Enstrümanlar; Geçmişten Günümüze (instruments from past to present)

Geniş anlamda bir kimyasal analiz cihazı, doğrudan doğruya saptanamayan bir sinyali kişilerin anlayabileceği bir şekle dönüştürerek veren bir enstrümandır. Yani bir cihaz, incelenen sistem ile kişi arasındaki iletişimi sağlayan bir aracıdır. Enstrümantal analizin gelişmesi elektronik bilgisinin ilerlemesiyle paralellik gösterir; çünkü bir sinyalin üretilmesi, yükseltilmesi, ve görüntülenmesinin hızla gerçekleştirilmesi ancak elektronik çevrimlerle mümkündür. Kimyasal sinyalleri elektrik sinyallerine çeviren çok sayıda transduserler vardır; keza elde edilen elektrik sinyallerini yükselten amplifikatör çeşitleri de çok fazladır. Modern kimyacı bir analiz cihazının en yüksek verimle kullanılabilmesi için elektronik devrelerin çalışması hakkında kalitatif düzeyde bir bilgiye sahip olmalıdır.


1.1. Geçmişten Bugüne Enstrümanlar
(Şekil-a, b, c, d, e)

I. Jenerasyon Sistemler: El ile kumanda edilen ve gözlemin esas olduğu sistemledir; örneğin, büretler, mekanik teraziler ve bazı kolorimetreler gibi.



II. Jenerasyon Sistemler: Sonuçların bir anolog metrede veya kaydedicide görüntülendiği cihazların bulunduğu sistemlerdir.



III. Jenerasyon Sistemler: Cihazlara, log ve işlem verisi için mikrobilgisayar arayüz eklenmesiyle hazırlanan sistemlerdir.



IV. Jenerasyon Sistemler: Sistemlere mikroişlemciler eklenmesi aşamasıdır.



V. Jenerasyon Sistemler: Özel bilgisayarların bulunduğu sistemlerdir.



1.2. Enstrümantal Metotlar

1920’li yıllara kadar analizlerin kütle ve hacim özelliklerine göre yapılıyordu. Bu nedenle gravimetrik ve volumetrik analizler "klasik yöntemler" olarak tarif edilir.

Diğer yöntemlere ise (spektroskopik, elektroanalitik ve kromatografik). "enstrümantal analiz yöntemleri" denilmektedir.

Aşağıda analitik uygulamalarda kullanılan ve çok bilinen bazı sinyallerle bu sinyal ölçümüne dayanan analitik metotlar verilmiştir.

·         Işın Emisyonu: Emisyon spektroskopisi (X-ışını, UV, görünür, elektron, Auger), fluoresans, fosforesans ve luminesans (X-ışını, UV, görünür)
·         Işın Absorbsiyonu: Spektrofotometre ve fotometre (X-ışını, UV, görünür, IR), fotoakustik spektroskopi, NMR ve ESR
·         Işın Saçılması (scattering): Türbidimetre, nefelometre, Raman spektroskopi
·         Işın Kırılması (refraksiyon): Refraktometre, interferometre
·         Işın Kırınımı (difraksiyon): X-ışını ve elektron difraksiyon metotları
·         Işın Rotasyonu: Polarimetre, optik döndürme dispersiyon, dairesel dikroizm
·         Elektrik Potansiyeli: Potansiyometre, kronopotansiyometre
·         Elektrik Yükü: Kulometre
·         Elektrik Akımı: Polarografi, amperometre
·         Elektrik Direnci: Kondüktometre
·         Kütle/Yük Oranı: Kütle spektrometresi
·         Reaksiyon Hızı: Kinetik metotlat
·         Termal Özellikler: Termal gravimetri ve titrimetri,  diferensiyal scanning kalorimetri, diferensiyal termal analizler, termal kondüktometrik metotlar
·         Kütle: Gravimetrik analizler
·         Hacim: Volumetrik analizler
·         Radyoaktivite: Aktivasyon ve izotropik seyreltme metotları

Birbirine çok benzeyen maddelerin ayrılması için yukarıda verilen yöntemlerden başka analitik ayırma yöntemleri de vardır. Kromatografi, distilasyon, ekstraksiyon, iyon değiştirme, fraksiyonlu kristalizasyon, ve seçimli çökeltme işlemleri çeşitli ayırma ve saflaştırma yöntemleridir.

Enstrümantal tekniklerin çoğu klasik yöntemler kadar hassas değildir. Karışımların analizlerinde ise enstrümantal yöntemler daha başarılıdır. Enstrümantal veya klasik analizler için doğruluk, uygunluk ve harcanan zaman gibi kıstaslara göre genel bir sınıflama yapılamaz. Hatta kullanılan cihazlar yönünden bile, daha pahalı veya daha karmaşık, gibi bir ayırım bile doğru olmaz; örneğin, gravimetrik bir analizde kullanılan modern bir terazi bazı enstrümantal analiz cihazlarından daha karmaşık ve pahalı bir cihazdır.


