Elektrikte Ölçme Araçları, Güç Kaynakları (measuring tools, power supplies)

Bu kısımda akım, voltaj, ve direnç ölçmelerinde uygulanan bazı basit yöntemler anlatılacaktır. Diğer elektriksel özellikleri de kapsayan daha karmaşık yöntemler ise Bölüm-3’de görülecektir.


1. Galvanometreler

Doğru akım, voltaj, ve direnç ölçmeleri için klasik yöntemlerde, bir galvanometre kullanılır. Bu alet, bulunması yüzyılı geçmiş olmasına rağmen, hala laboratuvarlarda çok kullanılmaktadır. Çalışma ilkesi sabit bir magnetik alanda bir sarımın akım-etkisiyle hareketine dayanır. Böyle bir düzeneğe "D'Arsonval hareketi" veya "sarımı" denir.

Şekil-22(a)’daki galvanometrede sarımda, dönmeye karşı çok az direnç gösteren bir dik filamen kullanılmıştır. Filamene küçük bir ayna yerleştirilir; bir ışık demeti aynadan yansıtılarak skalaya düşürülür, böylece akım geçerken oluşan dönme hareketi algılanır ve ölçülür. Galvanometreler 10-10 A kadar küçük akımları ölçebilecek şekilde dizayn edilir.


Şekil-22: İki farklı galvanometre tipi; (a) hareketli sarım metal bantlar arasına yerleştirilmiştir, (b) hareketli sarımı şaft ve yatağa yerleştirilmiştir


Şekil-23: D'Arsonval metre hareketini gösteren diyagramlar


Şekil-22(b)’deki galvanometrede bir çift yatak arasında dönen silindirik bir yumuşak demir üzerinde dikdörtgen şeklinde bir tel sarım bulunur, ölçülen bu sarımdan geçen akımdır. Sarım sabit bir magnetin kutupları arasındaki hava boşluğuna yerleştirilmiştir. Sarımda oluşan akıma-bağımlı magnetik alanın sabit magnetik alanla etkileşmesiyle sarım dönmeye başlar; dönme derecesi, sarımdaki akımla doğru orantılıdır.

D'Arsonval Metre, veya, PMMC Galvanometre (PMMC: Permanent-Magnet Moving Coil): D’Arsonval metreler hem doğru akım ve hem de alternatif akım değerlerini ölçmede kullanılabilir. Bunlarda iletkenin uzunluğu ve magnetin kutupları arasındaki alan kuvveti sabittir. Bu durumda akımda olabilecek herhangi bir değişiklik sarımdaki kuvvette orantılı bir farklaşma sağlar. Basit bir D'Arsonval hareketi Şekil-23’de gösterilmiştir.

Aytron Şöntü (Shunt): Ayrton şöntü (Şekil-24) bir galvanometrenin ölçüm aralığını değiştirmede kullanılır; aralık direnç bağlantıları arasındaki anahtarla sağlanır. . Aşağıda, bir şöntün direncinin nasıl seçildiğini gösteren bir örnek verilmiştir.


ÖRNEK

Şekil-24’deki metrenin tüm skalasının 50 mA akımı gösterdiğini kabul edelim; bunun iç direnci 3000 W dur. Metre aralığı 0.1, 1, 10, ve 100 mA olduğuna göre dört direncin değerleri nedir?



Şekil-24: Aytron şöntü bulunan bir akım metre


Herbir bağlantıda, devrede paralel bağlı iki direnç bulunur. Bunlardan biri metrenin ve bağlantı noktasının solunda kalan, diğeri ise bağlantının sağında kalan dirençlerdir. Paralel dirençler arasındaki potansiyel aynidir. Yani,

IM (RM +RL) = IR RR

RM metrenin direnci, RL bağlantının solundaki dirençlerin direnci, ve RR bağlantının sağındaki dirençtir.

