1. Gürültü ve Gürültü Kaynakları
Bir analitik yöntemin doğruluğunu ve hassasiyetini
sınırlayan en büyük etken, "gürültü" denen yabancı ve istenmeyen
sinyallerin varlığıdır; bunlar, ölçülecek analitik sinyalin üzerine binerler. (Şekil-28)
Şekil-34: Analog filtrelerin frekans ve (Vp)0/Vp)i
diyagramı
Şekil-35: (a)
Yüksek frekans, (b) düşük frekans, (c) band geçişli filtreler
nrms =
gürültü voltajı (ortalama); k = Boltzmann sabiti (1.38 x 10-23 J/K);
irms = akım dalgalanması; I = doğru akım (A); e = bir elektronun
yükü (1.60 x 10-9 C); T= sıcaklık (K); R = direnç (W); Df (Hz) = bant genişliği; K = sabit
Akım ölçmesinde gürültünün etkisi, ince bir DC sinyalinin
(10-15 A) bir kaydedicideki görünümü veren Şekil-29(a)’daki
grafikten görülebilir. Şekil-29(b), aynı sinyalin gürültü olmadığı haldeki
durumunu gösteren teorik bir eğridir. Sinyal kuvveti düşük olduğunda, temel
termodinamik ve kuvantum etkileri nedeniyle (b)‘deki gibi bir eğri elde
edilemez.
Küçük bir gürültülü sinyalin kuvvetlendirilmesi ölçümün
tayin sınırlarında veya hassasiyetinde bir iyileştirme yapmaz. Bu durumda hem
gürültü ve hem de normal sinyal aynı derecelerde kuvvetlenir; ayrıca,
kuvvetlendirici aletten de ilave gürültü sinyalleri eklenir.
Gürültü, büyüklüğü analit sinyaline yaklaştıkça çok önemli
bir engelleyici haline gelir. Bir kimyasal ölçümden alınan çıkışın kalitesini
tarif etmek için, mutlak gürültü seviyesinden daha yararlı bir parametre olan,
"sinyal/gürültü, S/N" oranı tarif edilir. Bir ölçümün sinyal/gürültü
oranı, sinyal ve gürültüyü tanımlayan akımlar, voltajlar, veya güç terimleri
ile, veya, "desibel" terimi ile tarif edilebilir.
Bir cihaz için rasgele gürültü, bir şahitle 20-30 kez ölçme
yapılarak saptanır. Ölçmelerin standart sapması gürültü olarak belirlenir.
Şekil-29: (a):
Bir DC sinyalinin kaydedici görüntüsü, ve (b) aynı sinyalin gürültüden
arındırıldığı haldeki teorik çizimi
xn gözlenen parametre ve x, n ölçmenin
ortalamasıdır. Şekil-30’da bu kural görülmektedir; üstteki eğri progesteronun
sinyal/gürültü oranı yaklaşık 4.3 olduğu haldeki nükleer magnetik resonans
spektrumudur; alttaki eğride bu oran 43 tür. S/N oranı düşük olduğunda piklerin
bazıları vardır, fakat tamamı gözlenememiştir.
Şekil-30: Progesteronun sinyal/gürültü oranı yaklaşık 4.3 ve 43 olduğu
haldeki nükleer magnetik resonans spektrumuları
Şekil-31:Absorbansın
% relatif konsantrasyon kararsızlıklarına (sc/c x 100) göre değişmesi
Gürültü
Kaynakları: Bir enstrümantal
analiz yönteminde enstrümantal ve kimyasal gürültülerle karşılaşılır. Bir
cihazın her bileşeninden gürültü oluşabilir, bunlar kaynak, transduser, sinyal
prosesörü, ve okuma aletidir. Bu bileşenlerden gelen gürültü çeşitli tiplerde ve
çeşitli nedenlerden olabilir.
Cihaz gürültüsünden başka, bir analizin sonucu, analitin
kendisinden kaynaklanan bir başka tip gürültüden etkilenir. Kimyasal
gürültülere, bir reaksiyonun tamamlanmaması, yan reaksiyonlar, örnek
matriksindeki bileşenlerin girişimleri, ve reaksiyonlara kontrol edilemeyen
sıcaklık etkileri neden olur. Örneğin bir titrasyon sırasında analit çözeltisi
ile bir reagentin karıştırılmasının yetersiz olması, analit konsantrasyonunu
izleyen elektrod sisteminin potansiyelinde dalgalanmalara (veya gürültüye) yol
açar. Bir elementin atomik spektrumunu uyarmak için kullanılan bir ark
kaynağının kontrol edilemeyen sıcaklık değişiklikleri, konsantrasyonu belirten
hat şiddetinde önemli dalgalanmalara neden olur. Bu tip gürültü enstrüman
gürültüsünden daha önemlidir.
