Digital Elektronikler (digital electronics)

Kimyasal sinyaller iki tiptir: (1) Analog sinyaller; sürekli sinyallerdir, örneğin, pH metreler, moleküler spektroskopi gibi. (2) Digital sinyaller; kesikli sinyallerdir, örnek olarak radioaktif bozunma, radyasyonun atomik absorbsiyonu gösterilebilir.


Şekil-18: (a) Analog ve, (b) digital sinyallerin kıyaslaması


Digital devrelerin, karşıtı olan  analog devrelere göre bazı avantajları vardır: bunlarda,

·         110 V ‘luk güç kaynağından oluşan 60 Hz kadar çevresel gürültüye karşı hassasiyeti düşüktür.
·         Çok kararlıdır, çekme veya flicker gürültüsünden daha az etkilenirler.
·         Uzun mesafelerden daha kolay geçerler ve sonraki işlemler için saklanabilirler; örneğin, Saturn’ün uydu fotoğrafları yeryüzüne digital olarak gönderilmiş, saklanmış, ve sonra analog bilgiler şeklinde basılmıştır.
·         Digital bilgiler ve aletler bilgisayarlarla uyumludur.

İster analog ister digital olsun, her iki halde de önemli olan bilginin elde edilme mekanizmasına bağlı olmasıdır. Örneğin, sodyum iyonlarının alevde ısıtılmasıyla çıkan sarı ışın çoğu zaman bir fotodedektör ile ölçülür. Fotodedektör ışın enerjisini bir aralık içinde sürekli olarak değişen analog bir elektrik akımına çevirir. Bilindiği gibi bu ışın kuvantizedir ve bu nedenle her biri bir atomik olay sonucu çıkan ve fotonlar denilen enerji pulsları şeklinde emitlenir. Tipik dedektör algılama zamanı çok kısa olduğundan herbir foton saptanamaz. Bunun yerine, verilen bir zaman aralığındaki sadece ortalama sayı ölçülür. Düşük ışın şiddetinde, yine de, özel olarak dizayn edilmiş bir dedektörle herbir foton algılanabilir; burada, bir seri elektrik pulslarından oluşan ve sayılan digital bir sinyal üretilir.

Digital sinyallerin pek çok avantajları vardır. Bu nedenle, bir analog veya sürekli sinyal digital bir sinyale çevrilerek eşit-büyüklükte bir seri voltaj pulsları saptanır; bu pulsların sayısı orijinal sinyalin büyüklüğü ile doğru orantılıdır. Alınan pulslar sonra elektronik olarak sayılır veya digital halde görüntülenir, veya tekrar analog bir sinyale dönüştürülerek metrelere veya analog kaydedicilere gönderilir. Her iki durumda da digital aletlerin en önemli kısmı puls sayıcısıdır.

Tipik bir digital ölçmede, belirtilen sınır koşulları içinde oluşan sinyalleri saymak için, yüksek-hızlı bir "elektronik sayıcı" kullanılır.Sinyaller ve sınır koşullarına örnek olarak analitten bir saniyede emitlenen fotonların veya a taneciklerinin sayısı, bir mol analit için harcanan titrantın damla sayısı, veya bir şırıngadan verilen bir mililitre reagent için hareketli motorun adım sayısı gösterilebilir.

Bu gibi sinyallerin elektronik olarak sayılmasında bunların önce birbirine eşit voltajda (yaklaşık olarak) bir seri pulsa  dönüştürülmesi gerekir. Bu pulslar görüntü alınması için sayıcı ile bir ondalık sayıya dönüştürülür. Sayma işleminde sayıları doğrudan ondalık sistemle tanımlamak uygun değildir, çünkü bu sistemde 0 ‘dan 9 a kadar olan rakamlar için 10 değişik elektrik sinyaline gereksinim vardır. Bu nedenle elektronik saymada ikili sayılar kullanılır; bunda, herhangi bir sayıyı tanımlamak için sadece iki rakam (0 ve 1) yeterlidir. Elektronik sayıcılarda sıfır, 0 ± 0.5 V ‘luk bir voltaj sinyali ile, bir ise 5 ± 1 V ‘luk bir voltaj sinyali ile tanımlanır; veya bunun tersi de olabilir.

Sayıcılar: Şekil-19‘da, bir transduserden birim zamanda alınan elektrik pulslarını sayan bir cihazın blok diagramı görülmektedir. Transduserden gelen voltaj sinyali önce bir şekildiriciye girer; burada küçük taban sinyalleri uzaklaştırırken büyük pulslar, giriş sinyali ile ayni frekansta, kare dalgalara dönüştürülür. Sinyal çoğu kez bu işlemle çevrilir. Sonuç sinyal sonra bir girişe girer, burada bir dahili saatten alınan çıkış sayma süresince geçen zaman aralığını (t) tam olarak belirler. Son olarak sayıcının ikili sayı sistemli çıkışı bir ondalık sayıya dönüştürülerek okuyucuya gönderilir.

