Ultraviyole, Görünür Spektrofotometre; Kalitatif ve Kantitatif Analizler (qualitative and quantitative analysis)


1. Kalitatif Analizler

Ultraviyole ve görünür spektrofotometre, kapsadığı dalga boyu aralığında oldukça az sayıda maksimum ve minimum absorbsiyon bandı bulunabildiğinden kalitatif analiz uygulaması sınırlı bir analiz yöntemidir. Bu nedenle yanlış tanım ihtimaliyeti hemen hemen yoktur.

Solventler (Çözücüler): Solvent seçiminde solventin geçirgenliği ve absorblayan sisteme olabilecek etkileri bilinmelidir. Oldukça genel bir kurala göre su, alkoller, esterler, ve ketonlar gibi polar solventler, titreşim etkileri nedeniyle spektrumun düzgün yapısını bozarlar. Örneğin asetaldehitin (Şekil-14a) gaz fazındaki spektrumu heptan gibi polar olmayan bir solventteki spektrumu ile yaklaşık aynı görünümü verdiği halde, su veya alkoldeki çözeltilerin spektrumlarından oldukça farklıdır. (Benzer bir durum Şekil-14(b)’deki 1,2,4,5-tetrazinde de görülmektedir.) Ayrıca, absorbsiyon maksimumları da solventin cinsinden etkilenir; absorbsiyon spektrumlarında tanım amacı ile yapılan kıyaslamalarda örnek ve şahit için aynı solvent kullanılmalıdır. Tablo-6'da bazı çok kullanılan solventler ve bunların uygun oldukları en düşük dalga boyları verilmiştir.


Şekil-14: (a): Asetaldehitin,ve (b) 1,2,4,5-tetrazinin absorbsiyon spektrumlarına solventin etkisi


Tablo-6: Ultraviyole ve Görünür Bölgede 
Kullanılabilecek Solventler

Solvent
Yaklaşık 
geçirgenlik (min), 
 nm
Solvent
Yaklaşık 
geçirgenlik (min), 
 nm
Su
180
Karbon tetraklorür
260
Etanol
220
Dietil eter
210
Heksan
200
Aseton
330
Sikloheksan
200
Dioksan
320
Benzen
280
Sellosolv
320


Spektrum Çizme Yöntemleri: Şekil-15'de permanganat çözeltinin değişik ordinatlara göre absorbsiyon spektrumları çizilmiştir. Geçirgenlik eğrileri arasındaki en büyük farklılık %20-60 bölgesinde görülür.

Tersine absorbans eğrileri arasındaki en büyük farklılık da geçirgenliğin en düşük veya absorbansın en yüksek (0.8-1.6) olduğu bölgededir.

Şekil-15(c)'deki log absorbans eğrisi spektrumu kıyaslama yönünden avantajlıdır. Beer kanunu aşağıdaki şekilde yazılırsa

log A = log e + log b c

eşitliğin sağ tarafındaki terimlerden sadece e'nin dalga boyu ile değiştiği görülür. Böylece, bir örneğin konsantrasyonu veya ölçümün yapıldığı hücrenin kalınlığı değiştiğinde log A'nın mutlak değeri de değişir, fakat bandın bulunduğu dalga boyu aynı kalır. Bu etki Şekil-15(c)'de açıkça görülmektedir.

log A eğrisi A eğrisi ile (Şekil-15b) kıyaslandığında kalitatif amaçlı çalışmalarda birincinin daha uygun olduğu görülür. log e eğrisinin de aynı amaçla kullanılabilecek bir eğri olduğunu belirtmek gerekir.


Şekil-15: Absorbsiyon spektrası çizilmesinde üç yöntem; eğrilerin üzerindeki değerler ppm KmnO4’dır


Fonksiyenel Grupların Saptanması: Ultraviyole ve görünür bölge organik maddelerin tanımında uygun bir bölge olmamakla beraber yine de kromofor özelliğindeki bazı organik fonksiyonel grupların tanımlanması yapılabilir. Örneğin, 280-290 nm'deki zayıf absorbsiyon bandının solvent polaritesinin artmasıyla daha düşük dalga boylarına kayması, örnekte karbonil grubu bulunduğunu gösterir. 260 nm civarındaki zayıf bir absorbsiyon bandı aromatik bir halkanın varlığının işaretidir.

