İnfrared Absorpsiyon Spektroskopisi; Kantitatif Uygulamalar (quantitative applications)

Kantitatif infrared absorpsiyon yöntemleri, spektranın karmaşık yapısı, absorpsiyon bandlarının dar olması gerekliliği ve cihazdaki bazı sınırlamalar nedeniyle kalitatif uygulamalardan farklıdır.

IR bandları dar bandlar olduğundan Beer kanunundan sapmalar, ultraviyole ve görünür dalga boylarına kıyasla daha önemlidir. Ayrıca infrared kaynağın daha düşük şiddette ve dedektörlerin hassasiyetinin daha az olması nedeniyle daha geniş monokromatör slit açıklığına gereksinim olur, böylece kullanılan bant genişlikleri, absorpsiyon piklerinin genişliği ile aynı büyüklük mertebesinde bulunur ve absorbans-konsantrasyon arasında doğrusal olmayan bir ilişkiye neden olur. Kantitatif çalışmalarda, çoğu kez deneysel olarak kalibrasyon eğrileri gerekir.

Ultraviyole ve görünür bölgelerde solvent ve çözelti için birbirinin aynısı hücreler kullanılır ve ölçülen absorbans aşağıdaki eşitlikten bulunur:


Referans absorber olarak örnek hücresi ile aynı özelliklerdeki bir hücre içinde solventin kullanılmasıyla çeşitli hatalar giderilmiş olur; bu hatalar, yüzeylerde yansıyarak kaybolan ışın, saçılan ışın, solventin absorbladığı ışın ve hücre pencerelerinde absorblanan ışındır.

Benzer bir uygulama IR bölgedeki ölçmeler için pratik değildir; çünkü geçirgenlik özellikleri birbirinin aynı olan hücrelerin bulunması oldukça zordur. İnfrared hücrelerin çoğunun kalınlığı çok küçüktür ve tam aynı kalınlıkta iki hücre yapılması zordur. Ayrıca, hücre pencereleri atmosfer ve solventten gelen kirliliklerden hemen etkilenir; geçirgenlik özellikleri kullanım süresi boyunca değişir. Bu nedenlerden IR çalışmalarda çoğu kez referans bir absorber kullanılmaz veya referans ışının önüne bir tuz levhası (pencere) konulabilir. Her iki durumda da, örneğin absorpsiyon yapmadığı bölgelerde bile geçirgenlik %100'den az olur; bu etki bir kaç spektra incelendiğinde açıkça görülür. Kantitatif çalışmalarda, ışının saçılması ve solventle hücrenin absorpsiyonundan kaynaklanan hataların düzeltilmelidir. Bunun için iki yöntem uygulanır. Birincisi "hücre içeri-hücre dışarı" yöntemidir. Bunda solvent ve örneğin spektrumları, sıra ile aynı hücre kullanılarak aynı ışın yolu üzerinde çizilir ve her birinin, analitin absorpsiyon maksimumundaki geçirgenliği (referans ışına göre) saptanır. Geçirgenlikler,



eşitlikleri ile gösterilir. Pr referans ışının şiddeti, T0 solventin geçirgenliği, Ts örneğinin geçirgenliğidir. Eğer iki ölçme süresince Pr sabit kalırsa, örneğin solvente göre geçirgenliği (T) iki eşitliğin birbirine bölünmesiyle bulunabilir.


P0 ve T'nin saptanmasında uygulanan diğer bir yöntem de "taban çizgisi" yöntemidir. Burada solvent geçirgenliğinin absorpsiyon piklerinin dönüm noktaları arasında sabit olduğu veya çok az değiştiği kabul edilir. (Şekil-16).



Şekil-16: Absorbans tayininde taban çizgisi yöntemi


Tek atomlu moleküller dışındaki tüm organik ve inorganik moleküler maddeler infrared bölgede absorpsiyon yaparlar; bu nedenle, infrared spektrofotometre kullanım alanı çok geniş olan bir cihazdır. İnfrared spektrum diğer bir kaç analitik yöntemle kıyaslanabilir durumda, veya daha da üstün özelliklere sahiptir. IR yöntemle, organik bileşiklerin karışımlarının da analizleri yapılabilir.

Kantitatif infrared spektroskopi uygulamasında tipik bir örnek, o-ksilen, m-ksilen, p-ksilen, ve etilbenzen karışımı olan C8H10 izomerlerinin analizidir. Bu maddelerin her birinin 12-15 mm aralığındaki absorpsiyon spektraları Şekil-17'de görülmektedir; siklohekzan solventtir. Her bir maddenin tayininde kullanılabilecek pikleri sırasıyla 13.47, 13.01, 12.58 ve 14.36 mm'dir. Karışımın bu dalga boylarından herhangi birinde verdiği absorbans değeri absorpsiyon bandlarının birbiri üzerine düşmesi nedeniyle tek bir maddeye ait olmaz. Bu koşullarda absorbans-konsantrasyon ilişkisi kurulamaz. Böyle bir durumda önce dört maddenin belirtilen dört dalga boyundaki molar absorbtiviteleri saptanır. Bu değerlerle,  her bir maddenin konsantrasyonunun hesaplanabileceği dört absorbans denklemi yazılabilir. Böyle bir hesaplama bir bilgisayar ile kolayca yapılabilir.

Absorbans ve konsantrasyon arasındaki ilişki doğrusal değilse (infrared bölgede çok sık karşılaşılır), örnekte görüldüğü gibi üst üste düşen absorpsiyon piklerinin bulunduğu karışımların analiz hesapları oldukça zorlaşır.

Şekil-17: C8H10 izomerlerinin sikloheksandaki spektraları


Kantitatif İnfrared Yöntemlerde Dezavantajlar ve Sınırlamalar

Kantitatif analizlerde kullanılan infrared yöntemlerin uygulamalarında bazı dezavantajlar vardır. Beer kanunu ile uyumsuzluk ve spektranın karmaşıklığı bunlar arasında çok sık karşılaşılan durumlardır. Spektrada absorpsiyon piklerinin üst üste düşmesi de ayrı bir sorundur. Bunlardan başka piklerin çok çok darlaşması ve başıboş ışının etkileriyle, absobsiyon ölçmelerinin slit genişliğine ve dalga boyu ayarına bağımlılığı kritik bir düzeye ulaşır. Son olarak da, bir çok analizde gerek duyulan çok ince hücre kullanılmaması nedeniyle ortaya çıkan hatalar vardır.

Kantitatif infrared analizlerdeki analitik hatalar, her türlü dikkat ve titizliğe rağmen, ultraviyole ve görünür yöntemlerdeki düzeylere kadar düşürülemez.