1.3. Analiz Cihazları (Enstrümanlar)

Bir cihazın temel kısımları çoğunlukla dördü aşmaz. Şekil-2’de şematik olarak görüldüğü gibi bu kısımlar sinyal jeneratörleri, dedektörler (giriş transduserleri), sinyal prosesörleri (devreler ve elektrik aletleri) ve oeri okuma aletleridir.


Şekil-2: Bir cihazın temel kısımları


Sinyal Jeneratörleri: Sinyal jeneratörleri örnekteki maddelere ait analitik sinyaller üretirler. Jeneratör örneğin kendisi olabilir. Analitik bir terazinin sinyali tartılan örneğin kütlesidir; bir pH metre için ise sinyal, çözeltideki hidrojen iyonlarının aktivitesidir. Diğer cihazların çoğunda sinyal jeneratörü çok ayrıntılıdır. Örneğin, IR Spektrofotometrede sinyal jeneratörü, ışın kaynağı, monokromatör, ışın chopperi (kesici), ayırıcı, örnek tutucu ve ışın aftenuatörü (zayıflatıcı) gibi kısımlardan oluşur. Diğer bazı örnekler:

·         Fotometre: Tungsten lamba, cam filtre, örnek
·         Atomik Emisyon Spektrometre: Alev, monokromatör, kesici, örnek
·         Kulometre: DC kaynak, örnek
·         pH Metre: Örnek/cam elektrot
·         X-Işını Toz Difraktometre: X-ışını tüpü, örnek
·         Renk Komparatörü: Güneş ışını, örnek

Giriş Transduserleri veya Dedektörler: Transduser bir tip sinyali başka bir sinyal tipine çeviren bir alettir. Örneğin, ışığın ısısını elektrik voltajına çeviren termokupl bir transduserdir; kadranlı bir barometredeki körükler basınç sinyalini mekanik bir hareket sinyaline dönüştürürler. Enstrümantal analiz cihazlarında karşılaşılan transduserlerin pek çoğu analitik sinyalleri elektrik voltajı, akım, veya dirence dönüştürürler; çünkü elektrik sinyalleri yükseltilebilir ve kaydedicide çizim veya yazım şeklinde alınabilirler.

·         Fotosel: Elektrik akımı
·         Fotomultiplier tüp: Elektrik potansiyeli
·         Elektrotlar: Elektrik akımı
·         Cam-kalomel elektrolar: Elektrik potansiyeli
·         Fotoğraf filmi: Görüntü
·         Göz: Optik sinyal

Sinyal Prosesörleri: Sinyal prosesörü dönüştürülmüş sinyali, okuma aletine en uygun olacak şekilde değiştirir. En fazla karşılaşılan değiştirme sinyalin kuvvetlendirilmesidir (amplifikasyon). Bunun için sinyal 1’den büyük bir sabitle çarpılır. İki kefeli bir analitik terazide kolun hareketi, bir gösterge ile kuvvetlendirilmiş olarak iletilir. Bir fotoğraf filmi tarafından yapılan kuvvetlendirme çok daha büyüktür; burada tek bir foton 1012 tane gümüş atomu üretir. Elektrik sinyalleri de keza 106 kat veya daha fazla kuvvetlendirilebilirler.

Elektrik sinyallerinin kuvvetlendirilmesi yanında, zayıflatılmasına (attenuasyon) da gereksinim olur; bu durumda sinyal, prosesörde 1 den küçük bir sabitle çarpılır, integre edilir, ayrılır, eklenir veya çıkarılır. Bundan sonraki uygulamalarda sinyal önce alternatif akıma ve sonra da doğru akıma çevrilerek bir standartla kıyaslama yapılabilir. Böylece akımdan voltaja (veya tersine) bir geçiş sağlanmış olur.

Veri Okuma Sistemi: Veri okuma sisteminde, prosesörden yükseltilerek gelen sinyali kişinin okuyabileceği bir sinyale dönüştüren bir transduser bulunur. Bunlar metreler, şerit kağıtlı kaydediciler, osilaskoplar, işaretli cetveller, ve digital (rakamlı) göstergeler olabilir.


1.2. Kalibrasyon

Tüm analitik metotlar kantitatif analiz amacıyla kullanıldıklarında kalibrasyona gereksinim vardır. Kalibrasyon, bir enstrüman çıkışında ölçülen analitik sinyalin analitin konsantrasyonuyla olan ilişkisinin doğru olarak saptanması amacıyla yapılan bir işlemdir: Sinyalin (veya responsun) kalibrasyonu yapılmadan bir örnek için alınan verilerle konsantrasyon bağıntısı elde edilemez.

