Gaz–Sıvı Kromatografisi; Uygulamalar (applications)

Gaz-sıvı kromatografisi kimyasal sorunlardaki iki önemli rolü ile değerlendirilebilir. Birincisi ayırma işlemlerinde kullanılabilmesidir; ancak, karmaşık yapılı organik, metal-organik, ve biyokimyasal sistemlerde başarılı değildir. İkinci rolü, bir analizin tam olarak yapılabilmesidir. Alıkonma zamanları veya hacimleri kalitatif tanımlamalarda kullanırken, pik yükseklikleri veya alanları da kantitatif tayine olanak verir. Analitik bakımdan gaz-sıvı kromatografisi, bu bölümde görülen diğer bazı kromatografik yöntemlere kıyasla daha sınırlı bir uygulama alanına sahiptir. Bu nedenle gaz-sıvı kromatografisi cihazının, kütle, ultraviyole, infrared ve NMR spektrometreler gibi daha üstün cihazlarla bir arada (birbirine bağlanarak) kullanılması tercih edilmektedir.


1. Sabit Sıvı Fazın Seçimi

Gaz-sıvı kromatografisinde kullanılabilecek yüzlerce sıvı vardır. Benzer maddelerin bu yöntemle ayrılabilmesi için uygun bir sıvı seçimi yapılmalıdır.

Bir maddenin alıkonma zamanı doğrudan doğruya onun dağılma katsayısına bağlıdır, bu da sabit fazın yapısıyla ilişkilidir. Gaz-sıvı kromatografisindeki sabit sıvı fazın örnekteki maddeler arasında farklı dağılma katsayısı yaratması gerekir. Ayrıca, bu katsayının çok küçük veya çok büyük olmaması da önemlidir. Dağılma katsayısı küçük olan maddeler kolondan çok hızlı çıkarlar ve yeterli ayırma olmaz. Dağılma katsayısının gereğinden büyük olması durumunda ise maddenin kolondan çıkması için gerekli zaman çok uzar.

Kolon içinde yeterli bir alıkonma zamanı, maddenin sabit faz ile bir dereceye kadar uyumlu (çözünebilir) olmasıyla sağlanır. Bu ise madde ile sabit fazın polaritelerinin kısmen benzer olmalarını gerektirir. Örneğin, hidrokarbonlar veya eterler gibi polar olmayan bir homolog seri, squalane (yüksek molekül ağırlıklı bir doğmuş hidrokarbon) gibi bir sabit sıvı faz ile birbirinden ayrılabilir. Diğer yandan, alkoller ve aminler, polietilen glikol gibi daha polar bir sıvı ile çalışılır. Aromatik hidrokarbonlar için ise benzildifenil sabit sıvı fazı uygundur.

Polariteleri birbirine benzeyen maddeler çoğunlukla, kaynama noktası sırasına göre ayrılırlar; kaynama noktası farkı artıkça ayrılma daha iyi olur. Kaynama noktaları birbirine yakın, fakat polariteleri farklı olan maddelerin ayrılması için, sabit sıvı fazın maddelerden birini (veya daha fazlasını) dipol etkisiyle veya katılma ile tutması gerekir. Bu etkilerden bazıları Tablo-8'de verilmiştir. Burada parafinik ve olefinik bir seri maddenin alıkonma zamanları (etana göre) üç ayrı sıvı faz için kıyaslanmıştır. Birinci sıvı faz triisobütilendir ve polar değildir; diğer ikisi polar sıvılardır. Asetonil aseton, ayrıca, özel olefinlerle zayıf katılma reaksiyonları veren gümüş nitrat içerir. Trisobütiledeki alıkonma zamanları, maddelerin kaynama noktaları ile uyumluluk gösterir ve kaynama noktaları birbirine yakın olan maddeler için aynı değerlerdir; ayrılma olmamıştır veya çok zayıftır. Asetonil aseton ise orta derecede polar bir maddedir ve olefinlerde tesirle polarizasyon yapar; maddelerin alıkonma zamanları birbirinden farklı olur. Polarize olamayan parafinlerin alıkonma zamanları polar çözgende polar olmayan çözgendekine kıyasla daha küçüktür. Olefinler ve gümüş nitrat arasında seçici olarak katılma reaksiyonu olması da iyi bir ayırma sağlar; örneğin, isobüten ve büten-1 ilk iki kolonda biribirinden ayrılamadığı halde üçüncü kolonda ayrılmışlardır. Cis- ve trans-büten-2’de ayni kolonda daha iyi ayrılma göstermişlerdir.


