Kromatografik Hız Teorisi (chromatographic rate theory)

Kromatografik hız teorisi, bir bandın genişliğini etkileyen değişkeleri ve bu bandın kolondan çıkma zamanını tanımlayabilen başarılı bir teoridir.


1. Bölge Şekilleri

Tipik bir kromatogram (Şekil-2 ve 3) Gaussian eğrilerine benzer (Şekil-4). Bir Gaussian eğrisi,normal bir hata eğrisidir ve tekrarlanan ölçüm değerlerinin ortalama değerden sapma miktarlarına göre grafiğe alınmasıyla elde edilir. Böyle bir eğri, herhangi bir ölçümdeki hatanın, çok sayıda küçük, tayin edilemeyen ve rasgele hataların (pozitif veya negatif) bir toplamı olduğu kabul edilerek çizilir. Bu hataların çoğu birbirini giderir ve bir ortalama değer bulunur. Veriler, ortalama değere göre simetrik dağılım gösterirler. Bir kromatogramın Gaussian şeklindeki eğrisi de, kromatografik banddaki veya bölgedeki sayısız madde taneciklerinin rasgele hareketlerinin birbirine eklenmesiyle oluşur.


Şekil-4: Bir Gaussian (veya normal) dağılma eğrisi


Tek bir madde taneciğinin davranışı incelenirse, tanecik göç etme sırasında sabit ve hareketli fazlar arasında binlerce defa gidip gelir. Fazlardan birinde, bir geçişteki kalma süresi düzensizdir ve çevresinden tesadüfen aldığı termal enerji yeterli düzeye ulaştığında diğer faza geçer. Böylece bir fazda kalma süresi bazan çok kısa bazan da çok uzun olabilir. Tanecik sadece hareketli fazda kalış süresince kolonda ilerleyebilir. Buna göre, kolondaki ilerlemesi de düzensizdir. Fazlarda kalış süresinin kararlı olmayışı her taneciğin hareketli faza geçişindeki ortalama hızın da değişik olmasına yol açar. Bazı tanecikler hareketli fazda tesadüfen daha uzun süre kalırlar. Bazılarının da, tersine sabit fazda kalış süreleri ortalamadan daha uzun olur. Bu rasgele bireysel olayların sonucunda hız, ortalama değer etrafında simetrik bir dağılım gösterir.

Kolonun alt bölgelerine inildikçe alınan kromatografi eğrisinin genişliği artar; çünkü taneciklerin bir fazda kalma zamanı dolayısıyla göç etme süresi uzar. Buna göre bölgesel band genişlemesi kolondaki kalma süresi ile bağıntılıdır ve hareketli fazın akış hızıyla ters orantılıdır.

Bölge Genişlemesinde Standart Sapma: Bir Gaussian eğrisinin genişliği (Şekil-4), standart sapma (s) denilen tek bir parametreye bağlıdır. Eğrinin altındaki alanın yaklaşık %96'sı, eğri maksimumunun, ±2s standart sapma değeri içindedir. Buna göre,bir kromatogramdan çıkarılan standart sapma, bölgesel genişlemenin kantitatif bir ölçüsüdür.

Bir kromatografik pikin standart sapması, zaman birimi ile veya kolon uzunluğu boyunca olan mesafe ile tarif edilir. Buna göre Şekil-3'deki bölge profillerinden çıkarılan bir standart sapmanın birimi uzunluk (cm cinsinden) olacaktır. Şekil-5 'deki kromatogramda görüldüğü gibi bir kromatogramın apsisinin saniye veya dakika gibi zaman birimleri cinsinden ifadesi daha çok uygulanan bir yöntemdir. Hangi birimin kullanıldığı tanınan sembollerle belirtilir; uzunluk birimi için s sembolü, zaman birimi için de t sembolü kullanılır.

t veya s 'nun bir kromatogramdaki ifadesi, Şekil-5'de gösterilmiştir. Eğrinin iki tarafından çizilen teğetler apsis eksenine doğru uzatılırsa birer üçgen elde edilir. Uzantıların ekseni kestiği nokta, maksimumdan eksene inilen dikin, ekseni kestiği noktadan yaklaşık olarak ±2 t kadardır; ve tabii W = 4 t 'dir.


Şekil-5: Bir kromatografik pikten standart sapma t ‘nun tayini; W = 4t, tR: kolon dolgusu içinde maddenin alıkonma zamanı, tM: kolonda tutulmayan kısmın çıkma zamanı (tM, @ kolondan geçen hareketli faz molekülünün çıkma zamanı)


Bölge Genişlemesinden H ve N in Hesaplanması: Kromatografik bir bölgenin genişlemesi birim uzunluktaki kolon için standard sapmanın karesi(değişiklik) olarak aşağıdaki eşitlikle verilir.


Burada H cm cinsinden tepsi yüksekliğini gösterir ve verimi ifade eder, L kolonun uzunluğunu (cm) gösterir; s nin birimi H ve L ile olan bağıntısı nedeniyle uzunluk birimidir (cm). Denklem(3), (2) ile bileştirilip yeniden düzenlenirse bir kolonunun ayırma özelliklerini tanımlayan diğer bir ifade elde edilir.