Bir kalibrasyon metodunun özgünlüğü kesinlik, doğruluk, bias, hassasiyet, algılama sınırları, seçicilik ve uygulanabilir konsantrasyon aralığına bağlıdır. Bu kavramlar aşağıda kısaca açıklanmıştır.

Kesinlik (Precision): Metodun tekrar üretilebilirliğinin (reproduciblility) bir ölçüsüdür; aynı şekilde elde edilen sonuçlar birbirlerine ne kadar yakın değerlerdedir? Rastgele (random) hatalar standart sapmayla izlenebilir; genellikle % relatif sapma değeriyle ifade edilir.

Analitik Metotların Kesinlik (Precision) Tanımları:



Doğruluk (Accuracy): Ölçülen değer gerçek değere ne kadar yakındır? Normal olarak % relatif hata (mutlak hata olabilir) ile tanımlanır; örneğin, %1 hata, ölçülen konsantrasyonun gerçek analit konsantrasyonunun %1 sınırı içinde doğrudur.

Bias: Bir ölçmenin sistematik hatasının göstergesidir; enstrümantal, personel ve metot hatalarından kaynaklanır. Mutlak hata olarak ifade edilir. m, tüm değerlerin ortalaması; xi, gerçek değeri gösterir. bias = m - xi

Hassasiyet (Sensitivity): Hassasiyet iki faktöre bağlıdır; kalibrasyon eğrisinin eğimi (eğimin dikliğiyle artar) ve ölçümlerin birbirine yakınlığı.

S = m C +  Sşahit

S = ölçülen sinyal, C = analitin konsantrasyonu, Sşahit = şahitin sinyali, m = kalibrasyon eğrisinin eğimi, Si = analitik sinyal.

Avantajları: Amplifikasyon faktörlerine karşı hassas değildir ve birimlerden bağımsızdır. Dezavantajları: Sinyalin standart sapması konsantrasyonla değişir.

Seçicilik (Selectivity): Uygulanan metodun örnek matrisindeki diğer maddelerden etkilenmemesini belirten bir derecedir. S = analitik sinyal, Sşahit = şahitin sinyalini gösterdiğinde,

S = mACA + mBCB + mCCC + Sşahit

CA, CB, CC = A, B ve C konsantrasyonları; mA, mB, cC = A, B ve C maddelerinin kalibrasyon eğrisi eğimindeki değerleridir.

kB,A = B için seçicilik faktörü (A’ya göre), kC,A = C için seçicilik faktörü (A’ya göre)

S = mA (CA + kB,A CB + kC,A CC) + Sşahit

Seçicilik faktörleri 0 ile >>1 arasındadır; girişimler gözlenen sinyali azaltırsa negatif olabilir.

Algılama (Detection) Sınırları: Bilinen bir güvenilirlik seviyesinde saptanabilen minimum ağırlıktaki (veya konsantrasyondaki) analit miktarıdır.

Sm = minimum ayırt edilebilen analitik sinyal,     Sm = Sşahit + ksşahit
Sşahit = şahit sinyali ortalaması, k = sabit (~ 3), sşahit = şahitin mutlak standart sapmasıdır.

Sşahit ve sşahit değerlerinin bulunması için 20-30 ölçme gerekir.


Uygulanabilir Konsantrasyon Aralığı: Teorik olarak absorbansın konsantrasyonla orantılı olması gerektiği halde çoğu zaman doğrusallıktan sapmalar olur. Bu nedenle kalibrasyon eğrilerine gereksinim vardır. Ayrıca, analizin yapıldığı zaman en az bir standardın absorbansı tekrar ölçülerek atomik buhar elde edilirken kontrol dışı kalan değişkenlerin neden olduğu hatalar saptanır. Böylece standardın orijinal kalibrasyon eğrisinden gösterebileceği sapma, örnek için elde edilen sonuçların düzeltilmesinde kullanılır.

Dinamik Aralık: Eğrinin doğrusal olan kısmının kullanılması tercih edilir; bu bölümde analitik sinyal, analitin miktarıyla doğru orantılıdır. Dinamik aralığın üstündeki analit konsantrasyonlarında respons değerinde yükselme görülmez. (Şekil-3).

Şekil-3: Bir kalibrasyon eğrisi grafiği; cihaz responsu-konsantrasyon değişimi


Algılama Sınırı (Limit of Detection, LOD): Makul bir kararlılıkla ölçülebilen en düşük içeriktir. Tipik olarak S/N (sinyal/gürültü)nün 3 katıdır; gürültünün standart sapmasına dayanır.


