gösterir. Baz stoklardaki safsızlıklar üretimde uygulanan proseslere
bağlıdır, dolayısıyla işlenen hampetrolün yapısından kaynaklanır;. Grup I ve II
baz yağları arasındaki önemli performans farkı Şekil-B’de görüldüğü gibi
içerdikleri bu tür safsızlıklardan kaynaklanır.
4. Katkı Maddeleri
Yağlama yağları (lube oil)), baz yağlar ve gerekli katkı
maddelerinin belirli şartnameleri karşılamak üzere bir formülasyona göre
harmanlanmasıyla elde edilen karışımlardır. Bu nedenle bir yağlama yağının
kalitesi baz yağların ve katkı maddelerinin kalitesine bağlıdır. Katkı
maddeleri çok az miktarlarda kullanılmasına karşın yağlama yağlarının
performansında çok önemli bir rol oynarlar.
Baz stoklar (petrol veya sentetik kökenli) elde edildikleri
bileşimleriyle yağlama yağlarının gerektirdiği performansları gösteremezler;
kullanım amacına göre bir veya daha fazla katkı maddesi ilave edilerek
yağlayıcıya gerekli performans özellikleri kazandırılır.
Katkı maddeleri baz yağların mevcut özelliklerini
iyileştirmez, yenilerini kazandırır. Genel bir değer verilirse, kullanılan
toplam katkı maddesi motor yağlarında %7.5-25, dişli yağlarında 2-15, çeşitli
ticari yağlarda %1-25 ’arasında değişir. Yağlama yağlarında kullanılan katkı
maddeleri, yüzey koruyucular (Tablo-5), performans artırıcılar
(Tablo-6) ve viskozite indeks yükselticiler (Tablo-7) olarak
sınıflandırılabilir.
Tablo-5: Yüzey Koruyucu
Katkı Maddeleri
Katkı
|
Amaç
|
Tipik bileşikler
|
Fonksiyonları
|
Aşınma Önleyici
ve Aşırı Yük Katkı Maddeleri
|
Sürtünme ve
aşınmayı önler, veya azaltır.
|
Çinko
ditiyofosfatlar, asit organik fosfatlar ve klorür bileşikleri sülfürler ve
disülfürler
|
Metal
yüzeyiyle reaksiyona girerek, metalden daha düşük kayma (shear) kuvvetinde
bir film oluşturulur.
|
Pas ve Korozyon
İnhibitörleri
|
Metal
parçaları korozyondan ve pastan korur.
|
Çinko
ditiyofosfatlar, metal fenolatlar, bazik metal sülfonatlar, aminler
|
Metal yüzeyi
üzerinde koruyucu bir film oluşturarak polar bileşikleri adsorblanması
|
Deterjanlar
|
Yüzeyleri
birikinti toplanmasından korur
|
Sodyum,
magnezyum ve kalsiyum fenolatlar, fosfonatlar ve sülfonatların metalo-organik
bileşikleri
|
Tortu ve
vernikleri, kimyasal reaksiyonlara girip nötralleştirerek çözünür hale
getirme
|
Sürtünme
Katsayısı Yükselticiler
|
Sürtünme
katsayısını değiştirir
|
Organik
hayvansal yağ asitleri, yüksek molekül ağırlıklı organik fosforlar ve
fosforik asit esterleri
|
Yüzey aktif
maddelerin adsorbsiyonu
|
Tablo-6: Performans Katkı
Maddeleri
Katkı
|
Amaç
|
Tipik bileşikler
|
Fonksiyonları
|
Akma Noktası
Düşürücüler
|
Yağın düşük
sıcaklıklarda akışkanlığını koruması
|
Alkillendirilmiş
naftalin ve fenolik polimerler, polimetakrilatlar
|
Vaks
kristalleri oluşumuna engel olarak tıkanıklılıkları önleme
|
Sızdırmazlık
Katkı Maddesi
|
Şişerek
elastomerik sızdırmazlık sağlama
|
Organik
fosfatlar ve aromatik hidrokarbonlar
|
Elastomerle
kimyasal reaksiyona girerek hafifçe şişmesini sağlamak
|
Oksidasyon
İnhibitörleri
|
Oksidatif
parçalanmayı önleme
|
Çinko
ditiyofosfatlar, fenoller, aromatik aminler
|
Peroksitlerin
parçalanması ve serbest radikal reaksiyonlarını sağlama
|
Metal Deaktivatörler
|
Oksidasyon
hızında metallerin etkisini azaltma
|
Nitrojen ve
sülfürlü aminler, sülfürlü fenoller
|
Metal
yüzeylerinde aktif olmayan film oluşturma
|
Köpük Önleyiciler
|
Yağın
köpürmesini engelleme
|
Silikon
polimerleri
|
Yüzey
gerilimini düşürerek köpük oluşmasını önleme
|
Tablo-7: Viskozite İndeks
Düzenleyiciler
Katkı
|
Özellikleri
|
Poliizobütilen (PIB)
|
İlk (1950 yılları) VI düzenleyicidir
Yetersiz düşük sıcaklık ve dizel performansı
Kullanımdan
kalkmıştır.
|
Polimetilmetakrilatlar (PMA)
|
Alkil yan zincirleri nedeniyle fevkalade düşük sıcaklık özellikleri
Fevkalade düşük sıcaklık özellikleri
|
Olefin kopolimerleri (OCP)
|
Pazarda farklı molekül ağırlıklı ve farklı etilen/propilen
Yeterli motor performansı ve düşük fiyat
|
Stiren esterleri
|
Çok fonksiyonlu
Fevkalade düşük sıcaklık özellikleri
Otomatik transmisyon yağı olarak
|
Hidrojenlendirilmiş stiren-dien kopolimerleri
|
(İzopren veya bütadien) İyi düşük sıcaklık özelliği
İyi yüksek sıcaklık motor performansı
|
Hidrojenlendirilmiş radyal poliizopren (STAR)
|
Düşük çalışma hızlarında diğerlerine kıyasla daha iyi kayma
stabilitesi
|
Viskozite İndeks Yükselticiler
VI düzenleyiciler arasında poliizobütilen,
polimetakrilatlar, olefin kopolimerleri, stiren esterleri, hidrojenlendirilmiş
stiren-dien kopolimerleri, hidrojenlendirilmiş radyal poliizopren sayılabilir.
Viskozite düzenleyicilerin hepsinde alifatik karbon-karbon iskeleti bulunur;
temel yapısal farklılıklar yan zincir grupları, bunların kimyasal yapıları ve
büyüklükleridir. Bu farklılıklar değişik VI düzenleyicilerin özelliklerinin de
değişik olmasına neden olur.
GERİ (hampetrolden petrokimyasallara)