Fourier Transform Nükleer Magnetik Rezonans (Fourier transform nuclear magnetic resonance)

Konvensiyonal NMR spektroskopisi çok hassas değildir. Bunlarla mikrogram seviyelerinde madde ile iyi bir proton spektra alınması zordur, zaman alır, ve bazen da olanaksızdır. Bu durum C-13 NMR spektroskopinin de gelişmesini engellemiştir. C-13 doğal izomeri çok azdır ve magnetogrik oranı protona göre oldukça düşüktür; verdiği bir NMR sinyali protonun sinyalinden 6000 kat daha düşüktür. Bu durumda, çok az C-13 içeren örneklerin iyi birer spektrumunun alınabilmesi için sinyallerin 24 saat veya daha uzun süre kaydedilmesi ve ortalamasının alınması gerekir. Örneğin, pentan-1-ol bileşiği için, tek bir ölçüm (a) ve 200 ölçümün ortalaması (b) alınarak çizilmiş 13C NMR spektrumları Şekil-27’de verilmiştir. 27(a)’da görüldüğü gibi, tek ölçüm halinde sinyal/gürültü oranı çok düşük, yani gürültü bantları çok baskındır. Sinyal ortalama yöntemine göre alınan 27(b) spektrumu temiz ve anlaşılabilir yapıdadır.

Pulslu, fourier transform NMR spektrometrelerin geliştirilmesiyle 1970'den sonra NMR ölçümlerinin hassasiyetleri artırıldı; böylece bu yöntemin, mikrogram seviyelerde doğal karbon-13 ve proton içeren kimyasal veya biyolojik maddelere rutin uygulama alanları genişledi. Yüksek hassasiyetin esası Fourier transform infrared spektroskopide olduğu gibidir. Her ikisinde de, bir spektrumunun rezolusyon elementlerinin tamamı çok kısa bir süre içinde ölçülür; sonuçta, frekans-bölgeli bir spektrum yerine zaman-bölgeli bir spektrum alınır.

Zaman-bölgeli bir spektrum birkaç saniye veya daha kısa bir süre içinde tamamlanır; böylece, spektrayı yüzlerce veya binlerce kez tekrarlayarak ortalama değerlerin bulunması ve sinyal/gürültü oranından kaynaklanan hatanın çok aza indirilmesi mümkün olur. Zaman-bölgeli spektrum sonra, bir dijital kumputer ile Fourier dönüşümü yapılarak frekans- bölgeli spektruma çevrilir.


Şekil-27: Pentan-1-ol’ün (a) geleneksel NMR yöntemiyle, ve (b) FT NMR sinyal ortalama tekniğiyle alınmış spektrumları


1. Puls'lu NMR Spektrumlar

Fourier dönüşümlü veya pulslu NMR çalışmalarda örnek, kısa süreli, yüksek pulslu radyo-frekanslı ışınla periyodik olarak ışınlandırılır. Çekirdekler enerjiyi absorblar ve presesyon başlar, kompleks bir sinyal meydana gelir. Oluşan FID, "serbest indüksiyon parçalanma sinyal"i zamanın fonksiyonu olarak kaydedilir. Tipik olarak 1-10 m s'lik pulslar kullanılır ve pulslar arasındaki gözlem süresi ~1 s'dir. FID, spektruma dönüştürülür. (Şekil-28)


Şekil-28: Fourier dönüşümlü NMR spektrumu şematik görünümü


Zaman-Bölgeli Parçalanma Spektrumları: Periyodik pulslar IR Fourier dönüşümlü spektroskopideki interferometre ile ayni fonksiyondadır; pulslar arasındaki periyotlar içinde bir zaman-bölgeli spektrum verirler (Şekil-29 b ve c). Bunlar serbest indüksiyon parçalanma sinyalleridir ve çekirdeklerin, ışın pulsu ile yaratılan uyarılmış halden kendi temel hallerine geri dönüşleri sırasında çıkarılırlar. Emitlenen ışının frekansları, geleneksel bir NMR spektrumunda çıkan absorpsiyon frekansları ile aynıdır.