Bir aromatik amin veya fenolik yapının saptanması için, örneğin bir solventteki çözeltisinin spektrumuna pH'ın etkisi incelenir ve elde edilen veriler Tablo-4'deki fenol ve anilin için aynı koşullarda bulunan verilerle kıyaslanabilir.


2. Kantitatif Analizler

Absorbsiyon spektroskopisi kantitatif analizlerde kimyacının yararlandığı en önemli yöntemlerden biridir. Spektrofotometrik ve fotometrik yöntemlerin önemli özellikleri aşağıda sıralanmıştır.

1. Geniş uygulama alanı. Daha önce de değinildiği gibi, pek çok inorganik ve organik madde ultraviyole ve görünür bölgede absorbsiyon yapar, bu nedenle de hassas kantitatif analiz yapılabilir. Ayrıca absorbsiyon yapamayan pek çok madde de uygun kimyasal işlemlerle absorbsiyon özelliği olan maddelere dönüştürülerek analiz edilebilirler.

2. Yüksek hassasiyet. Uygun molar absorbtiviteler 10000-40000 aralığındadır, özellikle inorganik maddelerin bazı yük-transfer komplekslerinde bu değer oldukça yüksektir; 10-4 –10-5 M konsantrasyonlarda hassas analizler yapılabilir; hatta uygun işlemlerle konsantrasyon 10-6 M, 10-7 M'a kadar düşürülebilir.

3. Orta-yüksek seçicilik. Bir örnekteki sadece absorblayan kısmın tayin edilebileceği bir dalga boyu bölgesi saptanır ve çalışmalar bu bölgede yapılır. Ayrıca, absorbsiyon bandlarının üst üste düşmesi halinde başka dalga boylarında bulunabilecek absorbsiyon bandları ölçümünden yararlanılarak gerekli düzeltmeler yapılabilir; yani ayırma gibi bir işleme gerek olmaz.

4. Doğru veriler. Tipik spektrofotometrik veya fotometrik işlemlerde konsantrasyon ölçmelerindeki relatif hata %1-3 aralığındadır. Gerekli dikkat ve titizliğin gösterilmesiyle bu hatalar binde birkaç seviyesine kadar düşürülebilir.

5. Kolaylık ve rahatlık. Spektrofotometrik veya fotometrik ölçmeler modern cihazlarda çok kolay ve süratle yapılabilir.

Kantitatif absorbsiyon yöntemleri, sadece maddenin miktarını belirten sayısal değerlerin bulunmasına değil, aynı zamanda çeşitli-kantitatif kimyasal bilgilerin elde edilmesine de olanak verir.

Absorblayıcı Maddelere Uygulama: Tablo-2, 3, 4'de pek çok organik kromofor görülmektedir. Bu gruplardan bir veya daha fazlasını içeren herhangi bir organik maddenin spektrofotometrik analizi yapılabilir; bu tip analizlere literatürde pek çok örnek bulunabilir.

Bazı inorganik maddeler de absorbsiyon yapabilirler ve doğrudan tayin edilebilirler; çeşitli geçiş metalleri bu tip maddelerdir. Ayrıca, bazı başka tip grupların da özel absorbsiyonları vardır. Bunlar arasında nitrit, nitrat ve kromat iyonları; osmiyum ve rutenyum tetraoksit; moleküler iyod; ve ozon sayılabilir.

Absorbsiyon Yapmayan Maddelere Uygulama: Ultraviyole veya görünür bölgede absorbsiyon yapmayan maddelerle reaksiyona girerek absorblayıcı ürün veren çok sayıda madde vardır. Bu tip maddelerin kantitatif analizlerde başarılı olması için, reaksiyonun sonunda örnek ile renkli bir madde vermesi gerekir. Bunlar, kendileri absorblayıcı maddelerdir, örneğin, geçiş-metal iyonları gibi; ürünün molar absorbtivitesi, reaksiyona giren her iki maddenin molar absorbtivitesinden de daha büyüktür.

İnorganik maddelerin tayini bilinen kompleks yapıcı maddelerle yapılır. Bunlar arasında, demir, kobalt, ve molibden için tiyosiyanat iyonu; titanyum, vanadyum, ve krom için hidrojen peroksit anyonu; bizmut, palladyum, ve tellur için de iyodür iyonu sayılabilir. Bu amaçla kullanılabilen organik şelat yapıcı maddeler katyonlarla kararlı ve renkli bileşikler verdiklerinden daha da önemli bileşiklerdir. Örneğin, demir için o-fenantrolin, nikel için dimetilglioksim, bakır için dietilditiokarbamat, kurşun için de difenilditiyokarbazon kullanılır.