Sinyal Şekillendiriciler: Bir sinyal şekillendirme devresinde (Şekil-20) giriş sinyallerini kare dalga şekline çeviren bir voltaj kıyaslayıcı bulunur (Şekil-20c). Voltaj kıyaslayıcının çıkışı iki voltaj seviyesinden (yüksek veya düşük; örneğin, +5 V veya, 0 V) birindedir; bu iki seviyeye "lojik (mantıki) haller" denir. Bu haller arasındaki potansiyel farkı, tipik olarak, 5V ‘dur. Kıyaslayıcı giriş voltajı Vi, referans voltaj Vref ‘den büyük olduğunda çıkış lojik hal 1’dedir. Diğer taraftan, Vi, Vref ‘den küçük olduğunda çıkış lojik hal 0 olur. Kıyaslayıcı sadece Vref ‘den büyük olan sinyallere tepki verir, taban sinyalindeki dalgalanmaları görmez.


Şekil-19: Saniyedeki voltaj pulslarını sayan bir sayıcının diyagramı


Şekil-20: Tipik bir sinyal şekillendirme devresi; (a) devre, (b) giriş sinyali, (c) çıkış sinyali


İkili Sayıcılar: Elektronik sayıcılarda elektrik pulslarını sayan bir seri ikili devre vardır. Bu devreler açma ve kapama veya 0 ve 1 lojik halleri bulunan elektronik anahtarlardır. Her çift bir ikili sayının bir rakamını tanımlar (veya 2 ‘nin bir üst katsayıısını). Seri veya paralel, iki ikili devrenin dört olası çıkışı vardır, bunlar 0/0, 0/1, 1/0, ve 1/1 dir. Üç ikili devrede bu olasılık 8’e, dört ikili devrede 16‘ya çıkar. Buna göre n ikili devrenin 2n çıkış olasılığı bulunur. Uygun ikili sistemlerle bir sayımdaki rakamların sayısı istenildiği kadar artırılabilir. Yedi ikili devrede 128 hal vardır ve 128 de bir veya relatif olarak %1 den daha iyi doğru bir sayım alınabilir.

Sayma işleminde kullanılan ikili devrelerin en uygun şekli çok bilinen "J-K flip-flop" şeklidir (Şekil-21). Bu devre, giriş sinyali lojik hal 1’den 0‘a değiştiğinde çıkış seviyesini değiştirir; girişin 0‘dan 1‘e değişmesinde ise "çıkışta bir değişiklik olmaz". Flip-flop devreler diodlar ve/veya transistörlerin uygun bir şekilde birleştirilmesiyle hazırlanmış anahtarlardır.

Ondalık Sayma: Sayıcıların çoğunda görüntü ikili sistemde değil, ondalık sisteme çevrilerek verilir. İkili-ondalık çevrimi için birkaç sistem geliştirilmiştir. Bunlardan en yaygın olanı "ikili kodlu ondalık sistem" di (BCD; binary coded decimal). Bunda ondalık sistemdeki herbir rakam, dört ikili sistemle tanımlanır. Bu durumda olası 16 halden sadece 9 ‘u kullanılır. Sistem o şekilde hazırlanmıştır ki, bir 9 sayım alındıktan sonra ikili devrelerin hepsinin çıkışı sıfıra döner; bu işlem, bir sonraki dört ikili sistemin ilk ikilisine beslenen son ikilisinden 1 ® 0 geçişiyle gerçekleşir. Ondalık sistemin bir onlu grubu için dörtlü bir ikili sistem takımına gereksinim olduğundan bir takıma "onlu sayma birimi (decade counting unit) DCU" veya BCD denir. (Şekil-22)


Şekil-21: J-K flip-flop’lu bir ikili sayma devesi


Şekil-22: Bir ondalık sayıcı (veya, BCD: Binary Coded Decimal ) ve NAND kapının şematik görünümü


Veri Toplama Sistemleri: Fizik dünyası ve kontrol sinyalleri genellikle analogdur veya sürekli olarak değişen veriler şeklindedir. Digital elektroniğin gücünden yararlanabilmek için deneysel ölçme sonuçlarının analogdan digitale, ve bir laboratuar sisteminin çıktılarını digitalden analog verilere dönüştürülmesi gerekir. Veri toplama sistemlerinde çeşitli elemanlar bulunur; örneğin, digital-analog ve analog-digital çeviriciler, ayarlarıcılar (scaler), saatler gibi. Şekil-23‘de basitleştirilmiş bir veri toplama sisteminin diyagramı verilmiştir.

