Fazlı Kompozitler (phase composites)

Dolgulu Kompozitler

Bir kompozitin mekanik özelliklerinin iyi olması için, organik reçine matris ile inorganik dolgu maddesi arasında kuvvetli bir bağ bulunması gerekir. Bu bağ dolgu taneciklerin, bir kaplin maddesiyle kaplanmasıyla sağlanır; kaplama, kompozitin kuvvetini artırmanın yanında çözünürlüğünü ve su absorbsiyonunu da azaltır. (Şekil-3)

Şekil-3: Dolgulu kompozitlerin sınıflandırılması

İnorganik malzeme dolgulu kompozitler, inorganik dolgunun boyut, miktar ve yapısına göre üç grupta toplanabilir: Konvensiyonal, mikrofil ve hibrid kompozitler.

Konvensiyonal Kompozitler: Konvensiyonal kompozitlerde dolgu maddelerinin sert ve tanecik boyutunun (~8 μm) büyük olması kompozit yüzeyinin pürüzlü bir yapıda olmasına neden olur. Bu tür bir yüzey, dış etkenlerden kolaylıkla etkilenir ve kirlenir. Kapalı sistemlerde ise, mikrofil ve hibrid kompozitlere kıyasla daha kolay aşınmaya uğrar.

Mikrofil Kompozitler: Mikrofil veya ‘parlayabilen’ kompozitler, 1970 sonlarında geliştirilmiştir; düzgün yüzeyli malzemelerdir, diş emayesine benzer parlak yüzeylidir. Mikrofil kompozitler, ortalama çapları 0.01-0.04 mm aralığında olan inorganik taneciklerle (örneğin, koloidal silika) hazırlanır. Yüzeyinin çok düzgün olması malzemenin dış etkilerle kirlenmesini ve paslanmasını önler. Mikrofil kompozitlerin bazı fiziksel ve mekanik özellikleri, daha az dolgu maddesi içermesi nedeniyle konvensiyonal ve hibrid kompozitlerden biraz düşüktür. Ancak mikrofil kompozitler, klinik yönden aşınmaya çok dayanıklı malzemelerdir.

Hibrid Kompozitler: Hibrid kompozitler, konvensiyonal kompozitlerin üstün fiziksel ve mekanik özellikleriyle mikrofil kompozitlerin düzgün yüzey oluşumlarını bir araya getirmek için geliştirilmiş kompozit türleridir. Dolgu maddesi genellikle bir mikrofil ve küçük dolgulardır; tanecik büyüklüğü ~0.4-1 mm’dur. Fiziksel ve mekanik özellikleri Konvensiyonal kompozitlere kıyasla daha yüksektir.

Hibrid kompozitler, bir matriste iki veya daha fazla farklı fiber veya takviye içeren kompozitlerdir; hibrid kompozitler, tek tip takviyeli kompozitlere kıyasla çok daha yeterli özelliklere sahiptir. Örneğin, C ve cam fiberlerin polimerik bir reçine matriste biraraya getirildiği sistemler çok yaygındır. Karbon fiberler kuvvetlidir, oldukça serttir ve düşük yoğunlukludur. Cam fiberler karbonun sertliğine sahip değildir. Cam-karbon hibridi kuvvetli ve dayanıklıdır, darbe direnci yüksektir.

Farklı fiberlerin biraraya getirilmesinde çeşitli yöntemler uygulanabilir. Örneğin, karıştırılan tüm fiberler dizili halde olabilir, veya her bir tip fiberden hazırlanan tabakalar birbiri üstene konularak laminasyonlar hazırlanabilir. Tüm hibridlerin özellikleri anizotropiktir.

Hibrid kompozitlere gerilme kuvveti uygulandığında, kompozit hemen bozulmaz, önce karbon fiberler çöker, yük cam fiberlere transfer edilir. Cam fiberlerin de çökmesiyle uygulanmakta olan yük matris tarafından taşınır ve matrisin bozulmasına kadar devam eder.

Şekil-4: In-situ hibrid kompozitlerin şematik tanımı

Şekil-5: Epoksi matrisli hibrid kompozitlere örnek SEM görüntüleri; Takviye (toz Al + E-cam fiber) / Epoksi matris, (b) takviye (toz Al + karbon fiber) / Epoksi matris

Takviyeli Kompozitler

Fazlı kompozitler grubunda yer alan takviyeli kompozitler öncelikle iki sınıfa ayrılır:

·         Matrise göre (malzeme) sınıflandırma
·         Takviyeye göre (geometri) sınıflandırma

Matris malzemeye göre yapılan sınıflandırma dört grup altında toplanır: Polimer matris kompozitler, metal matris kompozitler, seramik matris kompozitler ve karbon grafit matris kompozitler. Takviye malzemeye göre yapılan sınıflandırmada kompozitler üç grup altında toplanabilir: Fiber takviyeli kompozitler, partikülat takviyeli ve flake takviyeli kompozitler.  (Şekil-6)