Tablo-8: Hidrokarbonların Çeşitli sabit Sıvılarla Ayrılması

Bileşik
Kaynama noktası 0C
Relatif alıkonma zamanı
Tri-izobütilen
Asetonil aseton
Glikolde AgNO3
Etan
-10.4
1.0
1.0
1.0
İzobütan
-11.7
5.6
2.2
0.75
İzobüten
-6.9
6.7
4.75
3.25
Büten-1
-6.3
6.7
4.75
6.25
Bütadien
-4.4
6.7
10.0
10.0
n-Bütan
-0.5
7.5
3.0
0.75
Trans-büten2
0.88
8.0
5.85
1.75
Cis-Büten-2
3.72
8.9
6.8
5.5


Tablo-9: Bazı Sabit Fazlar

Adı
Kimyasal bileşim
Maks. sıcaklık
Polarite(a)
Ayırma tipi
Squalene
C30H62
150
NP
Hidrokarbonlar
OV-1
Polimetil siloksan
350
NP
Genel amaçlı, polar değil
DC 710
Polmetilfenil siloksan
300
NP
Aromatikler
QF-1
Politrifluoropropil metil siloksan
250
P
Amino asitler, steroidler, azotlu bileşikler
XE-30
Polisiyanometil siloksan
275
P
Alkaloidler, halojenli bileşikler
Carbowax 20 M
Polietilen glikol
250
P
Alkoller, esterler, yağlar
DEG adipat
Dietilen glikol adipat
200
SP
Yağ sitleri, esterler

Dinonil ftalat
150
SP
Ketonlar, eterler, S‘lü bileşikler
(a) NP: polar değil, SP: yarı polar, P: polar

Seçicilik yapan diğer önemli bir etki de hidrojen bağı oluşmasıdır. Böyle bir bağlanma için maddenin polar bir hidrojen atomu, solventin de bir elektronegatif grup (oksijen, fluor veya azot) içermesi gerekir (veya tersi). Bir grup maddenin bulunduğu bir örneğin analizi için gerekli sabit fazın saptanmasında çeşitli yöntemler uygulanır. Bunlardan birinde, sabit fazlardaki benzen, etanol, metiletil keton, nitrometan, ve pridinin alıkonma indisleri, aynı solventlerin squalane üzerinde gösterdiği alıkonma indisleri ile kıyaslanır. Sonuçta elde edilen verilerle, sabit fazlar sınıflandırılır. Yine de bir ayırma işleminde kullanılacak sabit fazlar arasında deneme ile en uygunu seçilmelidir. Tablo-9’da çok kullanılan bazı sabit sıvı fazların listesi verilmiştir.


2. Kalitatif Analiz

Sıvı-kromatografisi gibi gaz kromatografisi de karmaşık karşımları ayırmada ve her bir maddenin tanımlanmasında kullanılan önemli bir yöntemdir.

Alıkonma Zamanı ve Alıkonma Hacmi: Bir maddenin kalitatif analizi için tek bir alıkonma zamanı yeterli değildir. Çünkü alıkonma zamanı kolon sıcaklığı, akış hızı, basınç, ve sabit fazın yapısı gibi çalışma koşullarına göre değişir. Emin olmak için analit ve standardın alıkonma zamanları, çalışma koşulları değiştirilerek incelenir, her ikisindeki alıkonma zamanı benzer bir değişiklik gösteriyorsa, analitin standart ile ayni madde olduğu söylenebilir. Veya, iki/üç ayrı kolonda iki/üç farklı sıcaklıkta elde edilen alıkonma zamanlarının analit ve standart için benzer olmaları da maddenin tanımlanması için yeterlidir. Bir karışımdaki maddelerin birbirinden ayrıldıktan sonra tanımlanması, karışım halindeyken tanımlanmasından daha kolaydır.