Kantitatif Ölçme Sınırı (Limit of Quantitative Measurement, LOQ): Uygulanan test koşullarında kabul edilebilir hassasiyet (tekrarlanabilirlik) ve doğrulukla tayin edilebilen en düşük analit konsantasyonudur. Tipik olarak S/N’nün 10 katıdır.


Doğrusal Respons Sınırı (Limit of Linear Response, LOL): Bir enstrman dedektörünün doygunluk noktasıdır; bu noktadan sonra sinyalde doğrusal bir respons üretemez.


1. Kalibrasyon Metotları

En çok uygulanan bazı kalibrasyon yöntemleri: 1. Kalibrasyon eğrisi metodu, 2. standart ilavesi metodu, 3. iç standart metodu, 4. alan normalizasyonu metodu.

a. Kalibrasyon Eğrisi Metodu: Kalibrasyon eğrilerinin doğrusal olması, yani cihaz responsuyla hemen hemen orantılı olması istenir. Kalibrasyon eğrisi kullanabilmek için analitin konsantrasyon aralığı tahmin edilebilmeli, örneğin matris koşulları değerlendirilmelidir.

·         Örneğin matris koşullarına benzer koşullarda bir takım standart hazırlanır; standartlar, tahmin edilen konsantrasyon aralığını kapsayacak seviyelerde olmalıdır.
·         Analit içermeyen bir şahit hazırlanır.
·         Standartlar ve şahit analiz cihazında ölçülür ve elde edilen değerlerle bir kalibrasyon grafiği çizilir.
·         Bir kalibrasyon eğrisinin çizilebilmesi için, normal olarak, en az 3 standart ve bir şahit kullanılır.
·         Örneğin (analit konsantrasyonu bilinmiyor) ölçümü yapılır; alınan respons kalibrasyon eğrisinin dinamik aralığı içindeyse, konsantrasyon hesaplanır.


ÖRNEK-1

Ultraviyole ve Görünür Spektrofotometrede Co+2 Tayini: Analiz edilecek örneğe (bilinmeyen) uygun analiz koşulları saptandıktan sonra bir seri standart çözelti kullanılarak kalibrasyon eğrisi hazırlanır. Standartlar, örneğin konsantrasyonuna yakın değerlerde olmalıdır.

·         Kobalt iyonu (Co+2) miktarının tayini için spektrumda çalışma dalga boyu saptanır; ~500 nm.
·         Beş adet konsantrasyonu bilinen standart ve analit içermeyen bir şahit çözelti hazırlanır ve 520 nm’deki absorbans değerleri okunur.
·          AS değerlerine karşı konsantrasyonu gösteren kalibrasyon grafiği çizilir.

Grafik bir doğru şeklindedir (Şekil-4). Örneğin absorbans değeri okunur.

AX = 0.447 (beş okumanın ortalaması)

Doğrunun eğimi (m), enstruman responsunun konsantrasyonla ilişkisini; y eksenini kestiği değer (b) ise, şahitin, veya enstrumanın analit bulunmadığı haldeki responsudur. Bu değerin her ölçme sonucundan çıkarılması gerekir.

m = 0.0456                               b = 0.0231


Şekil-4: Co+2 tayinini için elde edilen veriler ve  kalibrasyon eğrisi



   
Transfer fonksiyonu için kalibrasyon hassasiyeti (m) nedir?

m = 0.0456 (m kalibrasyon eğrisinin eğimidir)

Analitik hassasiyet g nedir?

Bu değer konsantrasyonla değişir; dolayısıyla eğri üzerindeki her değer için g hesaplanır.

konsantrasyon
g =  m/Si
konsantrasyon
g =  m/Si
2.13
5.0
15.33
3.5
5.63
4.2
21.71
3.2
10.29
4.4






b. Standart Katma Metodu: Standart katma yöntemi, çoğu zaman, örneğin içeriğinin bilinmediği veya kompleks bir karışım olduğu ve analit dışındaki diğer başka maddelerin (safsızlıklar) de sinyali etkilediği durumlarda uygulanan bir kalibrasyon işlemidir. Böyle hallerde matriks, örnek içinde bulunan analitten başka diğer her şeydir; responsu değiştiren bu tür etkilere ‘matriks etkisi’ denilir. Örnekte bulunan safsızlıklar analitle etkileşerek cihaz responsunu değiştirirler veya kendi başlarına özel cihaz responsları üretirler. Bu gibi durumlarda saf analit örneklere göre hazırlanan bir kalibrasyon eğrisi yanlış sonuç verir.

Örneğin, Şekil-5’de, kütle spektrometreyle yapılan, matriksin saf su ve yer altı suyu olması hallerinde perklorat kalibrasyon eğrilerinin ne kadar farklı oldukları açıkça görülmektedir.