N, L uzunluğundaki bir kolondaki tepsi sayısını verir; yani, tepsi sayısının artması ve tepsi yüksekliğin azalması kolon veriminin yükselmesini sağlar.

N ve H’ın Deneysel Olarak Değerlendirilmesi: Şekil-5'de görüldüğü gibi deneylerde elde edilen kromatogramların çoğunda apsis ekseni zamanı gösterir. Tabii bu tip eğrilerden çıkarılan standart sapmanın birimi de uzunluk (cm) değil zaman (saniye, dakika) birimi olacaktır. Şekil-5 ‘deki tR alıkonma zamanıdır ve örneğin injeksiyonundan, kromatografik  kolonun sonundan çıkışına kadar geçen zamanı gösterir. Madde taneciklerinin kat ettikleri yol boyunca olan ortalama hareket hızları L/tR 'dir. Buna göre standart sapmanın uzunluk ve zaman birimleri arasında:


eşitliği yazılabilir. Burada t  zaman birimli standart sapmayı gösterir. Daha önce de değinildiği gibi Şekil-5 'deki gibi bir Gaussian eğrisi için W = 4 t ‘dur. Bu eşitliğin denklem (5) ’de yerine konmasıyla aşağıdaki bağıntı elde edilir.


Bu ifade denklem (3) ‘de yerine konursa,


denklemi bulunur. N 'yi elde edebilmek için denklem(2) 'deki H yerine yukardaki H ifadesi yazılır ve denklem yeniden düzenlenir. Buna göre,


denklemi çıkarılır. Bu ifade kullanılarak iki zaman ölçmesi olan tR ve W den N hesaplanabilir, H 'ın bulunması için kolon uzunluğunun da bilinmesi gerekir.


2. Bant Genişlemesinin Kaynakları

Kromatografik pikler kinetik olarak kontrol edilen üç işlem nedeniyle genişler; bunlar: (1) girdap difüzyonu, (2) boylamasına difüzyon ve (3) dengesiz kütle transferidir. Bu etkilerin büyüklüklerini akış hızı, dolgu maddesinin tanecik büyüklüğü, difüzyon hızları ve sabit fazın kalınlığı gibi kontrol edilebilen değişkenler belirler. Bu üç işlemi de kapsayacak şekilde kromatografik kolonların verimini hesaplamada kullanılabilecek çeşitli denklemler geliştirilmiştir. Bunlardan ilk bulunanı ve en basit olanı "van Deemter" denklemidir ve gaz-sıvı kromatografisi için çıkarılmıştır; denklem, akış hızı u ile tepsi yüksekliği H arasında yaklaşık bir ilişki verir; burada  A girdap difüzyonu ile, B boylamasına difüzyon ile ve C dengesiz kütle transferi ile ilgili terimlerdir.


Girdap Difüzyonu: Bir molekülün dolgulu bir kolondan geçerken karşılaştığı patikaların sayısı artıkça girdap difüzyonu etkisiyle bölge genişlemesi meydana gelir. Şekil-6'da görüldüğü gibi bu patikaların uzunlukları farklıdır; bunun sonucu olarak ayni maddeye ait moleküllerin kolonda alıkonma süreleri de farklı olur. Böylece tüm moleküllerin kolonun sonuna ulaşmaları bir zaman aralığında gerçekleşir ve çıkan band da geniş bir şekil alır. Şekildeki (2) numaralı molekülün kat ettiği yol (1) numaralı olana kıyasla daha uzundur; bu durumda (2) molekülü kolon sonuna (1) molekülünden daha sonra ulaşır


Şekil-6: Kromatografik sıyırma işlemi sırasında aynı maddeye ait iki molekülün izlediği patika yollar


Denklem(8) ‘deki A miktarı girdap difüzyonun etkisini gösterir ve sabit fazın tanecik büyüklüğü, geometrisi ve kolondaki sıkışıklığı ile ilişkilidir. Birinci yaklaştırma olarak A 'nın akış hızına bağlı olmadığı varsayılır ve aşağıdaki ifade yazılabilir:


Burada dR ortalama tanecik capı, l sıkışıklık faktörüdür. l ‘nın değerlerini, sabit fazın tanecik büyüklüğü aralığı ve doldurulma şekli belirler. Örneğin, 20-40 mesh aralığındaki tanecikler için l ~ 1 dolayında, 200-400 meshlik tanecikler için ise 8 dolayındadır. Bir kolon doldurulurken küçük ve küresel, dar aralıklı boyutlarda dolgu maddesinin kullanılarak girdap difüzyonu nedeniyle oluşan band genişlemesi en düşük düzeye indirilebilir. Kolondaki dolgu maddesinin aralarında açık kanallar bulunmamalıdır. Özenle doldurulan bir kolonda girdap difüzyonu çok düşük seviyelerdedir.