Şekil-6: Kompozitlerin matris ve takviye malzemeye göre sınıflandırılası 


a. Kompozitleri Matrise Göre Sınıflandırma

Polimer Matris Kompozitler (PMC): Polimer matrisler kullanım alanı çok yaygın olan kompozitler grubu olan ‘Polimer Matris Kompozitler (PMC)’in üretiminde kullanılan matrislerdir. Bunlara ‘Fiber Takviyeli Polimerler’, veya ‘Fiber Takviyeli Plastikler (FRP)’ de denir. Polimer matris kompozitlerin gerilme kuvveti, sıkılığı (stiffness), kırılma veya kırılma dayanıklılığı (fracture toughness) yüksektir, aşınmaya, delinmeye ve korozyona karşı dirençlidir. Termal dirençlerinin düşük ve termal genleşmelerinin yüksek olması PMC’lerin önemli dezavantajlarıdır. (BÖLÜM. 4 POLİMER MATRİS KOMPOZİTLER, PMC)

Metal Matris Kompozitler (MMC): Metal matris kompozitlerde bir metal matris (örneğin, aluminyum) ve kuvvetlendiriciler bulunur. Metal matrisler olarak en çok kullanılan malzemeler, hafif aluminyum, magnezyum ve titanyum alaşımlarıdır. Metal matrisler elektrik iletkenliği, yumuşaklık (ductilite), yüksek kuvvet ve yüksek sıkılık özelliklerine sahiptir. Çalışma sıcaklıkları 200-800 0C dolayındadır; bu nedenle yüksek sıcaklık uygulamaları gerektiren ortamlara uygundur. Kesme malzemeleri (cutting tool) bir metal matris kompozit olan sermetten yapılır. Sermet, %85 WC ve %15 Co içeren sementlenmiş karbiddir. (BÖLÜM. 5 METAL MATRİS KOMPOZİTLER, MMC)

Şekil-7: CMC, PMC ve MMC’lerin tipik kuvvetlendirme özellikleri

Seramik Matris Kompozitler (CMC): Seramik matris kompozitler, matrisin bir seramik, takviye malzemenin kısa fiberler veya whiskerler (silikon karbid ve boron nitridden yapılmış), veya diğer bir seramik olduğu kompozitlerdir; CMC’ler çok yüksek sıcaklıklardaki ortamlarda kullanılmaya elverişlidir. CMC’ler yüksek dayanıklılık (taughness) özelliği gösterirler. (BÖLÜM. 6 SERAMİK MATRİS KOMPOZİTLER, CMC)

Karbon-Karbon Kompozitler: Karbon-karbon kompozitler (CC veya CCC), karbon fiber takviye malzemesi ve karbon matrisle hazırlanan kompozitlerdir; hafiftir, fevkalade kuvvetlidir ve karbon fiberlerin sertliğine sahiptir. Bu kompozitler, diğer tür kompozitlere göre yenidir. Çok yüksek sıcaklıklara (2000 0C) kadar yüksek gerilme kuvveti ve gerilme modülüne sahiptir, kaymaya (creep) dirençlidir, kırılma dayanıklılığı değerleri yüksektir. Termal genleşmesi katsayıları düşük, termal iletkenlikleri yüksektir; bu özellikleri yüksek gerilme özellikleri ile biraraya geldiğinde termal şoklara karşı özel bir dayanıklılık yaratır. C-C kompozitlerin önemli bir olumsuzluğu, yüksek sıcaklıkta oksitlenme eğilimidir. ÖRNEK: CMC, PMC ve MMC’lerin tipik kuvvetlendirme özellikleri Şekil-7’de gösterilmiştir.

b. Kompozitleri Takviyeye Göre Sınıflandırma

Takviye malzemeye göre yapılan sınıflandırmada kompozitler üç grup altında toplanabilir: Fiber takviyeli kompozitler (fiber takviyeler), partikülat kompozitler (partikül ve dispersoid takviyeler) ve flak (flake) takviyeli kompozitler (yoğun paketlenebilir flak takviyeler). (Şekil-8)

Şekil-8: Kompozitlerin içerdikleri takviye malzemeye göre
sınıflandırılması


Fiber Takviyeli Kompozitler

Kompozitler, monolitik malzemelerle kıyaslandığında önemli üretim avantajlarına sahiptir. Örneğin, fiber takviyeli polimerler ve seramiklerle, diğer malzemelerle çok zor veya olanaksız olan büyük, kompleks şekillerin fabrikasyonu mümkün olmaktadır. Fiber takviyeli kompozitler genellikle ‘fiber/matris’ şeklinde gösterilir; örneğin, karbon fiber takviyeli epoksi kompozit, ‘karbon/epoksi’ olarak veya ‘C/Ep’ şeklinde yazılır. Partikül takviyeler önce parantez içinde yazılır, parantezin dışına ‘p’ harfi konulur; silikon karbid partikül takviyeli aluminyum matrisli bir kompozit ‘(SiC)p/ Al’ olarak tanımlanır.