Digital-Analog Çeviriciler (DAC): Metreler, analog kaydediciler gibi aletlerle görüntü almak için digital sinyaller karşıtı olan analog sinyallere çevrilir. Veriler ikili digital şekilde ise, bir toplama amplifikatörü kullanılarak analog şekle dönüştürülebilir. Örneğin, basit bir 4-bit D/A (digital/analog) konverter, dört-giriş toplama amplifieri ile hazırlanır. (Şekil-24)


Şekil-23: Bir veri toplama sisteminin şematik görünümü


Şekil-24: Dört-bit digital-analog konverter (DAC)


Analog-Digital Çeviriciler (ADC): Analitik cihazlarda kullanılan dedektörlerin çoğunun çıkışı analog bir sinyaldir. Digital elektroniklerin avantajlarını gösterebilmek için analog sinyalin digital bir sinyale çevrilmesi gerekir. Bu tip çevirmeler çeşitli yöntemlerle yapılabilir. Burada voltaj ölçümlerine uygun bir çevirme yöntemi anlatılacaktır.: Şekil-25’de görüldüğü gibi, 8-bit bir dönüştürücü 256 farklı 8-bit çıkış sinyali üretir; sinyallerin her biri 256 giriş voltajını temsil eder. Örneğin, bir vananın konumunu gösteren algılayıcı (sensör) voltajının 0 - 5 volt arasında değiştiğini varsayalım; 5 volt 256 parçaya bölündüğünde her bir voltajdaki artış 0.0195 volt veya yaklaşık olarak 0.2 mV olur. Bu artış, vananın dönüş değerini gösteren bir ekranda görülür. Girişteki 1 numaralı örneğin voltajı 1 volttur. 1.00 V / 0.0195 = 51; 51 sayısının ikili sistemdeki karşılığı = 00110011 dir. Mikroişlemci, 51 sayısının karşılığı ortalama 1.00 volt olacak şekilde programlanır.

Ayarlayıcılar: Bir sinyalin frekansı bir sayma aletininkinden  büyükse ayarlama işlemine gereksinim olur. Bu durumda sinyal kaynağı ve sayıcı arasına bir "ayarlayıcı (scaler)" konulur. Ayarlayıcılar elektromekanik sayıcılarla birlikte kullanılırlar. Bunlar sadece, mesela, saniyede 100 pulsa tepki verirler.

Saatler: Digital uygulamaların çoğunda tekrarlanabilirliği yüksek ve doğru olarak bilinen frekans kaynağı zaman ölçümü ile bir arada kullanılır. Elektronik frekans kaynakları çoğunlukla, "pizoelektrik etki" gösteren kuvartz kristallere dayanır. Pizoelektrik kristaller bir elektrik alanına tutulduğunda mekanik olarak bozulur.


Şekil-25: Sekiz-bitlik bir analog-digial  konvertör (ADC)


Bunun tersi de olabilir; kristal mekanik bir kuvvetle bozulursa kristal boyunca bir potansiyel doğar. İletici elektrotlar arasına sıkıştırılmış ince bir kuvartz levha, elektrotlar bir AC kaynağına bağlandığında titreşir. Bu titreşimler, kaynaktan gelen akımla etkileşen bir elektrik akımı oluşturur. Titreşimler ve sinyaller kristalin doğal resonant frekansında bir maksimuma ulaşır. Resonant frekansı kristalin kütlesine ve boyutlarına bağlıdır. Bu parametreler değiştirilerek 10 kHz ‘den 10 MHz ‘e kadar veya daha büyük elektriksel çıkış frekansları elde edilebilir. Bu frekanslar 100 ppm e kadar sabittir. Özel önlemler alınarak doğruluğu 0.1 ppm olan zaman standartları için kristal osilatörler yapılabilir.

Bir takım ondalık ayarlayıcı ile bir kuvartz osilatör kullanılarak frekansı örneğin, 0.1 Hz-1 MHz aralığında kademeli olarak değişebilen bir saat yapılabilir.


Mikrobilgisayarlar ve Mikroişlemciler

Mikrobilgisayarlar ve mikroişlemciler pek çok modern laboratuvar cihazının ayrılmaz bir parçası olmuşlardır. Bunlar çalışma koşullarını kontrol ederler, işlem verilerinin ve analitik sonuçların araştırmacıya istenilen şekilde ulaşmasını sağlarlar. Mikroişlemciler integre devrelerdir; özel uygulamalar için programlanabilirler. Mikrobilisayarlar ise çalışması mikroişlemcilerle sağlanan sistemlerdir.

Bir analitik cihaza bir bilgisayar takılması için en az iki neden vardır:

  • Ölçmelerin kısmen veya tamamen otomatikleştirilmesi.
  • Hesaplama ve veri-toplama yeteneklerinin çok yüksek olması; çok zaman harcayan matematiksel hesapları çok kısa sürelerde yapılabilmesi.