Daha önce de belirtildiği gibi kalitatif analizlerde alıkonma hacmi, alıkonma zamanından daha iyi bir parametredir; çünkü sadece analitin dağılma katsayısı, kolonun sıcaklığı ve sabit fazın yoğunluğuna bağlıdır (denklem 6).

Bağıl (İzafi, Relatif) Alıkonma Zamanı: Seçicilik faktörü a bağıl alıkonma zamanının bir ölçüsüdür ve aşağıdaki formülle tarif edilir.


A analitinin bulunduğu bir örneğe B iç standartı ilave edilerek a parametresi bulunur. A ve B kimyasal olarak biribirinin benzeri maddeler olduğundan a kolon değişkenlerinden etkilenmez. A ve B'nin pikleri birbiri üzerine düşmemeli ve her ikisi de birbiriyle ve hareketli fazla uyumlu olmalıdır. Seçicilik faktörünün, sadece (tR)A , (tR)B ve tM ölçümlerinden bulunabilme gibi bir avantajı vardır.

Alıkonma İndeksi: Alıkonma indeksi (I) Kovats tarafından çıkarılmış bir parametredir; kromatografik verilerin rapor edilmesinde kullanılır. Bir analitin alıkonma indeksi analit pikini iki veya daha fazla normal parafin piki ile kıyaslayarak bulunur. Bir normal parafinin alıkonma indeksi, içerdiği karbon atomları sayısının 100 katıdır  ve kullanılan kolonlara veya kromatografik koşullara bağımlı değildir. Buna göre n-pentanın alıkonma indeksi, daima 500, n-oktanınki 800'dür.

Homolog bir seride bulunan maddelerin alıkonma zamanlarının (veya hacimlerinin) logaritmaları t’R (t’R = tR – tM) bu maddelerin içerdikleri karbon sayısı ile doğrusal bir ilişki gösterir. Bunun sonucu olarak da n-parafinlerde (tR - tM)  değerlerinin alıkonma zamanlarına göre çizilen grafiği bir doğru verir. Buna göre X maddesinin alıkonma indeksi aşağıdaki eşitlikle tarif edilir.


t’R, her madde için düzeltilmiş alıkonma zamanıdır ve t’R = (tR - tM) ye eşittir. X analiti, n ve (n+1) karbon sayısına gören-parafinleri belirtir. Hidrokarbonlar, alıkonma süreleri analitin alıkonma süresini içine alacak şekilde seçilir.


Şekil-36: Üç bileşiğin alıkonma indeksleri tayin önteminin grafikle tanımlanması; kararlı faz: squalen, sıcaklık 60 0C


C4 –C9 n-Prafinler için çizilen grafik Şekil-36'da görülmektedir. Üç bileşiğin aynı kolonda ve aynı sıcaklıktaki log alıkonma zamanları da ordinatta gösterilmiştir. Alıkonma indeksleri, apsiste karşılığı olan değerlerin 100 ile çarpılmasıyla bulunur: toluenin alıkonma indeksi 749, benzeninki 644'dür.

Normal olarak, alıkonma indekslerinin tayininde grafik yöntemine gereksinim olmaz. Bunun yerine, maddenin bulunduğu karışımın ve iki normal parafin standardının kromatogramları kıyaslanır. Standartlardan birinin alıkonma zamanı maddeninkinden daha düşük, diğerininki daha büyüktür.


ÖRNEK:

Aşağıdaki verileri kullanarak 100 0C'de squalene kolondaki benzenin alıkonma indeksini hesaplayınız.


Denklem(7)'de değerler yerine konur.


Alıkonma indeksi için geniş bir kaynama aralığını kapsayan referans maddeler bulunması önemli bir avantajdır. Ayrıca alıkonma indeksinin sıcaklığa bağımlılığı çok azdır. Polar ve polar olmayan sabit fazlar arasındaki alıkonma indeksleri arasındaki fark (DI), sabit fazların izafi polaritelerinin de bir ölçüsüdür.