İşlem Detayları

Dalga Boyu Seçimi: Spektrofotometrik absorbans ölçümleri konsantrasyon değişikliği ile absorbans değişikliğinin en fazla olduğu absorbsiyon pikinin bulunduğu dalga boyunda yapılır; böylece en yüksek hassasiyetle çalışılır. Bu bölgede absorbsiyon eğrisi oldukça düzgündür ve Beer kanunu ile iyi bir uyum içindedir. Ayrıca cihazın dalga boyu ayarından kaynaklanan hatalar da ölçümleri önemli derecede etkilenmez.

Absorbansı Etkileyen Değişkenler: Bir maddenin absorbsiyon spektrumunu etkileyen değişkenler çözücünün yapısı, çözeltinin pH'ı, sıcaklık, yüksek elektrolit konsantrasyonu ve girişim yapıcı maddelerdir. Değişkenlerin etkileri önceden bilinmelidir ki, absorbansın, bu değişkenlerde olabilecek küçük farklılıklardan etkilenmeyeceği koşullarda yapılması sağlanmalıdır.

Hücrelerin Temizlenmesi ve Kullanılması: Doğru bir spektrofotometrik analizde iyi-kaliteli ve aynı özelliklerde hücrelere gereksinim vardır. Hücreler, zamanla özelliğinin bozulup bozulmadığını (aşınma, çizikler oluşması gibi) test etmek için birbirine karşı kalibre edilir. Önemli bir konu da hücreleri yıkama ve kurutmada uygun bir teknik kullanılmasıdır. Örneğin, mercek temizlemede kullanılabilecek kalitede bir kağıt parçası spektro saflıkta metanol ile ıslatılır, hücrenin dış kısımları silinir ve yüzeyde kalan metanolün buharlaşması beklenir.

Absorbsiyon ve Konsantrasyon İlişkisinin Saptanması: Analiz koşulları saptandıktan sonra bir seri standart çözelti kullanılarak kalibrasyon eğrisi hazırlanır. Standartlar, örneğin konsantrasyonuna yakın değerlerde olmalıdır.

Standart Katma (İlave) Yöntemi: En ideal durum kalibrasyon standartlarının örnek matriksindeki hem analit hem de diğer maddelerin konsantrasyonlarına yakın miktarlarda bileşen içermesidir; böylece, örnekteki diğer maddelerin, ölçülen analit absorbansına etkisi en aza indirilmiş olur. Örneğin, renkli pek çok metal iyonu komplekslerinin absorbansı ortamda sülfat veya fosfat iyonlarının varlığında azalır; çünkü bu iyonlar metal iyonlarıyla renksiz kompleksler oluştururlar. Böyle bir durumda elde edilen absorbans değeri gerçek değerinden düşük olur. Sülfat veya fosfatın matriks etkisi standartlara, bu iyonlardan örnekte bulundukları miktara yakın miktarlarda ilavesiyle yenilir. Ancak, topraklar, mineraller, ve fabrika külleri gibi örneklerin analizinde, örneğe benzer bileşimde standartların hazırlanması olanaksız veya çok zordur. Bu gibi durumlarda matriks etkisini yok edebilmek için "standart ilavesi yöntemi" uygulanır.

Standart katma birkaç şekilde yapılabilir. Fotometrik ve spektrofotometrik çalışmalarda en çok uygulanan yöntem, aynı miktardaki örneklere standart bir çözeltiden artan miktarlarda ilaveler yapılmasıdır. İlavelerden sonra çözelti sabit bir hacme tamamlanır ve absorbansları saptanır. Örnek miktarı sınırlı ise, belirli bir miktar örneğe standart ilavesi sıra ile yapılır ve ilaveden sonra (ve orijinal örnekte) absorbans ölçülür. Bu yöntem voltammetrik ve potansiyometrik ölçmelerde çok kullanılır.

Bir örnekten aynı Vx hacminde analit konsantrasyonu Cx olan birkaç kısım alınsın ve hacmi Vt olan volumetrik balonlara konulsun. Balonların her birine, Vs hacminde Cs konsantrasyonunda analit bulunan standarttan değişik hacimlerde ilaveler yapılsın. Sonra renk oluşturan madde konularak her çözelti aynı hacme seyreltilsin. Beer kanunu geçerliyse çözeltilerin absorbansları aşağıdaki eşitlikle verilir.


