Kondüktometrik ölçmelerde dönüm noktaları titrasyon
işleminin içinde bir noktada bulunur. Titrasyon eğrisinin çizilmesi için
eşdeğerlik noktasından önce ve sonra en az 3-4 ölçüm yapılmalıdır. Hacim
düzeltmesinden sonra bulunan iletkenlik verileri, titrant hacminin fonksiyonu
olarak grafiğe geçirilir. Çizilen iki doğru ektropole edilerek kesiştikleri nokta
eşdeğerlik noktası olarak saptanır.
Reaksiyonlar tamamlanmaya yakınlaştıkça yavaşladığından
kondüktometrik titrasyon eğrileri, eşdeğerlik bölgesinde doğrusallıktan
saparlar. Reaksiyonların zayıflığı artıkça ve çözeltinin konsantrasyonu
azaldıkça eğri şeklindeki bölgeler daha geniş olur. Eğrinin doğru şeklindeki
kısımları eşdeğerlik noktasından yeteri kadar uzaktaki kısımlarda daha kesin ve
doğru olarak belirlenir, çünkü tayin edilen iyonun reaksiyonu bu kısımlarda
hemen hemen tamamlanmıştır. Bu nedenle, potansiyometrik ve indikatör
yöntemlerinin tersine, kondüktometride dönüm noktalarının belirsiz olduğu
analizler bile başarıyla yapılabilir. Oysa potansiyometrik ve indikatör
titrasyonlarla bu tip reaksiyonlar doğru olarak izlenemez. Kondüktometrik dönüm
noktası spesifik bir nokta değildir. Her tip volumetrik reaksiyonlara uygulanabilir
olmasına rağmen, yükseltgenme- indirgenme reaksiyonlarında kullanımı
sınırlıdır; bu tip reaksiyonlarda fazla hidrojen bulunması nedeniyle,
volumetrik reaksiyonlar sonucu oluşan iletkenlik değişiklikleri, hidrojen
tarafından maskelenir.
Asit-
Baz Titrasyonları
Kondüktometri, nötralizasyon titrasyonlarında dönüm noktasının belirlenmesinde başarıyla uygulanabilir; çünkü hidrojen ve hidroksil iyonlarının iyonik iletkenlikleri çok büyüktür.
Kuvvetli Asitlerin
veya Bazların Titrasyonu: Şekil-6'daki kesikli çizgi, hidroklorik asidin
sodyum hidroksit ile titrasyonunu gösterir (hacim düzeltmesi yapıldıktan
sonra). Nötralizasyon sırasında, hidrojen iyonları eşdeğer miktardaki daha az
hareketli sodyum iyonları ile yer değiştirir. Bu değişme sonucunda iletkenlik
düşük değerlere iner. Eşdeğerlik noktasında hidrojen ve hidroksil iyonları
konsantrasyonları en az seviyededir ve çözeltinin iletkenliği de en düşük
değeri gösterir. Sodyum ve hidroksil iyonu konsantrasyonunun artırılmasıyla,
eğrinin eğimi tersine döner. Tam eşdeğerlik noktasının bulunduğu bölgenin
dışında, iletkenlik ile ilave edilen bazın hacmi arasında çok güzel doğrusal
bir bağıntı vardır; sonuç olarak, bir analiz için eşdeğerlik noktasının her iki
tarafında üç veya dört gözlem noktası alınması yeterlidir. Kuvvetli bir asitin
veya bazın titrasyonu sırasında iletkenliğin % değişimi, çözeltinin
konsantrasyonuna bağlı değildir. Bu da çok seyreltik çözeltilerin de konsantre
çözeltiler kadar sağlıklı bir şekilde analiz edilebileceğini gösterir.
Zayıf Asitler veya
Bazların Titrasyonu: Şekil-7a'da çok zayıf bir asit olan borik asitin (Ka
= 6 x 10-10) kuvvetli bir bazla titrasyonundaki kondüktometrik dönüm
noktası tayini görülmektedir. Bu reaksiyon tamamlanan bir reaksiyon olmadığından
potansiyometrik veya indikatör dönüm noktası yöntemlerine uygulanamaz.
Şekil-: 6:
Kuvvetli bir asitin, kuvvetli bir baz ile kondüktometrik titrasyonu
Titrasyonun başlarında hızla bir tampon ortam oluşur ve
çözeltinin hidrojen iyonu konsantrasyonu hemen hemen sabit kalır. İlave edilen
hidroksil iyonları bu tampon tarafından tüketilir ve dolaysıyla iletkenliğe
doğrudan bir katkıda bulunamazlar. Ortamdaki borat ve sodyum iyonlarının
artmasıyla iletkenlikte de yavaş bir artış gözlenir. Eşdeğerlik noktasına
ulaşıldığında artık daha fazla borat iyonu oluşamadığından, ilave edilen bazın
çok hareketli olan hidroksil iyonu nedeniyle iletkenlikte hızlı bir artış
başlar.