Kirchhoff akım kanunundan,

Ix = IM + IR

eşitliği yazılır. Bu eşitlik ile yukarıdaki birleştirilip yeniden düzenlenerek aşağıdaki eşitlik çıkarılır. R T  toplam direnci, (RL + RR) şöntün direncini gösterir.


1 konumundaki bağlantıda RL = 0 ve RR = RT dir; bu durumda metreden geçen akım en yüksektir. Bu nedenle, 1 bağlantısı yapıldığında akım aralığı en düşük olmalı, ve tüm metre okuması (IM = 50 mA) 0.1 mA (Ix = 0.1 mA) i göstermelidir. Yukarıdaki eşitliğe bu değerler konularak RR bulunur.



Akım ve Voltaj Ölçülmesi: Şekil-25’de, bir devrenin akım ve voltajının bir galvanometre ile ölçülmesi gösterilmiştir. Akım ölçülürken galvanometre devreye seri olarak bağlanır (Şekil-25a). Tersine, voltaj ölçülmesinde metre, potansiyeli ölçülecek uçlar arasına veya paralel olarak bağlanır. R2 direncinin uçları arasındaki VAB voltajı, metrenin A ve B noktalarından bağlanmasıyla ölçülür. Bu durumda,

VAB = IM RM

RM metrenin direnci (ve onunla seri bağlı olan dirençlerin), IM metrede okunan akımdır. RM sabit olduğundan, metre skalası amper yerine volta göre kalibre edilebilir.


Şekil-25: (a) Akım, I ve (b) voltaj, VAB ölçümü için devreler


Akım Ölçmelerinde Metre Direncinin Etkisi: Bir metre veya galvanometre sarımı elektrik akışına direnç göstereceğinden ölçülen akımın büyüklüğünü azaltacaktır. Bu nedenle, ölçme yönteminden dolayı bir hata meydana gelir. Bu durum akım ölçmelerine özgü bir durum değildir. Gerçekte, herhangi bir fiziksel ölçmede karşılaşılan genel bir sınırlamadır. Yani, ölçme yöntemi ölçmenin yapıldığı sistemi bozarak gerçek değerinden başka bir değerin ölçülmesine neden olur. Bu tip bir hata asla tümüyle yok edilemez; ancak, önemsiz seviyelere düşürülebilir.

Şekil-25a’daki devrede basit bir ölçme işleminin bir sistemi nasıl bozduğu ve elde edilen sonucu değiştirdiği görülebilir. Burada, anahtar 1 konumunda iken RAB direncindeki I akımının ölçülmesi istenmektedir.

Ohm kanununa göre bu akım,

              VS              VS
I = ¾¾¾¾¾¾¾ = ¾¾
      R1 + R2 + R3      RT

denklemiyle verilir. VS kaynağın potansiyeli, RS iç direnç, RT devrenin toplam direncidir. Akımı ölçmek için, anahtar 1 konumundan 2 konumuna getirilerek metre devreye alınır. Ölçülen I M  akımı I dan farklı olur ve aşağıdaki denklemle verilir.

                    VS                     VS
IM = ¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾ = ¾¾¾¾
       R1 + R2 + R3 + RM       RT + RM

                    IM - I
Metrenin bulunduğu haldeki relatif hata = ¾¾¾
                       I


Tablo-1’de, değişik metre direnci/sistemdeki diğer dirençler toplamı oranının ölçülen akıma etkisi gösterilmiştir.


Tablo-1: Akım Ölçümlerinde Metre Direncinin Etkisi

Metre direnci, RM, kW
RM, / RT
Ölçülen akım, IM, mA
Relatif hata, %
Metre yok
0.00
0.100
0
1
0.01
0.098
-0.8
10
0.08
0.092
-.7.6
50
0.42
0.01
-29
100
0.83
0.055
-45


Bu ölçmedeki hata, metre direncinin çok düşük olması durumunda en aza indirilebilir. Veya, metre yerine küçük bir hassas direnç kullanılabilir; bu direncin uçları arasındaki potansiyel düşmesi yüksek dirençli bir metre ile ölçülerek, Ohm kanunundan akım hesaplanır. Bir akım metre veya bir hassas direnç, çoğunlukla cihazın sabit bir parçasıdır; bu durumda, miktarı metreden doğrudan okunan oldukça küçük bir akım alınır.

