Potansiyometrik Titrasyonlar (potentiometric titrations)

Bir potansiyometrik titrasyonun eşdeğerlik noktası, uygun bir indikatör elektrotun potansiyeli ile saptanır. Potansiyometrik bir titrasyonda, doğrudan potansiyometrik ölçümlere göre daha değişik bilgiler elde edilir. Örneğin, 0.100N asetik asit ve 0.100N hidroklorik asit çözeltilerinin pH'a duyar bir elektrot ile doğrudan potansiyometrik ölçümleri çok farklı pH değerleri verir, çünkü asetik asit çözeltide kısmen disosiye olurken hidroklorik asidin disosiyasyonu tamdır. Oysa bu iki asitin eşit hacimlerdeki çözeltilerinin nötralizasyonu için eşit miktarlarda standart baz harcanır.

Potansiyometrik titrasyonla dönüm noktası tayini yöntemi, indikatörle dönüm noktası saptanmasından çok daha doğru sonuçlar verir. Yöntem, özellikle renkli ve bulanık çözeltiler ile çalışmada ve çözeltideki bilinen iyonların tayininde oldukça başarılıdır. Ancak indikatörle yapılana göre daha fazla zaman alır.

Şekil-19'da potansiyometrik titrasyon yapılabilen bir sistem görülmektedir. Titrasyonda, titrantın her ilavesinden sonra hücre potansiyeli (veya bir pH değeri) ölçülür, kaydedilir. Deneyin başlangıcında titrant fazla miktarlarda ilave edilir; dönüm noktasına yaklaşılırken (bu durum her ilaveden sonra potansiyel değişimlerinin büyümesiyle anlaşılır) ilaveler daha küçük miktarlarda yapılır. Titrantın her ilavesinden sonra reaksiyonun dengeye gelmesi için yeterli bir süre beklenmelidir. Çökelme reaksiyonları için bu süre bir kaç dakika olabilir, özellikle eşdeğerlik noktası yakınlarında dengeye ulaşma süresi uzar. Denge noktası, ölçülen potansiyelin bir kaç milivolttan daha fazla değişmediği potansiyel olarak alınır. İyi bir karıştırma, denge noktasına gelme sürecini kısaltır. Şekil-19'da görülen sistemle yapılan klorür tayinine ait tipik potansiyometrik veriler Tablo-4'ün ilk iki kolonunda bulunmaktadır. Dönüm noktasına yakın veriler grafik halinde gösterilmiştir. Grafiğin görünümüne göre deneysel sonuçlarla çizilen eğri, teorik titrasyon eğrisine benzer biçimdedir.


Şekil-19: Bir potansiyometrik titrasyon sistemi ve 2.433 milieşdeğer Cl- iyonunun 0.1000 N AgNO3 ile titrasyon eğrileri


Tablo-4: 2.422 mmol Klorür İyonunun  0.1000 N AgNO3 ile
Potansiyometrik Titrasyon Verileri(*)


* Elektrot sistemi bir gümüş elektrot ve doygun kalomel elektrottan oluşmuştur; örnek çözeltinin hacmi 50.00 ml


1. Dönüm Noktası Tayini

Potansiyometrik bir titrasyonun dönüm noktasının tayininde birkaç yöntem uygulanabilir. En çok uygulanan yöntem potansiyel değerlerinin harcanan titrant hacmine göre doğrudan grafiğe geçirilmesidir (Şekil-19a). Eğrinin dik olarak yükselen bölgesinin ortası dönüm noktasıdır. Orta noktanın saptanmasında çeşitli mekanik ölçme kolaylıkları bulunmuştur, bunlar şüphesiz dönüm noktasının daha doğru olarak belirlenmesine yardımcı olur.

Tablo-4, 3. kolondaki veriler titrantın birim değişimine karşı potansiyeldeki değişimlerini (DE/DV) gösterir. Bu parametrenin ortalama hacme karşı grafiğe alınmasıyla dönüm noktasının keskin bir maksimumda bulunduğu bir eğri elde edilir (Şekil-19b).DE/DV değerleri hesapla bulunabilir veya titrasyon sırasında doğrudan cihazdan okunabilir (potansiyel yerine). Tablo-4' ün 3. kolonundaki değerlerden maksimum nokta 24.3 ve 24.4 ml değerleri arasındadır; dönüm noktası için 24.35 ml en uygun hacimdir. Her iki yöntemde de titrasyon eğrisinin eşdeğerlik noktasına göre simetrik olduğu varsayılmış ve eğrinin yön değiştirdiği nokta eşdeğerlik noktası olarak kabul edilmiştir. Kimyasal reaksiyonda birbiriyle reaksiyona giren maddelerin eşdeğer molar oranlarda olması ve elektrot reaksiyonlarının da geri dönüşümlü reaksiyonlar olması koşullarında bu varsayım doğrudur.Bu koşulların karşılanamaması durumunda elde edilen eğri asimetrik olur (Şekil-20, B eğrisi). Demir(2)'nin ceryum(4) ile yükseltgenmesinde elde edilen eğri ise eşdeğerlik noktası yakınlarında simetriktir. Diğer taraftan her mol permanganat için 5 mol demir(2) harcanır ve simetrisi çok bozuk bir eğri elde edilir. Eşdeğerlik noktasının bulunduğu bölge içinde bu eğrilerin potansiyel değişimi çok yüksektir ve dönüm noktası olarak eğrilerin dik olarak yükselen kısmının tam ortası alınırsa normal çalışmalarda fazla bir hata yapılmamış olur. Ancak özel bir hassasiyet isteniyorsa veya çok seyreltik çözeltilerle çalışılıyorsa dönüm noktası saptanmasında eğrinin simetriden sapma faktörü dikkate alınmalıdır. Bu gibi hallerde bir standartın titrasyonu yapılarak düzeltme saptanır; veya eşdedeğerlik noktasının doğru yeri teorik olarak hesaplanabilir.