As yi Vs nin fonksiyonu olarak gösteren grafik bir doğrudur;

b ve a, en-küçük kare analiziyle saptanabilir; bu iki değerin oranından ve Cs, Vx , ve Vs nin bilinen değerlerinden de Cx hesaplanır.


Cx deki standard sapmanın yaklaşık değeri, Cs, Vs, ve Vt deki kararsızlıkların a ve b dakine göre ihmal edilebilir olduğu varsayılarak bulunur. Bu durumda (sc/Cx)2 nin a ve b daki değişikliklerin toplamı olduğu kabul edilebilir. Yani,


Buradaki sr gerilemedeki standard sapmadır. Bu eşitliğin kare kökü alınarak sc eşitliği yazılır.



ÖRNEK

Doğal su örneğinden, 50.00 ml'lik beş balonjojeye 10'ar ml konulur. 11.1 ppm Fe+3  iyonu içeren standard çözeltiden balonjojelere sıra ile 0.00, 5.00, 10.00, 15.00 ve 20.00 ml ilave edilir, sonra kırmızı Fe(SCN)+2 kompleksini oluşturacak kadar tiyosiyanat iyonu eklenir. Balonlar 50 ml'ye su ile tamamlanır. Bu çözeltilerden alınarak yeşil filtreli bir fotometrede absorbanslar ölçülür: 0.215, 0.424, 0.685, 0.826, 0.967 (ölçmelerde 0.982 cm'lik hücreler kullanılmıştır.

(a) Su örneğindeki Fe+3 konsantrasyonunu ve (b) eğimdeki, gerilemedeki ve Fe+3 konsantrasyonundaki standard sapmaları hesaplayın.

Burada Cs = 11.1 ppm, Vx = 0.00 ml, Vt = 50.00 ml dir.


Şekil-16: Fe+3’ün (SCN- kompleksi) standart ilavesi yöntemiyle tayini


Şekil-16'daki eğri Beer kanununa uygunluğu gösterir. Şekildeki doğrunun denklemindeki (A = a + b Vs) a ve b, “EK-1, 1.6.2. En Küçük-Kareler Doğrusunun Çıkarılması” metoduyla bulunur:

b = 0.03812       a = 0.2422.

Buna göre doğrunun denklemi:

A = 0.2422 + 0.03812 Vs

Bu değerler kullanılarak Cx hesaplanır.


(b) EK-1, Denklem(26) ve (27) eğimin ve gerilemenin standart sapmalarını verir: sr = 0.045 ve sc =0.0029 dur. Denklem(3)'de yerine konularak sc bulunur.


Zaman kazanmak veya az örnek harcamak için sadece iki kısım örnekte çalışılabilir. Örneklerden birirne Vs ml standart ilave edilir; bu durumda,
          

A1 ve A2, sırasıyla seyreltilmiş örnek ve seyreltilmiş örnek+standardın absorbanslarıdır. İkinci denklem birinciye bölünerek Cx çıkarılır.


Absorblayıcı Maddeler Karışımının Analizi: Bir çözeltinin bir dalga boyundaki toplam absorbsiyonu, çözeltide bulunan absorblayıcı maddelerin absorbsiyonları toplamına eşittir. Bu bağıntı, spektra birbiri üzerine düşşe bile, bir karışımda bulunan maddelerin her birinin ayrı ayrı analiz edilebilmesine olanak verir. Örneğin, M ve N karışımının spektrumu Şekil-17'deki gibi olsun. Karışımdaki maddelerden sadece birine ait bir dalga boyu yoktur, bu nedenle de M veya N yi tek bir ölçüm ile saptamak olanaksızdır. Karışımın l’ ve l" deki iki absorbansı ile:

l’ de: A’ = e’M b cM + e’N b cN

l" de: A" = e"M b cM + e"N b cN

eşitlikleri yazılabilir. Dört molar absorbtiviteler eM, eN, e"M, ve e"N, M ve N nin standard çözeltilerinin Beer kanununa göre çizilen eğrilerinin eğiminden bulunabilir. Karışımın absorbansları A’ ve A", kalınlığı b olan hücrelerle deneysel olarak saptanır. Bu verilerle yukarıdaki denklemlerden cM ve cN hesaplanabilir. Bu yöntem sadece Beer kanununun geçerli olduğu hallerde doğrudur. Bu tip bir analizde en yüksek doğruluğa ulaşmak için molar absorbtivite farklarının en fazla olduğu dalga boylarında çalışılmalıdır.