Fiber takviyeli kompozitler sürekli fiber takviyeli ve süreksiz fiber takviyeli kompozitler olarak iki grup altında toplanabilir; her bir grup da kendi içinde değişik alt gruplara ayrılır (Şekil-9).

Sürekli, dizili fiberler en etkili takviyelerdir ve özellikle yüksek performans kompozitlerde çok kullanılan fiberlerdir.

Şekil-9: Fiber takviyeli kompozitlerin sınıflandırılması

Sürekli fiberler, tekstil teknolojisiyle çeşitli takviye formlara (preformlar) dönüştürülerek daha yüksek kuvvet gibi bazı spesifik özellikler ve fabrikasyon kolaylığı sağlanır. İki-boyutlu (2D) ve üç-boyutlu (3D) fabrikler ve braidler bu tür malzemelere tipik örneklerdir. Fiber takviyeli kompozitler ağırlık bazında, yüksek kuvvette ve/veya sertliktedir. Bu özellikler ‘spesifik kuvvet’ ve ‘spesifik modül’ parametre terimleriyle ifade edilir:
Düşük yoğunluklu fiber ve matris malzemeler kullanılarak son derece yüksek spesifik kuvvetli ve modüllü fiber takviyeli kompozitler yapılabilmektedir.

Fiberli kompozitlerde dispers faz malzemenin kuvvetini, sertliğini ve kırılma dayanıklılığını (fracture toughness) artırır, fibere normal yönde kırılmayı geciktirir.

Fiber malzemeler polikristalin veya amorf olabilir. Tipik örnekler olarak Al2O3, Aramid, E-cam, Boron, ve UHMWPE sayılabilir. Fibrous kompozitler uzun (veya sürekli) fiber takviyeli ve kısa (süreksiz) fiber takviyeli olabilir.

Uzun-fiber takviyeli kompozitler kısa-fiberlerle takviyeli olanlardan daha kuvvetlidir. Uzun-fiber takviyeli kompozitler bir matris ve uzun-fiberler şeklindeki bir takviye fazdan oluşur; uzun-fiberler tek-yönlü, veya çift-yönlü oriyente olabilir.

Kısa-fiber takviyeli kompozitler bir matris ile dispers faz olarak kısa-fiberlerin bulunduğu kompozitlerdir; bunlar rastgele, veya istenilen oryantasyonda hazırlanabilir. Tipik örnek olan whiskerler (grafit, SiC, SiN, Al2O3, v.s.), yüksek kristalin yapılarda ve çok kuvveti malzemelerdir. Tablo-1’de fiberler ve fiber şeklinde kullanılabilen bazı maddelerin özellikleri verilmiştir.

Bir fiber takviyeli kompozitin performansı fiberin uzunluğuna, çapına, oryantasyonuna, bileşenlerin miktar ve özelliklerine ve aralarındaki bağlanmaya göre değişir. Sürekli fiberler (veya filamentler) yoğunlukları düşük, kuvvetleri yüksek olduğundan uzunlukları mekanik özellikler üzerinde çok etkilidir. Özel oryantasyonlu daha kısa fiberler (cam, seramik veya çok-amaçlı fiberler gibi) içeren kompozitler ise, sürekli fiber takviyeli kompozitlerden çok daha yüksek kuvvete sahiptirler.

Fiber Uzunluğunun Etkisi: Fiberin boyutları uzunluk/çap (l/d) oranıyla tanımlanır; büyük l/d oranı fiberin daha kuvvetli olduğunu gösterir. Tipik fiber çapları 10-150 mm arasındadır. Fiberler yüzeyleri kusurlu olduğundan kırılmaya eğilimlidirler; çap küçüldükçe fiberin yüzey alanı da azalacağından yüzey kusurları da azalır. Fiberlerin uç kısımları daha az yük taşırlar; uzun fiberli kompozitlerde daha az uç kısım bulunacağından yük taşıma kapasitesi de daha yüksek olur. Şekil-10’da görüldüğü gibi, takviye olarak değişik uzunluklarda E-cam fiberlerin kullanıldığı epoksi kompozitte gerilme kuvveti fiber uzunluğuyla artmaktadır.

Fiber takviyeli bir kompozitin mekanik karakteristikleri sadece fiberin özelliklerine değil, matris fazdan fiberlere iletilen yükün derecesine de bağlıdır. Yük iletiminin dağılımı fiber ve matris fazlar arasındaki yüzey arası bağın büyüklüğüne bağlıdır. Bir gerilim uygulandığında bu fiber-matris bağı fiber uçlarında kesilir ve bir matris deformasyonu meydana gelir, veya diğer bir deyişle matristen fibere yük transferi durur (Şekil-11).

Fiberli kompozitlerde etkin bir sertlik ve kuvvetlilik için kritik fiber uzunluğunun (IC) uygun seviyelerde olması gerekir. sf fiberi gerdirme kuvveti, d fiberin çapı, tC: fiber-matris arayüzün kayma veya kesilme (shear) kuvvetini gösterdiğinde kritik fiber uzunluğu lc,
eşitliğiyle verilir. Fiber uzunluğunun (l), kritik fiber uzunluğundan büyük, eşit veya kısa olması kompozitin özelliklerini ve kuvvetini etkileyen bir parametredir.