 Şekil-20: 100 ml 0.100 N Fe+2 çözeltisinin, (A) Ce+4 ve (B) MnO4- ile  titrasyon eğrileri


 Şekil-21: Tablo-4’deki verilerin Gran eğrisi


Gran Eğrileri: Gran, titrasyon süresince elde edilen değerlerden sadece reaksiyonun tamamlanmasına yakın olanların kullanılmasıyla dönüm noktasının bulunmasını sağlayan bir yöntem geliştirmiştir. Yöntem, normal dönüm noktası saptama yöntemlerine göre daha az veriye dayandığından avantajlıdır. Hatta eşdeğerlik bölgesinde p fonksiyonundaki değişiklik hızı küçük olduğundan elde edilen dönüm noktası daha doğru olur.

Bir örnek olarak klorür iyonlarının gümüş nitrat ile titrasyonu için Tablo-4'de toplanan verilerin Gran yöntemi ile değerlendirmesini yapalım. Bu titrasyonda eşdeğerlik noktasından az önce gümüş elektrot klorür iyonlarına karşı ikinci-dereceden bir elektrot gibi davranır ve hücre potansiyeli E göz , aşağıdaki eşitlikle tarif edilir.


Temas potansiyeli, potansiyometrik titrasyonda önemli olmadığından ihmal edilmiştir. Denklem, 1/0.0591 = 16.9, ve K’ = (E0AgCl - ESKE)/0.0591 alınarak yeniden yazılır.


Eşitliğin iki tarafının antilogaritması alınır ve [Cl-] konsantrasyonu bulunur.


Dönüm noktasına ulaşıncaya kadar [Cl-] konsantrasyonu,


denklemiyle verilir. Burada VCl ve VAg örnek ve titrant çözeltilerinin ölçülen hacimleri, NCl ve NAg de iki çözeltinin başlangıç konsantrasyonlarıdır. İki eşitliğin birleştirilmesi ve yeniden düzenlenmesiyle aşağıdaki eşitlik elde edilir.


Bir titrasyonda bu eşitlikteki VAg ve Egöz dışındaki bütün terimler sabittir. Buna göre (VCl + VAg) antilog(-16.9 Egöz) nün VAg karşı çizilen grafiği bir doğru olur. Ayrıca eşdeğerlik noktasında denklemin sol tarafı sıfırdır. Bu nedenlerle, antilog eksenindeki doğrunun sıfıra ekstrapolasyonu eşdeğerlik-noktasındaki hacmi verir. Tablo-4'deki verilerle çizilen gran eğrisi Şekil-21'de görülmektedir. İlk dört nokta düzgün bir doğru verir. Bundan sonraki noktalar doğrusallıktan sapmıştır; sapma eşdeğerlikten 2 ml kadar önce başlamıştır. Tamamlanma derecesi daha az olan reaksiyonlarda doğrunun eğilmesi daha önce başlar. Bu yöntemle eşdeğerlik noktası Tablo-4'deki 19 veri yerine 3 veya 4 veri ile sağlıklı olarak saptanabilir.

Belirlenmiş Bir Potansiyele Kadar Titrasyon: Bir yöntem de dönüm noktası potansiyelinin önceden saptanması ve titrasyonun belirlenen bu potansiyele kadar yapılmasıdır. Seçilen değer normal potansiyellerden hesaplanan teorik eşdeğerlik potansiyeli veya standart çözeltilerin titrasyonu ile saptanmış olan ampirik bir potansiyeldir. Bu yöntemde sistemin eşdeğerlik-noktası kararlı olmalıdır.


2. Potansiyometrik Çöktürme Titrasyonları

Elektrot Sistemleri: Çöktürme titrasyonlarında kullanılan indikatör elektrotu çoğunlukla, reaksiyona giren katyonun metalidir; örneğin AgNO4 ile Cl- tayini yapılıyorsa Ag indikatör elektrot kullanılır. Titrasyon işlemindeki iyonlardan herhangi birine karşı duyar olan membran elektrotlar da indikatör elektrot olarak kullanılabilirler. İnert bir platin elektrot da bu amaçla kullanıldığında bir indikatör elektrot gibi davranır. Örneğin, ferrisiyanür iyonlarının bulunduğu bir ortamda çinko iyonunun ferrosiyanür iyonları ile titrasyonu bir platin elektrotla izlenebilir. Elektrotda,


yarı-reaksiyonun belirlediği bir potansiyel vardır. Titrasyon boyunca çinko iyonları ferrosiyanür ile reaksiyona girer ve potansiyelde önemli bir artış olmaz. Dönüm noktasına ulaşıldığında titrantın fazlası ortamdaki ferrosiyanür konsantrasyonunu süratle artırarak elektrot potansiyelinin uygun miktarda değişmesine neden olur.

Halojenler, halojenoidler, merkaptanlar, sülfürler, arsenatlar, fosfatlar ve okzalatların tayininde kullanılan gümüş nitrat uygulama sahası çok geniş olan bir volumetrik çöktürme maddesidir. Bu tip tayinlerin hepsinde gümüş indikatör elektrotu kullanılır. Referans elektrot olarak çoğunlukla kalomel elektrot seçilir. Ancak çok seyreltik çözeltilerle çalışıldığında veya çok yüksek duyarlık istendiğinde bir kalomel elektrot, tuz köprüsünden çözeltiye klorür iyonları sızıntısı olacağından uygun değildir. Sorunu gidermek için kalomel elektrot derişik potasyum nitrat çözeltisine içine daldırılır, bu çözelti de %3 kadar potasyum nitrat içeren bir agar köprüsüyle örnek çözelti ile bağlanır. Titrant ve örnek çözeltilerin konsantrasyonlarının 0.1N veya daha fazla olması durumunda Şekil-19'daki kalomel elektrot doğrudan kullanılabilir ve önemli bir hataya da neden olmaz.