Şekil-5: Perkloratın farklı matrisler için kalibrasyon eğrileri

En ideal durum kalibrasyon standartlarının örnek matrisindeki hem analit hem de diğer maddelerin konsantrasyonlarına yakın miktarlarda bileşen içermesidir; böylece, örnekteki diğer maddelerin, ölçülen analit absorbansına etkisi en aza indirilmiş olur. Örneğin, renkli pek çok metal iyonu komplekslerinin absorbansı ortamda sülfat veya fosfat iyonlarının varlığında azalır; çünkü bu iyonlar metal iyonlarıyla renksiz kompleksler oluştururlar. Böyle bir durumda elde edilen absorbans değeri gerçek değerinden düşük olur. Sülfat veya fosfatın matriks etkisi standartlara, bu iyonlardan örnekte bulundukları miktara yakın miktarlarda ilavesiyle yenilir. Ancak, topraklar, mineraller, ve fabrika külleri gibi örneklerin analizinde, örneğe benzer bileşimde standartların hazırlanması olanaksız veya çok zordur. Bu gibi durumlarda matriks etkisini yok edebilmek için "standart ilavesi yöntemi" uygulanır.

Standart katma birkaç şekilde yapılabilir. Zaman kazanmak veya az miktarda örnekle çalışılması gerektiğinde standart ilavesi örneğin sadece iki versiyonu ile yapılabilir. Örneklerde birine VS mL standart konulur, diğerine konulmaz. Her iki balon da seyreltilerek sabit hacme tamamlanır. Bu yöntem voltametrik ve potansiyometrik ölçmelerde çok kullanılır.

Fotometrik ve spektrofotometrik çalışmalarda en çok uygulanan yöntem ise, aynı miktardaki örneklere standart bir çözeltiden artan miktarlarda ilaveler yapılmasıdır. İlavelerden sonra çözelti sabit bir hacme tamamlanır ve absorbansları saptanır.

İki Ölçmeyle Yapılan Hesaplama Yöntemi: Örnekten volumetrik bir balona bir miktar (VX) alınır ve gerekli maddeler (pH tampon, kompleks yapıcı, v.s. gibi) ilave edilir, seyreltilerek sabit hacme (VT) tamamlanır. Buna (1) diyelim.

Diğer bir volumetrik balona aynı şekilde örnek ve gerekli maddeler konulur; ilave olarak 5.00 ml analit standart çözelti ilave edildikten sonra seyreltilerek sabit hacme (VT) tamamlanır. Buna (2) diyelim.

·         (1) ve (2)’nin sinyalleri ölçülür; A1 ve A2.
·         Sinyaller analit konsantrasyonuyla orantılıdır.
·         k orantı sabitini, CX örnekteki analit konsantrasyonunu gösterdiğine göre:




ÖRNEK-2

Sodyum iyonu içeren serum numunesi, atomik emisyon analizinde 4.27 mV sinyal vermektedir. Bu örnekten 95.0 mL alınarak, 2.08 M NaCl çözeltisinden 5.00 mL ilave edilmiştir; hazırlanan bu standardın sinyali ise 7.98 mV olarak ölçülmüştür. Serumdaki sodyum iyonu konsantrasyonu ne kadardır? [Na+] ? M. Sinyaller analit konsantrasyonuyla orantılıdır.

Hazırlanan standart (100 mL) karışımdaki Na+ konsantrasyonu, 95 mL serumdaki ve ilave edilen 5 mL 2.08 M çözeltideki Na+ iyonları toplamına eşittir.


Atomik emisyon analizinde okunan sinyaller:


Sinyal ve konsantrasyonlar orantılı olduğundan, aşağıdaki eşitlikle serumdaki Na+ konsantrasyonu hesaplanır.


Çok Sayıda Ölçmeyle Yapılan Hesaplama Yöntemi: Çok sayıda ölçmeyle yapılan standart ilavesi kalibrasyon metoduyla daha hassas sonuçlar alınır. (Şekil-6)

·         Örnekten volumetrik bir balona bir miktar (VX) alınır ve gerekli maddeler (pH tampon, kompleks yapıcı, v.s. gibi) ilave edilir, seyreltilerek sabit hacme (VT) tamamlanır.
·         Diğer bir seri volumetrik balona aynı şekilde örnek ve gerekli maddeler konulur; ilave olarak sırasıyla 5.00, 10.00, 15.00, 20.00, 25.00 ml analit standart çözelti ilave edildikten sonra herbiri seyreltilerek sabit hacme (VT) tamamlanır. Standardın konsantrasyonu 8.7 ppm’dir.
·         Hazırlanan beş standardın ölçümü yapılır; her biri kendine özgü sinyal değeri verir (Sİ).
·         Sinyal değerleri, ilave edilen standardın hacimlerine karşı grafiğe alınır; grafik bir doğrudur.
·         Elde edilen grafiğin eğimi ve y eksenini kestiği noktadaki sinyal değeri saptanır; bu değerler numunedeki analit miktarını hesaplamada kullanılır.
·         Hazırlanan çözeltilerin her birindeki analit konsantrasyonu enstrümantal yöntemle ölçülür.