Gerçekten gözlenen gürültü kompleks bir karışımdır ve tam
olarak tanımlanamaz. Yine de bazı gürültü tipleri ve enstrümantal kararsızlık
kaynakları ayırt edilebilir.
Cihaz ve donanımlarından kaynaklanan
gürültüler (%0 Tkararsızlığı, okuma resolusyonundan
gelen sınırlandırma, hücrenin durumundan gelen
kararsızlık, johnson gürültüsü, flicker
gütültüsü ve vurma gürültüsü.
Çevresel
Gürültü: Çevresel gürültü,
etraftan gelen çeşitli gürültülerin karmaşık bir sonucudur. Çevresel gürültünün
çoğu, bir cihazdaki her bir iletkenin etraftaki elektromagnetik ışını toplayıp
bir elektrik sinyaline çevirmesinden kaynaklanır. Elektromagnetik kaynaklar çok
çeşitlidir, AC güç hatları, benzin motorlarındaki yakma sistemleri, ark
anahtarları, elektrik motorlarındaki fırçalar, aydınlatma, ve iyonosferik
bozulma bunlardan bazılarıdır. Bu kaynaklardan, güç hatları gibi, bazılarının
verdiği gürültülerin frekans genişlikleri sınırlıdır.
Şekil-31’deki gürültü spektrumunda düşük frekanslar
bölgesindeki gürültünün büyük ve sürekli olduğu görülür. Bu gürültü flicker
gürültüsü özelliğindedir; kaynakları bilinmez.. Flicker gürültüsünün üzerine
binmiş olan gürültü pikleri ise yıllık ve günlük sıcaklık dalgalanmaları ve
laboratuvar binasının kullanımı ile ilgili diğer periyodik olaylara aittir.
Şekil-32’de, çevresel gürültünün düşük olduğu iki
sakin-frekans bölgesi bulunur. Çoğu kez sinyaller, sinyal işlemi sırasında, bu
frekanslara dönüştürülerek çalışmanın gürültüsüz bölgeye düşmesi sağlanır.
Bir analizde yüksek hassasiyet ve doğruluk elde etmek için
alınması gereken önlemler oldukça azdır. Oysa, laboratuvar cihazlarının çoğu
küçük bir çaba ile S/N oranı yükseltilerek daha hassas ve doğru sonuçlar
alınması sağlanabilir. Örneğin, bir kimyasal sentezdeki ağırlık tayinlerinde
veya bir yüzme havuzu suyunda renk kıyaslaması yöntemiyle yapılan klorür
analizinde alınan sinyaller gürültüye göre oldukça büyüktür. Sonuçların
hassasiyet ve doğruluğu yükseltilmek istendiğinde, S/N oranı bunu sınırlar, bu
oranın büyütülmesi gerekir.
Şekil-32: Bir
üniversite laboratuvarındaki çeşitli çevresel gürültü kaynakları
Sinyal/gürültü sınırlamasını yenmek için iki yöntem vardır:
- Donanımlar:
Uygun cihaz dizaynları ile gürültüyü azaltmak amaçlanır.
- Yazılımlar:
Sinyali gürültüden ayırmak için bazı sinyal-ortalama yöntemlerinin
uygulandığı yöntemlerdir.
Donanımlar;
Uygun Cihaz Dizaynları
Sinyal/gürültünün yükseltilmesinde bazı donanımlar ve
teknikler vardr. Bunlardan bazıları: Topraklama ve koruma (maskeleme), fark ve
cihaz amplifikatörleri, analog filtreleme, modülasyon sinyal kesme (chopper
amplifierler), lock-in amplifierlerdir.
