Kütle Spektrometre; Kantitatif Uygulamalar (quantitative applications)

Kütle spektrometresi benzer bileşikler içeren karışımların kantitatif analizinde kullanılan güçlü bir cihazdır. Daha önce de değinildiği gibi, ilk ticari kütle spektrometresi, petrol endüstrisinde uçucu hidrokarbon örneklerindeki bileşiklerin tayininde kullanılmak üzere 1940 yıllarında üretilmiş ve yaklaşık on yıl içinde yöntem çok sayıda diğer uçucu bileşiklerin analizinde de başarıyla kullanılmaya başlanmıştır. Şimdiki zamanda ise kütle spektroskopisi uçuculuğu düşük organik ve inorganik pek çok  maddenin analizinde kullanılmaktadır.


1. Organik Karışımların Kantitatif Analizi

Temel Gereksinimler: Başarılı bir kütle spektrometrik analiz için temel gereksinimler 4 maddede toplanabilir:

1.     Her bileşiğin diğer piklerden çok iyi ayrılmış en az bir piki bulunmalıdır;
2.     bir pike her bir bileşiğin katkısı doğrusal olmalıdır;
3.     hassasiyet (iyon akımı/kısmı basınç) %1 (relatif olarak) tekrarlanabilirlik sınırına girmelidir;
4.     kalibrasyon için uygun standartlar bulunabilmelidir.

Kalibrasyon: Kantitatif kütle spektrometresi standartlarla yapılan deneysel kalibrasyona dayanır. Uygun koşullar altında, kütle pik yükseklikleri bileşiklerin kısmı basınçları ile doğru orantılıdır. Kompleks karışımlarda, karışımdaki her bir maddeye ait bir kütle piki alınması çok az rastlanan bir durumdur; spektra verilerinin çözümlenmesi için aşağıdaki bir seri denklemin çözülmesi gerekir.

i11p1 + i12p2 + ... + i1n pn  = I1
i21p1 + i22 p2 + ... + i2n pn = I2
- - -    - - -    - - -    - - -    - - -
- - -    - - -    - - -    - - -    - - -
im1 p1 + im2 p2 + ... + imn pn = Im

Im, karışımın spektrumunda m kütlesindeki ölçülen iyon akımı, ve imn ‘de n bileşiğinin m kütlesindeki iyon akımıdır. n bileşiğinin karışımdaki kısmı basıncı pn dir. Her bileşiğin imn değeri, kısmı basıncı (pn) bilinen bir standartla kalibrasyon yapılarak bulunur. Bir karışım için ölçülen iyon akımlarının denklemlerde yerine konulmasıyla örnekteki her bileşiğin kısmi basıncı bulunur.

Duyarlılık ve doğruluk: Kantitatif kütle spektral ölçmelerin duyarlılığı ölçülen değere göre %2-5 aralığında değişebilir. Doğruluk, analiz edilen karışımın karmaşıklığına ve karışımdaki bileşiklerin yapılarına bağlı olarak önemli derecelerde değişir. 5-10 bileşiğin bulunduğu gaz hidrokarbon karışımlarında mutlak hata 0.2-0.8 mol arasındadır.


2. Bileşik Analizleri

Kütle spektrometresinin kantitatif uygulama alanı, özet bir bilgi verilmesini zorlaştıracak kadar geniştir. Melpolder ve Brocun tarafından hazırlanan tipik uygulamalar listesinde, yöntemin çok yönlü olduğu açıkça görülür. Örneğin, ısıtılmadan analiz edilebilen karışımlar listesinde tabii gaz, C4-C5 hidrokarbonlar; C6-C8 doymuş hidrokarbonlar; C1-C5 alkoller, aldehitler, ve ketonlar; C1-C4 klorürler ve iyodürler; fluorokarbonlar; tiyofenler; atmosferik kirler; eksoz gazları; ve diğer pekçok madde bulunur. Yüksek sıcaklıklar kullanıldığında listede C16 –C27 alkoller, aromatik asitler ve esterler, steroidler, fluorlu polifeniller, alifatik amidler, halojenli aromatik türevler, ve aromatik nitriller için başarılı analitik yöntemler verilmiştir.

Kütle spektrometresi yüksek-molekül-ağırlıklı polimerik maddelerin analizinde ve tanımlanmasında da kullanılır. Burada, örnek önce piroliz edilir (ısıyla bozundurulur) ve uçucu ürünler spektrometreye gönderilir. Veya, ısıtma doğrudan  giriş sisteminin probu üzerinde yapılır. Bazı polimerler önemli tek bir tür tanecik verir; örneğin, tabii kauçuktan izopren, polistirenden stiren, polietilenden etilen, ve Kel-F den CF2 = C F Cl oluşur. Diğer polimerler, piroliz sıcaklığına bağlı olarak iki veya üç ürün verirler. Sıcaklığın etkisini inceleyen çalışmalardan, yaklaşık molekül ağırlığı dağılımı ve çeşitli bağların kararlılıkları ile ilgili bilgiler edinilebilir.