Şekil-29(b) tek bir çekirdek tipinin bulunduğu ve uyarma frekansının bu çekirdeğin rezonans frekansının tam aynisi olduğu haldeki parçalanma sinyalini gösterir. Şekil-29(c) ise birden fazla tipteki çekirdeğin uyarıldığı zamanki parçalanma sinyalinin grafiğidir. Bunda, farklı frekanslardaki ışınlar arasında etkileşim olduğundan, daha karmaşık bir zaman-bölgeli algılama görülür.

Serbest indüksiyon parçalanma sinyali eğrileri mantıklı her frekans bileşimi için tek ve özel bir görünümdedir. Bir Michelson interferometre ile elde edilen infrared zaman-bölgeli bir spektrumun, geleneksel infrared bir spektrumdaki gerekli tüm bilgileri içermesi gibi, serbest-indüksiyon parçalanma spektrumu da normal bir frekans-bölgeli NMR spektrumu için gerekli bilgileri içerir.

Zaman-bölgeli veriler hızlı bir fourier dönüşümü programlı dijital bir bilgisayar ile frekans-bölgeli verilere çevrilebilir. İki tip spektra arasındaki ilişki Şekil-30’da gösterilmiştir. C-13'ün frekans-bölgeli spektrumundaki dört pik karbon çekirdeği ile üç proton arasındaki birleşmeden dolayıdır. Şekil-30(a)'da kimyasal kayma d, ve kapling sabiti J bilgilerini içeren zaman-bölgeli spektrumun kısımları gösterilmiştir.


Şekil-29: (a): Pulslu NMR için giriş sinyali-zaman ilişkisi, (b): tek bir tip çekirdeğin bulunduğu haldeki serbest indüksiyon parçalanma sinyali, (c) birkaç tip çekirdeğin bulunduğu haldeki serbest indüksiyon parçalanma sinyali


Şekil-30: (a) Serbest indüksiyon parçalanma spektrumu, (b) 13C ve protonlar arasındaki spin-spin bağlanmasını gösteren 13C spektrumu


2. 13C NMR Spektrumu

Karbon-13 NMR (CMR) spektrumu, proton NMR spektrumla aynı temel prensiplere göre elde edilir; ancak kullanılabilir bir spektrumun alınması CMR için biraz daha zordur ve daha sofistike cihazlara gereksinim vardır. C-13 atomları ve protonlar arasındaki etkileşimi kırmak için çok iyi yöntemler geliştirilmiştir; böylece, spektrumda her C tipi için tek bir hat bulunur. Karbonda magnetik olarak aktif olan C-13 izotopu %1.1 kadardır, yani çok az C-13 çekirdek vardır; dolayısıyla CMR  proton NMR’dan daha az duyarlıdır.

Karbon-13 NMR’ı, organik ve biyokimyasal yapıları açıklamak bakımından proton NMR'ına göre bazı avantajlara sahiptir.

·         C-13 NMR'dan molekülün çevresinden çok iskeleti hakkında bilgi alınır.
·         C-13 ve C-12 atomları arasında heteronükleer (çok çekirdekli) spin bağlanması olmaz, çünkü C-12'nin spin kuvantum sayısı sıfırdır.
·         Sinyallerin sayısı molekülde kaç tane farklı karbon olduğunu, veya eşdeğer karbonlar takımının kaç tane olduğunu gösterir.
·         Kimyasal kayma, karbon atomunun hibridizasyonunu (sp3, sp2, sp) tanımlar. Kimyasal kayma, bir karbon atomunun bir diğerine göre elektronik konumu hakkında bilgi verir.
·         13C izotopu çok az olduğundan, bir 13C’ün bir diğeriyle spin-spin kapling yapabilmesi zordur; bu nedenle spektrumlar C-C pik ayrılması göstermez. 13C sinyallerinin ayrılmaları protonlar tarafından gerçekleştirilir.
·         Proton NMR spektrumda her bir protonun konumu için çoklu pikler oluşmasına karşın, C NMR’da kimyasal olarak eşdeğer konumda olmayan her karbon için sadece bir tek pik görülür.
·         C-13'deki kimyasal kaymalar, organik bileşiklerde 200 ppm'e kadar çıkar, (protonda 0-20 ppm); kimyasal kayma aralığının yüksek olması piklerin üst üste düşme olasılığını azaltır. Bu özellik, molekül ağırlığı 200-400 aralığındaki bileşiklerin her karbon rezonans pikinin gözlenebilmesi bakımından önemlidir.