Voltaj Ölçmelerinde Metre Direncinin Etkisi: Bir doğru akım voltmetrenin aralığı, metrenin hareketine seri olarak birkaç direncin bağlanmasıyla genişletilebilir; bu tür bir düzeneğe çok dizili (multirange) voltmetre denilmektedir.

Aşağıdaki örnekte görüldüğü gibi, Şekil-25b’deki devreyle voltaj ölçümü de sistemi, önemli bir hata yaratacak şekilde bozar.


ÖRNEK

Şekil-25b’deki R2 direncinin uçları arasındaki voltaj düşmesi VAB , 50.0 kW dirençli bir metre ile ölçülmektedir. (a) Ölçmeden kaynaklanan relatif hatayı hesaplayın. (b) Metre direncinin yine 50.0 kW, fakat diğer dirençlerin şekilde verilen değerlerin onda biri olması durumunda hesapları tekrarlayın.


(a) S anahtarı açıkken metre sistem dışındadır, bu durumda VAB  potansiyel düşmesi Denklem(8) den hesaplanır.



(b) (a)’da olduğu gibi, fakat R1 = 10.0, R2 = 2.0, ve R3 = 0.0100 alınarak hesaplar  tekrarlanır.



Tablo-2’de, bir potansiyel ölçmesine metre direncinin etkisi gösterilmiştir. Akım ölçmesinde karşılaşılan durumun tersine, metre direncinin artmasıyla ölçülen potansiyelin doğruluğu da artar. Yukarıdaki örneğin (b) şıkkında görüldüğü gibi, yine de potansiyel kaynağının direnci, verilen bir doğruluk derecesi için gerekli metre direncini belirlemede önemli bir rol oynar. Yani, doğruluğun ayni kalması için, kaynak direncinin artması halinde metre direncinin de artmasını gerektirir. Bu ilişki, özellikle, bir cam elektrotlu hücrenin potansiyel ölçümüne dayanan pH tayininde önemlidir. Burada sistemin direnci 100 MW veya daha büyük olabilir. Bu durumda iç direnci çok büyük olan bir potansiyel ölçme aletine gereksinim vardır.


Tablo-2: Potansiyel Ölçümlerinde Metre Direncinin Etkisi

Metre direnci, RM, kW
RM, / RAB
Ölçülen voltaj, VM, V
Relatif hata, %
10
0.5
0.75
-62
50
2.5
1.50
-25
500
25
1.935
-3.2
1 x 103
50
1.967
-1.6
1 x 104
500
1.97
-0.2


Direnç Ölçümleri: Şekil-26’da bir D'Arsonval metre ile direnç ölçümünün yapıldığı bir devre görülmektedir. Kaynak 1.5 V luk bir kuru pildir. Devre kullanırken anahtar 1 konumuna getirilir ve metre değişken direnç RV ile tüm skalaya ayarlanır.

Şekil-26: Bir direnç ölçme devresi


Ohm kanununa  göre,

1.5 = I1 (RM +RV)

yazılır. Anahtar iki konumuna alındığında, bilinmeyen R direncinin de devreye girmesiyle akım I2’ye düşer, böylece,

1.5 = I2 (RM + RV +Rx)

olur. İki eşitlik birbirine bölünüp yeniden düzenlenerek Rx eşitliği çıkarılır.

           I1
Rx = (¾¾ - 1) (RM + RV)
           I2

(RM + RV)’nin değerini metrenin ölçüm aralığı belirler. Örneğin, metrenin ölçüm aralığı 0-1 mA ise ve metre başlangıçta 1 mA’e ayarlanmışsa,

1.5 = I1 (RM + RV) = 1.00 x 10-3 (RM +RV)

(RM +RV) = 1500 W

Bundan sonra Rx bulunur.