Boylamasına Difüzyon: Boylamasına difüzyon bir bandın yoğun merkez kısmındaki moleküllerin, bandın iki tarafındaki daha seyreltik bölgelere doğru göç etme eğilimlerinden kaynaklanır. Hareketli ve sabit fazların her ikisinde de oluşabilen bu tip difüzyonun yarattığı band genişlemesi oldukça fazladır. Boylamasına difuzyon hareketli fazın gaz olduğu bir ortamda çok önem kazanır, çünkü gaz fazındaki difüzyon hızlarının büyüklüğü sıvılara göre birkaç derece fazladır. Difüzyon miktarı zamanla artar; akış hızı azaldıkça band genişlemesi de artar.

Denklem(8)'deki ikinci terim (boylamasına difüzyon terimi) akış hızıyla ters orantılıdır. B bir sabittir ve  DM ile,


denklemiyle belirtilen bir ilişkidedir.

Burada, DM hareketli fazda bulunan maddenin difüzyon katsayısı, y blokaj faktörüdür ve sabit fazdaki taneciklerin, serbest moleküler difüzyonu engellemelerinin bir ölçüsüdür; dolgu maddesinin tipine göre y değeri 0.5 - 0.9 aralığında değişebilir. Boylamasına difüzyonun neden olduğu band genişlemesi sıcaklığı düşürmek (böylece DM de düşer) ve akış hızını artırmakla  azaltılabilir.

Dengesiz Kütle Transferi: Kromatografik bandların genişlemesine yol açan bir diğer neden de hareketli faz akışının çok hızlı olması ve fazlar arasında gerçek bir dengenin kurulamamasıdır. Örneğin, hareketli fazın taze sabit fazla karşılaştığı band bölgesinin ön tarafında henüz denge konumuna ulaşılmamıştır. Bu durumda madde, kolonun gerçek dengeye gelindiği halde bulunması gereken kısmından daha ileride bir yerde bulunur. Benzer şekilde, bölgenin sonunda, sabit fazdaki maddeler taze hareketli fazla karşılaşırlar. Yine, madde taneciklerinin fazlar arasındaki geçişi hemen gerçekleşemez ve denge konumuna gelinmesi için yeterli zaman olmadığından bölgenin uzantısı yayılır.

Dengesiz kütle transferinin etkisi akış hızı düşürülerek küçültülebilir (Denklem-8), çünkü dengeye ulaşılabilmesi için daha fazla zamana gereksinim vardır. Ayrıca, hareketli fazın aktığı kanalların dar olması halinde madde moleküllerinin sabit faza difüzlenmeleri daha kolay olacağından denge konumuna daha çabuk ulaşılır. Ayni nedenle, sabit bir faz üzerine akmayan sıvıların kaplandığı hallerde sıvı tabakaların mümkün olduğu kadar ince olması gerekir.

Denklem(8)deki son terim hareketli fazın bir gaz olduğu durumda, yüksek akış hızlarında çok önemlidir. C değeri iki terimden oluşur. Birincisi sabit fazdaki kütle transferi ile, diğeri hareketli fazdaki hızla ilişkilidir. Bu iki terimin C ye bağlılığı aşağıdaki denklemle verilir.


df, filmin veya çapı dR olan sabit faz taneciklerinin kalınlığını gösterir. R miktarı alıkonma oranıdır ve tM/tR ‘ye eşittir (Şekil-5). DS ve DM terimleri maddenin sabit ve hareketli fazlardaki difüzyon katsayılarıdır. q ve w; dolgu maddesinin yapısı ve konfigrasyonuna bağlı sabitlerdir. W, 1.3 civarında bir değerdir. Katı bir destek üzerinde bulunan düzgün bir sıvı filmi için q = 0.5 'dir. C'iyi etkileyen en önemli değişken df ‘dir. Çok ince sıvı faz tabakaları kullanılarak kolon verimi önemli derecede artırılabilir. Yüksek sıcaklıklarda ve düşük solvent viskozitelerinde dengeye daha çabuk ulaşılabilir.

Bant Genişlemesi Yapan Proseslerin Net Sonuçları: Şekil –7'de van Deemter denklemindeki üç terimin eğrileri çizilmiştir (Kesikli çizgi); eğriler H değerinin hareketli faz hızı ile değişimini göstermektedir. Bu üç terimin net sonucu ise kesiksiz eğri ile verilmiştir. Görüldüğü gibi optimum verim kesiksiz eğrinin minimumunda elde edilir. Bu tip deneysel eğrilerden herhangi bir kolon için A, B, C değerleri bulunabilir. Bu gibi veriler bir dolgu maddesinin daha verimli koşullarda kullanılmasına yardımcı olur. van Deemter denklemi tepsi yüksekliğinin bulunmasında kullanılan ilk yaklaştırma yöntemidir. Kolon verimi etkileyen değişkenleri tanımlamada bundan daha hassas bazı yöntemler de geliştirilmiştir.


Şekil-7: Denklem (8) ‘deki değişkenlerin tepsi yüksekliğine etkisi