Topraklama
ve Koruma (Maskeleme): Çevredeki
elektromagnetik ışından oluşan gürültü koruma, topraklama, ve iletkenlerin
kısaltılmasıyla azaltılabilir. Koruma, bir devreyi, veya bir devredeki bazı
telleri toprakla bağlantısı olan iletken bir madde ile çevirmektir. Bu durumda
elektromagnetik ışın koruyucu tarafından absorblanacağından içerde kalan
iletkenlere kadar ulaşamaz; böylece cihaz devresinde gürültü oluşması
engellenir.
Cam elektrod gibi, bir yüksek-impedans transduserinin çıkışı
kuvvetlendirildiğinde koruma çok önemlidir. Böyle bir durumda, çok az akımlar
(tesirle) bile oldukça büyük voltaj düşmelerine ve dolayısıyla büyük voltaj
dalgalanmalarına neden olurlar.
Fark ve Cihaz Amplifikatörleri: Transdusede bulunan gürültüyü
azaltmak için fark amplifieri ve cihaz amplifieri kullanılır. Transduser
devresinde yaratılan herhangi bir gürültü çok kritiktir, çünkü cihazın okuma
ekranında kuvvetlendirilmiş şekliyle ortaya çıkar. Bu tip gürültünün
zayıflatılması için, pek çok cihazda birinci kademe kuvvetlendirmede bir fark
amplifikatörü kullanılır. Transduser devresinde oluşan AC sinyali çeviren ve
çevirmeyen uçlarla ayni fazdadır; çıkışta gürültü sinyalleri birbirini yok
ederler (Şekil-33a). cihaz amplifieri bir transduser sinyalindeki gürültüyü
azaltırken istenilen sinyali seçici olarak yükseltir (Şekil-33b). Her iki giriş
gürültüsünün etkisini azaltmak için cihaz amplifieri; devrenin kazancı R1/a
ve KR2 dirençleri tarafından kontrol edilir.
Şekil-33: (a):
Bir fark amplifikatörü, ve (b ) bir cihaz amplifikatörü
Anolog
Filtreler: Frekansı,
incelenen frekanstan farklı olan gürültüyü uzaklaştırmak, özel frekansları
seçmek için analog filtreler kullanılır (Şekil-34.). Analog filtre tipleri;
Yüksek frekans filtresi, düşük frekans filtresi ve band filtrelerdir.
Yüksek frekans
filtresi: Yüksek frekans filtresi; yüksek frekanslı analitik sinyalleri
kaydeden enstrümanlar için kullanılır; düşük frekanslı gürültüyü (flicker ve sinyal
drift gürültü gibi) uzaklaştırırken yüksek frekanslı sinyalleri geçirir
(Şekil-35a).
Düşük frekans
filtresi: Düşük frekans filtresi; düşük frekanslı analitik sinyalleri
kaydeden enstrümanlar için kullanılır. Bu tip filtreler, yüksek frekanslı
gürültüyü (Johnson gürültü gibi) uzaklaştırırken düşük frekanslı sinyalleri
geçirirler. Şekil-35(b)’de değişken bir DC sinyalinden çevresel ve Johnson
gürültülerini ayırmak için kullanılan bir düşük-frekans RC filtresi gösterilmiştir.
Band filtreler:
Band geçişli filtreler istenilen frekans dışındaki tüm sinyalleri uzaklaştırır.
Genellikle düşük ve yüksek frekans filtrelerinin bir arada kullanılmasıyla
hazırlanır. Temel gürültünün büyüklüğü sinyalin frekans band genişliği ile
doğru orantılıdır. Bu nedenle gürültünün önemli derecede azaltılması giriş
sinyalinin dar bir frekans bandında tutulması ve bu banda ayarlanmış bir
amplifikatör kullanılmasıyla sağlanabilir. Ancak, analitten alınan sinyalin
zamanla değişmesi durumunda, sinyalin verdiği tüm bilgilerin elde edilebilmesi
için band genişliğinin yeteri kadar büyük olması gerekir. (Şekil-35c)
Modülasyon
(Değiştirme): Bir
düşük-frekansı veya DC sinyalini kuvvetlendirmede, amplifikatör çekişi ve
flicker gürültüsü nedenleriyle, önemli sorunlarla karşılaşılır. Çoğu zaman bu
1/f gürültüsü, yüksek frekanslardaki gürültü tiplerinden birkaç kat daha
fazladır. Bu nedenle, düşük frekans veya transduserlerden alınan DC sinyalleri,
1/f gürültüsünün zayıf olduğu daha yüksek bir frekansa çevrilir. Bu işleme
"modülasyon" denir. Kuvvetlendirmeden sonra modüle edilen sinyal bir
yüksek-frekans filtresinden süzülerek amplifikatörün 1/f gürültüsünden
temizlenir; sonra, demodülasyon yapılır ve bir düşük-frekans filtresinden
süzülerek okuma aletine uygun bir DC sinyali elde edilir.