            I1
Rx = ( ¾¾  -1) 1500
            I2

           1.00 x 10-3
Rx = ( ¾¾¾¾¾¾ - 1) 1500
                   I2

Ölçülen akım ve direnç arasındaki ilişkinin doğrusal olmadığı açıkça görülmektedir.


Digital Multimetre (DMM): Multimetre: Bir ampermetre, voltmetre ve ohmmetreden oluşan üçlü bir sistemdir. Sistemde bir fonksiyon anahtarı bulunur; bununla istenilen devre D’Arsonval’e bağlanır. (Şekil-27)

Digital multimetrenin kalbi analog/digital konverterdir. Basit bir digital multimetrede, alternatif sinyaller ortalama değerleri verecek şekilde düzeltilir, (analog multimetrelerde de çalışma bu şekildedir.), sinüs dalgasının rms değeri görüntülenir.

Daha geliştirilmiş tiplerde bir rms (root mean square) konverteri bulunur; bununla bir giriş dalgasının rms değeriyle orantılı bir voltaj değeri üretilir.


Şekil-27: Bir digital multimetrenin basitleştirilmiş şematik görünümü


2. Kıyaslamalı Ölçmeler

Kıyaslamalı veya Sıfırlamalı (Null) Ölçmeler: İlgilenilen sistemin standart bir sistemle kıyaslanmasına dayanan cihazlar daha çok kimyasal ölçmelerde kullanılır. Sıfırlamalı cihazlar, doğrudan-okumalı cihazlara göre daima daha doğru sonuç verirler, çünkü sıfırlamalı bir ölçümde sistem daha az bozulur. Bu tip sistemlerin okuma aletleri daha kaba ve çevre etkilerine karşı dayanıklıdırlar.

Tipik bir kıyaslamalı cihazda üç bileşen bulunur (Şekil-28). Biri, null (sıfırlama)-dedektörüdür, iki sinyalin eşit olduğunu veya eşit olmadığını gösterir. İkinci bileşen, bilinmeyen sinyalin kıyaslandığı, bir referans standart sinyalidir. Son bileşen ise, iki sinyalden birini, % zayıflama (attenuasyon) miktarı tam olarak bilinen bir sinyal verecek şekilde, sürekli olarak zayıflatan bir alettir. Şekil-28’de zayıflatma referans sinyalde yapılmaktadır; bu işlem, daha çok, bilinmeyen sinyalde yapılır. Zayıflatma elektriksel değil mekaniktir. Bir örnek, fotometrik analiz için kullanılan ışık demeti gücünü zayıflatan, değişken bir diyaframdır.


Şekil-28: Kıyaslamalı ölçme sistemleri blok diyagramı


Potansiyometreler: Potansiyometre, kaynaktan en az akımın çekildiği durumda potansiyeli doğru olarak ölçebilen bir null cihazıdır. Tipik bir laboratuvar potansiyometresinde, referans bir voltajı bir null noktasına ulaşılıncaya kadar zayıflatan doğrusal bir voltaj bölücü bulunur. En basit şekliyle bölücü, metre kadranına yerleştirilmiş homojen bir dirençtir. Çıkış voltajı bir kızak bağlantısıyla değiştirilebilir.

Daha uygun bir bölücü helezon şeklinde bükülmüş hassas bir teldir. Helezonun bir ucundan diğer ucuna hareket ettirilen bir uçla değişken bir voltaj elde edilir.

Bölücünün gücü kuru piller veya civa pilleri ile sağlanır, böylece ölçülecek potansiyelden biraz daha büyük bir potansiyel verilmiş olur.