Şekil-10: E-cam epoksi kompozit için gerilme kuvveti-fiber uzunluğu eğrisi


Tablo-1: Bazı Fiber Takviye Malzemelerin Özellikleri

Malzeme
Spesifik gravite
Gerilme kuv., GPa
Spesifik kuv., GPa
Elastik modül, GPa
Spesifik modül, GPa
Whiskerler
Grafit
2.2
20
9.1
700
318
Silikon nitrid
3.2
5-7
1.56-2.2
350-380
109-118
Aluminyum oksit
4.0
10-20
2.5-5.0
700-1500
175-375
Silikon karbid
3.2
20
6.25
480
150
Fiberler
Aluminyum oksit
3.95
1.38
0.35
379
96
Aramid (Kevlar 49)
1.44
3.6-4.1
2.5-2.85
131
91
Karbon
1.78-2.15
1.5-4.8
0.70-2.70
228-724
106-407
E-Cam
2.58
3.45
1.34
72.5
28.1
Boron
2.57
3.6
1.40
400
156
Silikon karbid
3.0
3.9
1.30
400
133
UHMWPE (S. 900)
0.97
2.6
2.68
117
121
Metalik Teller
Yüksek-kuv. çelik
7.9
2.39
0.30
210
26.6
Molibden
10.2
2.2
0.22
324
31.8
Tungsten
19.3
2.89
0.15
407
21.1



Şekil-12 (a), (b) ve (c)’de, bir fiber takviyeli kompozite fiber gerilme kuvvetine (sf) eşit gerilme kuvveti uygulandığında fiber uzunluğunun (l) kritik uzunluğa eşit, daha büyük ve daha küçük olması durumlardaki fiber-yük davranışları görülmektedir. Kritik uzunluktaki bir fibere sf ‘ye eşit bit gerilim uygulandığında maksimum fiber yüküne, sadece fiberin eksensel merkezinde ulaşılır. Fiberin uzunluğu (l) artırıldığında takviye etkisinin de arttığı (l > lc ), azaltıldığında ise (l < lc ) fiberin taşıyabildiği yükün sf gerilme kuvvetine ulaşamadığı görülmektedir. l >> lc (normali l > 15 lc ) olan fiberler sürekli fiberlerdir. Süreksiz veya kısa fiberlerin uzunlukları bu değerden düşüktür; l değerinin lc’den önemli miktarda düşmesi fiberin etrafındaki matrisin deforme olmasına neden olur.

Şekil-11: Uygulanan yük altında bir fiberi saran matriste deformasyon paterni

Şekil-12: Gerilim-konum profilleri; gerilim altında fiber- yük davranışı

Fiber Oryantasyonu ve Konsantrasyonunun Etkisi: Fiberlerin birbirlerine göre düzenleri veya oryantasyonu, fiber konsantrasyon ve dağılımları, fiber takviyeli kompozitlerin kuvvetlerini ve diğer özelliklerini önemli derecede etkiler. Oryantasyona göre iki ekstrem durum vardır: Fiberlerin longitudinal (boylamasına) eksenine tek bir yönde paralel dizilişi ve tümüyle rastgele dizilişi.

Sürekli fiberler normal olarak dizilidirler, süreksiz fiberler ise rastgele veya kısmen oriyente bir düzende dizilirler (Şekil-13). Kompozit özelliklerinin tümüyle iyi olması muntazam fiber dağılımına bağlıdır.

Fiberin matristeki oryantasyonu kompozitin kuvvetini belirler; boylamasına (longitudinal) yapılan oryantasyonda, kompozite uygulanan yük fiberlerle aynı yönde (aynı açıda) olduğunda en yüksek (maksimum) performans elde edilir. Yükün uygulanma yönündeki az bir kayma bile kompozitin kuvvetinde önemli derecede azalmaya ve çökmeye neden olur.

Şekil-13: Sürekli ve süreksiz fiber takviyeli kompozitlerin şematik tanımı

Şekil-14: Şekilde, E-cam fiber (sürekli ve dizili) takviyeli epoksi kompozitin gerilme kuvvetine fiber oryantasyonunun etkisi

Tek-yönlü yük uygulamasıyla karşılaşan kompozit yapılar oldukça azdır; bu nedenle ağır yük uygulamalarında kullanılan malzemelerde karışık fiber oryantasyonlu kompozitler tercih edilir.

Sürekli veya süreksiz fiberler içeren tek-tabakalı (monolayer) teypler tek-yönlü oryente istiflenebilir, filament tabakalar da aynı yönde oryente edilebilir. Çok karmaşık oryantasyonlar da yapılabilmektedir; günümüzde özel amaçlı kompozit üretiminde projeksiyonlar bilgisayarlarla yapılmaktadır. Kısa, düzlemsel kompozitlerde kuvvet, tek-yönlü fiber oryente tiplerden farklı olarak izotropik özelliklerde olabilir.

