Termometrik titrasyonda dönüm noktası, titre edilen
çözeltinin sıcaklığının, titrasyonda kullanılan standardın hacmine karşı
grafiğe alınmasıyla saptanır.
Genel İlkeler: Bir
termometrik titrasyon süresince izlenen sıcaklık değişimi analit ve reagentin
reaksiyonu ile açığa çıkan veya absorblanan ısıdan kaynaklanır. Bir reaksiyonun
ısısı veya entalpisi (DH) çok bilinen
termodinamik aşağıdaki eşitlikle ile tanımlanır. Burada T sıcaklık, DG serbest enerji değişimi ve DS reaksiyonun entropi değişimidir.
Titrimetrik dönüm noktalarının çoğunda (potansiyometrik titrasyonlarda olduğu gibi) reaksiyonun tamamlanması için DG 'nin büyük bir negatif sayı olması istenir; ancak bu koşullarda analit ile reaktif arasındaki denge yeteri kadar sağa kayar ve eşdeğerlik-noktası bölgesindeki potansiyel değişiklikleri doğru sonuç alabilecek kadar büyük olur.
Termometrik titrasyonda ise başarı sadece DG ‘nin büyüklüğüne değil, ayni zamanda TDS 'e de (yani DH
'a) bağlıdır. Eğer TDS yeteri kadar
büyük negatif bir değer ise, DG nin
sıfır hatta pozitif olması halinde bile dönüm noktası hassas olarak
saptanabilir. Bu durumu açıklayan klasik bir örnek, Şekil-9’da verilen borik ve
hidroklorik asitlerin potansiyometrik ve termometrik titrasyon dönüm
noktalarının kıyaslamasında görülür. Borik asitte DG çok küçük olduğundan kimyasal denge oluştuğunda nötralizasyon
tamamlanmamıştır ve belirgin bir potansiyometrik dönüm noktası gözlenemez
(Şekil-9a). Oysa borik asitin nötralizasyonunda DH
= -10.2 kkal/mol, hidroklorik asitinkinde ise DH
= -13.5 kkal/mol dür. Her ikisi de yeteri derecede negatif değerler olduğundan
termometrik dönüm noktaları da çok belirgin olur (Şekil-9b).
Termometrik titrasyon süresince sıcaklıktaki değişim DT aşağıdaki eşitlikle verilir:
Buradaki n reaktantın mol sayısını, k sistemin ısı
kapasitesini gösterir. Buna göre sıcaklıktaki toplam değişim analitin mol
sayısıyla orantılıdır.
Cihaz: Termometrik
titrasyonlarda tekrarlanabilir sonuçlar alınması için otomatik cihazlar
kullanılmalıdır. Şekil-10‘de tipik bir cihazın şeması verilmiştir.
Reaktif (Reagent)
Verme Sistemi: Reaktif, kaydedici kağıdını yürüten mekanizma ile birlikte
hareket eden bir motorun kumanda ettiği vida-yürütücülü bir şırınga ile
verilir. reaktifin konsantrasyonu örneğe göre 50-100 kat kadardır ve her defasında
ilave edilen titrant hacmi 1 veya 2 ml dolayındadır. Bu koşullarda çalışıldığında
seyreltme için veya analit çözeltisi ve reaktif arasındaki sıcaklık farkından
dolayı bir düzeltmeye gerek olmaz.
Titrasyon Kabı: Çevreden
ısı alınması veya çevreye ısı verilmesini önlemek için titrasyon adyabatik
koşullarda yapılmalıdır. Titrasyon kabı olarak bir Dewar balonu veya etrafı
kalın bir köpük tabakasıyla yalıtılmış bir kap kullanılır. Ayrıca titrasyonun 5
dakikadan daha kısa bir zaman içinde tamamlanması da çok önemlidir.
Şekil-10: Termometrik titrasyonlarda
kullanılan bir cihazın şematik diyagramı
Sıcaklık Ölçümleri: Termometrik
titrasyonlarda algılayıcı olarak sıcaklık kat sayısı çok yüksek, boyutları
küçük ve sıcaklık değişikliklerini algılama kapasitesleri yüksek olan
termistörler kullanılır. Bir termistör, sinterleştirilmiş (kızdırılmış) yarı
iletken bir metal oksittir ve diğer sıcaklık algılayıcıların tersine direncinin
sıcaklık katsayısı negatiftir. Dirençteki değişiklikler köprü devresinde bir
voltaj farklılaşmasına neden olur; bu fark bir milivolt kaydedicide kaydedilir.
Direnci 2.0 kilo-ohm olan bir termistörün çıkış voltajı her 0.01 0C
için 0.16 mV ‘dur (Şekil-10).
Uygulamalar: tipik
bir termometrik titrasyon eğrisinin üç kısımdan oluşur (Şekil-9). A dan B ye
kadar olan bölge sistemin, reaktif ilave edilmeden önceki sıcaklığını gösterir.
Buranın eğimi teorik olarak sıfır olmalıdır, ancak çözeltinin karıştırılmasında
az miktarda ısı alış-verişi olması ve yalıtımın çok mükemmel olmaması
nedenlerinden sıfırdan bir miktar sapma görülür. B noktasında reaktif ilavesi
başlar, dakikada birkaç mikrolitre hızla, kontrollü olarak verilir. Titrasyonun
dönüm noktası C ile gösterilmiştir. Titrasyona devam edilerek D noktasına
gelinir. D noktasına, beş dakikadan daha kısa bir sürede ulaşılması önemlidir,
aksi halde ısı kaçakları nedeniyle doğru sonuçlar alınamaz. C ‘den sonra düz
bir doğru alınır. Bu doğrunun eğimi, seyrelme prosesinin ekzotermik veya
endotermik oluşuna göre negatif veya pozitiftir. Bazı tipik termometrik
titrasyon uygulamaları Tablo-1 ‘de toplanmıştır.
Tablo-1: Termometrik Titrasyonun Bazı
Tipik Uygulamaları
Tipik Uygulamaları