Tablo-8’de, çeşitli kimyasal ortamlarda, 13C-NMR kimyasal kaymaları gösteren çizelgeler verilmiştir.(kaymalar tetrametilsilana (TMS) göre relatif değerlerdir).


Tablo-8: 13C-NMR Kimyasal Kayma Çizelgeleri



3. Birleştirilmiş 13C ve 1H Spektrumları

1H-pirrol-2-karbaldehit ve 1,2,2-trikloropropan’ın birleştirilmiş 13C ve 1H spektrumları




4. Pik Bölünmesi(Splitting)

CMR spektrada karbon-karbon pik spliting görülmediği için spektra oldukça basittir. Ayrıca, protonların absorpsiyon pikleri de bulunmaz; çünkü skala dışında kalırlar. Ancak bir karbon atomu üzerinde bulunan veya daha uzaktaki bir karbona bağlı olan protonların neden olduğu karbon sinyalindeki bölünme görülebilir. Bu istenmeyen bölünme, C-13 spininin protondan “dekapling” edilmesiyle uzaklaştırılabilir. Dekapling işlemi, uygulanan ışının frekansına bağlı olarak farklı şekillerde yapılabilir: (a) Proton spin dekapling, (b) off-rezonans dekapling, (c) DEPT

(a) Proton Spin Dekapling: Proton-dekapıld spektrumda piklerde hiç bölünme görülmez. Tek pikler vardır; bunların her biri, molekülde bulunan bir karbonu veya ekivalan karbonlar grubunu gösterir. Bu tür spektrumlar daha çok yapısal analizlerde kullanılır. (Örnek-1)

(b) Off-Rezonans Dekapling: İkinci dekapling (off-rezonans denir) metoduna göre elde edilen bir spektrumda, bir karbon sinyali, eğer o karbona bağlı protonlar varsa, bölünme gösterir. Bu durumda sadece C(13)-H kapling gözlenir; fakat C(13)-C-H ve C(13)-C-C-H kaplingler bulunmaz. Bu tip spektrumlara “proton-kapıld spektrum” denilmektedir. Her karbon pikindeki sinyallerin sayısından, kaç tane proton bağlı olduğu bilinir: 13C sinyalleri, sadece kendilerine bağlı protonlar tarafından bölünebilirler; bir karbonda n proton varsa, verdiği sinyal bölünmesi n+1 kuralına uyar. (Örnek-2)


(c). DEPT Metodu: DEPT (Distortionless Enhancement by Polarization Transfer). Proton-dekapıld metodunda 13C ve buna bağlı hidrojenler arasıdaki spin-spin kapling bilgileri kaybolur. Bu bilgiler DEPT yöntemiyle elde edilebilmektedir. DEPT, CH3, CH2, CH, ve kuvaterner karbonların verdiği 13C sinyalleri ayırabilen bir enstrümantal tekniktir. Yöntemde, 1H ve 13C aralığını kapsayan bir seri kompleks puls uygulanır; sonuçta, CH3, CH2 ve CH sinyalleri değişik fazlar gösterirler:

CH3 ve CH karbonlar pozitif sinyaller olarak kaydedilir; CH2 karbonlar negatif sinyaller olarak kaydedilir; Kuvaterner karbonlar DEPT metotta sinyal vermezler.