Açılı-tabakalı kompozitlerin özellikleri tabaka sayısına ve oryantasyonuna göre değişir (Şekil 15). Bu tür kompozitlerde kompozit değişkenlerinin sabit bir orana sahip olduğu ve matrislerin fiberlerden daha zayıf olduğu kabul edilir; fiberin üç eksenden birindeki kuvvet, üç eksendeki hacim yüzdelerinin eşit olduğu varsayılarak, tek-yönlü fiber kompozitin üçte biri kadardır.


Şekil-15: (a) Tek-yönlü düzenlenme, (b) çapraz-tabaka (cross-plied) quasi-izotropik düzenlenme, (c) üç-boyutlu örgü (weave), takviye malzemeler

Fiber takviyeli kompozitler değişik yüklenmeleri karşılayacak özelliklerde hazırlanabilir; örneğin, farklı fiber oryantasyonlarıyla quasi-izotropik (izotropik benzeri) malzemeler üretilebilir, üç-boyutlu (Şekil-15c) yapılar hazırlanabilir.

Kısa fiberlerin oryantasyonunda çeşitli metotlar vardır; örneğin, rastgele oryantasyonda olduğu gibi, bir düzlem üzerinde kısa fiberleri dağıtmak, veya fiber depozisyonundan önce veya sonra, sıvı veya katı halde matris ilave etmek gibi. Bu yolla üç-boyutlu oryantasyonlar da elde edilebilir. İki-boyutlu oryantasyonların bulunduğu kompozitlerde kuvvet, tek-yönlü fiberle kuvvetlendirilmiş bir kompozitin üçte biri, üç-boyutlu oryantasyonlarda ise beşte birinden daha azdır.

a. Sürekli ve Dizili Fiber Kompozitler

a.1. Gerilme Kuvveti-Gevşeme Davranışları; Longitudinal Yüklenme

Bu tip kompozitlerin mekanik responsları çeşitli faktörlere bağlıdır; örneğin, fiber-matris fazların gerilme-gevşeme özellikleri, fazların hacim fraksiyonları ve uygulanan gerilim (veya yükün) yönü gibi. Ayrıca kompozitin içerdiği fiberlerin dizilişleri de önemli kompozitin özelliklerini belirleyen bir etkendir.

Sürekli ve dizili fiberler

Fiber ve matris fazların gerilme-gevşeme eğrileri Şekil-16(a)’daki gibiyse, fiberin kırılgan, matrisin yumuşak (ductile) olduğu anlaşılır. Bu fiberleri ve matrisi içeren kompozit Şekil-16(b)’de görüldüğü gibi tek-eksenli gerilme-gevşeme eğrisi verir. Başlangıçta (aşama I), fiber de matris de elastik olarak deforme olur; dolayısıyla eğrinin bu kısmı lineerdir. Bu tip kompozitlerde matris plastik deformasyona uğrarken, fiberler elastik gerilmeye devam ederler; fiberlerin gerilme kuvveti matrisin yield (akma) gerilmesinden daha yüksektir (aşama II). Aşama II’de eğri lineerliğe yakındır, fakat eğimi kısmen azalmıştır. Aşama I’den aşama II’ye geçildiğinde fiberlerin taşıdığı yük miktarı artar.

Şekil-16: Fiberler ve matrisin yük altındaki davranışları

a.2. Elastik Davranış; Longitudinal (Boylamasına) Yüklenme

İzogevşeme (izostrain): Fiberlere paralel yüklemedir (Şekil-17 a).

Sürekli ve oriyente fibrous bir kompozit, fiber diziliş yönünde yüklendiğinde nasıl bir elastik davranış gösterir? Fiber-matris yüzey arası bağlanmanın çok iyi olduğu varsayılıyor. Bu durumda matris de fiber de aynı deformasyona, izogevşemeye (izostrain) uğrar. Bu koşullarda kompozitteki yük (Fc), matris fazın (Fm) ve fiber fazın (Ff) taşıdığı yüke eşittir.

Am / Ac ve Af / Ac matris ve fiber fazların alan fraksiyonlarıdır. Kompozit, matris ve fiber faz uzunlukları eşit olduğunda,


εm matris gevşemesi, εf = fiber gevşemesidir (c: kompozit, m: matris ve f: fiber özellikleridir)
Kompozit, matris ve fiber deformasyonları elastikse, elastik modüller E,
Sürekli ve dizili fibrous bir kompozitin elastik modülü (Ecl), ‘Karışma Kuralı’ eşitliğidir:

Ecl = Em Vm + Ef Vf

Karışma kuralı, bir bileşenin katkısının, bileşenin hacim fraksiyonuyla orantılı olduğunu gösterir; Vm ve Vf matris ve fiberin hacim fraksiyonlarıdır.