Şekil-29: Bir laboratuvar potansiyometresinin devre diyagramı


Şekil-29’da bilinmeyen Vv potansiyelini standart bir Vs (Wheatstone hücresi) potansiyeli ile kıyaslayarak ölçen bir potansiyometre görülmektedir. Potansiyel ölçülmesi işleminde iki null-nokta ölçümüne gereksinim vardır. P anahtarı önce kapalıdır, bu durumda kızak telinde bir akım oluşur ve AC’nin uçlarında bir potansiyel düşmesi meydana gelir. Sonra S anahtarı 1 konumuna getirilerek Wheatstone hücresi devreye sokulur, K anahtarı kapatıldığında standart hücre çıkışı, A ve C arasındaki VAC potansiyel düşmesine eşit olmadıkça, galvanometrede bir akım görülecektir.

Eğer VAC, VS’den büyükse elektronlar B bataryasından C yoluyla G ve VS’nin bulunduğu devreye akacaktır. VAC’nin Vs’den küçük olması durumunda da zıt yönde elektron akışı olur. C bağlantısının konumu K kapalı iken, bir null koşuluna, yani galvanometre sıfırı gösterinceye kadar, değiştirilir. Ayni işlem S anahtarı 2 konumuna getirilerek tekrarlanılır, bu durumda bilinmeyen hücre devreye alınmıştır. Denklem(9)dan Vx hesaplanır.

S anahtarı 1 konumunda iken:

              ACs
Vs = VB ¾¾¾
               AB

S anahtarı 2 konumunda iken:

               ACx
Vx = VB ¾¾¾
               AB

Bu iki eşitlik birbirine bölünüp yeniden düzenlenerek Vx eşitliği çıkarılır.

              ACx
Vx = Vs ¾¾¾                          (51)
              ACs

Böylece standart hücrenin potansiyeli ve iki kızak-teli ayarından Vx elde edilir.

Kızak teli, her defasında Vx’in hesaplanması yerine, doğrudan voltu verecek şekilde kalibre edilir. Kalibrasyon kızak teli, standart hücrenin voltajına ayarlanarak yapılır. Bu hücrenin bulunduğu devrede AB uçlarındaki potansiyel, bir null noktaya ulaşılıncaya kadar, değişken direnç R ile ayarlanır. Böylece, C’yi null durumuna ayarlayan bilinmeyen voltaj Vx, doğrudan, kızak teli ayarı olarak okunur. Burada iş bataryası B’ye neden gereksinim olduğu sorulabilir. İlke olarak, iş bataryası B’nin yerine standart Vs hücresi konularak Vx’in doğrudan okunması mümkündür. Ancak B’den sürekli olarak akım çekildiğinin de hatırlanması gerekir; böyle bir kullanımda bir standart hücreden sürekli olarak sabit bir potansiyel alınamaz.

Doğrusal voltaj bölücülü bir potansiyometre ile ölçülen bir voltajın doğruluğu bazı faktörlere bağlıdır. İş bataryası B’nin voltajının, cihazı standart bir hücreye karşı dengeye getirmek ve bilinmeyen hücre potansiyelini ölçmek için gerekli zaman süresince, sabit kaldığı varsayılır. B’nin iki veya daha fazla iyi durumda kuru pil (veya civa pili) veya bir kurşun depo bataryası olması halinde, böyle bir varsayımla önemli bir hata yapılmaz. Yine de, B’de olabilecek değişiklikleri dengeleyebilmek amacıyla cihaz her voltaj ölçümünden önce standart hücreye karşı kalibre edilmelidir.

AB direncinin uzunluğu boyunca olan hassasiyeti ve doğrusallığı potansiyometrenin doğruluğuna yardımcı olur. Yine de, iyi kaliteli bir cihazın yüksek hassasiyeti, galvanometrenin devredeki dirence göre olan hassasiyetine bağlıdır. Örneğin, galvanometrenin elektrik direnci ile bilinmeyen hücre direnci toplamı 1000 W olsun. Galvanometrenin 1 mA (10-6 A) i saptayabildiğini varsayalım, Ohm kanunundan minimum voltaj farkının 10-6 x1000 = 10-3 V (veya 1mv) olduğu kolaylıkla bulunur. Galvanometre hassasiyeti 10-7 A olursa 0.1 mV’luk fark gözlenebilir. Sıradan bir noktalayıcı-tip galvanometre bu seviyede bir hassasiyete sahiptir; daha yüksek hassasiyetlerde (10-10 A) çalışan galvanometreler de vardır.