Titrasyon Eğrileri: Gümüş/doygun kalomel elektrot sistemi ile klorür, bromür ve iyodür iyonlarının verdiği teorik titrasyon eğrileri Şekil-22'de görülmektedir. Sol taraftaki ordinat volt olarak hücre potansiyellerini,sağ taraftaki de pAg'ü gösterir. Noktalı eğriler iyodür iyonunun deneysel verileriyle çizilen eğrilerdir; bunlar teorik değerlerden katı yüzeyinde adsorbsiyon etkisi nedeniyle bir dereceye kadar farklıdır. Eşdeğerlik noktasından hemen önce iyodür iyonları katı yüzeyinde tutulurlar ve böylece çözeltideki iyodür iyonları konsantrasyonu düşer,potansiyel bir miktar yükselir. Eşdeğerlikten sonra ise adsorbsiyon gümüş iyonları konsantrasyonunu azaltıcı yöndedir; potansiyel değerleri azalır. Bu etki klorür ve bromür iyonları için çok zayıftır.

Eşdeğerlik-noktasının bulunduğu bölgede, elektrot potansiyelindeki değişiklik reaksiyon ürünlerinin çözünürlüğü azaldıkça artar (Şekil-22). Böyle bir etki tamamlanma derecesi çok yüksek olan reaksiyonlarda da görülür; bu durum birinciye göre daha geneldir ve kompleks oluşumu, nötralizasyon, yükseltgenme-indirgenme reaksiyonlarında karşılaşılır.


Şekil-22: 50.0 ml 0.0500 N (veya 0.005 N) sodyum halojenürlerin teorik titrasyon eğrileri; noktalı eğriler NaI için I- ve Ag+ iyonlarının AgI çökeleği üzerindeki adsorbsiyonları nedeniyle deneysel verilerin teorik eğriden sapmalarını gösterir


Şekil-22'de saptanan bir başka gözlem de farklı iki konsantrasyondaki klorür çözeltileri için elde edilen eğrilerin durumudur; örnek ve titrant çözeltilerinin konsantrasyonları azaldıkça dönüm noktasının keskinliği(veya belirginliği) de azalır. 0.001N kadar seyreltik bir klorür çözeltisinin titrasyonu yapıldığında relatif hata %1 civarında olur. Oysa ve bromür iyodür çözeltileri daha da düşük konsantrasyonlarda bile başarılı sonuçlar verir, çünkü bu iyonların gümüş iyonu ile reaksiyonlarının tamamlanma dereceleri daha yüksektir. Aşağıda bu eğrilerin elde edilişini açıklayan bir örnek verilmiştir.


ÖRNEK

Bir gümüş indikatör elektrotu ve bir doygun kalomel elektrotdan oluşan elektrot sistemi ile, 100 ml 0.0200 M sodyum iyodürün 0.100 M gümüş nitrat ile potansiyometrik titrasyonu yapılıyor; (a) eşdeğerlik noktasından 1.00 ml önceki hücre potansiyeli, (b) eşdeğerlik noktasındaki hücre potansiyeli, (c) eşdeğerlik noktasından 1.00 ml sonraki hücre potansiyeli nedir?  Gerekli elektrot potansiyeli verileri aşağıda verilmiştir.


(a) Tirasyonda 20.0 ml AgNO 3 'a gereksinim vardır. 19.0 ml titrant ilave edildikten sonra I- ün normal konsantrasyonu,


olur. Çökeleğin çözünürlüğünden ilave bir miktar daha iyodür oluşur. Bu nedenle oluşan iyodürün konsantrasyonu gümüş iyonları konsantrasyonuna eşit olacaktır, böylece toplam iyodür konsantrasyonu,


olur. [Ag+] << 8.40 x 10-4 M olduğu varsayılabilir, böylece indikatör elektrotun potansiyeli hesaplanır.


Kalomel elektrot anod ise, hücre potansiyeli bulunur.


(b) Eşdeğerlik noktasında


Gümüş iyodürün çözünürlük çarpımı 8.3 x 10-17 dir.


Kalomel elektrot anod olduğundan,


Elektrotların polaritelerinin, titrantın ilk ilavesi ile eşdeğerlik noktası arasında değiştiğini belirtmek gerekir. Ancak böyle bir durumla çok sık karşılaşılmaz.

(c) Eşdeğerlik noktası 1.00 ml geçildiğinde fazla Ag+ konsantrasyonu


Burada gümüş elektrotun davranışı aşağıdaki denklemle açıklanır.