Şekil-36’da bir sinyalin böyle bir sistemden akışı
gösterilmiştir. Burada, orijinal DC akımı modüle edilerek 400 Hz lık bir
dar-band sinyaline dönüştürülmüş, ve sonra 105 kat
kuvvetlendirilmiştir. Görüldüğü gibi, yine de kuvvetlendirmeyle 1/f ve güç
hattı gürültüsü oluşmuştur; bu gürültünün büyük bir kısmı, demodilasyondan önce,
sinyalin uygun bir filtreden süzülmesiyle uzaklaştırılabilir.
Sinyal Kesme; Chopper
(Kesici) Amplifikatör: Chopper
amplifikatörle giriş sinyali elektronik veya mekanik bir chopper ile dikdörtgen
dalgaya çevrilir. Kesme işlemi ya kaynakta veya transduserden çıkan elektrik
sinyalinde yapılır. Genel olarak, sinyalin, kaynağa en yakın yerde kesilmesi
önerilir, çünkü sadece bu durumda "kesilmeden sonra" oluşan gürültü
giderilebilir.
Şekil-36: Bir
doğru akım sinyalinin bir kesme (chopper) amplifikatör ile yükseltilmesi
Sinyal modülasyonu için uygulanan mekanik kesme işleminin
iyi bir örneği infrared spektroskopide görülür. İnfrared ışını saptamada ve
ölçmede gürültü önemli bir etkendir, çünkü spektrumun bu bölgesinde hem kaynak
şiddeti hem de dedektör hassasiyeti düşüktür. Bu nedenle bir infrared
transduserden alınan elektrik sinyali çoğu zaman küçüktür ve büyük
kuvvetlendirmeye gereksinim olur. Ayrıca, infrared transduserler ısı
dedektörleridir, çevrelerindeki termal ısıyı da algılarlar; yani, çeşitli
çevresel gürültülerin etkisi altındadırlar.
Gürültü sorununu en aza indirmek için infrared kaynaklardan
gelen demetler, demet yoluna üzerinde dar yarıklar bulunan dönen bir disk
konularak kesilir. Chopperin dönmesiyle sıfır ve maksimum şiddet arasında
periyodik olarak dalgalanan bir ışın sinyali üretilir. Örnekle etkileştikten
sonra sinyal trasduser ile bir AC elektrik sinyaline dönüştürülür; bu sinyalin
frekansı chopperdeki yarıkların büyüklüğüne ve diskin dönme hızına bağlıdır.
İnfrared ölçmede karşılaşılan çevresel gürültü çoğunlukla DC veya
düşük-frekanslı AC dir; bu gürültü, elektrik sinyalinin kuvvetlendirilmesinden
önce bir yüksek-frekans filtresi ile büyük ölçüde uzaklaştırılabilir.
Bir chopperin kullanıldığı diğer bir örnek aşağıdaki
Şekil-37’de verilmiştir. Bu alet bir "chopper amplifikatör" dür,
burada bir AC’la çalıştırılan elektromagnete bir anahtarla kumanda edilir.
Anahtar kapalı konumda iken giriş ve çıkış sinyalleri toprakla kısa devre olur.
Transduser girişi 10 mV DC sinyalidir. Salınan anahtar 10 mV genlikte
dikdörtgen dalgaya yakın bir sinyal oluşturur; kuvvetlendirmeyle 5 V genlikte
bir AC sinyali üretilir, bu sinyal periyodik olarak toprakla kısa devre
yapılır; Kısa devre sinyalin genliğini 5 V’a düşürür. Son olarak, RC filtresi
ile sinyal düzeltilir ve 0.23 V’luk bir DC çıkışı alınır. Senkronize (ayni
anda) demodülasyon işlemi amplifikatörde doğan gürültüyü yok eder.