Bu açıklamalara göre, bir potansiyometrik ölçümün hassasiyeti, hücrenin elektrik direncinin artmasıyla azalır. Direnci 1 MW’dan büyük olan hücrelerin potansiyelleri, akıma-hassas bir galvanometrenin bulunduğu bir potansiyometre ile doğru olarak ölçülemez.

Bir Null Cihazı ile Akım Ölçme: Null yöntemi akım tayininde çok kullanılır. Devreye seri olarak küçük, hassas bir direnç bağlanır ve uçları arasındaki potansiyel düşmesi bir potansiyometre ile ölçülür.

Direnç ölçmeleri; Wheatstone Köprüsü: Wheatstone köprüsü (Şekil-30), direnç ölçümünün yapıldığı, diğer bir null aletidir. Güç kaynağı S, 6-10 V aralığında bir ac akım verir. RAC ve RBC dirençleri, AB doğrusal voltaj bölücüsü ve C’nin konumundan saptanır. Köprünün sağ üst kolunda birkaç direnç aralığının seçimine olanak veren hassas dirençler bulunur. Bilinmeyen Rx direnci köprünün sol üst koluna yerleştirilir.


Şekil-30: Direnç ölçümü için bir Wheatstone köprüsü


D ve C arasında akım bulunmadığı, bir BD null-dedektörle belirlenir. Dedektörde bir çift kulaklık vardır; insan kulağının algılayabileceği, 1000 Hz lık bir ac sinyali kullanılır. Veya, dedektör bir katot-ışını tüpü veya bir ac mikroammetre de olabilir.

Rx’i ölçmek için, null dedektör kullanılarak C minimuma ayarlanır. ACB voltaj bölücüye Denklem(9) uygulanarak VAC eşitliği yazılır.

                  AC
VAC = VAB ¾¾¾
                  AB

ABD devresi için,

                     Rx
VAD = VAB ¾¾¾¾
                 Rx + Rs

Null noktasında VAC = VAD’dir. Buna göre iki denklem birleştirilip yeniden düzenlenerek R x  eşitliği bulunur.

         Rs AC             AC
Rx = ¾¾¾¾ = Rs ¾¾¾                           (52)
        AB - AC           BC


Köprü Devreler: Köprü devre bir null metottur; kıyaslama prensibine göre çalışır. Bilinen bir standart değer, bilinmeyen değere eşit oluncaya kadar ayarlanır.


Şekil-31: Köprü devrelerin tanımlanması


3. Katod - Işını Tüpü

Osiloskop, okuma aleti olarak bir katot-ışını tüpünün kullanıldığı çok kullanılan bir laboratuvar cihazıdır. Katot ışını tüpü bir vakum tüpüdür; sıcak katottan çıkan elektronlar hızlandırılır ve demet halinde yüksek voltajlı anoda gönderilir.

Şekil-32’de tüpün ana bileşenleri şematik olarak gösterilmiştir. Burada görüntü, odaklanmış bir demetteki elektronların tüpün eğri iç yüzeyini kaplayan bir fosferesans madde ile etkileşimiyle oluşur. Isıtılan bir katotta elektronlar meydana gelir, bunlar toprak potansiyelindedir; potansiyeli kilovolt seviyesinde olan bir anot, elektronları bir kontrol kafesinden ikinci bir anoda doğru hızlandırır. Bu anot demeti ekran üzerine odaklar. Giriş sinyali yokken demet ekranın merkezinde küçük parlak bir nokta şeklinde görülür.