İkiden fazla absorblayıcı madde içeren karışımların analizi de, örneğin üçlü bir karışımda ilave bir test daha, dörtlü bir karışımda ilave iki test daha olmak üzere, ilke olarak ikiden her fazlalık için birer test ilavesiyle yapılabilir.


Şekil-17: İki maddeli bir karışımın absorbsiyon  spektrumu


ÖRNEK:

0.246 g çelik asitte çözülüp su ile 250 ml ye seyreltilmiştir. Çözeltide Cr ve Mn tayini yapılmak isteniyor. Örnekten 50 ml alınarak katalitik miktarda Ag+ iyonlarının bulunduğu bir ortamda potasyum persülfat ilave ediliyor; reaksiyonda Cr, C2O7-2 ye, Mn da MnO4- iyonlarına dönüşür. Çözelti su ile 100 ml ye tamamlanıp, 1.00 cm'lik hücrede 440 ve 545 nm'deki absorbansları ölçüldüğünde sırasıyla 0.932 ve 0.778 değerleri bulunuyor. Aşağıdaki veriler bilindiğine göre çelikteki Mn ve Cr  % leri ne kadardır?

l, nm
e, Cr2O7-2
e, MnO4-
440
369
95
545
11
2350

440 nm'deki absorbans için:

0.932 = 369 x 1.00 x MCr + 95 x 1.00 x MMn

545 nm deki absorbans için:

0.778 = 11 x 1.00 x MCr + 2350 x 1.00 x MMn

Birinci eşitlik MCr'ye göre düzenlenip ikinci eşitlikte yerine konursa MMn değeri bulunur ve bu değer kullanılarak MCr hesaplanır.



Manganın atomik ağırlığı 54.9, kromun 52.0:             


Türev Spektrofotometresi

Türev spektrofotometresinde spektrumun ordinat ekseni, absorbansın veya geçirgenliğin dalga boyuna göre birinci veya ikinci türevidir. Şekil-18'deki eğrilerden de görüldüğü gibi böyle bir spektrum (18a), normal bir absorbsiyon spektrumuna (18b) göre spektral detayları daha açık bir şekilde belirtilir.

Türev spektrumları iki türlü elde edilebilir. Birincisinde, kaydedici bir spektrofotometrenin transduserinden çıkan sinyal elektronik veya mekanik olarak  DT/Dl şekline dönüştürülür ve bu değerler dalga boyunun fonksiyonu olarak kaydedilir. İkinci yöntemde "çift-dalga" boylu spektrofotometre kullanılır (Şekil-19'da). Böyle bir cihaz hem çift-dalga boyu sisteminde, hem de normal çift-demetli sisteme göre çalışabilir. Çift-dalga boyu sisteminde referans hücre kullanılmaz, örnek hücresi sıra ile her bir gratingden gelen ışın yolu üzerine konulur.

Çift-demetli sistemde ise sadece monokromatör 1 kullanılır ve ışın önce örnekten sonra referansdan geçirilir. Şekil-18'deki gibi bir spektrum çift-dalga boylu bir cihaz ile elde edilebilir. Monokromatörlerden birinin dalga boyu diğerinden 1-2 nm düşük bir değere ayarlanır, sonuçlar türev olarak kaydediciye geçirilir.

Çift-dalga boylu spektrofotometrelerle, birbirine benzer spektrumlar veren iki madde karışımındaki maddelerden birinin kantitatif analizi de yapılabilir. Böyle bir durumda monokromatörlerden biri iki maddenin molar absorbtivitelerinin aynı olduğu bir dalga boyuna ayarlanır. Diğer monokromatör ise analit absorbansının konsantrasyonla büyük değişiklik gösterdiği bir dalga boyuna ayarlanır. Elde edilen sonuç sinyali, çözeltideki madde konsantrasyonu ile orantılıdır.

Çift-dalga boylu spektrofotometrelerin bir diğer kullanım alanı kinetik çalışmalardır; bu yöntemle iki maddenin konsantrasyonları izlenebilir. Ayrıca bulanık ortamlarda bulunan bir maddenin absorbsiyon spektrumu da aynı yöntemle çizilebilir.