Bilgisayarlar cihazlara çeşitli şekillerde bağlanabilirler. Aşağıdaki Şekil-26’da de görüldüğü gibi başlıca üç tür bağlantıdan söz edilebilir:

Hat dışı bağlantı:Veriler bir kişi tarafından toplanır ve sonra bilgisayara yüklenerek magnetik teyp, delgili kartları, veya bir klavye ile işlemler yaptırılır. (Şekil-26a)

Hat üstü bağlantı: Bu yöntemin  hat-dışı yöntemden farkı cihaz ile bilgisayar arasında doğrudan bir iş ilişkinin sağlanmış olmasıdır. Bu ilişki elektronik bir "arayüz (interface)" ile sağlanır. Cihazdan gelen sinyalin şekillendirilmesi, digital hale çevrilmesi, ve depolanması bilgisayar ile bu arayüzde yapılır. Bu yöntemde bilgisayar, verilerin toplandığı ve bu verilerin işlenmesi için gereken talimatların yer aldığı kısımdır; bu düzen hat-dışı işlemde de aynen bulunur. (Şekil-26b)

Hat-içi bağlantı: Cihazın içinde bir mikrobilgisayar veya bir mikroişlemci bulunur. Burada kişinin görevi sadece sistemi hazırlamak ve cihazın yaptığı işlemi bilgisayardan geçecek şekilde yönlendirmektir. Bilgisayarın programı, üretici firması tarafından yapılmıştır. (Şekil –26c)

Hat-içi ve hat-üstü işlemlerde veri bilgisayara "gerçek zamanda", yani cihazdan çıkarken iletilir. Çoğu zaman bir cihazın veri üretme hızı, bilgisayarın veri toplama kapasitesinin sadece küçük bir fraksiyonunu kapsayacak kadar düşüktür; bu durumda veri toplama arasındaki periyotlar, bilgilerin çeşitli şekillerde işlenmesinde kullanılır. Örneğin, verilerin işlenmesi bir konsantrasyon hesaplanması, eğri düzeltme, verinin önceden toplanmış ve depolanmış verilerle ortalamasının alınması, ve sonucun çıkarılması ile ilgili olabilir.


Şekil-26: Bilgisayarın analitik cihazlara bağlanma şekilleri; (a) hat-dışı. (b) hat-üstü, (c) hat-içi bağlantılar


"Gerçek-zamanda işlemleme"de veri cihazdan alındığı anda işlenir. Yöntemin iki önemli avantajı vardır:

  • Gerekli veri depolama bölgesinin küçük olmasını sağlar, böylece fazla karmaşık ve pahalı olmayan bilgisayar kullanılmasına olanak verir.
  • Veri toplama noktaları arasında yeterli zaman bulunduğunda işlenen sinyal, cihazın parametrelerinin düzeltilerek sonraki sinyallerin daha hassas ve kaliteli olmasını sağlar.

Mikroişlemciler: Bir bilgisayarın kalbi mikroşlemci birimidir (MPU). Bir mikroişlemci, bir digital bilgisayarın "merkez işlem birimi (central processing unit), CPU" denilen aritmetik ve lojik bileşenidir. Mikrobilgisayarda bu birim bir mikroişlem çipidir. Bir mikroişlemcide bir kontrol birimi ve bir  aritmetik lojik bulunur. Kontrol birimi hafızada saklanan bir programdan verilen talimatlarla işlem sırasını kontrol eder. Kontrol ünitesi giriş aletinden bilgileri, hafızadan da talimatları ve verileri alır, talimatları uygulamaya uyacak şekilde aritmetik birime çevirir, hesaplamaları yapar, ve sonuçları aritmetik birimle çıkışa (çoğu kez belleğe) gönderir. (Şekil-27a)

Bir mikroişlemci, on binlerce hatta yüz binlerce transistör, direnç, anahtar, ve diğer devre elementlerinin birkaç milimetre karelik tek bir silikon çip üzerine yerleştirilmesiyle hazırlanmış büyük-skalalı bir integre devredir. Mikroişlemciler ayrıca, analitik cihazlar, otomobil yakma sistemleri, mikrodalga fırınlar, kasalar, ve elektronik oyun makinelerinin kontrolünde de kullanılır.

Mikrobilgisayarlar: Mikrobilgisayarlarda bir veya daha çok sayıda mikroişlemci bulunur. Bunlar, hafıza depolama, zaman ayarlayıcı, giriş, ve çıkış işlevlerini yapan diğer devre elementleri ile birleştirilmiştir. Mikrobilgisayarlar (ve tabii mikroişlemciler) analitik cihazların kontrollerinde ve verilerin işlenmesinde, depolanmasında, ve görüntülenmesinde geniş bir kullanım alanına sahiptir. (Şekil-27b)


Şekil-27: (a) Bir Mikroişlemcinin ve, (b mikrobilgisayarın blok diyagramları