Karışımların Titrasyonu: Potansiyometrik yöntemin önemli bir avantajı bir titrantla reaksiyon veren ve bir karışım halinde bulunan maddelerin çoğu zaman ayrı ayrı tayinine olanak vermesidir. Şekil-23'de eşdeğer molaritede iyodür, bromür ve klorür iyonlarının bulunduğu bir karışımının titrasyon eğrisi verilmiştir.Titrasyonun başlangıcında çözünürlüğü en düşük halid olan gümüş iyodür çöker. Teorik olarak hesaplandığında çözeltide bulunan iyodür iyonlarının %0.02 ‘si gümüş iyodür olarak çökeldikten sonra bromür iyonlarının çökelmesi de başlar. Ancak ilk çökelen gümüş iyodür olduğundan iyodür iyonunun tamamı çökelinceye kadar eğrinin şekli Şekil-22'de görülen gümüş iyodür çökelme eğrisinin şekline benzer. Sonra gümüş bromür çökelir; burada da teorik olarak bromür iyonlarının %0.3 kadarı çökelinceye kadar gümüş klorür çökelmesi olmaz. Bu nedenle titrasyon eğrisi bu bölgede sadece bromür iyonunun çökelme eğrisinin şekline benzer. Son olarak klorürün çökelmesi başlar, eğrinin son kısmı klorür iyonunun çökelme eğrisiyle aynı görünümü alır.

Halojenür karışımlarının tek bir potansiyometrik titrasyonla tayin edilebileceği Şekil-23'de gösterilmiştir. Bu üç iyondan herhangi ikisinin bulunduğu bir karışımın titrasyonunda, birinci dönüm noktasına ulaşmak için harcanan gümüş nitrat çözeltisi miktarının teorik olarak gerekli miktardan biraz daha fazla olduğu, ancak toplam hacmin ise teorik değere eşit olduğu saptanmıştır. Bu gözlemler, az çözünen gümüş halojenürün çökmesi sırasında, ona kıyasla çözünürlüğü daha fazla olan diğer halojenürün de kısmen beraber çökmesiyle açıklanır, böylece titrasyonun birinci kısmında gereğinden fazla titrant harcanır.

Beraber çökelme hatasına rağmen potansiyometrik titrasyon halojenür karışımlarının analizlerinde kullanılan yararlı bir yöntemdir. Eşit miktarlardaki halojen iyonlarının analizinde yapılan relatif hata %1- 2 arasındadır.


Şekil-23: 2.50 mmol g I-, Br- ve Cl- ‘ün 0.2 M AgNO3 ile potansiyometrik titrasyonu


3. Kompleks Oluşum Titrasyonları

Çözünebilen komplekslerin oluşum reaksiyonlarında dönüm noktası tayininde metal ve membran elektrotlardan yararlanılabilir. Kompleksometrik titrasyonda kullanılan en önemli madde bir amino karboksilik asitler grubu olan etilen-diamintetraasetik asittir (EDTA) ve H4Y formülü ile tanımlanır; yapısı aşağıdaki gibi gösterilebilir.


İki amin azotu ve dört karboksilat fonksiyonel grubu metal iyonları ile bağ oluşumunu sağlar. Katyonun yükü dikkate alınmayarak kompleks oluşum reaksiyonu aşağıdaki gibi yazılabilir.


Bu yöntemle yapılan analizlerden, sert suda kalsiyum ve magnezyum tayini önemli bir örnektir. Kalsiyum tayinindeki reaksiyon aşağıda verildiği şekildedir.


İndikatör Elektrotlar: EDTA anyonu için önceleri ikinci- derece elektrot olarak civa elektrotu kullanılırdır. Şekil-24'de tipik bir ticari civa elektrotu görülmektedir.

Şekil-24: Tipik bir civa elektrodu

Şekil-25: Üç katyon karışımının potansiyometrik EDTA titrasyonu


Potansiyometrik EDTA Titrasyonlarının Uygulamaları: Reilley ve arkadaşları civa elektrot ile 29 adet iki, üç ve dört değerlikli iyonların EDTA titrasyonunu, deneysel ve teorik bazda sistematik olarak incelenmişlerdir. Çalışmalarda 5-500 mg katyon, 0.05 veya 0.005N EDTA çözeltisi kullanılmıştır. Her titrasyonda birer damla 10-3 N HgY-2 çözeltisi bulunur.

Şekil-25'de bizmut, kadmiyum ve kalsiyum iyonları karışımı için yapılan çalışmanın eğrileri verilmiştir. Önce pH =1.2'de bizmut(3) titre edilmiştir. Bu kadar asidik bir ortamda kadmiyum ve kalsyum reaksiyon vermez; denklem(24)'de bu iki iyon için denge sol tarafa doğrudur. Oysa bizmut kararlı bir kompleks oluşturur. Bizmutun titrasyonu tamamlandıktan sonra çözeltiye asetik asit/asetat tamponu ilave edilir ve pH = 4 yapılır, kadmiyumun dönüm noktasına ulaşılıncaya kadar titrasyona devam edilir. Bu ortamda kalsiyum iyonları reaksiyon vermez. Çözeltiye amonyak/amonyum klorür tamponu ilave edilerek ortam bazikleştirilir ve sonra kalsiyum iyonlarının titrasyonu yapılır.


4. Nötralleşme Titrasyonları

Potansiyometrik asit-baz titrasyonlarında cam/kalomel elektrot kullanılır. Bu yöntemde renkli veya bulanık çözeltilerle de başarılı sonuçlar alınır.