Alıkonma Zamanı Eğrileri: Kalitatif kromatografik çalışmalarda homolog serilerden yararlanılabilir. Homolog bir seri bir diğerinden (farklı polaritede) kromatografik veya başka bir yöntemle ayrılabilir ve standart olarak kullanılabilir; çünkü bir serinin elemanları için log  tR  ile karbon sayısı arasında doğrusal bir ilişki bulunur.

Diğer bir önemli ilişki de, örneğin polariteleri farklı iki kolona injekte edilmesiyle bulunur. Yine homolog serilerle yapılan böyle bir çalışmada böyle bir kolondan alınan alıkonma zamanlarının, diğer kolondan elde edilen alıkonma zamanlarına (log. skalada) göre çizilen grafiği bir doğru verir (Şekil-37).

Böylece, iki ayrı kolon kullanarak kaynama noktaları benzer olan, fakat farklı polar özelliklerdeki maddelerin kromatogramları elde edilebilir.


Şekil-37: Çeşitli homolog serilerin iki kolondaki davranışları


Özet: Tek bir gaz kromatogramı bir bileşiğin kesin olarak tanımlanmasını sağlayamaz. Ancak farklı polaritelerdeki üç kolondan alınan benzer alıkonma indeks verileri ile analitin hangi standarda benzediği teşhis edilebilir.

Uçucu maddelerin saflıkları gaz kromatogramlarından kolaylıkla izlenebilir. Kirlilikler, ilave pikler oluşturarak kendilerini gösterirler; bu piklerin altında kalan alanlar, kirliliğin miktarı hakkında kabaca bir fikir verir. Bu yöntem saflaştırma işlemlerini kontrol etmekte de kullanılır.


3. Kantitatif  Analiz

Bir gaz-sıvı kromatografi kolonundan alınan dedektör sinyali kantitatif ve yarı kantitatif analizde kullanılır. Çok iyi kontrol edilen koşullarda %1-3 kadar duyarlıkla tayin yapılabilir. Pek çok analitik yöntemde olduğu gibi sonuçların doğruluğunda, kalibrasyon ve değişken parametrelerin kontrolü çok önemlidir; örneğin yapısı da doğruluğu kısmen de olsa etkileyebilir.


4. Sıcaklık Programlı Gaz Kromatografisi

Sıcaklık programlı gaz kromatografisinde kolon sıcaklığı sıyırma işlemi ile doğrusal olarak artar. Böyle bir işlem hızlı bir ayırmaya olanak verir.

Şekil-38'de, normal parafin karışımlarının ayrılma ve tanımlanmasında, sabit sıcaklıkta (izotermal) ve sıcaklık programlı sistemlerden alınan kromatogramlar görülmektedir. İzotermal yöntemde, molekül ağırlığı düşük olan maddeler birbirine çok yaklaşmış, yüksek molekül ağırlıklı olanlar ise 95 dakika sonunda bile çıkamamışlardır. Ayrıca molekül ağırlığı artıkça piklerin şekilleri bozulmuş ve kantitatif analize uygun şekillerden sapmıştır.

Sıcaklık programlı çalışmalarda ise büyük molekül ağırlıklı maddeler de dahil olmak üzere kromatogram kısa sürede tamamlanmış ve pik konumları ve şekilleri düzgünlüğünü korumuşlardır.

Sıcaklık programlı cihazlarda sıcaklığı 0.25-20 0C/dak. aralığında doğrusal olarak yükselten bir düzenek bulunur. Ayrıca, kolon sıcaklığı sürekli olarak artarken  injeksiyon kısmı ile dedektörün sabit sıcaklıkta kalmasını sağlayacak ayrı ısıtıcılara gereksinim vardır. Sabit akış hızı bir akış kontrol edici ile sağlanır. Çünkü sıcaklık yükselmesi gaz viskozitesini ve kolon direncini artırarak akış hızını düşürür. Akış hızındaki düşme taban çizgisinin kararsız olmasına ve dedektör algılamasının değişmesine neden olur.


5. Seçici Dedektörlü Gaz-Sıvı Kromatografisi

Algılama sistemlerin pek çoğu bir kolondan çıkan maddelerin hepsi için ayni şekilde algılama (az veya çok) yaparlar; bunlar "seçici olmayan" dedektörlerdir. "Seçici" veya "özel(spesifik)" dedektörler kullanılarak gaz-sıvı kromatografisinin ayırma gücü üstün analitik cihazlarla birleştirilebilir.