Şekil-32: Bir katot ışını tüpünün şematik görünümü


Giriş sinyalleri iki takım levhaya gönderilir. Bunlardan bir takımı demeti yatay olarak, diğeri dikey olarak saptırır. Böylece birbiriyle ilişkili iki tip sinyal x-y grafiğine alınabilir. Ekran fosforesans özellikte olduğundan nokta ışıklı bir iz şeklinde hareket eder ve kısa bir süre sonra kaybolur. Katod tüpü, nokta, tüpün yatay eksenini periyodik olarak tarayacak şekilde çalıştırılır. Bu amaçla, testere taramalı sinyal kullanılır. Ölçülecek sinyal sonra dik levhalara uygulanır. Sinyal DC ise, kolaylıkla yatay hattan merkez yatay eksenin üstüne veya altına geçer.

Bir sinus dalgasında olduğu gibi tekrarlanabilir bir sinyal alınabilmesi için her taramanın dalga üzerinde ayni yerde başlaması gerekir; örneğin, bir maksimumda, bir minimumda, veya bir sıfır geçiş noktasında başlamalıdır. Senkronizasyon, bir kısım test sinyalinin tarama sinyali ile bir voltaj engeli (her maksimum veya katları için) üretecek şekilde karıştırılmasıyla gerçekleştirilir. Bu engel taramayı başlatır. Böylece, ekranda sürekli dalga görüntüsü oluşur.


4. Kaydediciler

Tipik bir laboratuvar kaydedicisi bir "servo (yardımcı) sistem"e örnektir. Kaydedici, iki sinyali kıyaslayıp aradaki farkı sıfıra indirecek şekilde mekanik ayarlama yapabilen bir null (sıfır) aletidir.


Şekil-33: Bir laboratuvar kaydedicisinin şematik diyagramı


Örnek olarak bir laboratuvar kaydedicisini inceleyelim. Kaydedilen sinyal (Vx), bir referans sinyal (Vref) tarafından beslenen potansiyometre çıkışı ile sürekli olarak kıyaslanır. Referans sinyal bir veya daha fazla civa hücresi olabilir. Bu tür bir hücrenin potansiyeli bataryanın yaşam süresi boyunca sabit kalır. Veya bunun yerine referans olarak, düzeltilmiş ve bir Zener diodu ile kararlı hale getirilmiş bir AC sinyali de kullanılabilir. Potansiyometre çıkışı ve Vx arasındaki herhangi bir fark mekanik bir chopper ile 60 saykıllık bir AC akıma çevrilir; alınan sinyal sonra yeteri derecede kuvvetlendirilerek küçük bir faz-hassas elektrik motorunu döndürür. Motor mekanik olarak hem bir kaydedici kalemine hem de potansiyometre kızağına bağlanmıştır. Motorun dönme yönü, potansiyometre ve Vx arasındaki farkın sıfıra doğru azaldığı yöndedir, sıfırda motor durur.

Motorun yön kontrolünü anlayabilmek için, dönüşümlü bir AC motorunun iki takım sarımı olduğunu belirtmek gerekir. Bunlar sabit (stator) ve döner (rotor) sarımlardır. Bunlardan birine, örneğin rotora, 110 V ‘luk şehir cereyanı bağlanarak sürekli dalgalanan bir magnetik alan oluşturulur. AC amplifikatörünün çıkışı ise statorun sarımlarına beslenir. Burada oluşan magnetik alan rotordaki alanla etkileşerek rotoru döndürür. Dönme yönü stator akımının rotor akımına göre olan "faz"ına bağlıdır; stator akımının fazı, Vx in Vref sinyalinden daha büyük veya küçük olmasına göre 1800 değişir. Böylece kuvvetlendirilen fark sinyal servo mekanizmayı (her iki yönden de) null konumuna çevirir.

Laboratuvar kaydedicilerin çoğunda, kağıt sabit bir hızla hareket eder. Böylece, bir sinyalin zamanın fonksiyonu olarak değişimini gösteren grafik elde edilir. Kaliteli bir laboratuvar kaydedicisi birkaç mikro volta kadar hassas bir kayıt yapabilir.