Ecl = Em (1 - Vf) + Ef Vf

Kompozit sadece matris ve fiber fazlardan oluştuğundan, Vm + Vf = 1’dir. Longitudinal yüklenmede fiberler tarafından taşınan yükün matrisin taşıdığı yüke oranı için aşağıdaki eşitlik çıkarılabilir.

Şekil-17: İdeal tekyönlü kompozit malzemeler; (a) fiber yönüne paralel yüklenme (izogevşeme),(b) fiber yönüne dik yüklenme (izogerilme)

a.3. Elastik Davranış; Transvers (Enlemesine) Yüklenme

İzogerilme (isostres): Fiberlere dik yüklemedir (Şekil-17 b)

Bir sürekli ve oriyente fiber kompozit transvers yönde yüklenebilir; yani, fiberlerin diziliş yönüyle, şekilde görüldüğü gibi, 90 derecelik açıda yük uygulanabilir.

Bu durumda kompozit, matris ve fiber için gerilim (s) aynıdır; ‘izostres hal’.

sc = sm = sf = s                        ΔLc = ΔLm + ΔLf

ΔLc, kompozitin uzamasıdır.

Sürekli ve dizili fiberler

Uzama, kalınlık ve gevşemenin sonucunda oluştuğundan ve tabaka kalınlığı hacim fraksiyonuyla orantılı olduğundan,kompozitin tamamındaki gevşeme veya deformasyon (ec),
Gevşeme, gerilme (elastik olduğu varsayılıyor) terimleriyle yazıldığında, ‘Ters (invers) Karışma Kuralı’ denilen aşağıdaki eşitlik çıkar; bu ifade, fiberlerin etkinliğinin, izogerilim atında kompozitin modülünü yükseltmede çok az olduğunu gösterir.
Kompozit, matris ve fiber deformasyonları elastikse,
E değerleri fazların elastik modülleridir.


a.4. Longitudinal Gerilme Kuvveti

Sürekli ve longitudinal (boylamsal, uzunlamasına) dizili fiber takviyeli kompozitlerde gerilim, yukarıda verilen gerilme-gevşeme eğrisindeki (Şekil-16 b) maksimum gerilim olarak alınır; bu nokta, fiberin kırıldığı noktadır ve kompozitin bozulması olarak işaretlenir. ef < em olduğunda (Şekil-16 a) fiberler matristen önce bozulur ve fiberlerin taşıdığı yük matrise transfer olur. Böyle bir durumda kompozitteki gerilim (scl) aşağıdaki eşitlikle verilir. sm, fiber kırıldığında matristeki gerilim, sf fiber gerilme kuvvetidir.

scl = sm, (1 – Vf) + sf Vf


a.5. Transvers Gerilme Kuvveti

Servis uygulamaları sırasında kompozitlere transvers (enlemesine) yük uygulaması olabilir. Bu tür koşullarda fiberlerin kuvvetlendirme etkisi negatiftir. Sürekli ve tek-yönlü fiberli kompozitler yüksek derecede anizotropiktir; bu tür kompozitler normal olarak boylamasına yönde yüklenecek şekilde dizayn edilirler. Ancak malzeme kullanılırken enlemesine kuvvetle de karşılaşabilir. Bu gibi durumlarda, enlemesine kuvvet ne kadar az olursa olsun kompozit malzemede bozulma başlar, başlangıçtaki yüksek gerilme kuvveti bazen matrisin gerilme kuvvetinin altına kadar düşer. Böyle bir durumda takviye fiberlerin etkisi negatif olur.

Şekil-18: Örnek:  Sürekli dizili takviyeli (a) MMC ve (b) CMC’lere tipik bir örnek

b. Süreksiz ve Dizili Fiber Kompozitler

Süreksiz fiberlerin takviye veriminin sürekli fiberlerden daha düşük olmasına karşın, ticari pazarda, şekilde şematik olarak gösterilen, süreksiz ve dizili fiber kompozitlere olan talep oldukça yüksektir. Örneğin, kırıntı cam fiberler, karbon ve aramid süreksiz fiberler de çok kullanılmaktadır. Bu gibi kısa fiberli kompozitlerin elastik modülleri ve gerilme kuvvetleri, benzeri sürekli fiberli kompozitlerin %90’ı ve %50’si kadardır. Süreksiz ve dizili fiber kompozitte düzenli bir fiber dağılımı vardır ve fiber uzunluğu,

I > Ic (kritik fiber uzunluğu)

Bu durumda longitudinal kuvvet (scd) aşağıdaki eşitlikle verilir.
Süreksiz ve dizili fiberler

sf: fiberin kırılma kuvveti, sm, kompozit bozulduğunda matristeki gerilimdir. Fiber uzunluğu  kritik uzunluktan daha küçükse (l < lc), longitudinal gerilim:

c. Süreksiz ve Rastgele Oriyente Fiber Kompozitler

Fiber oryantasyonu rastgele olduğunda, normal olarak kısa ve süreksiz fiberler kullanılır. Bu koşullar altında elastik modül eşitliğine benzer bir ‘karışma kuralı’ eşitliği kullanılabilir.