Kuvvetli Asitlerin Kuvvetli Bazlarla Titrasyonu: Nötralizasyon (Şekil-26): HCl  +  NaOH ® NaCl  + H2O


Kuvvetli Bir Asitin Kuvvetli Bir Baz ile
Titrasyonunda pH Değişimi


pH

pH
NaOH mL
A
B
NaOH mL
A
B
0.00
1.30
3.30
25.00
7.00
7.00
10.00
1.60
3.60
25.10
10.12
8.12
20.00
2.15
4.15
26.00
11.12
9.12
24.00
2.87
4.87
30.00
11.80
9.80
24.90
3.87
5.87



A: 50.00 mL 0.0500 M HCl’in 0.100 M NaOH ile titrasyonu
B. 50.00 mL 0.000500 M HCl’in 0.00100 M NaOH ile titrasyonu

Şekil-26: Kuvvetli asit-baz titrasyonları; (a) NaOH’in HCl ile, (b) HCl’in NaOH ile titrasyon eğrileri (50.00 mL örneklerle çalışılmıştır)


Şekil-27: Zayıf asitlerin titrasyon eğrileri; (a) her deneyde 50.0 ml zayıf asit alınmıştır, (b) 50.0 ml 0.100 N ve 0.01 N HA ‘nın, 0.100 N ve 0.00100 N NaOH ile titrasyon eğrileri (X = fenolftaleyn geçiş aralığı, Y = bromotimol mavisi geç aralığı, Z = bromokresol yeşili geçiş aralığı)


Zayıf asitlerin (veya Zayıf Bazların) Titrasyon Eğrileri: Şekil-27(a)'da disosiyasyon sabitleri farklı olan bazı asitlerin standart sodyum hidroksit ile titre edilmesi halinde elde edilecek teorik eğriler çizilmiştir. Şekil-27(b)’de de bu asitlerden birisi alınarak titrasyon eğrisine örnek çözeltisinin ve titrantın konsantrasyonlarının etkisi incelenmiştir. Cam/kalomel elektrot sistemi ile elde edilen deneysel eğriler bu teorik sonuçlara oldukça yakın değerler verir. Asidin kuvveti azaldıkça ve konsantrasyonu düştükçe, dönüm noktasının saptanması zorlaşır. Zayıf bir asitin kuvvetli bir baz ile potansiyometrik titrasyonunun % 1'lik bağıl hata ile yapılabilmesi için, NNaA Ka ³ 10-5 olması gerektiği ileri sürülmüştür. Burada NNaA, titre edilen asitin sodyum tuzunun dönüm noktası konsantrasyonu, Ka asitin ayrışma sabitidir. Zayıf bazik çözeltilerin kuvvetli asitlerle titrasyonunda da benzer yorumlar geçerlidir.


Şekil-28: İki asit karışımının titrasyon eğrileri


Şekil-29: Polibazik asitlerin 0.100 N NaOH çözeltisi ile titrasyon eğrileri


Asit Karışımlarının (veya Baz Karışımlarının) Titrasyonu: Potansiyometrik titrasyonlar asit karışımlarının (veya baz) titrasyonunda da başarıyla kullanılır. Karışımdaki asitlerin disosiyasyon sabitleri birbirinden yeteri kadar farklı ise her birinin konsantrasyonunu saptamak mümkün olur. Bu uygulamaya bir örnek Şekil-28 ‘de görülen eğridir (A: 50.0 ml 0.0500 N asetik asit + 50.0 ml 0.0250 N iyodoasetik asit, B: 50.0 ml 0.0500 N asetik asit + 50.0 ml 0.0250 N trikloroasetik asit). Trikloroasetik asit ve asetik asit konsantrasyonları, karışımın potansiyometrik titrasyon eğrisinden hesaplanabilir. İyodoasetik asit ve asetik asit karışımı için durum farklıdır; bu iki asitin asitlik kuvvetleri birbirinden yeteri kadar farklı olmadığından karışımın titrasyonu ile sadece toplam asit konsantrasyonu bulunur. İki asit (veya baz) karışımındaki asitlerin disasiyon sabitleri arasındaki oran 10-4 veya daha büyük olursa her bir asitin konsantrasyonunu titrasyon eğrisinden bulunabilir.

Poliprotik Asitler veya Bazların Titrasyon Eğrileri: Şekil-29'da çok bilinen üç asitin (; A: 25 ml 0.100 N H3PO4, B: 25 ml 0.100 N okzalik asit, C: 25 ml 0.100 N H2SO4) titrasyon eğrileri verilmiştir; bunların birden fazla titre edilebilir hidrojenleri vardır. Sülfürik asit (C), iki protonun ayrışma derecesi birbirinden yeteri kadar farklı olmadığından bir tane dönüm noktası gösterir (ikinci proton için Ka = 1.2 x 10-2 iken birinci proton tamamiyle ayrışır). Okzalik asitin K1 ve K2 arasındaki oran 1000 dir; titrayon eğrisi (B) birinci eşdeğerlik noktasında bir eğilme gösterir. Ancak dönüm noktasının doğru olarak saptanması için gerekli pH değişikliği değeri oldukça küçüktür; ikinci dönüm noktası çok belirgindir ve bu asitin kantitatif tayininde bu nokta kullanılır.

Fosforik asit için K1/K2 = 105 tir; iki iyi dönüm noktası elde edilir. Bu nedenle fosforik asit, sodyum dihidrojen fosfat ve bunların karışımının analizleri tek bir potansiyometrik titrasyonla bulunabilir. Fosforik asitin üçüncü hidrojeninin ayrışması çok yavaştır (K3 = 4.2 x 10-13) ve bir dönüm noktası vermez.

Asitlerin (veya Bazların) İyonlaşma Sabitlerinin Tayini: Zayıf bir asit veya bazın iyonlaşma sabiti için potansiyometrik titrasyon eğrilerinden yaklaşık sayısal bir değer bulunabilir. Teorik olarak bu değer, eğri boyunca bulunan noktalardan herhangi biri kullanılarak hesaplanabilir; pratikte nötralleşmenin yarısına gelindiği noktadaki pH değerinden yararlanılır. Örneğin, zayıf bir asit olan HA nın titrasyonunda orta noktada,


olduğu varsayılır, bu durumda,


Bu yöntemle saptanan bir iyonlaşma sabiti, herhangi bir iyonlaşma sabitleri tablosunda bulunan değerden farklıdır (2 veya daha yüksek bir faktör kadar). Çünkü iyonlaşma sabitleri tablosundaki değerler aktivite bazına göre hesaplanmıştır, burada ise konsantrasyon değerleri kullanılır. İyonlaşma sabitinin, daha doğru şekli olan aktivite değerleri ile yazılmasıyla aşağıdaki K a  ifadesi çıkarılır.


kabul edilir ve Ka,


Eşitliğin iki tarafının negatif logaritması alınır ve p fonksiyonuna dönüştürülür.