Enstrümanın responsu (A) analit konsantrasyonuyla orantılı ise aşağıdaki eşitlik yazılabilir.


VX =örneğin hacmi, = 25 mL olduğu varsayılsın. VS = standardın hacmi = değişken (5, 10, 15, 20 mL, gibi), VT = balonun toplam hacmi = 50 mL, CS = standardın konsantrasyonu, CX = alınan örnek içindeki analitin hacmi (burada 25 mL), k = orantı sabitidir. A’nın VS’nin fonksiyonu olarak çizilen grafiği düz bir doğrudur.

Şekil-6: Standart ilavesi kalibrasyon metodunda çözeltilerin hazırlanması


Elde edilen Şekil-7’deki grafik kullanılarak örnekteki analit konsantrasyonunun (CX) saptanması için iki yol izlenebilir.

1. CX’in Tayini İçin Birinci Yol: Doğrumun eğimi m, y eksenin kestiği nokta b ile gösterildiğinde,



Şekil-7: Enstrümanın responsunun (A) analit konsantrasyonuyla değişmesi


2. CX’in Tayini İçin İkinci Yol: CX’in tayini için başka bir yol da izlenebilir. Ölçme sonuçlarıyla çizilen doğru ekstrapole edilerek X eksenini kestiği nokta saptanır.

VS = 0 noktası ® enstrüman responsudur. Doğrunun X eksenini kestiği nokta ® ilave edilen analit miktarı bilinir (içsel). Veya bu noktada A = 0 olduğundan (enstrüman responsu yok) ® örnekte analit bulunmaz.

A = 0 olduğunda,

    
    
ÖRNEK-3

Çok sayıda ölçmeyle yapılan kalibrasyonda bir örnek için Şekil-8’deki verilerin elde edildiği varsayılsın. Örnekteki analit konsantrasyonu CX ne kadardır?

CX = örnekteki analit konsantrasyonu, CS = standarttaki analit konsantrasyonu

Şekil-8: Çok sayıda ölçmeyle yapılan kalibrasyon verileri

1.  Şekil-8’deki gafikten,




2. Standart ilavesi yönteminde yukarıda görüldüğü gibi hesaplamayla değil grafikteki değerlerde yapılan okumalar daha kolaydır.

Bir doğru şeklinde elde edilen grafikteki doğru ekstrapole edilerek x-eksenini kestiği, yani sinyalin sıfır olduğu nokta saptanır. Bu nokta, örnekteki (bilinmeyen) analit miktarıyla ayn miktarda analit içeren Standard çözeltinin hacmini tanımlar.


c. İç Standart Metodu: Bir iç standart, bilinmeyen örneğe ilave edilen ve analitten farklı olan, miktarı bilinen bir bileşiktir. İç standartlar çeşitli rastgele ve sistematik hataları dengeler.

Bir iç standart, örnek, şahit ve kalibrasyon standartlarına aynı miktarda ilave edilen bir maddedir.

Standartlardan alınan ölçme sonuçları, ‘analit sinyali / iç standart sinyali’ değerleri standartlardaki analit konsantrasyonlarına göre grafiğe alınır.

Örnek için elde edilen ‘analit sinyali / iç standart sinyali’ oranından, kalibrasyon eğrisi kullanılarak analitin konsantrasyonu bulunur.


Şekil-9: Analit ve iç standart sinyallerinin görünümleri

Analit sinyalinin iç standart sinyaline oranı analitik parametre olarak kullanılır. Yöntemin başarılı olabilmesi için iç standart sinyalinin örnekteki diğer maddelerin piklerinden uzakta (RS > 1.25), analit pikinin yakınında olması tercih edilir. Uygun bir iç standart kullanıldığında relatif hata %0.5-1 civarındadır.


Respons faktörü, RX/S: Bilinen miktarlarda analit ve standart içeren bir karışım hazırlanır. Dedektör, genelikle, karışımdaki her bir madde için farklı responslar verir; böylece analit için bir respons faktörü saptanır. AX, AİS analit ve iç standart için responslar, mX, mİS injekte edilen analit ve iç standardın kütleleri, CX, CİS injekte edilen analit ve iç standardın konsantrasyonlarıdır.



ÖRNEK-4

İç standart yöntemi kromatografik analizlerde yaygın olarak uygulanan bir kalibrasyon yöntemidir.