Şekil-37: Bir
chopper amplifikatörü
Kilitlemeli (Lock - in) Amplifikatörler: Lock-in amplifikatörlere ‘faz hassas
dedektörer’ de denilmektedir; temel olarak, referans bir frekansa göre küçük
bir frekansın yükseltilmesi esasına göre çalışır; küçük sinyalleri (S/N £ 1
olduğu halde bile) geri kazanırlar. Bir kilitlemeli amplifikatörde
kuvvetlendirilecek sinyalle ahenkli bir referans sinyale gereksinim vardır.
Yani, referans sinyal analitik sinyalle ayni frekansta ve ayni faz ilişkisinde
olmalıdır. Sadece referans sinyal içinde tutulan sinyali kuvvetlendirdiğinden,
lock-in amplifikatörler gürültüsüzdür. Sistem diğer tüm sinyalleri atar. Şekil-38’de bir lock-in amplifikatörün blok
diyagramı verilmiştir; dyagramda (a), (b) ve (c) ile gösterilen bölümlerin
şematik diyagramları Şekil-39’da görülmektedir.
Şekil-39: Bir
lock-in amplifikatörün bölümleri (a) giriş sinyali (örnek) kademesi), (b)
referans girişi ve faz kayma kademesi, (c) demodülatör
Şekil-39(a): Giriş
kademesi gürültülü sinyalin giriş yaptığı kısımdır; doğru akımdan ileri
gelebilecek herhangi istenmeyen bozuklukların uzaklaştırıldığı bir yüksek
frekans filtresi (A), sinyali yükselten bir cihaz ampifieri (B), toprak
bağlantısı ve verim ayarlayıcı bir direnç bankı bulunur (C). Çıkış 1 ve 2
numaralı demodülatörlere gider.
Şekil-39(b):
Referans girişi ve faz kayma kademesinde, bir referans girişi, ilk kademede
olduğu gibi, bir yüksek frekans filtresi (D), demodülatör (1) ve (2) arasında
faz kayması yaratan bir RC devresi (E), izleyici işlem amplifikatörleri (F) ve
modülatör (1) ve (2)’ye çıkışlar bulunur. Düşük frekansta
(örneğin, <500 Hz) faz kayması grafiklerinden de görüldüğü gibi, üsteki
şekil bir kapasitör çıkışını, alttaki direçteki dalgayı gösterir. Yüksek
frekanslarda (< 500 Hz) sinyal üçgen dalgaya dönüşür; bu dalga şekli
demodülatör (Şekil-39c) için uygundur.
Şekil-39(c)’ deki demodülatörün şematik diyagramında da
görüldüğü gibi, senkronize demodülatör çift kutuplu-çift yönlü bir anahtar gibi
çalışır. Referans sinyal, doğrultulmuş bir DC sinyali alınacak şekilde analitik
sinyalin polaritesini periyodik olarak ters çeviren açıp kapama işlemini
kontrol eder. AC gürültüsü, sonra, bir düşük-frekans filtre sistemi ile
uzaklaştırılır.
Demodülatör çıkışları, blok diyagramda görülen (d) düşük
frekans filtrelerinin bulunduğu kademeye girer. Buradaki lock-in amplifikatör dizaynında düşük frekans filtreleri her
bir giriş için seri bağlı ikişer adet, yani 2 x 2 = 4 tanedir; diyagramda örnek
olarak sadece bir filtre şeması gösterilmiştir. Her bir düşük frekans
filtresini takiben bir işlem amplifikatörü vardır; çıkış bir analog/digital
dönüştürücüye (ADC) gider.
Yazılımlar;
Bazı Sinyal-Ortalama Yöntemleri:
Mikroişlemciler ve mikrobilgisayarların çok kullanışlı olmaları, önceki
kısımda anlatılan sinyal/gürültü oranını artırıcı donanımların yerini (veya
onları tamamlayıcı olarak), digital bilgisayar yazılımlarının almasına yol
açmıştır. Çeşitli ortalama alma programları, digital süzme, Fourier dönüşümü,
ve ilişki teknikleri bu yazılımlardan bazılarıdır. Çoğunlukla, bu işlemler
periyodik olmayan veya düzensiz dalga şekillerine uygulanır; bir absorbsiyon
spektrumu, veya senkronize olmayan (veya referans dalgalı) sinyaller, gibi. Bu
yazılım işlemlerinden bazıları:
- Toplu
Ortalama (Ensemble Averaging) Yöntemi
- Boxcar
Ortalama (Boxcar Averaging)
- Digital
Süzme (Digital Filtering) (Fourier Dönüşümü, En Küçük Kareler Polinomsal
Veri Düzeltme)
- İlişkili
(Bağlantı, Correlation) Metotlar
Toplu Ortalama (Ensemble Averaging) Yöntemi: Toplu ortalamada, her biri analitin
dalga şeklinde olan bir veriler grubu biriktirilir ve bir bilgisayarın hafızasında
düzenlenerek nokta nokta toplanır (eğer bir donanım kullanılıyorsa bu işlemler
bir kapasitörler grubunda yapılır). Biriktirme ve toplama işlemi tamamlandıktan
sonra her noktaya ait toplam, tarama sayısına bölünerek o noktanın ortalama
değeri elde edilir.