Uygulama iki şekilde yapılabilir. Birincisinde madde buharları soğutulan bir tutucuda ayrı fraksiyonlar halinde toplanır; bu işlemde maddeleri parçalamayan ve seçici olmayan bir dedektör kullanılır. Sonra bu fraksiyonlar NMR, IR, kütle ve diğer spektroskopik yöntemlerle tanımlanır. Buradaki en önemli sınırlama toplanan madde fraksiyonlarının çok az miktarlarda (mikromolar) olmasıdır. Yine de yöntem pek çok karmaşık karışımların kalitatif analizinde başarıyla kullanılabilmektedir.

İkinci uygulamada seçici bir dedektörle kolon akışı sürekli olarak izlenir. Aşağıda bu uygulamalara dayanan bazı örnekler verilmiştir.


Şekil-38: Bazı n-parafin kromatogramlarının kıyaslanması; Kolonlar: 100-200 meş Var Aport 30 üzerinde %3 apiezon, 20 feet uzunluk, 1/16 inç çap, akış hızı: 10 ml/dak.


Otomatik Titrasyon Dedektörleri: James ve Martin ilk gaz kromatografik çalışmaları olan uçucu yağ asitlerinin tayininde, dedektör olarak otomatik bir titrasyon hücresi kullanmışlardır; ayni sistem daha sonra aromatik ve alifatik aminlere uygulanmıştır. Bu yöntemde kolondan çıkan sıyırıcı, asit-baz indikatör çözeltisi içeren bir hücreye gönderilir. Çözeltinin absorbansı fotometrik olarak izlenir ve hücreye gelen madde (titrant) sürekli olarak ölçülür; harcanan titrant hacmi bir kağıt üzerinde kaydedilir; hacim-zaman eğrisi çizilir. Bu eğriden kalitatif ve kantitatif tayinler yapılır. Pestisid kalıntılarındaki çeşitli klorlu bileşiklerin tayininde dedektör olarak kulometrik bir hücre kullanılır.

Gaz Kromatografisinin Kütle Spektroskopisi ile Birleştirilmesi (GC/MS): Kromatografik kolonlar kütle spektrofotometreler ile doğrudan bağlanabilir ve kolondan çıkan her bir maddenin hemen spektrumu alınır. Bu cihazlar, çoğunlukla, bir bilgisayara da bağlanır ve alınan her spektrum hafızada tutularak daha sonra kağıt üzerine aktarılır. Bu tip cihazlar, doğal ve biyolojik sistemler içinde bulunan yüzlerce maddenin tanımlanmasına olanak verir. Böyle bir sistem, örneğin, yiyeceklerdeki koku ve tat analizlerinde hava kirliliği analizlerinde ve solunum hastalıkları teşhisinde kullanılır.

Bir gaz kromatografisi ve kütle spektrofotometresi birleşiminde karşılaşılan en önemli sorun ortamdaki taşıyıcı gazdır; taşıyıcı gaz sıyrılan her maddenin seyrelmesine neden olur ve ayrıca spektrometrenin pompalama sistemine de girer. Bu sıkıntılı durumu yenmek için çeşitli yöntemler geliştirilmiştir; bunlardan biri Şekil-39'da görülmektedir. Burada çıkış gazları vakum uygulanan bir odacığa yerleştirilmiş poröz bir cam tüp içinden akıtılır. Taşıyıcı gazın (He veya H2) küçük atom veya molekülleri tüpün cidarlarına difüzlenir ve pompalanarak dışarı atılır, böylece tüpte sadece kolondan sıyrılan örnek kalır; bu akım sonra doğrudan kütle spektrometresinin ion kaynağına gönderilir. Oluşan iyonik demet dört katlı veya küçük çift-odaklayıcı bir spektrometre ile analiz edilir.
Son yıllarda "iyon tuzağı " (ITD) denilen bir cihaz yapılmıştır. Bu cihazda iyonlar örnekten elektron çarpmasıyla yaratılır ve bir radyo frekansı dalgalı alanda depolanır (Şekil-40). Tutulan iyonlar sonra depo alanından çıkarılarak bir elektron çoklu dedektörüne gönderilir. Çıkarma işlemi, kütle/yük oranına göre tarama yapılabilecek şekilde, kontrollü olarak yapılır.


