Nanofarmakoloji,
ilaç taşıyıcı (drug delivery) metotların keşfi ve geliştirilmesinde
nanoteknolojinin bir uygulamasıdır.
Tanısal ve terapötik ilaçların etkinliğini arttırmak için
nanopartiküllerin kullanılması fikri, nanoskala substansların makrodispers
formdaki substanslardan farklı özelliklere sahip olması gerçeğine dayanır.
Özellikle, nanomalzemelerin yüksek spesifik yüzey alanı nedeniyle yüzey
fenomenleri (adsorpsiyon, desorpsiyon ve adezyon) makromoleküller veya
biyolojik cisimlerle olan etkileşimlerinde baskın hale gelir. Sonuç olarak,
nanoparçacıklar, düşük konsantrasyonda önemli yan etkiler olmadan yüksek
terapötik etkinliğe sahip olabilir. Hem biyojenik (viral parçacıklar, kapsidler)
hem de biyojenik olmayan bazı nanoyapılar, bir konteyner halinde düzenlenir; bu
durum onları hedeflenen hücrelere veya dokulara terapötik veya teşhis
bileşiklerinin (diğer nanoparçacıklar dahil) iletilmesi için çok yararlı hale
getirir. Spesifik antibadiler, aptamerler, reseptörler veya spesifik hedefleme
ligandları, nanoyapıların hedefli taşınmasını sağlar. Nanopartiküller nükleer
magnetik rezonans (magnetik partiküller) görüntülemede, plasmon razonansta
(metallerin nanopatikülleri) ve non-biyojenik (kuantum dotlar) ve biyojenik
(green fluoresans protein) orijinli flüoresansın tayininde kullanılabilir.