Şekil-40:
(a: Toplu ortalamayla işlemlemeden
önceki, ve (b) işlemlemeden sonraki digital verilerdir.
Şekil-40’da basit bir absorbsiyon spektrumunun toplu
ortalama yöntemiyle çizimi görülmektedir.
Toplu ortalamanın etkinliği, rasgele bir olay olan gürültü
sinyallerinin (Nn) birbirini yok etme eğilimlerinden gelir. Bu
nedenle bunların ortalaması (N):
Sn/n ortalama sinyaldir. Boxcar ortalama ve
digital süzme yöntemleri de ayni sinyal/gürültü artışı sağlar.
Toplu ortalama yönteminin hem avantajlı olabilmesi ve hem de
bir analit dalga şeklindeki tüm verileri içermesi istenir. Bunun için
noktaların ölçümü dalga şeklinin en yüksek frekansının iki katı kadar
büyüklükte bir frekansta yapılmalıdır. Daha yüksek frekanslarda daha fazla
bilgi alınamadığı gibi, daha fazla gürültü bulunur. Ayrıca, dalga-şekli
tekrarlanabilirliğinin sağlanması da önemlidir (yani, her defasında sinyalin
ayni noktada bulunması).
Örneğin, dalga şekli bir görünür absorbsiyon spektrumu ise,
spektrum her taramada "tam" ayni dalga boyunda başlamalı ve dalga
boyu değişikliği hızı her taramada birbirine eşit olmalıdır. Birinci konu bir
senkronize puls ile sağlanır, bu puls dalgadan çıkar ve sonra dalga şeklinin
kaydını başlatır.
Şekil-41: Toplu ortalama
yönteminde sinyal/gürültü oranının tarama sayısıyla ilişkisi (NMR spektra)
Toplu ortalama yöntemi, Şekil-41’deki üç NMR spektrasında
görüldüğü gibi, sinyal/gürültü oranını çok yükseltir. Burada, tek bir tarama
yapıldığında sadece birkaç absorbsiyon piki görülebilmektedir, çünkü bunların
büyüklükleri kaydedici titreşimleriyle (rasgele gürültü) hemen hemen aynı
seviyededir. 50 ve 200 kez tekrarlanan taramalardaki düzelme Şekil-41’de açıkça
görülmektedir.
Boxcar
Ortalama (Boxcar Averaging): Boxcar
ortalaması, bir dalga şeklinde gürültüden kaynaklanan düzensizlikleri
"düzeltme" için yapılan digital bir işlemdir. Analog analitik
sinyaller zamanla çok az değişirler ve bu nedenle de tek bir nokta yerine
birbirini takip eden birkaç noktanın ortalaması sinyali daha iyi tanımlar.
Şekil-42(a) ve (b) deki veriler bu yöntemin etkisini göstermektedir. Boxcar
eğrisinin ilk noktası, orijinal eğrideki 1,2,3 noktalarının ortalamasıdır; 2
numaralı nokta,4, 5, 6, noktaların ortalamasıdır. Diğer noktalar da bu şekilde
hesaplanmıştır. Pratikte son noktayı bulmak için 2-50 arasında noktanın
ortalaması alınır. Bu ortalama işlemi bir bilgisayarla henüz veriler
toplanırken anında yapılır (tersine, toplu ortalaması yönteminde veriler önce
biriktirilir sonra işlem yapılır). Boxcar ortalamasında detaylar dikkate
alınmaz, ve zamanla hızla değişen kompleks sinyallere uygulanamaz, Yine de
kare-dalga veya sadece ortalama genliğin önemli olduğu tekrarlanan pulslar için
iyi bir yöntemdir.