Şekil-39: Gaz kormatografisi ve kütle spektrometresi arasındaki basınç düşürme sistemi


Şekil-40: İyon tuzağı dedektörünün şematik görünümü


Kütle spektrometresi dedektörlerinin görüntüleri çeşitlidir ve iki grupta toplanır: gerçek-zaman ve bilgisayar-incelemeli. Bu grupların her birinde, toplam iyon akımı kromatogtogramları (tüm iyon akımlarının toplamının zamana göre grafiği), seçilmiş iyon akımı kromatogramları (bir veya birkaç iyonun iyon akımlarının zamana göre grafiği), ve çeşitli piklerin kütle spektrası seçimi yapılır. Gerçek zaman kütle spektrası, üzerinde kütle işaretleri bulunan bir osilaskop ekranında görüntülenir; kütle kromatogramı, osilaskop ekranında görülebilir veya bir gerçek-zaman kaydedicide çizilebilir.

Bir ayırmanın tamamlanmasından sonra bilgisayar-dönüşümlü kromatogramlar ekranda belirir veya kaydedicide kaydedilir. Her pikin dönüştürülmüş kütle spektrası da görüntülenebilir veya kaydedilebilir. Bazı cihazlarda, maddelerin tanımlanmasında kullanılan spektral kütüphaneler bulunur.

Bir GC/MS uygulaması Şekil-41'de görülmektedir. Üstteki şekil bir örneğin bir bilgisayar-incelemeli kütle spektrumudur. Burada ordinat toplam iyon akımını, apsis alıkonma zamanını gösterir. Alttaki şekil kromatogramdaki 12 numaralı pikin bilgisayar-incelemeli kütle spektrumudur. Burada relatif iyon akımları kütle numarasına göre çizilmiştir.


Şekil-41: Bir GC/MS cihazından alınan tipik bir karışımın, (a)GC kromatogram, (b) 12 numaralı pikin kütle sektrumu


İnfrared Spektroskopi (IR) – Kromatografi: Kromatografik piklerin infrared spektralarının da alınabildiği cihazlar geliştirilmiştir. Bunun için normal ve Fourier transform infrared spektrometreler kullanılabilir. Çalışmada, kromatografi kolonundan çıkan akım infraredgeçirgen pencerelerin bulunduğu uzun, dar bir tüp içine gönderilir. Spektral veriler rakamlara dönüştürülerek bir bilgisayarda saklanır ve sonra spektrumlar çizilir.

GC/MS’de olduğu gibi, kolon ve dedektör arasındaki bağlantı önemlidir. Burada kolona, uzunluğu birkaç milimetre ile birkaç santimetre arasında değişen ve iç çapı 1-3 mm olan bir ışık tüpü bağlanır. Işık tüpü iç kısmı altınla kaplanmış bir pyreks tüptür (Şekil-42). Işık duvardan çok sayıda yansıyarak geçer. Işık tüpü, örnekteki maddelerin yoğunlaşmasını önlemek amacıyla ısıtılır. Bu tip ışık tüplerinin dizaynında, hassasiyetin yükseltilmesi için geçiş yolunun en fazla, band genişliğinin azaltılması için de ölü hacmin en az olmasına dikkat edilir. Işın dedektörleri, çok hassas, sıvı azotla soğutulan civa-kadmiyum tellürdür.

Bir kolondan gelen gaz akımının spektrumlarının, cihazın kütüphanesinde bulunan ve katı veya sıvı örneklerden hazırlanan spektrumlarla kıyaslanmasında bazı zorluklarla karşılaşılabilir. Çünkü gaz halindeki maddelerin spektrumları çok ince bir yapı gösteriler, oysa sıvı ve katı maddelerin spektrumlarında böyle bir durum gözlenmez; tabi ayni maddelerin gaz ve sıvı (veya katı) halinin infrared spektrumları da birbirinden önemli derecede farklı olur.


Şekil-42: GC/IR cihazlarında kullanılan tipik bir ışık tüpü