Hintli fizikci C.V.Raman, bazı moleküller tarafından saçılan
az miktardaki ışının dalga boyunun gelen demetin dalga boyundan farklı olduğunu
ve dalga boyundaki kaymaların saçılmaya neden olan moleküllerin kimyasal
yapısına göre değiştiğini keşfetti (1928); buluşu ve sistematik açıklamalarıyla
1931'de fizik Nobel ödülünü kazandı. Raman saçılmasının teorisine göre olay, IR
absorbsiyonla ayni tip kuvantize titreşim değişikliklerinin sonucudur. Gelen ve
saçılan ışın arasındaki dalga boyu "farkı" orta-IR bölgeye düşer. Bir
taneciğin Raman saçılması ve IR absorbsiyon spektrumları birbirine çok benzer.
Bu iki teknik birbirinin tamamlayıcısı niteliğindedir, IR aktif bir grup Raman
inaktif, veya Raman aktif bir grup IR inaktif olabilir. Bazı sorunların
çözümünde IR yöntem, bazıları içinse Raman yöntemi avantajlıdır. Bu yakın
ilişki nedeniyle Raman spektroskopisini incelenmesine bu noktada ağırlık
verilecektir.
Raman spektranın infraredden en önemli avantajı suyun
spektrayı engellememesidir; Raman spektra sulu çözeltilerden elde edilebilir.
Ayrıca, cam veya kuvartz hücreler kullanılabilir, infraredde olduğu gibi, sodyum
klorür veya diğer atmosfere karşı kararsız pencerelerle çalışma zorunluluğu
yoktur.