3. Bileşik Tipinin Tayini

Petrol ürünlerinin kantitatif analizinde karmaşık yapıları nedeniyle, çoğunlukla, örneğin içerdiği her bir bileşik yerine, bileşik "tipleri" nin analizi tercih edilir. Kütle spektrometresi bu tip analizler için uygun bir cihazdır. Örneğin, parafinik hidrokarbonlar 43, 57, 71, 85, ve 99 kütlelerde kuvvetli pikler vermezler. Sikloparafinler ve mono-olefinlerin ise 41, 55, 69, 83, ve 97 kütle numaralarında özel kuvvetli pikleri bulunur. 67, 68, 81, 82, 95, ve 96 kütle grubundaki pikler de sikloolefinler, diolefinler, ve asetilenlere özgüdür. Alkilbenzenler ise 77, 78, 79, 91, 92, 105, 106, 119, 120, 133, ve 134’de pikler verirler. Bir grubun pik yüksekliklerinin matematiksel birleşimi, her bir hidrokarbon tipinin konsantrasyonunu değerlendirmede kullanılan analitik bir parametredir. Tip analizleri benzinler, gaz yağları, yağlama yağları, asfaltlar, ve parafinler, olefinler, alkoller, ve ketonlar karışımlarının özellikleri tanımlamada kullanılmaktadır.


4. İnorganik Eser Kalıntı Analizleri

Kıvılcım kaynağının geliştirilmesiyle kütle spektrometrenin inorganik katı maddelere uygulanması da sağlanmıştır. Bu tekniğin metaller, alaşımlar, süper iletkenler ve minerallerdeki eser kalıntı elementlerin analizinde önemli bir yeri vardır.

Kıvılcım kaynaklı kütle spektrometrenin kendine özgü avantajları vardır. Duyarlılığı çok yüksektir, milyarda bir kısım (ppb) a kadar yarı kantitatif analizlerde kullanılabilir. İkinci önemli avantajı, spektrumunun basitliğidir; spektrumda tek bir kuvvetli pik ve birkaç zayıf hat bulunur; zayıf hatlar çok yüklü iyonlarda görülür. Üçüncü avantaj, çeşitli elementlerin hat şiddetlerinin kabaca eşit olmasıdır (2-3 fakörü kadar değişir).

Kıvılcım kaynaklı kütle spektrometrenin en önemli dezavantajı kaynağın düzensizleşebilmesi ve ölçümlerin tekrarlanabilirliğinin bozulmasıdır. İyon akımlarının zamanla büyük dalgalanmalar göstermesi nedeniyle ölçmelerin integratör bir dedektörle yapılması gerekir; bu amaçla, çoğunlukla, fotoğrafik algılama kullanılır.

Kıvılcım kaynağının ikinci dezavantajı kinetik enerjileri farklı tanecikler üretilmesidir. Bu da, pahalı çift-odaklamalı spektrometreler kullanılmasını gerektirir.

Çeşitli ticari kıvılcım kaynaklı kütle spektrometreler vardır. Fotoğrafik dedektörlerin bulunduğu analizörlerin dizaynı, çoğunlukla, Mattauch-Herzog geometrisine göre yapılır (Şekil-14).

Duyarlılık , Doğruluk ve Hassasiyet: Kıvılcım kaynaklı kütle spektrometresi, ideal koşullarda, milyarda birkaç kısma kadar konsantrasyonlara duyarlıdır. Çok az durumlarda duyarlılık bu değerin bir veya ikinci kuvveti kadar büyük olur.

Kıvılcım kaynaklı kütle spektrometrede yapılan kantitatif ölçmeler, fotoğraf levhasının kararma derecesinin bir mikrodensiyometre ile ölçülmesine dayanır; uygun standartların bulunduğu hallerde belirsizlik, ölçülen değerin %10-30 u arasında değişir. Standart örneklerin hassasiyetine göre hata seviyesi daha yüksek olabilir.


5. İzotop Miktarı Ölçümü

Kütle spektrometresi başlangıçta izotopik miktarların ölçülmesi amacıyla geliştirilmiştir, ve bu alanda çok önemli veriler toplanmıştır. Çeşitli izotopların miktarları ile ilgili veriler şimdi çeşitli amaçlarla kullanılabilmektedir; önceki bölümlerde anlatılan organik bileşiklerin formüllerinin tayin edilmesi, buna bir örnektir. Diğer önemli uygulamalar arasında izotopik seyreltme analizleri, izotoplarla izleme çalışmaları, ve kayalar ve minerallerin izotopik oran ölçümleri ile yaşlarının saptanması sayılabilir. Bu teknik, "Radyokimyasal Yöntemler" bölümündeki radyoaktif izotoplar için anlatılan yöntemlere benzer. Kütle spektrometresi izotop tayininin 13C, 17O, 18O, 15N, 34S, ve diğerleri gibi, radyoaktif olmayan taneciklere uygulanmasında da olanak verir.