Yani gerçek pKa deneysel pKa 'dan aktivitelerin oranının logaritması kadar farklıdır. Titrasyon sırasında iyonik kuvvet genelde 0.1 veya daha büyüktür. Bu nedenle fA- 'nin fHA 'ya oranı HA yüksüz ise en az 0.75 olur. H2PO4- ve HPO4-2 gibi iyonlar için bu oran daha da büyüktür.

Susuz Çözgenlerde Titrasyon: Sulu çözgenlerdeki asit-baz titrasyonları asidik veya bazik denge sabitlerinin 10-9 'dan büyük olması halinde uygulanabilir. Daha zayıf asitler ve bazlar için reaksiyonun tamamlanma derecesi eşdeğerlik noktasında yeterli pH değişikliği elde edilmesine olanak vermeyecek kadar düşüktür. Bu gibi hallerde su yerine susuz çözücülerin kullanılmasıyla uygun sonuçlar alınabilir. Örneğin, anilinin sulu çözeltisi (Kb » 10-10) çok zayıf bazik özellik gösterir ve perklorik asitle yapılan titrasyonu başarısız olur. Oysa anilinin glacial asitik asitteki çözeltisinin perklorik asitle titrasyonunda anilin ve perklorik asit arasındaki reaksiyon hemen hemen tamdır ve eşdeğerlik noktasındaki pH değişikliği oldukca büyüktür. Benzer şekilde, fenolün (Ka » 10-10) metil izobutil keton gibi susuz bir çözücüdeki baz ile titrasyonunda olumlu sonuç alındığı halde sulu çözeltisinde başarısız olur.

Potansiyometrik titrasyon, susuz çözücülerdeki titrasyonların eşdeğerlik noktalarını saptamada özellikle uygulanan bir yöntemdir. Elektrotlar bilinen cam/kalomel elektrot sistemidir, titrasyondan önce elektrotlar su içinde tutularak camın kuruması ve tuz köprüsündeki potasyum klorürün çökmesi önlenir. Ölçmelerde potansiyometrenin pH skalası yerine milivolt skalası kullanılır. Çünkü susuz çözeltilerin potansiyelleri pH'a göre daha sağlıklı ölçülür. Ayrıca sulu tamponlar susuz ortamlarda yeterli hassasiyet göstermezler. Bu nedenle titrasyon eğrileri ampiriktir.


5. Yükseltgenme – İndirgenme Titrasyonları

Pek çok yükseltgenme-indirgenme reaksiyon sisteminin potansiyeli platin elektrot ile ölçülür. Ölçülen potansiyel reaksiyona giren ve reaksiyondan çıkan maddelerin konsantrasyonları arasındaki orana bağlıdır. Örneğin, demir(2)'nin standart KMnO4 çözeltisi ile titrasyonunda dönüm noktası bir Pt elektrotla saptanabilir (Şekil-20). Pt elektrot titrasyon süresince yükseltgenme-indirgenme sistemlerine karşı hassastır.

Reaksiyonlar:


her ilaveden sonra reaksiyon olur, bu işlem iki yarı-reaksiyonun potansiyellerinin birbirine eşit olduğu madde konsantrasyonlarına ulaşılıncaya kadar devam eder. Dengede,


Ölçülen potansiyel iki yarı-hücre sisteminin herhangi birinden oluşan potansiyel olarak düşünülebilir.

Yükseltgenme-indirgenme titrasyonun eşdeğerlik noktası bölgesindeki elektrot potansiyeli değişikliği reaksiyonun tamamlanma derecesi arttıkca daha büyük olur. Diğer reaksiyon tiplerinde de benzer etkinin olduğu görülmüştür. Şekil-30 'de standart potansiyeli 0.2 V kabul edilen hayali bir örnek çözeltinin, standart potansiyelleri 0.4 V'dan 1.2 V'a kadar değişen çeşitli titrantlarla yapılan titrasyon eğrileri çizilmiştir, reaksiyonların denge sabitleri 2 x 103 'den 9 x 1016 'ya kadar değişmektedir. Burada, reaksiyonun tamamlanma derecesi arttıkça dönüm noktası bölgesindeki elektrot potansiyeli değişikliğinin de arttığı açık bir şekilde görülür.

Şekil-30'daki eğriler yükseltgenme ve indirgenmede bir-elektron değişimi olduğu varsayımına göre çizilmiştir; eğer iki-elektron değişimi olsaydı 24.9-25.1 ml titrant harcanan bölgedeki potansiyel değişimi 0.14V kadar daha fazla bulunurdu.

İki yükseltgeyici veya iki indirgeyici maddenin bulunduğu çözeltilerde iki dönüm noktası olan titrasyon eğrileri elde edilir; ancak iki maddenin standart potansiyelleri birbirinden yeteri kadar farklı olmalıdır. Her iki maddenin ayrı ayrı dönüm noktalarını saptamak için bu farkın en az 0.2V olması gerekir. Bu durum, denge sabitleri birbirinden farklı iki asit karışımının veya çözünürlükleri farklı iki iyon karışımının titrasyonuna benzer.