Şekil-42: Boxcar
ortalaması; (a) orijinal veriler, (b) boxcar ortalamadan sonra elde edilen
veriler
Digital
Süzme (Digital Filtering): Hareketli-pencereli
boxcar yöntemi, her bir boxcar’daki noktalar arasında doğrusal (yaklaşık
olarak) bir ilişki bulunduğu varsayılan bir "doğrusal" süzme yöntemi
çeşididir. Digital süzme çok iyi tanımlanmış sayısal işlemlerle ilgili olarak,
Fourier dönüşümüyle ve en küçük kareler polinomsal veri düzeltmeyle yapılır.
1.
Fourier Dönüşümü: Digital
süzme bir Fourier dönüşüm işlemi ile de yapılabilir. Bunda zamanın fonksiyonu
olarak değişen orijinal sinyal (bir zaman bölgeli sinyal), zaman yerine
bağımsız değişkenin frekans olduğu bir "frekans bölgeli sinyal" e
dönüştürülür. Bu dönüşüm bir "Fourier dönüşümü" işlemi ile digital
bir bilgisayarda matematiksel olarak yapılır. Sonra frekans sinyali bir digital
filtrenin frekans tepkisiyle çarpılır; böylece dönüştürülen sinyalin bir
frekans bölgesi yok edilir. Ters bir Fourier dönüşümü ile süzülmüş
zaman-bölgeli sinyal elde edilir (Şekil-43).
Şekil-43: Fourier
dönüşüm işlemi ile digital süzme
Şekil-44: En
küçük kareler polinomsal veri düzeltme işlemi
2. En Küçük Kareler Polinomsal Veri
Düzeltme: En küçük
kareler polinomsal veri düzeltme işlemi boxcar ortalama yöntemine çok benzer.
Konunun açıklaması için aşağıda iki örnek verilmiştir.
Şekil-44(a): Deneysel veri sonuçları 11 tanedir, bunlar 1-5,
2-6, 3-7, 4-8, 5-9, 6-10 ve 7-11 veriyi kapsayacak şekilde yedi grupta
toplanır. İşlemde önce ilk 5 veri noktası (birinci grup veriler) ele alınır, bu
beş verinin ortalaması hesaplanarak şekilde 1 (veya 3) ile gösterilen nokta
olarak işaretlenir. Sonra sağa, bir sonraki veri gurubuna (2-6) geçilir; yani
ikinci gruptaki beş verinin ortalaması alınır, şekilde 2 ile gösterilen nokta
kaydedilir. Bu işleme, son iki veri hariç, toplam beş veri grubu olacak şekilde
devam edilir. Böylece 11 veriden, en küçük kareler polinomsal veri düzeltme
yöntemiyle 7 yeni veri noktası saptanmış olur. İşleme 5 noktalı ağırlıksız
düzen denilmektedir.
Sonuçta elde edilen yeni eğri, orijinal verilerle (11 nokta)
elde edilene kıyasla daha az gürültü içerir. Verilerin sinyal/gürültü oranı,
düzeltme fonksiyonunun genişliğinin artırarak yükseltilmiş olur.
Şekil-44(b): Şekilde tartrazinin dört absorbsiyon spektrumu
görülmektedir. Bunlardan A: düzeltme yapılmamış orijinal spektrum, B: 5-noktalı
düzeltilmiş spektrum, C: 13-noktalı düzeltilmiş spektrum ve D: 77-noktalı
düzeltilmiş spektrumdur.
İlişkili
(Bağlantı, Correlation) Metotlar:
İlişki yöntemi, analitik cihazlardan alınan verilerle işlem yapılmasında
uygulanır. Bu işlemler arasında gürültü içinde kaybolan sinyallerin ayrılması,
gürültülü verilerin düzeltilmesi, bir analit spektrumunun saf bileşiklerin
spektrumları ile kıyaslanması, ve spektroskopi ve kromatografide ayrılmamış
veya üst üste düşen piklerin ayrılması, gibi yöntemler sayılabilir. İlişki
yöntemleri, sadece bir digital bilgisayarla yapılabilen kompleks matematiksel
bilgi dönüşümlerine dayanır.