Şekil-18: Bir (a) türev eğrisinin, standart bir geçirgenlik eğrisi (b) ile kıyaslanması


Şekil-19: Bir çift dalga boylu spektrofotometrenin şeması


Diferensiyal Absorbsiyon Yöntemleri

Fotometre ve spektrofotometrelerin çoğunda alınan sonuçların doğruluğu okuma sisteminin hassasiyetine bağlıdır. Geçirgenlik (T) ölçümündeki hata (sT) sabittir ve bağıl (relatif) konsantrasyon hatası aşağıdaki eşitlikle verilir.


Şekil-20'deki O eğrisi "okuma sınırı" kararsızlığının = sT ± 0.005 olması durumundaki relatif konsantrasyon hatasını gösterir. Bu hata, küçük bir D'Arsoval-tip metre bulunan cihazlarda görülür. Analit konsantrasyonunun %10 T (A = 1.0) den daha az veya %70 T (A = 0.15) den daha fazla geçirgenlik verdiği değerlerde önemli analitik hatalar ortaya çıkar.


Şekil-20: Spektrofotometrik analizlerde relatif hatalar (A, B, C eğrilerinin genişletilmiş skaladaki T değerleri Şekil-21’de verilmiştir)


Tablo-7: Absorbsiyon Ölçme Yöntemlerinin Kıyaslamaları

Yöntem
Tanı-mı(a)
%0 T ayarı için
%100 T ayarı için
Basit
O
Kapak
Solvent
Yüksek 
absorbans
A veya a
Kapak
Örnekten daha az konsantre 
 standart çözelti
Düşük 
absorbans
B veya b
Örnekten daha fazla konsantre 
 standart çözelti
Solvent
Çok yüksek 
hassasiyet
C veya c
Örnekten daha fazla konsantre 
 standart çözelti
Örnekten daha az konsantre 
 standart çözelti


Diferensiyel yöntemlerde okumalar genişletilmiş skalada yapılarak bu nedenle olacak hatalar en aza indirilir. Bu yöntemlerde cihazın sıfır ve/veya %100 geçirgenlik ayarları kapak ve solvent kullanılarak değil maddenin çözeltisi ile yapılır. Tablo-7'de üç diferensiyal yöntemin normal yöntem ile kıyaslaması yapılmıştır.

Yüksek-Absorbans Yöntemi: Yüksek absorbans yönteminde sıfır ayarı bilinen kapak sistemiyle yapılır; kaynakla dedektör arasına bir kapak konularak ışının dedektöre geçmesi engellenir. % 100 T ayarı için ise, analizi yapılacak maddenin, örnekten daha az konsantre bir standardı ışık yolu üzerine konulur ve geçirgenlik %100 e ayarlanır. Son olarak standart çıkarılır yerine örnek hücresi konur ve relatif geçirgenlik doğrudan okunur.

Şekil-21(a)'da görüldüğü gibi bu değişikliğin etkisi geçirgenlik skalasının küçük bir bölümünü, %100 olocak şekilde genişletmektir; böylece Şekil-21(a)'nın üst skalasında görüldüğü gibi kullanılan referans standardının geçirgenliği, "saf solventle kıyaslandığında" %10 olduğu halde, örneğin geçirgenliği %4'dür (aynı solvente karşı). Yani, örneğin geçirgenliği standardın geçirgenliğinin onda dördüdür. Standart yerine referans konulması halinde geçirgenlik %100 olacaktır (Şekil-21a'daki alt skala). Örneğin geçirgenliği (referans standardın onda dördü) burada okunan %40 değeri ile aynıdır.

Absorbans ölçümünde cihaz hatası skala değiştirme işleminden etkilenmezse, standardın referans olarak kullanılmasıyla geçirgenlik skalanın orta kısmına ayarlanabilir, burada cihaz hatasının relatif konsantrasyon hatasına etkisi çok azdır.

Konsantrasyon ile yüksek-absorbans yöntemiyle ölçülen relatif absorbans arasında doğrusal bir ilişki vardır. Bu yöntem, özellikle absorbans değerleri 1 den yüksek olan örneklerin analizinde faydalıdır.