Şekil-30: 50 ml 0.0500 N A çözeltisinin titrasyonu; titrant (R) ve analitin (A) bir elektron değiştirdiği varsayılmıştır.

Şekil-31: Diferensiyal potansiyometrik titrasyon sistemi


6. Diferensiyal Titrasyonlar

Potansiyometrik titrasyon verilerinden E'nin V 'ye karşı türevleri alınarak çizilen eğrinin eşdeğerlik noktasında keskin bir maksimum verdiği daha önce görülmüştü (Şekil-29b). Diferensiyal bir titrasyonda birbirinin aynı olan iki indikatör elektrota gereksinim vardır. Şekil-31'de tipik bir sistem görülmektedir. Burada elektrotlardan birisi, yan bağlantısında bir lastik puar bulunan bir test tüpünün içine konmuştur. Tüpün tabanında küçük bir delik (»1mm ) vardır ve örnek çözelti bu delikten tüpe dolarak elektrot ile temas eder. Elektrotlar birbirinin aynı olduğundan başlangıçta her ikisinin potansiyeli de aynıdır ve potansiyel farkı (DE) sıfırdır. Çözeltiye titrant ilave edildiğinde, tüp içindeki elektrot yeni potansiyeli hemen algılayamaz ve hala başlangıç potansiyelini gösterirken diğer elektrotun potansiyeli değişir; yani çözelti bileşimindeki değişiklik elektrotlar arasında DE kadar potansiyel farkına neden olur. Titrantın her ilavesinden sonra elektrotun bulunduğu tüpteki çözelti, lastik puar bir kaç kez sıkılarak dipteki delikten örnek çözelti içine boşaltılır ve ana çözeltinin homogen hale gelmesi sağlanır. Homogenlik, iki elektrotun potansiyellerinin aynı değere gelmesiyle, yani DE = 0 olmasıyla anlaşılır. Sonra homogen çözelti tekrar tüpe dolar. Tüpte bulunan ve elektrotu saran çözeltinin hacmi 1-5 ml gibi az miktarlarda ise titrasyonun sonun da ilave edilen ve bu miktar ile temas edemeyecek olan titrantdan ileri gelecek hata ihmal edilebilir düzeydedir.

Yükseltgenme-indirgenme titrasyonları için iki platin tel kullanılabilir; bunlardan birinin cam bir damlalık içine yerleştirilmesi yeterli olur. Differensiyel yöntemin en büyük avantajı referans bir elektrot ve tuz köprüsüne gereksinim olmamasıdır.


7. Otomatik Titrasyonlar

Son yıllarda potansiyometrik ilkelere göre çalışan çeşitli otomatik titrasyon cihazları üretilmiştir. Bu tip enstrumanlar rutin analizler için çok yararlıdır. Otomatik titratörler, el ile çalışan potansiyometrik tekniklere göre daha hassas sonuç vermezler; ancak daha az zaman harcandığından ekonomik yönden önemli avantajları vardır.

Titrant Akışının Kontrolü ve Hacminin Ölçülmesi: Bir titrantın ilavesini otomatik olarak kontrol eden ve hacmini ölçebilen çeşitli yöntemler vardır. Bunlardan en basitinde musluk kısmı yerinde elektromagnetik bir sıkıştırma sistemi bulunan alelade bir büret kullanılır. Büretin iç kısmında (beden-uç arası) esnek plastik bir tüp bulunur. Titrantın akmasını önlemek için tüp yumuşak bir demir parçası ve metal bir takoz arasında yaylı bir sistemle sıkıştırılır. Titrantı akıtmak için de sıkıştırma sistemini saran selenoidden elektrik akımı geçirilir. Başka bir vana sisteminde ise bir cam veya plastik tüp içine küçük bir demir parçası konulur ve tüp ergitilerek kapatılır; parça bir büretin içine, iki yüzeyi tapa görevi yapacak şekilde yerleştirilir. Bir selenoide akım verildiğinde tapa açılır ve titrant akar.

En çok kullanılan otomatik titrant akışı sağlayan sistem, motor-sürücü mikrometrik bir vida ile çalışan kalibre edilmiş bir şırıngadır. Böyle bir sistem Şekil-33’da görülmektedir.

Dönüm-Noktası Önceden Ayarlananabilen Titratörler: Şekil-32'de çok basit ve ucuz bir otomatik titratörün şematik diagramı görülmektedir.

Kalibre edilmiş bir potansiyometre ile elektrotlara önceden bilinen dönüm noktası potansiyeli uygulanır. Bu potansiyel ile elektrotların potansiyelleri arasında bir farklılık olduğunda "hata" sinyali alınır. Sinyal büyütülür ve büretin selenoidle çalışan vanasından elektrik akımı geçmesini sağlayan elektronik düğmeyi kapatır. Hata sinyali sıfıra yaklaşırken selenoiddeki akım kesilir ve titrant akışı durur. Şekil-32'de görülen titratörlerin potansiyel değişikliğini algılamaları çok ani değildir ve dönüm noktasının üzerine çıkma eğilimleri vardır.

Bu sorunu yenmek için cihaza, hata sinyali üzerine kare-dalga sinyali veren bir sistem yerleştirilir. Bu durumda selenoid düğmesi sadece net sinyal, kare dalga sinyalini aştığı zaman kapanacak şekilde ayarlanır. Sonra kare-dalga sinyallerinin frekansı tarafından kontrol edilen miktarlar da titrant ilave edilir.