Tek İnjeksiyonla Hesaplama Yöntemi: Tek injeksiyonla hesaplamada, örneğe bilinen miktarda bir iç standart ilave edilir. Analit için saptanan respons faktörden örnekteki analit miktarı hesaplanır.
Standardın analizi için X maddesinden ve İS (iç standard) maddesinden,1 ng injekte edilir, ölçüm yapılır; standart için elde edilen değerler:


Örneğin analizi için, örneğe 1.00 ppm iç standart ilave edilir ve ölçüm yapılır; elde edilen değerlerden analit miktarı (CX) hesaplanır.



Kalibrasyon Eğrisiyle Hesaplama Yöntemi: İç standart miktarı sabit, analit miktarı değişken olan (farklı mX/mS değerlerinde) bir seri standart hazırlanır, her birinin kromatogramları alınır.  Standartların kromatogramlardan hesaplanan AX/AS değerlerinin mX/mS değerlerine karşı grafiği çizilir; eğri, eğimi respons faktörü olan bir doğrudur. Örnekteki analitin miktarının bulunması için, örneğe, bilinen miktarda iç standart maddesi ilave edilir. Örnek + iç standart karışımının kromatogramından AX/AİS değeri bulunur ve kalibrasyon eğrisinden analit konsantrasyonu (CX) hesaplanır.


Kalibrasyon Eğrisi Standartları


Standart
X maddesi mg/mL
İç standart, mg/mL
CX/CİS
AX
AİX
AX/AİS
1
2.50
5.00
0.500
120
600
0.200
2
5.00
5.00
1.000
241
601
0.401
3
10.00
5.00
2.000
480
600
0.800
4
25.00
5.00
5.000
1198
600
1.997

Kalibrasyon eğrisinin çizilmesi için tabloda görüldüğü gibi, dört standart hazırlanmıştır;

·         Her standartta 5 00 mg/mL iç standart vardır.
·         AX/AİS değerleri CX/CİS değerlerine karşı grafiğe alınır.
·         Kalibrasyon eğrisi, eğimi respons faktörü olan bir doğrudur.


Örneğin analizi için örneğe bilinen miktarda iç standart (CİS) ilave edilir ve hazırlanan karışım cihaza injekte edilir. AX/AİS değeri ölçülür, alibrasyon verilerinden CX/CİS değeri bulunur ve CX hesaplanır.


Şekil-10: İç standart metodunda kalibrasyon eğrisiyle hesaplama yöntemi


d. Alan Normalizasyonu Metodu: Örnek injeksiyonundaki düzensizliğin yaratığı hata alan normalizasyonu ile de giderilebilir. Bu yöntemde örnekteki tüm maddelerin kolondan çıkması gerekir. Kromatogramdaki tüm piklerin alanları hesaplanır ve her madde için bilinen detektör algılama faktörü ile çarpılarak düzeltilir. Analitin konsantrasyonu, analit pikine ait alanın toplam pik alanlarına bölünmesiyle hesaplanır.  Örnekte bulunan her bir analit için bir standart hazırlanır ve kromatogramı alınır, relatif dedektör responsu hesaplanr.

                                 pik alanı
relatif respons = ¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
                          injekte edilen miktar

Bir seri solut için relatif dedektör responslar normalize edilerek istenilen respons faktörlere dönüştürülebilir; örneğin, her bir değer en büyük değere bölünür.

                             relatif respons
respons faktörü = ¾¾¾¾¾¾¾¾
                            en büyük değer

Elde edilen alan değerleri (ham veriler), respons faktörlere bölünerek indirilmiş alanlar bulunur, bu değerler miktarla orantılıdır (%kütle, %hacim, %ağırlık, … ).

                                 alan
indirilmiş alan = ¾¾¾¾¾¾¾¾
                        respons faktörü

Her bi bileşenin % değeri bulunur.

                     indirilmiş alan x100
ağırlık, % = ¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
                  indirilmiş alanlar toplamı


ÖRNEK-5

Butil-alkoller karışımı bir örneğin kromatogramının alan ormalizayon yöntemine göre incelenmesi. Detektör hassasiyeti düzeltme faktörleri bilinen miktarlarda saf alkoller kullanılarak ayrı deneylerde saptanmıştır.

RF (respons faktör) = normalize edilmemiş relatif resons/listedeki en büyük değer; bunlar, injekte edilen eşit miktarlardaki solutun, en byük değer için 1’e normalize edilmesiyle bulunan alanlardır.


Standartlar için elde edilen veriler


Alkol
Ağırlık, g
Ağırlık, %
Pik alanı, cm2
Relatif respons (Alan, %ağ.)
RF (respons faktör)
n-bütil
0.1731
24.61
3.023
0.1229
0.8496
i-bütil
0.1964
27.92
3.074
0.1101
0.7615
s-bütil
0.1514
21.52
3.112
0.1446
1.0000
t-bütil
0.1826
25.96
3.004
0.1157

Toplam
0.7035
100.00
12.213
0.1446


Örnekler için elde edilen veriler: Elde edilen alan değerleri (ham veri), respons faktörlere bölünerek indirilmiş alanlar bulunur, bu değerler %ağırlıkla orantılıdır.