5. Güç Kaynakları

Genel olarak, laboratuvar cihazlarında ve diğer elektrik elementleri için doğru akım (DC) kaynağı gerekir. Elektrik gücü 115 V veya 220 V AC şehir akımından alınır. Laboratuvar güç kaynağı üniteleri şehir cereyanını yükseltir veya azaltır, akımı tek bir polaritede olacak şekilde doğrultur, ve çıkışta düzgün bir DC sinyali oluşturur. Güç kaynaklarının çoğunda çıkış voltajını istenilen seviyede tutan bir voltaj regülatörü (düzenleyici) bulunur.

Örneğin, 220 voltluk bir AC kaynağından 5 volt DC almak için Şekil-34 (d)’deki blok diyagramda görüldüğü gibi, transformatör, rektifiyer, filtre ve voltaj düzenleyici (regülatör) bulunan bir sistem gerekir.

Transformatörler: İki (veya daha fazla) indüktör bir araya getirildiğinde elektromagnetik alanları etkileşerek bir transformatör oluştururlar. Bir güç üretim sisteminde daima bir transformatör bulunur. (Şekil-34a)

Alternatif akımın voltajı bir güç transformatörü ile artırılabilir veya azaltılabilir. Sisteme 115 V AC akım verildiğinde "birincil (primer)" sarımda oluşan değişken magnetik alan "ikincil (sekonder)" sarımda (veya sarımlarda) akım doğmasına neden olur; bu sarımların her birinin uçları arasındaki potansiyel:

                NS
Vx = 115 ¾¾
                NP

NS ve NP, sırasıyla, ikincil ve birincil sarımlardaki sarım sayısıdır.

Çok sayıda koldan güç verilmesi olanağı da vardır. Böylece tek bir transformatörle bir cihazın birkaç bileşenine farklı güç kaynakları sağlanabilir. Basit bir transformatörün çıkış voltajı sadece % birkaç salınım yaparken, çıkıştan çekilen akım önemli derecede değişir.


Şekil-34: AC kaynağından DC almak için gerekli enstrümanlar; (a) transformatör, (b) rektifiyer, (c) filtre, (d) düzenleyici (regülatör) ile her kademede dalgalı AC akımdan alınan düzgün DC akımın voltaj-zaman grafikleri


Rektifierler: Rektifier, ikincil dalgalı AC voltajı pulslu (atımlı) DC voltaja dönüştürür. Aşağıdaki örnekte bir köprü rektifier gösterilmiştir. (Şekil-34b)

Filtreler: Filtre, yükle paralel bağlı bir veya daha fazla kapasitörden oluşur. Süzme (veya düzleştirme) işleminde, rektiierden gelen alternatif akım koponentleri ayrılarak, akım dalgalanmalı en aza indirilir. Kapasitansın dolması ve boşalması değişiklikleri çok küçük "dalgacıklara" indirir. Bazı uygulamalarda, filtre görevini yükle paralel bağlı bir kapasitör ve seri bağlı bir indüktör yapar; bu tip filtreye bir "L bölgesi" denir. Kapasitans ve indüktansın özel olarak seçilmesiyle dalgacığın pik-pik mesafesi milivolt veya daha düşük seviyelere indirilebilir. (Şekil-34c)

Voltaj Regülatörleri (Düzenleyiciler): Cihazların bileşenlerinde, çoğunlukla, sabit ve çekilen akımdan etkilenmeyen DC voltajlar kullanılır. Voltaj regülatörleri bu amaca hizmet eder.

Voltaj regülatörleri için daima kopma koşulları altında çalışabilecek bir Zeener diodu seçilebilir; düzenlenecek giriş voltajı kopma voltajından büyük olmalıdır. Şekil-34(d), bir regülatörün de bulunduğu bir güç üretim sistemini ve dalgalı AC akımdan alınan düzgün DC akımın voltaj-zaman grafiğini göstermektedir.