İkinci Türev Titratörleri: İkinci türev titratörleri de oldukça basit cihazlardır; bunlarda eşdeğerlik-noktası potansiyelinin önceden bilinmesine gerek yoktur. Cihazın sinyal ileticisinde seri olarak iki elektronik türev devresi bulunur. Elektrotdan alınan ve yükseltilen sinyal bu devre tarafından potansiyelin (indikatör elektrotun potansiyeli) ikinci türevi ile orantılı bir voltaja dönüştürülür. Alınan verilerle Şekil-29(c)'de görüldüğü gibi bir grafik elde edilir; eşdeğerlik noktasında sinyalin işareti değişir. İşaretin değişmesi titrant akışını sağlayan vana sistemini kapatır ve akış durur.


Şekil-32: Otomatik, dönüm noktası ayarlı bir titratör


Kaydedici Titratörler: Kaydedici titratörler analitin eğrisini çizerken titrasyona eşdeğerlik noktasından sonra da devam eder. Bazı cihazlarda titrant ilavesi, bir milivolt kaydedicinin kağıt hızıyla uyumlu olacak şekilde sabit bir hızda yapılır. Kalem yükseltilmiş hücre çıkış potansiyelini zamanın fonksiyonu olarak çizer; burada zaman, titrant hacmiyle orantılıdır.

Kaydedici titratörler, tecrübeli bir kimyager gibi çalışacak şekilde hazırlanmışlardır; dönüm noktası bölgesinden önce ve sonra titrant ilavesini hızlı ve fazla miktarlarda yaparlar, dönüm noktasına yaklaşıldığında ilave az miktarlarda ve yavaş yavaş yapılır. Şekil-33'da böyle bir cihazın basitleştirilmiş şeması verilmiştir. Cihazın anahtar sistemi yükseltilmiş hata sinyali sistemine göre çalışır; hata sinyali, elektrotların potansiyelinin potansiyometrenin uyguladığı potansiyelden farklı olduğu zaman çıkar. Bu potansiyometre, aynı zamanda kaydedici kalemi ayarlayan bir motorun kumandasındadır. Hata sinyali küçükse elektronik devre anahtarı şırınga tip büretin motorunu ve kaydedicinin kağıt yürütücüsünü harekete geçirir; aynı zamanda potansiyometre ve kalem yürütücü motor durdurulur. Hata sinyalinin belli bir seviyenin üstüne çıkmasını sağlayacak yeterli miktarda titrant ilave edildiğinde anahtarların açılıp-kapanma olayı tersine döner; bu halde büretten titrant akışı ve kağıdın ilerlemesi dururken potansiyometre ve kalem yürütücüler çalışır. Böylece Şekil-33(c)'de kaydedilmiş olan titrasyon eğrisinde de görüldüğü gibi bir seri titrant ilavesi yapılır.


Şekil-33: (a) Otomatik eğri-kaydedici titratör, (b) teorik titrasyon eğrisi, (c) kaydedici tarafından çizilen titrasyon eğrisi, (d) c ‘deki eğrinin açıklamalı genişletilmiş şekli


Tam Otomatik Titratörler: Tam otomatik titratörlerde çok sayıda örneğin konulabileceği dönen bir tabla bulunur. Bir örneğin titrasyonu tamamlandıktan sonra çözelti otomatik olarak titrasyon sisteminden atılır, kap ve elektrotlar çalkalanır, büret yeniden doldurulur, örnek tablası döner ve sisteme ölçülen miktarda yeni bir örnek alınarak titre edilmeye başlanır. Böyle bir sistem mikroprosessör ile kontrol edilir, hesaplamalar ve analitik sonuçları kaydedici bilgisayar düzenekleri bulunur. Bunlar oldukça pahalı cihazlardır, ancak çok sayıda rutin analizleri kısa zamanda yapabilmesi nedeniyle parasını karşılayacak özelliklere sahiptirler.


Tablo-5: Standart Elektrot Potansiyelleri, 25 0C’de

Reaksiyon


Cl2 (g) + 2e- « 2Cl-
E0Cl2/Cl-
+1.358 V
O2 (g) + 4H+ + 4e- « 2H2O
E0O2/O-
+1.229 V
Br2 (sulu) + 2e- « 2Br-
E0Br2(sulu)/Br-
+1.087 V
Br2 (sıvı) + 2e- « 2Br-
E0Br2/Br-
+1.065 V
Hg+2 (sulu) + 2 e-®  Hg (s)
E0Hg+2/Hg
+0.853 V
Ag+ + e- « Ag (k)
E0Ag+/Ag
+0.799 V
Fe+3 + e- « Fe+2
E0Fe+3/Fe+2
+0.771 V
I3- + 2e- « 3I-
E0I-/I
+0.536 V
Cu+2 + 2e- « Cu
E0Cu+2/Cu
+0.340 V
Hg2Cl2 (k) + 2e- « 2Hg (sıvı) + 2Cl-
E0Hg2+/Hg
+0.241 V
AgCl (k) + e- « Ag (k) + Cl-
E0Ag+/Ag
+0.222 V
Ag (S2O3)2-3+ e- « Ag (k) + 2S2O3-2
E0Ag+/Ag
+0.010 V
2H+ + 2e- « H2 (g)
E0H+/H2
  0.000 V
AgI (k) + e- « Ag (k) + I-
E0Ag+/Ag
–0.151 V
PbSO4 (k) + 2e- « Pb (k) + SO4-2
E0Pb+2/Pb
–0.350 V
Cd+2 + 2e- « Cd (k)
E0Cd+2/Cd
–0.403 V
Fe+2 + 2e- « Fe (k)
E0Fe+2/Fe
0.440 V
Zn+2 + 2e- « Zn (k)
E0Zn+2/Zn
–0.763 V
Al+3 + 3e- « Al (k)
E0Al+3/Al
–1.676 V