                            indirilmiş alan x100
     Ağırlık, % =    ¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
                         indirilmiş alanlar toplamı


Örnekler İçin Elde Edilen Veriler

Alkol
Alan
RF
Alan/RF
Ağırlık, %
n-bütil
1.731
0.8496
2.0374
18.18
i-bütil
3.753
0.7615
4.9287
43.98
s-bütil
2.845
1.0000
2.8450
25.39
t-bütil
1.117
0.8004
1.3956
12.45
Toplam


11.2067
100.00


2. Elektrot Kalibrasyonu

Cam pH Elektrodun Kalibrasyonu: Bir pH ölçmesinde dikkat edilmesi gereken hususlar:

1. En az iki standart tampon seçilerek ölçülecek pH değerinin bu tamponların pH değerleri arasında bulunması gerekir:

Örneğin pH değeri 5 dolayında ise, standartların pH’larının,
pH = 4 ve pH = 7 olması önerilir.

Örneğin pH değeri 3 dolayında ise, standartların pH’larının,

pH = 2 ve pH = 4 olması önerilir.

2. Cam elektrodun responsu daima voltj veya mV olarak kaydedilir.

Cam Elektrodun Responsu (Algılaması): Elektrot kalibre edilirken pH değeri değil, cam elektrodun voltaj değeri ölçülür. Yeni bir elektrot, ortam koşullarında, 60 mV/pH dolayında bir respons verir.

·         pH = 7 – 4 arasında elektrot potansiyeli »+180 mV kadar yükselir.
·         pH = 7 – 10 arasında elektrot potansiyeli »+180 mV kadar düşer.

Elektrot yaşlandıkça kalibrasyon doğrunsun eğimi azalır, respons zamanı da uzar; yani, elektrodun cevap vermesi yavaşlar. Reasponsun 60 mV’un önemli derecede altına düşmesi ve respons zamanının da çok yavaşlaması durumunda elektrot kullanılamaz hale gelmiş demektir.

Cam elektrodun responsunun yavaşlaması kalibrasyon doğrusunun eğiminin düşmesiyle de kendini gösterir.Yaşlanan elektrodda gözlenen bu durumun nedeni, zamanla elektrodun organik ve inorganik iyonlarla kirlenmesidir. Organik iyonlar membranda adsorblanır, Na+ ve K+ gibi inorganik iyonlar ise jel tabakasına girerler. Şekil-11’de bir cam pH elektrodu görülmektedir. 


 Şekil-11: Bir cam pH elektrodu


pH Ölçmelerinde Hatalar

1. Yanlış kalibrasyon: Ölçülen pH değeri standartlardan daha doğru olamaz (±0.01 pH). Kalibrasyonda kullanılacak tamponun hatalı hazırlanması veya hazırlanmış tamponun bekleme nedeniyle bileşiminin değişmesi (organik kısımlar bakteriler tarafından etkilenerek tamponun zamanla kirlenmesine neden olur) pH ölçümünde hatalı sonuçlara yol açar.

2. Sodyum (alkali) hatası: Yüksek pH değerlerinde elektrodun Na+ iyonlarını algılamasından kaynaklanır; okunan pH değeri, gerçek değerden daha düşüktür. Herhangi bir cam elektrot pH > 9 'da alkali metal iyonlarına karşı kısmen duyar olmaya başlar.

3. Asit hatası: Çok düşüş pH değerlerinde ortaya çıkar. pH < 0.5 ‘in altındaki değerlerde cam elektrotlarla elde edilen sonuçlar gerçek değerlerden bir miktar yüksektir.

                 RT
E = E0 + ¾¾¾ ln (aH+ + kH+,Na+ aNa+)
                 nF


Şekil-12: Sodyum ve asit hataları


4. Sıcaklık değişikiliğinin etkisi: pH metrede normal sıcaklık düzeltmesi sadece pH elektrodundan alglanan mV değerinde yapılır, fakat çözeltideki sıcaklık değişiklikleri cihaz tarafından düzeltilemez. Çözeltide pH’ın sıcaklıkla değişimini düzeltebilmek için, çalışılan çözeliyle bir pH-sıcaklık kalibrasyonu yapılır; deney sonuçları bu kalibrasyon değerlerine göre düzeltilir. Modern pH metrelerde, hazırlanan pH-kalibrasyon değerleri cihazın programına girilerek düzeltmenin cihaz tarafından yapılması sağlanabilmektedir.

(Temas potansiyelindeki değişiklikler ve elektrot neminin kaybolması da elektrotlarda karşılaşılan diğer hata kaynaklarıdır.)