Ecd = K Ef Vf + Em Vm

K fiber verim parametresidir; Vf ve Ef / Em oranına bağlıdır ve 1’den küçüktür, genellikle 0.1-0.6 arasında bulunur. Rastgele (ve oriyente) fiber takviyeler için modül, fiber hacim fraksiyonuna göre bir miktar yükselir.

Süreksiz ve rastgele fiberler

Özetle, dizili fibrous kompozitler doğal olarak anizotropiktir; boylamasına dizilme yönünde olduğunda maksimum kuvvete ve takviye özelliğine sahiptir. Transvers (enlemesine) yönde, takviye gerçekte yoktur; oldukça düşük gerilimlerde kırılma olur. Diğer gerimle oryantasyonlarında kompozitin kuvveti iki ekstrem arasında yer alır. Verim (K), oriyente bir fiber kompozit için 1, ve dik konumda olan için sıfır olarak alınmıştır (Tablo-3).


Tablo-2: Tek-yönlü Fiber Takviyeli Bazı Kompozitlerin Tipik Boylamasına ve Enlemesine Gerilme Kuvvetleri (Fiber miktarları hacimce, ~ %50)

Kompozit malzeme
Gerilme kuvveti, GPa
Boylamasına
Enlemesine
Cam-Poliester
700
20
Karbon-Epoks*i
1000
35
Kevlar-Epoksi
1200
20
*yüksek modüllü

Tablo-3: Bazı Fiber Oryantasyonlarında Çeşitli Yönlerde Gerilim Uygulandığında Fiber Takviyeli Kompozitlerin Takviye Verimi

Fiber Oryantasyonu
Gerilme Yönü
Takviye Verimi
Tüm fiberler paralel
Fiberlere paralel yönde
Fiberlere dik yönde
K = 1
K = 0
Fiberler özel bir düzlemde rastgele ve muntazam dağılmıştır
Fiberlerin düzleminde herhangi bir yönde
2D izotropi K= 3/8
Fiberler mekânda üç boyutta rastgele ve muntazam dağılmıştır
Herhangi bir yönde
3D izotropi K = 1/5


Şekil-19: Süreksiz 2D kompozitlere tipik bir örnek

Partikül (Tanecik) Takviyeli Kompozitler

Partikül takviyeli kompozitler, takviye malzemenin kuvvetlendirme mekanizmasına göre iki gruba ayrılır: Büyük partikül takviyeli kompozitler ve dispersiyonla-kuvvetlendirilmiş kompozitler (Şekil-20).

‘Büyük’ terimi, partikül-matris etkileşimlerinin atomik veya moleküler seviyede olmadığını, mekanik seviyede olduğunu tanımlar. Bu tür kompozitlerin hemen tümünde partikülat faz matristen daha sert ve daha yoğundur, her partikül çevresindeki matris fazın hareketini engeller. Matris, uygulanan yükün bir kısmını partiküllere transfer eder. Takviyenin mekanik davranışları engelleme etkisi matris-partikül arayüzdeki bağlanmanın kuvvetine bağlıdır.

Dispersiyonla-kuvvetlendirilmiş kompozitlerde partiküller çok küçüktür (0.01-0.1 mm). Kompozitin kuvvetlenmesini sağlayan partikül-matris etkileşimi atomik veya moleküler seviyededir.

Şekil-20: Tanecik takviyeli kompozitlere tipik örnekler

Kuvvetlendirme mekanizması çökelme sertleşmesine benzer; uygulanan yükün büyük kısmını matris taşırken küçük dispers partiküller malzemenin kaymasını engeller veya geciktirirler. Böylece plastik deformasyon kontrol altında tutulur, gerilme kuvveti ve sertlik düzenlenir.

Büyük Partikül Takviyeli Kompozitler: Dolgu maddeli bazı polimerik malzemeler büyük partikül takviyeli kompozitlere örnek olarak gösterilebilir; dolgular polimerin özelliklerini değiştirir veya iyileştirir. Diğer büyük partiküllü bir kompozitler grubu matrisin çimento, takviyenin de kum ve çakıl partikülatları olduğu betondur.

Partiküller çok çeşitli olabilir, ancak her yöndeki boyutları yaklaşık olarak aynı olmalıdır. Etkin kuvvetlendirme için taneciklerin küçük ve matriste tam olarak dağılmış olması gerekir, ayrıca, her iki fazın da hacim fraksiyonları da etkilidir. Kompozitin mekanik özellikleri partikülat miktarının artmasıyla yükselir. İki-fazlı bir kompozitte elastik modülün  fazların hacim fraksiyonlarına bağlılığı iki matematiksel formülle tanımlanır.’Karışma Kuralı’ denilen bu eşitliklere göre elastik modül üst limit (1) ve alt limit (2) arasına düşer.