Normal spektrum tüm karbonları gösterir. Aynı örneğe DEPT metodu uygulandığında kuvaterner karbon dışında kalan bir spektrum elde edilir (broad band decoupled). Pulslar değiştirilerek CH3, CH2 ve CH ile ilgili bilgiler toplanır.(Örnek-3)


ÖRNEK-1: Etil fenilasetatın proton-dekapıld ve proton-kapıld spektrumları



ÖRNEK-2: 1,2,2-trikloropropanın off-rezonans dekapling spektrum



ÖRNEK-3: 3,7-Dimetilokt-6 enalın DEPT spektrumu



5. Kimyasal Kayma (Shifting)

CMR spektrumda kimyasal kayma, temelde, proton NMR spektrumda olduğu gibidir. Her karbon çekirdeğinin, diğer eşdeğer olmayan çekirdeklerden farklı, kendi elektronik çevresi vardır. Çekirdek, bu nedenle oluşan farklı magnetik alanı algılar ve uygulanan alan kuvvetinden değişik bir değerde absorpsiyon yapar. CMR’deki kaymalar bazı yönlerden proton NMR’dan farklıdır. CMR’de kimyasal kaymalar daha büyüktür; skala d = 0-200 aralığındadır ki bu aralık, proton NMR skalasından 30 kat kadar daha büyüktür.

Hibridizasyon: Kimyasal kaymalardan en büyüğü ve en önemlisi karbonun hibridizasyonundan dolayı meydana gelir. Böyle bir olasılık proton için olası değildir.

  
ÖRNEK: 1-Okten
  

Alken karbonlar düşük alanda absorpsiyon yaparlar.
sp3-hibridlenmiş karbonlar        d = 14.1-34.0 aralığında
sp2- hibridlenmiş karbonlar       d = 113 and 140 aralığında


ÖRNEK: Etilbenzen


Aromatik karbonlar da sp3-hibridizedir ve alken karbonlarda olduğu gibi düşük alanda absorpsiyon yaparlar. Etilbenzen spektrumunda birbirinden uzakta iki pik grubu görülür. Bu gruplardan biri yan-zincir (sp3-hibridize) karbonlarına, diğeri halka (sp2-hibridize) karbonlarına aittir; aralarında 100 ppm kadar aralık bulunur.

Sübstitüentlerin Etkisi: Sübstitüentlerin etkisi hibridleşmeye eklenen bir özelliktir. Proton NMR’da olduğu gibi, ne kadar çok konumda, ne kadar çok sübstitüent bulunursa çekirdeğin korunması o kadar azalır ve sinyal düşük alanlara kayar; karbon NMR durumunda, değişik paternler nedeniyle bu etki daha da fazla olur. sp3-hibridize karbonlar tarafından yapılan absorpsiyonlarda birkaç sübstitüentin etkisine bakarak bu paternler hakkında bilgi edinilebilir.

Örnek olarak, doymuş bir hidrokarbon zincirinin çeşitli karbonları tarafından yapılan absorpsiyonlarda klor atomunun etkisine bakalım. n-pentan ve 1-kloropentan için elde edilen veriler:

Bu iki bileşiğin d değerlerini karbon-karbon kıyaslayalım:

C1 sinyalinde d 13.7’den 44.3’e çıkmış, yani 30.6 ppm artarak en fazla yüksek alan düşüşü kayması göstermiştir; sübstitüentin karbonda yarattığı bu kaymaya alfa-etkisi denilmektedir. C2 sinyalinde klor yine bir alan düşmesi yaratır, 32.7-22.6 = 10.1 ppm; bu da beta etkisi olarak tanımlanır. C3’de, düşük alan kayması tersine dönmüş, absorpsiyon yüksek alana kaymıştır. 34.5-29.2 = -5.3 ppm; bu duru gama-etkisi olarak tanımlanır.Gama karbonun yanında önemsiz derecede klor etkisi de görülür.


Alkil gruplarının etkisi, diğer sübstitüentlere kıyasla daha düşüktür. Alkenler ve aromatik halkada, (çift bağlar içerirler) geometrik izomerizasyon sp3-hibridize karbonun absorpsiyonunda önemli bir etkidir.