Şekil-7b'de orta derecede zayıf bir asit olan asetik asitin
(Ka = 10-5) sodyum hidroksitle titrasyon eğrisi
çizilmiştir. Titrasyon eğrisinin başlangıcında gözlenen doğrusal olmayan bölge,
dönüm noktasının saptanmasını zorlaştırır. Çözeltinin başlangıçtaki hidrojen
iyonu konsantrasyonu orta derecelerdedir (~10-3 M). Baz ilave
edildiğinde bir tampon sistemi oluşur ve hidrojen iyonu konsantrasyonu daha da
düşerken sodyum iyonu ile asitin konjuge bazının konsantrasyonu artar. Hidrojen
iyonunun azalması ile, başlangıçta, iletkenlikte bir düşme gözlenir. Titrasyon
ilerledikçe, tampon oluşumu nedeniyle pH kararlı hale gelir ve bu durumda
ortamdaki tuz miktarı önemli olur; tuzun konsantrasyonu artıkça iletkenlikte de
doğrusal bir yükselme başlar. Eşdeğerlik noktasından sonra ortama ilave edilen
bazın çok hareketli hidroksil iyonları hakim olur ve iletkenlikteki doğrusal
artış hızlanır.
İlke olarak, zayıf asitler veya bazların tüm titrasyon
eğrileri Şekil-7b'deki gibi bir görümdedirler. Çok zayıf taneciklerin
iyonizasyonu çok yavaş olduğundan, tampon bölgenin oluşmasıyla ya hafif bir
eğri bölge meydana gelir veya böyle bu bölge hiç gözlenemez. Asitin (veya
bazın) kuvveti artıkça titrasyon eğrisinin ilk kısmı daha uzun olur.
Disosiyasyon sabitleri 10-5 den daha büyük olan zayıf asitler ve
bazlar için bir dönüm noktasının gözlenmesi imkansızlaşır.
Şekil-7c'de, Şekil-7b'deki zayıf asitin (asetik asit) sulu
amonyakla yapılan titrasyon eğrisi görülmektedir. Burada titrantın zayıf bir
elektrolit olması nedeniyle eğri, eşdeğerlik noktasından sonra yatay bir
görünüm almıştır. Titrant olarak sodyum hidroksit gibi kuvvetli bir baz yerine
sulu amonyak (zayıf bir baz) çözeltisi kullanılması halinde ekstrapolasyon
fazla sağlıklı olmaz.
Şekil-7d'deki eğri, asetat iyonu gibi, zayıf bir bazın
standard bir hidroklorik asit çözeltisiyle titrasyonunu göstermektedir. Ortama
kuvvetli asit ilave edilmesiyle sodyum klorür ve disosiye olmamış asetik asit
oluşmaya başlar. Asetat iyonlarının yerini alan klorür iyonları daha hareketli
iyonlar olduğundan iletkenlikte hafif bir yükselme gözlenir. Dönüm noktası
geçildikten sonra ortamda fazla hidrojen iyonları bulunacağından iletkenlikte
de hızlı bir yükselme başlar.
Şekil-7:
Tipik kondüktometrik titrasyon eğrileri
Kondüktometrik yöntem, asidik veya bazik karakteri çok zayıf
olduğundan indikatörlerle iyi bir dönüm noktası bulunamayan tuzların analizine
çok uygundur.
İyonlaşma dereceleri birbirinden farklı olan iki asit karışımının
titrasyon eğrisi Şekil-7e'de görülmektedir. Bu tip karışımlarda,
potansiyometrik yöntemlere kıyasla, kondüktometrik analizlerde çok daha doğru
sonuçlar alınır.
Çökelme ve
Kompleks-Oluşumu Titrasyonlar: Şekil-7f'deki eğri sodyum klorürün gümüş
nitrat ile titrasyonundaki iletkenlik değişimini gösterir. Titrantın ilavesiyle
çözeltideki klorür iyonları, daha az hareketli nitrat iyonlarıyla yer
değiştirmeye başlar; iletkenlikte, bu nedenle, az bir düşme gözlenir. Reaksiyon
tamamlandıktan sonra gümüş nitratın fazlası iletkenliğin hızla yükselmesine yol
açar.
Çökelme veya kompleks-oluşumu reaksiyonlarına dayanan
kondüktometrik yöntemler, nötralizasyon reaksiyonlarında olduğu kadar yaygın
değildir. Hiç bir iyon, hidrojen veya hidroksil iyonunun iletkenliği kadar
yüksek bir iletkenliğe sahip olmadığından asit-baz reaksiyonlarının dışındaki
reaksiyonlarda iletkenlik değişiklikleri oldukça küçüktür (nadiren ayni
seviyededir). Çökelme reaksiyonlarında ayrıca, çökeleğin çözünürlüğü de bir
sorun kaynağıdır.