Düşük - Absorbans Yöntemi: Bu yöntemde sıfır ayarı için kapak yerine örnekten biraz daha derişik bir standart çözelti kullanılır; %100 ayarı ise ışık yolu üzerine çözgen hücresi konularak yapılır. Örneğin geçirgenliği solvent hücresi çıkarılıp yerine örnek hücresi konularak ölçülür. Bu işlemin etkisi Şekil-21b'de verilmiştir; burada skalanın küçük bir bölümü %100 geçirgenliğe genişletilmiştir, örneğin geçirgenliği ise genişletilmiş skalanın orta kısımlarındadır.

Düşük absorbsiyon yöntemi özellikle absorbansı 0.1'den küçük olan örneklere uygulanır. Burada bağıl absorbans ile konsantrasyon arasındaki ilişki doğrusal değildir. Bu nedenle analizde kullanılacak kalibrasyon eğrisinin çizilmesinde çok sayıda standart çözeltiye gereksinim vardır.

Çok Yüksek Hassasiyet Yöntemi: Çok yüksek hassasiyet yönteminde yukarıdaki iki teknik bir arada kullanılır. Şekil-21c'de görüldüğü gibi yine skala genişletilmesi yapılır; burada iki referans çözelti vardır. Bunlardan biri %100 ayarının yapılmasında kullanılır ve geçirgenliği örnekten daha fazla olan referans 1, diğeri %0 geçirgenlik ayarında kullanılan ve geçirgenliği örneğin geçirgenliğinden daha az olan referans 2'dir. Burada da relatif absorbsiyon ile konsantrasyon arasındaki ilişki doğrusal değildir.

Diferensiyal Yöntemlerle Hassasiyetin Artırılması: Şekil-20'de üç diferensiyal absorbsiyon yöntemindeki eğriler, basit yöntemdeki hata eğrisi ile kıyaslanmıştır. A eğrisinden görüldüğü gibi, absorbansı yüksek (veya geçirgenliği düşük) örneklere yüksek-absorbans yöntemi uygulanırsa hassasiyet artar.


Şekil-21: Çeşitli yöntemlerle skala genişletilmesi; (a) yüksek absorbans, (b) düşük (zayıf) absorbans, (c) çok yüksek (maksimum) hassasiyet yöntemleri


A eğrisi geçirgenliği %10 olan referans standart kullanılarak çizilmiştir (Şekil-20a). Referansın % geçirgenliği artıkça ve %100'e ulaştığında hata eğrisi basit yöntemdeki (O eğrisi) şekli alır. Düşük-absorbans (B eğrisi) ve çok yüksek hassasiyet (C eğrisi) yöntemlerinin eğrileri Şekil-21(b) ve 21(c)'deki verilere göre çizilmiştir.

Hassasiyet Yöntemlerinde Cihaz Koşulları: Düşük-absorbans yönteminde, fotoelektrik dedektöre ışın çarpmadığı zaman üretilenden daha büyük akımları yok edecek bir ölü-akım dengeleme devresi gerekir. Yüksek-absorbsiyon yöntemi için ise, cihazın, ışık yoluna bir absorbsiyon çözeltisi konulduğunda göstergenin %100 geçirgenliğe ayarlanabilmesini sağlayacak yeterli bir reserv kapasiteye sahip olması gerekir. Tüm skala okuması, ya ışın şiddeti artırılarak (slit açıklığı büyütülür) veya fotoelektrik akımın amplifikasyonu artırılarak sağlanır. Çok yüksek hassasiyet yönteminin uygulandığı cihazlarda bu iki özelliğinde bulunması gerekir.

Bir spektrofotometrenin ışın yolu üzerine absorblayıcı bir çözelti konulduğunda %100 skala ayarı yapabilme kapasitesi monokromotörün kalitesine ve elektronik devrenin kararlılığına bağlıdır. Ayrıca, dalga boyu değiştikçe ışının şiddeti ve dedektörün hassasiyeti de değiştiğinden bu kapasite dalga boyuna da bağımlıdır. Işın şiddetinin ve dedektör hassasiyetinin düşük olduğu bölgelerde %100 ayarı için slit açıklığının artırılması gerekir; bu gibi durumlarda monokromatörün kalitesi yüksek olmalıdır, aksi halde ışın saçılması olur ve bu nedenle de hatalar oluşur. Başka bir seçenek akım yükseltme derecesinin çok artırılmasıdır; bu durumda da iyi bir elektronik kararlılık gerekir, yoksa önemli fotometrik hatalar ortaya çıkar.