Kompozitler, istenilen uygulama alanına göre hazırlanabilen,
mükemmel mekanik ve fiziksel özelliklere sahip multifonksiyonlu malzemelerdir;
pek çoğu yüksek sıcaklıkta korozyon, oksidasyon ve aşınmaya dirençlidir. Bu
özellikleriyle makine mühendisliğine, monolitik (takviyesiz) malzemelerle
mümkün olmayan geniş bir malzeme dizaynı ufku açılmıştır. Kompozit
teknolojisinin gelişmesiyle aynı zamanda, monolitik versiyonları mekanik ve
termal şoklara karşı dayanıksız olan tüm katı ve kuvvetli malzemeler,
seramikler, çeşitli alanlarda kullanılabilen önemli kompozit malzemelere dönüştürülebilmektedir.
Kompozit malzemelerin diğer bir avantajı da üretim proseslerinin çoğunun büyük
ve kompleks yapılara uygulanabilmesi, maliyetlerin düşük olmasıdır.
Katı malzemeler
dört sınıfta toplanabilir; polimerler, metaller, seramikler ve karbon. Her
sınıfın kendine özgü özellikleri olduğundan, kompozitler yönünden bu dört
sınıftaki malzemeler hem ‘takviye’ ve hem de ‘matris’ malzemedir. Bu durum tek
bir monolitik malzemenin sağlayamayacağı çok değerli özelliklerde sınırsız
sayıda yeni malzemeler elde edilmesine olanak sağlar. Kompozitler doğal
veya sentetik (man-made) olmak üzere iki genel sınıfa ayrılır:
Doğal kompozitler doğada oluşan biyolojik yapısal malzemelerdir; örneğin, bambo, kemik,
diş ve kabuklar gibi. Sentetik kompozitlerin kullanımı yeni değildir; samanla
kuvvetlendirilmiş çamur tuğlası çok eski çağlardan beri kullanılmaktadır.
Modern terminolojide bu malzeme bir organik fiber takviyeli seramik matris kompozit
olarak sınıflandırılmaktadır.
Sentetik
kompozitler özel üretimlerle elde edilen modern sistemlerdir; öncelikle
kompoziti oluşturan bileşenler üretilir, sonra bu bileşenler istenilen yapı,
geometri ve özellikleri içerecek şekilde kontrol edilen koşullarda
birleştirilir.
Kompozitler çeşitli şekillerde sınıflandırılabilir (Şekil-1
ve Şekil-2).
Şekil-1: Kompozitlerin genel sınıflandırılması