E = elastik modül, V = hacim fraksiyonları, c kompozit, m matris ve p partikül özelliklerini tanımlar. Fiberlerin Ec’ ye katkısı izogevşeme (paralel) yüklenmede, izogerilme yüklenmede (dik) olduğundan daha yüksektir (Şekil-22a). Agregat (partikül) bir kompozitin modülünün (Ec) yüksek modüllü bir fazın hacim fraksiyonuna (Vh) bağımlılığı izogevşeme ve izogerilme ekstrem koşullarının arasında bulunur (Şekil-22b). Eşitliklerde elektrik İletkenlik (se) için E yerine se ve termal İletkenlik (K) için E yerine K konulur.

Büyük-partiküllü kompozitler, metal, polimer ve seramik malzemelerle hazırlanabilir. Sermetler seramik metal kompozitlerdir. En çok bilinen sermet sementlenmiş karbiddir; tungsten karbid (WC) veya titanyum karbid (TiC) gibi fevkalade sert bir refraktör karbid seramik partiküllerin, kobalt (Co) veya nikel (Ni) gibi bir matriste yerleştirilmesiyle yapılır. Bu tür kompozitler sert çelikleri kesme parçaların (cutting tools) üretiminde çok kullanılır.

Kesme işini sert karbid partiküller yapar, ancak bunlar kırılgan olduklarından kesme sırasındaki gerilimi tek başlarında kaldıramazlar, burada esnek (ductile) metal matrisin dayanıklılığı artırma (toughness) özelliği devreye girer; matris, karbid partikülleri arasında yerleşip onları birbirlerinden ayırarak partikül-partikül kırılmasına engel olur veya ilerlemesini durdurur. Her iki faz da refraktör malzeme olduğundan kompozit, kesme işlemi sırasında malzeme üzerinde oluşan yüksek sıcaklığa dayanır.

Sermetin özelliğini gösteren hiçbir tek malzeme yoktur. Sermette %90 dolayında partikülat faz bulunur.

Şekil 21: Bir bakır-tungsten kompozitin üst ve alt limit Ec-Vp eğrileri; deneysel veriler iki eğrinin arasına düşmüştür (tungsten partikülat fazdır)


Şekil-22: (a) Fiber takviyeli bir kompozitin E-V eğrileri, (b) yüksek modüllü partikül takviyeli bir kompozitin E-V eğrileri

Şekil-23: Tipik bazı partikülat kompozitler

Plastikler ve elastomerler de çeşitli partiküllerle takviye edilirler. Karbon siyahı çok küçük, küresel partiküllerdir; vulkanize kauçukla bir araya getirildiğinde gerilme kuvveti, dayanıklılığı, yırtılma ve aşınma direnci yüksek kompozitler elde edilir.

Kauçuk matrislerle diğer tip partikül takviyeler tercih edilmez; neden, kauçuk molekülleri ile partiküllerin (örneğin silika gibi) yüzeyleri arasında, karbon partiküllerdeki gibi özel bir etkileşim olmamasıdır. Beton çok tanınan büyük-partikül takviyeli biyokompozittir; matris faz da, dispers faz da seramiktir; betonda partikül agregatlar bir tip bağlayıcı ile katı bir ortamda (çimento) birbirleriyle bağlanmış halde bulunurlar. En çok bilinen iki beton, portland ve asfaltik çimentoyla yapılan tiplerdir; bunlarda agregatlar kum ve çakıldır. Asfaltik beton daha çok yol ve kaldırım döşemesinde, portland çimento betonu ise inşaat sektöründe kullanılır. Portland çimento betonunun kuvveti ilave takviye malzemelerle artırılabilir; taze, kürlenmemiş betona, örneğin çelik çubuklar, teller veya ağ yapılı malzemeler konulur ve sonra sertleştirilir. Bu tür bir yapı daha büyük gerilme kuvvetine, sıkıştırılmaya, kesilme veya makaslama kuvvetine sahip olur.

Dispersiyonla Kuvvetlendirilmiş Kompozitler: Metal ve metal alaşımları, çok sert ve inert bir malzemenin çok ince partiküllerinin muntazam bir şekilde dispersiyonuyla kuvvetlendirilebilir ve sertleştirilebilirler. Dispers faz (takviye) metalik veya non-metalik olabilir, genellikle oksit halindeki malzemeler tercih edilir. Oksit tip tanecikler reaksiyona girmediklerinden kuvvetlendirme etkisi yüksek sıcaklıklarda da devam eder. Kuvvetlendirme mekanizması, çökelmeyle sertleşmede olduğu gibi, partiküller ve matris faz arasındaki etkileşimle ilgilidir. Kuvvetlendirme atomik/ moleküler seviyelerde meydana gelir.

Dispersiyonla kuvvetlendirilmiş malzemelerde ısıya dayanıklılık ve kayma direnci yüksektir. Örneğin, TD Ni-alaşımlar ve SAP (Al matriste çok küçük Al2O3 dağıtılmasıyla yapılan sinterlenmiş aluminyum toz) tipik örneklerdir.